Skip to content

Hüseyin Uçar Posts

ATEŞİ BİR BAŞKA, KÖZÜ BİR BAŞKA

Dağ devirir, boyu büyük boyundan
Ders almamış, atasından soyundan
Geçilmiyor düzen bazda oyundan
Meclisi bir başka, sözü bir başka….

 

Çok benziyor, dalda olgun armuda
Uçurum başında, kalkar amuda
Kurşun sıkar, utanmadan umuda
Alevi bir başka, közü bir başka…

 

Düşlerimi anlatırım gam ile
İki canlı,boğazlanır hamile
Bilirsin ki, yol sorulmaz kamile
Muhabbetli dili, özü bir başka…

 

Pervane misali, çevrildi durdu
Beslemedi attı, içinden kurdu
Gün oldu nevsine, kilidi vurdu
Susuşu bir başka, hazzı bir başka….

 

Gönül coşup, menziline varınca
İçtenlik başlar, deme durunca
Çağından çalışkan, çıktı karınca
Türküsü bir başka, sazı bir başka…

 

Bu duygular, benden ömrümü çaldı
Acılar içinde, anılar baldı
Taşatanım gene sınıfta kaldı
Hoş görüsü başka, kozu bir başka…

 

12-10-2008.Greve.Hüseyin Uçar.

 

DAMARDA Kİ IRMAKMISIN?

Tarifin ne? Medeniyet
Ödedin mi? Sende diyet
Sanki cepte bir ehliyet
Kültür denen, ırmakmısın?
Mahalle mi? Oymakmısın?

 

Hayal meyal, bir düşmüsün?
Emekçiye bir işmisin?
Garibana, bir eşmisin?
Akılları, yormazmısın?
Hiç yerinde, durmazmısın?

 

Varımız koyak üstüne
Borcumuz sayak üstüne
Durulmaz ayak üstüne
Vücutmusun? Parmakmısın?
Damarda ki, ırmakmısın?

 

Her saflarda önde duran
Kimse sormaz, nedir oran
Dünyayı, yaşamı saran
Sen Sivasta yanmazmısın?
Hiç sözünde durmazmısın?

 

Duygular ağlıyor sensiz
Aklıma düşen, nedensiz
Seni düşünemem, bensiz 
Hal hatırım, sormazmısın?
Sen hiç hayal, kurmazmısın?

 

10-10-2008.Greve.Hüseyin Uçar.  

ÖYLE BİR SÖYLEŞİ

Atılır her yerden karga, tulumba

Yakışmaz kendine giydiği urba

Bütün birikimi, bir kase çorba

Vakıfları varmış, yalana bakın.

 

Dinleşilse bari, sözü sohbeti

Boşuna çiynemiş, dostlar gurbeti

Cebinde taşıyor, koğu-kıybeti

Özünü özüme, katana bakın.

 

Yolcusu olmuşlar, bir ulu yolun

Savunanı belli, emeğin solun

Ne öğrenir senden, kızınla oğlun

Büyüğü, küçüğü, sayana bakın.

 

Sıcaklar bastırmış, bulutlar durgun

Bu nasıl sitemdir, bu nasıl vurgun

Bunca gönülleri, eyledi yorgun

Ağzından çıkanı, duyana bakın .

 

Anlamıyor, cümlem ile hece mi
Cehenneme, çeviriyor gece mi
Hele sorun, kalemizden yüce mi
İnsan sevdalısı, olana bakın.

 

Kırılırda gene eğilmez gürğen

Devrimci üretir, çoğalır sergen

Her rüzğara, her baskıya direngen

Ulu yol yolcusu, üryana bakın

 

Sözcüklere dalıp, orda çürüme

Kayıp olun, karanlıkta yürüme

Hile karıştırır,alın terime

Kendini yitirmiş, seyrana bakın.

 

Kimsenin tekeli olamaz yollar

Elbet yarınlaşır, sevişen kollar

Arıyla küsüşmez, petekte ballar

Yerde mi, gökte mi, tavana bakın.

 

Nerde görsem, selamlaştım gözünen

Aynı şeyi düşünmüşüm özünen

Dost dostunu vurmaz, acı sözünen

Birbirine müjde, salana bakın.

 

Satır akar, cümle coşar ilinmez

Nerde yaşar, nasıl yaşar bilimez

Bazı suçlar,ölmeyince silinmez

Arkasından vurur, yarana bakın.

 

Özümüz, sözümüz, bellidir bizim

Gene sancı bastı, ağrıyor dizim

Yeri geldiğinde, dağım, denizim

Dostlarından hatır, sorana bakın.

 

MART..2008 Hüseyin Uçar.

 

 

 

 

 

 

 

SEN TOPRAĞA YAKIŞMAN

Zaman acımasız, durmaz halınca
Surlar örür, aramıza kalınca
Gömlekmi giyindin, boylu boyunca
Toprak sana, sen toprağa yakışman
Bitti artık, kimselerle takışman…

Herkes kendisini, haklı görüyor
Nere gitse, o ortamı geriyor
Ovalar tükendi, dağı sürüyor
Mezar sana, sen mezara yakışman
Hayal oldu, sevdalıca bakışman…

Bize öğrettiğin, hayat dersidir
Duyduklarım,rüzğarların sesidir
Alnında ki yazı, neyin nesidir
Ağıt sana, sen ağıta yakışman
Anam senle, sen anamla tartışman…

Zaman dolmuş, güzel ömür yorulmuş
Soframıza, anıların kurulmuş
Taşatanım, can evinden vurulmuş
Hiçlik sana, sen hiçliğe yakışman
Kimse senle, sen kimseyle atışman…

16-09-2008.Germencik.Hüseyin Uçar.

BULUTLARIN ÜSTÜNDE Kİ

Onbir bin metrede, cayır cayırda
Zannettim kendimi, kızıl bayırda
İndim dahretlendim, uzun çayırda
Bilimin açılmış, gülüne bakın…

Beden rahatladı, sesler azaldı
Bulutlar bedenin, tozunu aldı
Bizim pilot, hızlandıkça hızlandı
Sonsuzluğa, esen yeline bakın…

Bulutlar eğildi, uslandı gece
Kaptanın dilinde, yüceldi hece
Mışıl mışıl uyur, yanımda ece
Bulutlar giydirmiş, geline bakın…

Susayınca indik büyük pınara
Pınarın başında yatar kanara
Az kaldı yolumuz, bizim canlara
Türkülerin çeken, diline bakın…

Kimi içki içer, kimi uyuyor
İçimdeki çocuk, kalkmış yürüyor
Dik dağlar eğilmiş, selam duruyor
Sinemin titreşen, teline bakın…

Sevdalı gönüller, engeller aşar
Sevdayı bilmeyen, her yerde şaşar
Özlem kanatlandı, yurduna koşar
Dünya kamburlamış, beline bakın…

Yer yüzünde, gök yüzünde aratan
Gönlümüzü, aklımızı donatan
Ölümsüzdür, uçak seni yaratan
Kaptanımın, mahir eline bakın….

İndirenler, kaldıranlar uçağı
Çekemeyen, genişletsin kuşağı
Günah diyenleri alın aşağı
Yobaz sürüsünün, seline bakın…

05-09-2008.Uçak.Hüseyin Uçar.

KANADIKÇA

Koyan koymuş, ben koymadım kuralı
Bazan sılalıyım, bazan buralı
O yar hançerini, vurdu vuralı
Kanadıkça, güller açar yaramda…

Dört mevsimde, açan yaban gülüyüm
Soruldukça, arandıkça diriyim
Anla artık , senle dolu biriyim
Azrail var, şu felekle aramda

Sevda benim, ben sevdanın yoluyum
Aşkla, muhabbetle inan doluyum
Zaaflarım çoktur, insan oğluyum
Neler dolu, konuşamam şuramda…

02-11-2008.Karlslunde.Hüseyin Uçar.

SELAMSIZ GEÇSEDE

Ah edenler gördüm, aha kavuştum
Döktüm dertlerimi, saydım yarıştım
Hem kendimle, hem yar ile barıştım
Selamsız geçsede, canı sağ olsun
Karınca gördüğü, koca dağ olsun…

Olumsuzluk olmaz, benim icadım
Umut ile, yoksullukla, kocadım
Bir gülüşe, bir ömürü harcadım
Selamsız geçsede, canı sağ olsun
Ömrü asır, Anıları çağ olsun…

Azrail istedi, canım vermedim
Kanununu, yasasını görmedim
Sayesinde hiç bir, sefa sürmedim
Selamsız geçsede, canı sağ olsun
Her gördüğü kıraç, bahçe, bağ olsun…

07-11-2008.Karlslunde.Hüseyin Uçar.

KOSUNLAR BENİ

Bakışlar isyankar, sezdeniş emir
Yüreğim yanardağ, sinemse demir
Gül oyna sevdiğim, tükendi ömür
Geçtiğin yollara, koysunlar beni
Akan göz yaşımla,yusunlar beni…

Ne düğünü bildim, nede bayramı
Açtın dostlar ile, açtın aramı
Ne sardın, sardırdın, gizli yaramı
Geçtiğin yollara, koysunlar beni
Akan göz yaşımla, yusunlar beni…

Boşa gitti, bunca yıllık devinim
Dönüşsüz yollara, düştüm eminim
Kanun bana, her sözcüğüm, yeminim
Geçtiğin yollara, koysunlar beni
Akan göz yaşımla, yusunlar beni…

Çektiklerim, yüreğime, demedim
Neyim varsa, bir gün yalnız yemedim
Teşekkürün, içtenliğin görmedim
Gezdiğin yollara, koysunlar beni
Akan göz yaşımla, yusunlar beni…

06-11-2008.Karlslunde.Hüseyin Uçar.

İSMAİL BİNGÖLE

Sözcükler anlamlı, seside kalın
Yitirmiş sandalı, ayaklar yalın
Gülsüm gelin, koymuş, yasa kuralın
Yarin sofrasını kurur, Üsbalı…

Papağan misali, ezber çenesi
Hayat acımamış, pişmiş sinesi
Bilgisini onaylamaz karnesi
Hocasından hesap, sorur Üsbalı…

Biraz çildir yüzü, birazda donuk
Herkesle eğleşir durmaz ki yamuk
Hanımın yanında pamukmu pamuk
Bütün değerleri korur Üsbalı…

Erken yaşta, saç kalmamış dökülmüş
Frankfurta çınar olmuş dikilmiş
Gönül ovasına, neler ekilmiş
Verdiği sözlerde durur Üsbalı…

Görünüşü kaba, elleri mahir
Söylemiş türküsün, her şafak zahir
Sitem mi etmişler, hep çekmiş kahir
Acımaz nevsini, vurur Üsbalı…

Yaşamak uğruna, ülkeler aşmış
Kendi kurgusuna, kendisi şaşmış
Dimdik durur hala, yüreği taşmış
Yoksul doğmuş, varsıl yürür Üsbalı…

Zaman zaman onun, çekilmez nazı
Çocuktan çocuktur, bakarsın bazı
İnsandan gayriye, yoktur niyazı
Binlerce yobazı, yorur Üsbalı…

Dinlemek kültürdür, tartışmak erdem
Aynı muhabbeti, sürdürmüş dedem
Bütün mahlükattan, ayrılır Adem
Gerçeğin farkına, varır Üsbalı…

Uzatma sözünü,Taşatan yeter
O sana bağırsa, sen ondan beter
Ayrıldım dostlardan, burnumda tüter
Didimin özlemi, sarır Üsbalı…

27-09-2008.Didim.Hüseyin Uçar.

MEVSİMLER YARAT

Öyle bir kavga ki, ekseni iksten
Oluşum,karışım, yağıyor gökten
Emsali bulunmaz,evrende tekten
Ekseninde dönde,mevsimler yarat
Gelmekte olanı, gidene arat…

Söyle ona, her bir şeyi öğrensin
Yanlış karşısında, her an dirensin
Sevgi diye kapı kapı dilensin
Ekseninde dönde mevsimler yarat
Gitmekte olanı gelene arat…

Öpsün yanağından,güneşle konuş
Geceyle gündüzle, aynanda tanış
Yobaz sürüsüyle, olmuyor barış
Ekseninde dönde, mevsimler yarat
Yanmakta olanı, yanana arat…

Bakın şu dağlara, hüzün yağıyor
Ay buluta girmiş, güneş arıyor
Şafak söktü, karanlığı boğuyor
Ekseninde dönde, mevsimler yarat
Dönmekte olanı, dönene arat….

09-09-2008.Çorum.Hüseyin Uçar.

YAKINDAN GEL

Görmezden geldin, ordan savuştum
Varlığında, yoklugunla boğuştum
Çok şükür sevdigim, gene kavuştum
Yakından gel,güzel gözlüm yakından
Akar sevda, görmesekte arkından…

Anlaşılmaz olayların arkası
İncitiyor insanların takası
Alangüllü germenciğin yakası
Yakından gel, güzel gözlüm yakından
Tanımadım, o yüzeysel takından…

Sanatçıydım, hoş görüydüm, akıldım
Pir Sultanın, kemendine takıldım
Dünya seyreyledi, orda yakıldım
Yakından gör, güzel gözlüm yakından
Yeni döndük, Osmanlıyla akından…

Cana işler şu yobazın tavırı
İncitiyor, müslümanı, gavuru
Bu satırlar anlayana çağırı
Yakından gel, güzel gözlüm yakından
Anlayan yok, benim gibi farkından…

18-09-2008.Alangüllü,Germencik.
Hüseyin Uçar.

BURDA BAŞKA ESER YELLER

Saat gibi geçmez yıllar
Zehir olur burda ballar
Yare götürmüyor yollar
Bir başka esiyor yeller
Halimize gülür eller…

Yerinden oynarsa taşlar
Havalanır uçar kuşlar
Hüzün dolu göçler başlar
Bir başka esiyor yeller
Halimize gülür eller…

Yollar uzak, izin sürsem
Özlem yakar gelip görsem
Anlaşılır, gurbet dersem
Burda başka eser yeller
Halimize gülür eller…

Duyulmuyor alkışlarım
Çogalıyor yokuşlarım
Hüzün yüklü bakışlarım
Bir başka esiyor yeller
Halimize gülür eller…

Yeter artık aklaş nolur
Saf tutalım sıklaş nolur
Hoş görüyle yaklaş nolur
Burda başka eser yeller
Halimize gülür eller…

04-09-2008 hedebo.Hüseyin Uçar.

FAYDASI YOK

Kırgın olsam bile kızmam
Türban oldu dünkü yazmam
Artık yeminimi bozmam
Döllenmenin, faydası yok.

Kalksın felçliler yürüsün
Çobana katsın sürüsün
Dağların karı erisin
Göllenmenin, edası yok

Akmış dereler durulmuş
Bizde umutlar vurulmuş
Bakın barajlar kurulmuş
Enerjinin fazlası yok.

Boşalan kablarım doldu
Açan çiçeklerim soldu
Gene şakşakçılar boldu
eylenmenin dahası yok.

Kimse olmasın işinden
Kan sızıyor bak döşünden
Yolcuydum geldim peşinden
Küllemenin mayası yok.

Uçmuş mantık, gözler üzgün
Yalpa yapma yürü düzgün
Aşkın ile oldum gezgin
Dilenmenin sedası yok.

28/08/2008.Karlslunde.Hüseyin Uçar.

NOLURSUN YAKLAŞ

Hiç bitmedi, el ayakta nasırım
Ben utandım, utanmadı asırım
Muratsızım söyle, nedir kusurum
Muradım göksümde, kaldı uzaklaş
Sevdiğim sarayım, nolursun yaklaş.

Boğucu ellerin, değme tenime
Kimseyi koyamam, kendi yerime
Vermem canı, imanıma, dinime
Muradım göksümde, kaldı uzaklaş
Sevdiğim sarayım, nolursun yaklaş.

Ne güzel efendim, gülenle gülmek
Her zaman renk katar, hoş görü bilmek
Şanına yakışmaz, adımı silmek
Muradım göksümde kaldı uzaklaş
Sevdiğim sarayım, nolursun yaklaş.

Gölgem gibi, dolaşırsın peşimde
Müjdeler ver nolur, bir gün düşümde
Cevahir taşırım, şimdi döşümde
Muradım göksümde, kaldı uzaklaş
Sevdiğim sarayım, nolursun yaklaş..

26/08/2008.Karlslunde.Hüseyin Uçar.

LAZIM

Ne dalında yeşil, ne kuru yaprak
Ölü bir bedene, dönüşmüş toprak
Bulutlar suskun, güneşse korkak
Düşünüp tartışan, dil dile lazım.

Ara bul incele, çözüm yolunu
Muhabete kaldır, varsa dolunu
Düşündürmek için, insan oğlunu
Kayayı çınlatan, pil pile lazım.

Elbet bu yolculuk, bin bir aşama
Sabahtan başlasan, bitmez akşama
Ufuklar açalım, yeni yaşama
Döllenip çoğalan, gül güle lazım.

Sorunun varısa, içine atma
Güzel kaşlarını, boşuna çatma
Huzur bozanları, sürüye katma
Dostça sıkışılan, el ele lazım.

Ben öncü değilim, beni sınama
Çözüm üret, çözümsüzü oynama
Kültürsüz toplumda, bitmez kanama
Yüce dağdan aşan, yel yele lazım.

Bilimi doğanın, atına bindir
Bulutları sağda, yağmuru indir
Yanmasın ormanlar, yanğını dindir
Yanğını söndüren, sel sele lazım.

15/08/2008.Karlslunde.Hüseyin Uçar.

BUMUDUR BEYLER

Şahin küçük ama, vermez avını
Toprak sinesinde saklar tavını
Yoksul savunamaz,haklı savını
İnsanın gerçeği, bumudur beyler.

Daha anlamadan yatıp kalktığın
Körpecik dünyalar, alıp sattığın
Ayna değil boşluk, senin baktığın
İnsanın gerçeği, bumudur beyler.

Görünüşün zarif, dillerin diken
Geçtiği yerlere yoksulluk eken
Nasıl uyur insan, komşu açiken
Fırsat eşitliği, bumudur beyler.

Bir iki örnegi sunabilirsin
Dilleri yağlıdır kanabilirsin
Gidip madımakta yanabilirsin
İslamın gerçeği, bumudur beyler.

Küçücük yavrular, salın hocaya
Kurum elbet yapışacak bacaya
On onikide verin, kızı kocaya
İnancın gerçeği, bumudur beyler.

Av görünce kurtlar gibi uluyan
Pınar değil göllerimiz kuruyan
Üryan geldim,gene gönderin üryan
Ülkemin gerçeği, bumudur beyler.

Kesilmez vahşetin ardı arkası
Kimlerin elinde, bakın yakası
Yürek yakar,güzellerin takası
Ülkemin gerçeği,bumudur beyler.

Eşit koşulları, uygulan hadi
Taşlaşmış vicdanı,sorgulan hadi
Böyle bir düzende, duygulan hadi
Bizim gerçeğimiz, bumudur beyler.

Gaflet pahalıdır, sizler dalmayın
Tanrının verdiği canı almayın
Dil sürtüştü, kusuruma kalmayın
Yaşam felsefeniz, bumudur beyler.

Ne yoktur ki,ülkemizde satılan
Onsekizde ticarete atılan
Deryalara filolarla katılan
Fırsat eşitliği, bumudur beyler.

Nemiz varsa satın,gerisi yalan
Sıkışdıkça, zamlar, vergiler salan
Bir kuru nefes, yoksulda kalan
Fırsat eşitliği, bumudur beyler.

Nasıl geçinirler, sorun bakalım
Korkutun, yıdırın,yorun bakalım
Bir gün derler ise, durun bakalım
Sizin gerçeğiniz, bumudur beyler.

Yalan söylemeyin,bu gözler tanık
Her şeye şahitken,ben oldum sanık
Herkes uyusada, tarih uyanık
İnsanın gerçeği, bumudur beyler.

Ur tutmuş yaralar,nasıl kaşırım
Yüz yıllardır sizi, sırtta taşırım
Size inanmakmış, asıl kusurum
Sizin gerçeğiniz, bumudur beyler.

Verilen o sözler, nerede hani
Anlamı yok artık,alın bu canı
Yeter durdurun şu akan kanı
Bizim gerçeğimiz, bu değil beyler.

Bakın cografyamız, ateş içinde
Bahane araman neden niçinde
Renginizi göreceğiz seçimde
Ülkemin gerçeği, bu değil beyler….

29/08/2008.Karlslunde.Hüseyin Uçar.

KAVGAYA UZAĞIN

Çoban kavalını alsın eline
Yakışmış gelinlik yaşlı geline
Benden selam edin, kavga ehline
Kavgaya uzağım, barışa yakın.

Gönülden geçmesin, depremin fayı
İnsan olan yapar gönül sarayı
Her akşam demlensin, muhabbet çayı
Kavgaya uzağım, barışa yakın.

Bir adıda beyaz, sevdiğim akın
Üzmekten, kırmaktan,nolursun sakın
On binlerce örnek, etrafa bakın
Kavgaya uzağım, barışa yakın.

Suçlu elbet buzulları eriten
Varımızı yoğumuzu yürüten
Uzak olsun beynimizi çürüten
Kavgaya uzağım, barışa yakın.

Dikkat et sevdiğim,ipler kopmasın
Cehalet zinciri,bizi çatmasın
Hiç bir zalım aramızı katmasın
Kavgaya uzağım, barışa yakın.

Yerinde ağırdır,Taşatan taşlar
Ne kimseyi kırır,ne gönül haşlar
Nerde bitti ise, yol orda başlar
Kavgaya uzağım, barışa yakın.

22/08/2008.karlsunde.Hüseyin Uçar.

HOŞ GELDİN ÖLÜM

Saçlarım önüme, tek tek düşüyor
Mantık kayıp duygularım üşüyor
Ecel peşimize düşmüş koşuyor
Önüne geçilmez, yasadır gülüm
Vaktinde gelirsen, hoş geldin ölüm.

Daha dirilirmi dalından düşen
Yaşam savaşında kavrulup pişen
Uzak olsun benden derdimi deşen
Önüne geçilmez yasadır gülüm
Üzmeden gelirsen, hoş geldin ölüm.

Koparır alırlar yerin yurdundan
Sevdiklerin baka kalır ardından
Hücüm edenlerin, korkar salından
Önüne geçilmez yasadır gülüm
Vaktinde gelirsen, hoş geldin ölüm.

Zaman olmaz, bakmak için geriye
Her gün yenileri katan sürüye
Ne cennet isterim, nede cariye
Önüne geçilmez, yasadır gülüm
Vaktinde gelirsen,hoş geldin ölüm.

Gerek kalmaz artık,yazlık, kışlığa
Her gidenle bile, düşen boşluğa
Kazın mezarımı, bizim taşlığa
Önüne geçilmez, yasadır gülüm
Vaktinde gelirsen, hoş geldin ölüm.

Bir dikenli çalı, dikin başıma
Şiir yazın, mezarımın taşına
Bende biten yaşam, dalsın çarşıma
Önüne geçilmez, yasadır gülüm
Vaktinde gelirsen, hoş geldin ölüm.

Taşatanı taşlasanda uslanmaz
Irmağı bağlasan, gene ıslanmaz
Hiç kimseler, isteyerek yaslanmaz
Önüne geçilmez, yasadır gülüm
Vaktinde gelirsen, hoş geldin ölüm.

26/08/2008.Karlslunde.Hüseyin Uçar.

AL YANAKLAR BENZER

O görmedi beni, kalbine aktım
Cep aynası olup gözüne baktım
Kendimi bulamam abayı yaktım
Yollarda peşinden, koşar ağlarım.

Korkuyorum dostlar soru sormaya
Al yanaklar benzer çölde hurmaya
Yemin ettim o güzeli almaya
Deli cesareti, şaşar ağlarım.

Çekinmedim bir gün, kestim yolunu
İncitmeden tuttum, nazik kolunu
Canım dedim arz eyledim halımı
Evet sözcüğünü, yaşar ağlarım.

Güneş doğdu canlar birden kalbime
Tenini yasladı, yandım tenime
Hiç beklemezdim, geçti dinime
Mutluluktan şimdi, coşar ağlarım.

27/08/2008.Karlslunde.Hüseyin Uçar.

DALAŞIR MI?

Bir oynuyor gözün kaşın
Artık incitiyor taşın
Adı nedir, de savaşın
Can cananla savaşır mı?
İtler gibi dalaşır mı?

Olumsuzluk günü birlik
Ne huzur var, nede dirlik
Besin kaynağın mı şerlik
Can cananla savaşır mı?
İtler gibi dalaşır mı?

Yerli yersiz, gönlümü çal
Dört bir yana haberler sal
Derya yetmez ummana dal
Can cananla savaşır mı?
İtler gibi dalaşır mı?

Dostlarınca biraz sorul
Yeter bu kavgada yorul
Bulanıksan artık durul
Can cananla savaşır mı?
İtler gibi dalaşır mı?

18/08/2008.Hedebo.Hüseyin Uçar.

DÜŞTÜM

Çınarın dikensizi
Batmaz ki, kalsın izi
Doğa kayırdı bizi
Dikensiz dala düştüm
Asfalt bir yola düştüm.

 

Açtım elim havaya
Gölgem düştü ovaya
Kim getirdi buraya
Arıyım bala düştüm
Kahfeye fala düştüm.

 

Öfleyip pöfleyerek
Unumuz eleyerek
Dilekler dileyerek
Kalleş bir kula düştüm
Altınken pula düştüm.

 

Dem aldım demleneyim
Birazcık dinleneyim
Eksiğim öğreneyim
Beyazdım ala düştüm
Halıdan çula düştüm.

 

30/07/2008.Hedebo.Hüseyin Uçar.

 

 

İÇİMDE

Yüreğime kurşun yağar
Bir çocuk ağlar içimde
Oluk oluk kanım akar
Barışı sağlar içimde.

 

Bir nefesim varım yoğum
Boğaz dersen boğum boğum
Yeni yaşam eski doğum
Ovalar dağlar içimde.

 

Dağlar doğurmadan fare
Bir sözüm var nazlı yare
Ayrılığa yokmu çare
Irmaklar çağlar içimde.

 

17/08/2008.Karlslunde.Hüseyin Uçar.

 

KAYBOLDU GİTTİ

Kanatlanmış güzel uçma zamanı
Kalbimin ırmagı duymaz amanı
Derya ovasına serdik harmanı
Ansızın oltadan, sıyrıldı gitti.

 

İlk önce elime elin uzattı
Varını yoğunu gönlüme kattı
Önce güldürdüde, sonra ağlattı
Tanımamış gibi, ayrıldı gitti

 

Dolaştırdı bana köşe bucağı
Yalvardım yakardım, açtı kucağı
Bile kurduk, canlar evi ocağı
Nedense ortadan, kayboldu gitti.

 

Hüzün çökmüş gayri kalkmaz kaşlarım
Hayaliyle yaşamaya başlarım
Kader beni, ben kaderi taşlarım
Ben yandım, tutuştum, kırıldı gitti.

 

23/08/2008.Karlslunde.Hüseyin Uçar.

 

BU HALAYA HOŞ GELDİNİZ

İnanın içimde denizler coşar
Dilime dolaşır sözcükler şaşar
On binlerce çocuk gönlümde koşar
Dostlar bu coşkuya, sefa geldiniz.

Rüyamı, gerçekmi, uyarın dostlar
Çok mutluyum bugün gevşedi kaslar
Elele canlarım halaya başlar
Dostlar bu halaya, sefa geldiniz.

Her gün yeni başlar hayat yarışım
Kimse görmez ummanlara dalışım
Sizi böyle mutlu görmek barışım
Dostlar bu dügüne, sefa geldiniz.

Anne baba yapar elbet görevin
Sevgi yücelmektir, daima sevin
Neşesi çoğalır yakında evin
Dostlar bu coşkuya, sefa geldiniz.

Herkes göremez ki özde ki yolu
Dokunmayın bugün yüreğim dolu
Halaya dizilmiş, tüm Anadolu
Dostlar bu halaya, sefa geldiniz.

Böyle yaşanmalı duymak yetmiyor
Bitsin demeyinen dertler bitmiyor
Üçler geldi karşımızdan gitmiyor
Dostlar anılara, sefa geldiniz.

Her zaman canlarım, sevenler haklı
Kimseye benzemez dostlar çok farklı
Duygulara teslim,eyledik aklı
Dostlar bu dügüne, sefa geldiniz.

Aleksendara,Barış candan tebrikler
Büyük coşku verir aileye ilkler
Diğer kardeşlerin sırada bekler
Yeni bir dünyaya, sefa geldiniz.

Öyle bir coşku ki benzer nehire
Gitgide genişler sığmaz şehire
Hayırl’olsun,Kasım,bacım Tahire
Dostlar coşkumuza, sefa geldiniz.

24/08/2008.Hundige.Hüseyin Uçar.

İSMAİL BIÇAK IN ARDINDAN

Bindik sirkeciden yürüdü tren
Ne yolcu eden var,nede bir tören
İsmail amcanın olmuştu evren
O günden bu güne akıştı yıllar
Seni sorur bizden, gezdigin yollar.

Bazan hüzünlendik, güldük gülüştük
Nemiz varsa yol boyunca bölüştük
Rehberimiz sendin peşine düştük
O günden bu güne akıştı yıllar
Seni bizden sorur geçtigin yollar.

Yaşam acımasız, kaldırmaz nazı
Gani gönüllüydün, alırdın azı
Bir araya gelir gülürdük bazı
O günden bu güne akıştı yıllar
Seni sorur bizden gezdiğin yollar.

Koştun arabayı yükledin sapı
Gözümün önünde o tiksel yapı
Geliyor sanarız açılsa kapı
O günden bu güne akıştı yıllar
Seni bizden sorur geçtiğin yollar.

Silme dolmayınca, içmezdin çayı
Gene boş geçmedi ağıstos ayı
Danimarka ile açtın arayı
O günden bu güne akıştı yıllar
Ölüme çıkıyor bak bütün yollar.

Gubette işçiydin,yurtta amele
Fıkralar anlattın güldü temele
Herkesin bekçisi,bekliyor kale
O günden bu güne akıştı yıllar
Bu nasıl felektir eksiğin kollar.

Roskilde, Tåstrup ,Koskil, Ringsted
Sınırlar zorladın, oluştu devlet
Kore,Danimarka, ecel nihayet
O günden bu güne akıştı yıllar
Seni hatırlatır gezdiğin yollar.

Baş sağlığı, sevenleri yakını
Gurbette kazdılar,yaşam arkını
Anlayalım, o canların farkını
O günden bu güne akıştı yıllar
Seni hatılatır gezdiğin yollar.

16/08/2008

CEVABIN NE?

Geldim sresim atmaya
Sesin sesime katmaya
Olanları unutmaya
Söyle güzel, cevabın ne?

Sresin alayım bekle
Hizmet edeceğim zevkle
Çekinme dünyanı yükle
Canım benim, cevabım bu?

Kervana çabuk katıldın
Farkındamısın satıldın
Merhaba dedim atıldın
Bu soruma, cevabın ne?

Nasibim çıktı karşıma
Bir anda daldı çarşıma
Güvenirim ben şansıma
Canım benim, cevabım bu ?

Kolaymı ki, çabuk sevdin
Sevdalanıp arşa değdin
Kırıp dallarımı eğdin
Bu son sorum, cevabın ne?

Kalbine düşen ışığım
Çorbandan çıkmaz kaşığım
Oğlan ben sana aşığım
Tut elimden,  cevabım bu?

03/08/2008.Hedebo.Hüseyin Uçar.

GÜNLER GECE OLUR

Sahtekara ödün verme yorulun
Sahte konaklara varın kurulun
İşin biter her yerlerden kovulun
Günler gece olur, geceler gündüz
Geçtiğin yolları, eylersin dümdüz.

Cevize dönüşür dünyan daralır
Çölleşirsin, yeşil ovan sararır
Arzu,beklentiler,yarına kalır
Günler gece olur, gecense gündüz
Kimse anımsamaz, olursun dümdüz.

Teselli koyarsın,adını ahın
Birisi bin olur, artık eyvahın
Gidenden farkı yok, gelen sabahın
Gündüz gece olur, gecense gündüz
Bağını bahçeni, eylerler dümdüz.

Nere gitsen yollarına dururlar
Kurdugun hayali bile vururlar
Kendi günahını senden sorurlar
Gündüz gece olur, gecense gündüz
Dağlara kar yağar, görünür dümdüz.

Uykun kaçar,sevdiklerin üzeli
Uzun hava diye okun gazeli
Unutursun çirkin yüzlü güzeli
Gündüz gece olur, gecense gündüz
Hangi yöne baksan, görürsün dümdüz.
Yeter be Taşatan, şeytanı taşla
Bitirdiğin yerden, yaşama başla
Uzatsın ömrünü,umutlar aşla
Gündüz gece olur, gecense gündüz
Melhemsiz yaralar, sızılar dümdüz.
08/08/2008.Karlslunde.Hüseyin Uçar.

YOBAZ

Bile yaşanırmı,yobaz şaşınan
Tarih boyu, uyuz uyuz kaşınan
Bedenimi parçalarsın taşınan
Ruhumu, gönlümü,gömsene yobaz.
Aynalarda,gerdan zülüf tararsın
Öldürmekten başka, neye yararsın
Namusu, şerefi,nerde ararsın
Ruhumu, bilimi,gömsene yobaz.
Eylemin yakışır,namus arına
Kanlı ismin kalır, sade yarına
Ak pak benziyorum, dağın karına
Ruhumu dilimi, gömsene yobaz.

Sen görmezsin,ben esrim dağlardan
Korkuyorsun,ölülerden sağlardan
Kitabeyim Bilmediğin çağlardan
Ruhumu,gölümü,gömsene yobaz.

Ummanlar coşarken,deryalar eser
Gönül umduguna,elbette küser
Taşatan yobazla,selamı keser
Ruhumu,selimi gömsene yobaz.

01/08/2008.Hedebo.Hüseyin Uçar.

EKLEME GÖNÜL

Defnede yaprağım,zeytinde dalım
Sevene elbette, peteğim balım
Avcıya vurulmuş, düşmüş maralım
Vefasızdan vefa beklenmez gönül
Hüzünlere hüzün eklenmez gönül.
Göze batan gönül, dağda ovada
Su yerine kanım kaynar tavada
Yer çekimi sustu, kaldım havada
Vefasızdan vefa beklenmez gönül
Hüzünlere hüzün eklenmez gönül.
Sahtekar yutturur,sen sakın yutma
Eğer yanlış isem,safımı tutma
Ayrılık ölümden,beter unutma
Vefasızdan vefa, beklenmez gönül
Hüzünlere hüzün, eklenmez gönül.
İnanın ki dostlar, bencil değilim
Dört kitabım, sade incil değilim
Eşime dostuma, sicil değilim
Vefasızdan vefa, beklenmez gönül
Hüzünlere hüzün,eklenmez gönül.
07/07/2008Hedebo.Hüseyin Uçar.

TOPRAK OLUNCA BARIŞTIK

Baktım sağıma soluma
Yürüdüm gittim yoluma
Azrail girdi koluma
Hesap dedi,hesaplaştık
Bile menzile,ulaştık.

Aynı şimdi, önüm arkam
Maddeye dönüştü makam
Kork diyorlar, niçin korkam
Böyle doğaya,karıştık
Yeni doğmaya,alıştık.
Günah sorur, günah nedir
Toprak anam,bilir kadir
Sevdlı yıllarım,nadir
Sevda yolunda,ağlaştık
Tatlı belaya,bulaştık.

04/04/2008Hüseyin Uçar.

YARİN ELİNDE

Dışarı çıkamam,her yan kar kaplı
Hayaller yaralı,düşler seraplı
Kanayan yürekte, bir hançer saplı
Hançerin kabzası,yarin elinde.

Emrini beklerim,nerede duram
Müsade et gülüm, hatırın soram
Gün günün, derine iniyor yaram
Yaramın melhemi, yarin elinde.
Bir olmaza,nerde, nasıl bulaştım
Çare diye,diyar diyar dolaştım
Makam diye,köleliğe ulaştım
Kölenin zinciri, yarin elinde.
Büyümen imkansız,Taşatan küçül
Ne yarışa katıl, nede boy ölçül
Köle meclisine, gel başkan seçil
Oyların mühürü,yarin elinde.

09/072008.Hedebo.Hüseyin Uçar.

ELVEDA DEMEDEN

Elveda demeden,darılıp gittin
Dipsiz karanlığa,sarılıp gittin
Dinlemeden beni,kırılıp gittin
Her neylesen,kıblem,aynamsın benim.
Pişmanlık duyarsın, dedim duymadın
Hepsin bitirdin, anı koymadın
Suçum neyse söyle,kine doymadın
Her neylesen,kıblem,aynamsın benim.

Gel anlat derdini, kapalı kutu
Mantığın, düşlerin,bir ayrık otu
Düşülür bir yere,tarihin notu
Her neylesen,kıblem,aynamsın benim.

Bende o gözleri, bırakıp gittin
İnciten sözleri,bırakıp gittin
O aynam yüzleri,bırakıp gittin
Her neylesen,kıblem,aynamsın benim.

18/06/2008.Hedebo.Hüseyin Uçar.

OKUNSAM DA ANLAYTAN YOK

Bilen yoktur,ne haldeyim
Terk edilmiş harabeyim
Antik çağdan kitabeyim
Okunsamda,anlayan yok.

His edilmem,ben varmıyım
Pencere mi,duvarmıyım
Sılamıyım,diyarmıyım
Hiç sesimi,dinleyen yok.

Açık oldum,her görüşe
Uçağım, geçti inişe
Neler vermem,bir gülüşe
Özlesemde,özleyen yok

Konuşmuyor, sustu dilim
Başlamadan, koptu filim
Kadercilik,olmuş bilim
Kopuşumu,gözleyen yok.

Anlaşılmaz, yasa masa
Her kapıyı,açar kasa
Yıllar geçse,bitmez tasa
Hiç bir özür,dileyen yok.

Almam,satmam,belgem olmaz
Benim ayrı, bölgem olmaz
Hiç kimseye,gölgem olmaz
Bu diyarda, eğleyen yok.

28/07/2008.Hundige.Hüseyin Uçar.

GELİN ANAM SENMİSİN

Kilimin üstünde, ağayan gelin
Benim yüreğimi, dağlayan gelin
Elimi kolumu, bağlayan gelin
Toprak anam,gelin anam,senmisin.

El işi, göz nuru,işlenmiş kilim
Eseri görünce,tutuldu dilim
Takılır bu aşka, her aklı selim
Toprak anam,gelin anam,senmisin.

Kahvesin yudumlar,almış eline
Ezgiler takılmış,inler diline
Takıldım giderim, sevda yeline
Toprak anam,gelin anam, senmisin.

Bütün güzelliği sanat yaratır
Okuyana,bilsen neler anlatır
Bu hüzünler,yüreğimi kanatır
Toprak anam,gelin anam,senmisin.

Bakan değil, gören göze görüldün
Tarla oldun, bahçe oldun sürüldün
Duygusuza, meta gibi verildin
Toprak anam,gelin anam,senmisin.

Deryanın yüzüne,köprüler kurdun
Deniz kızımısın,kalbimden vurdun
Gideceğim zaman,yoluma durdun
Toprak anam,gelin anam,senmisin.

Ben duymasam bile,sessiz bağırdın
Her neylesem sana,beni çağırdın
Her zaman ki gibi,gayet ağırdın
Toprak anam,gelin anam,senmisin.

Bu kadarı yeter, bitir Taşatan
Yabaniyi bile,sürüye katan
Sevdan gülüm,asıl beni ağlatan
Toprak anam,gelin anam,senmisin.

08/07/2008 Hundige.Hüseyin Uçar.

MADIMAK

Duyduk kuşsaraydan, çıkmış geziye
Adını anınca daldık maziye
Ne şehite benzer, nede gaziye
Haberin bekliyor, Kuşsaray, Çorum
Hamzam dolaşıyor, Söke, Bodurum..

Makası kırılmış eğilmiş tampon
Madımak gelmedi, susmaz telefon
İkramiye çıkmış, kayıptır kupon
Telaşla koşturur, farklıdır yorum
Hamzam dolaşıyor, Akbük, Bodurum..

Her ne alsak, onsuz dolmuyor file
Madımağı bekler, komşum Kamile
Bir hafta dolaştık, bitmedi çile
İçinden çıkılmaz, sanki bir kurum
Hazam dolaşıyor, Didim, Bodurm..

Adı sanı geldi, kendinden önce
Yıykanmış, kıyılmış, inceden ince
Belkide nazara ugradı bence
Açığa çıkmıyor, bir türlü durum
Hamzam dolaşıyor, Söke Bodurum..

Namı dolaşıyor, kendisi kayıp
Geriyemi döndü, sözünden cayıp
Lafı dolaştırır, kaptan şuayip
Sonra gelir diye, doldurduk forum
Hamzam dolaşıyor, Söke, Bodurum..

Telefonlar yağar, eş ile dosttan
Gölgesinde kaldı bağ ile bostan
Didimde hatıra kalsın, bu destan
Her şeyi anlattım, kalmadı sorum
Hamzam dolaşıyor, Söke, Bodurum..

20/08/2007 Didim.Hüseyin Uçar.

ISITMAZ NEFESİ

Dostun sesi gelir, duyarlı, olgun
Anılar ayakta, hayaller yorgun
Yaşam acımasız, yemişiz vurgun
İnan çok özledim, dillerin gülüm
Isıtmaz nefesi, ellerin gülüm..

Nere gitsek canlar, duraklar belli
Gözüküyor, güzel ayaklı elli
Gelin olsam sana, duvaklı telli
İnan çok özledim, dillerin gülüm
Isıtmaz nefesi, ellerin gülüm..

Öldüğümde nolur, susmasın sazlar
Dizilsin halaya, gelinler kızlar
Yükselsin havaya, dumanlar tozlar
İnan çok özledim, dillerin gülüm
Isıtmaz nefesi, ellerin gülüm..

Özgürlük herkesin, hakkı olmalı
Yüreklere mutluluklar dolmlı
Dost dostunu arayınca bulmalı
İnan çok özledim, dillerin gülüm
Isıtmaz nefesi, ellerin gülüm..

07/08/2008 Karlslunde/Hüseyin Uçar.

UÇMAYACAKTIN

Hani sen gönlüm uçmayacaktın
Seven sevgiliden kaçmayacaktın
Aşkını yadlara açmayacaktın
Deli divaneyim, gönül elinden
Düşürmedin yad yabanı dilinden..

Gülüm deyip, seni övdüm öveli
Bu sinemi, demircide döveli
Tanımazdım seni yıllar eveli
Deli divaneyim, gönül elinden
Düşürmedin, yad yabancı dilinden..

Her gün boğazlarsın, gel kavga kurak
Bütün arzularım, dilersen vurak
Artık dayanamam, bura son durak
Deli divaneyim, gönül elinden
Düşürmedin yad yabancı dilinden..

28-*03-2008 Hundige. Hüseyin Uçar.

HACI

Hangi dilde, tartışalım acıyı
Bu iniş çıkışlar, tersler sancıyı
Bir hayal, bir masal, besler hacıyı
Adını yazmaktan, yoksundur hacı
İki cihan, hayallere kiracı..

Kızına, oğluna, nalça çakıyor
Onlar çığırırken, arşa bakıyor
Kader deyip, kim olursa yakıyor
Adını yazmaktan, yoksundur hacı
Kendi gibi, ümmetlere duacı..

Ne tartı tanıyor, nede bir ölçek
Denizi görmemiş sözlerim gerçek
Günahlar boğmuş, bilmez içecek
Adını yazmaktan, yoksundur hacı
Kaderim buysa der, içmez ilacı..

Yağmur çekilince, çıkar duaya
Yüzünü çevirmez, dağa ovaya
Yıllık emekleri, uçar havaya
Adını yazmaktan, yoksundur hacı
Ne işe başlarsa, bulur aracı..

Ne görmüş, duymuşsa basar izine
Kulak tıkar, okumuşun sözüne
Şükürle avunur, vurur dizine
Adını yazmaktan, yoksundur hacı
Canını yakanı, eder baş tacı..

11/08/2008 Karlslunde.Hüseyin Uçar..

DÖN YURDUNA GÖNÜL

Toprağı madeni un gibi işler
Gücü yetmez ise, dudağın dişler
Taşımıyor beni, gördüğüm düşler
Yol alırım, gece gündüz durmadan
Dön yurduna gönül, ecel almadan.

Sen dünden hazırsın, nazlanma boşa
Yeter artık yürek, dönüştü taşa
Ne yolculuk biter, nede temaşa
Yaşayamam bir gün, hayal kurmadan
Dön yurduna gönül, ecel almadan..

Sorular yapışır, dudağa dile
Ne özlem tükenir, ne biter çile
Topla anıların dönelim bile
Ayrılalım hiç kimseye sormadan
Dön yurduna gönül, ecel almadan..

Bırak kalsın her şey, ardına bakma
Bu gönül ovasın, kavurup yakma
Kokmaz yaban gülü, yakana takma
Yaşlı kalbi daha, fazla yormadan
Dön yurduna gönül, ecel almadan..

01/07/2008 Hedebo.Hüseyin Uçar..

KATIL MUHABBETE

 

Elbet pahalılık, yoksulu vurur
Gün olur akan nehirler kurur
İstemesek bile, bu dizler durur
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Boşuna bekleme gidenler gelmez
Kader mi, kısmet mi, yüzümüz gülmez
Bu zalim gurbetlik, dalımdan inmez
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Geceli gündüzlü, akıyor nehir
Bunca yıl gurbette, çekilen kahir
Bir coşku pınarı, içtigim zehir
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Kime sorsam, yargılayan bakışlar
Dostum dediklerim, dönmüşte taşlar
Her kime kızdımsa, gönlümde kışlar
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Hileyi hurdayı, kimseye yapmam
Yüzseler derimi, doğrudan sapmam
Taşlara taparım, şeytana tapmam
Katıl muhabbete,kanalım amca..

 

Gönül ağacımın, bahar yaprağı
Gülüşünle yeşertirsin kurağı
Sustu dilin, Çöl Velinin çırağı
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Yeni döndün duydum, uzak yollardan
Hiç olmadık,can inciten kullardan
Arif olan anlar, garip hallardan
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Beni bilenlere, dolu biriyim
Gönül sofrasının, emir eriyim
Gelip geçmişlerin,diri seriyim
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Kimler geldi, kimler geçti sayalım
Her birini makamına koyalım
İnsan kalmak, benim arzum hayalım
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Yollara düşsem, yollar almıyor
Kader tuzak kurmuş, bizi salmıyor
Gelenler gidiyor, kimse kalmıyor
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

İnan şu an coşkun, akan ırmağım
Ne hedefim belli, nede durağım
Gönlüm sizle amma, kendim ırağım
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Kaleme benziyor, elin yapısı
Nerde penceresi, nerde kapısı
Acı, tatlı, yaşanmışlar hepisi
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Duydum erkek olmuş, koçlar torunlar
Elbette onların, gelen yarınlar
Havalıdır, Delikanlı burunlar
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Gözün aydın olsun, yengem Zekiye
Bazan evereste, benzer kafiye
Muhabbette, yol sorulmaz sakiye
Katıl mhabbete kanalım yenge ..

 

Sessizliğin sesin, senin adaşım
İnsanım diyene bacı kardaşım
Hem yeğenim, hemi dostum yoldaşım
Katıl muhabbete, kanalım uluç..

 

Ozan neylesin ki, dağlar eriyor
Doğa sofrasını, cömert seriyor
Dengesini bozduk, herşey ölüyor
Katıl muhabbete, kanalım insan..

 

Gönül eğilmez ki, nasıl eğelim
Vakit varken, sevilelim, sevelim
Sevgi arştır, bile arşa değelim
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Koşturur yollarda, eller ayaklar
Yanmış küldür, şimdi yeşil koyaklar
Tekin değil, geceleyin sokaklar
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

İstesemde ölçemedim, rakımı
Hep ürettim, yitirmedim saygımı
Anlatsamda, anlamazlar kaygımı
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Nere varsam boştur, kurdugum evler
Hüznü, ayrılığı, canım kim yeğler
Pireye teslimdir, pireye devler
Katıl muhabbete, kanalm amca..

 

Gidenleri bekler, dönsün kaleler
Tarihin tanıgı, olur kuleler
Dünyayı yönetir, bitler pireler
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Koşturdu, çırpındı,şişmanım adaş
Kör dönğü, cahille tartışmak gardaş
Kayadan duyarsız, yaşıyor yurtdaş
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Ayrım ayrımcılık, hala sürüyor
Ayak oyunları, böyle yürüyor
Yerde ki karınca, bile görüyor
Katıl muhabbete, kanalım amca.

 

Örgütler kurdum, örgütsüz kaldım    
Yalandan, dolandan, payımı aldım
Her zaman bilimin kapısın çaldım
Katıl muhabbete, kanalım amca.

 

Birleştirir gönlüm, dağı ovayı
Bir arada görür, yağı tavayı
Yerinde kullanır, taşı, civayı
Katıl muhabbete kanalım amca..

 

Bu gönüle muhabbeti ekeli
Güzel keklik gibi, sektim sekeli
Kapımıza koymayalım ilkeli
Katıl muhabbete, kanalım amca.. 

 

Hep sevdim, sevdirdim, güzeli hoşu
Yemedim içmedim, doldurdum boşu
Derman bitti, çıkamadım yokuşu
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Çöp ile çalıyla, doluyken gündem
Haniya içtenlik, Nerede erdem
Noktayı neyleyim, ağrıyken küpem
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Yorulur yıpranır, yollara düşen
Hiç korkar sinermi, gerçekle pişen
Böyle bir düzende, kalırmı neşen
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Bu günün gündemi, oluşmaz dünden
Genede susarız, kan sızsa tenden
Bütün yolculuklar, başlıyor benden
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Her kapıyı çalır, oldu ihanet
Vicdanlar susmuş, göçmüş merhamet
Bağırdım, çağırdım, duymuyor mehmet
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Kırğın degilim ki, gidip barışam
Yarış atı degilim ki, yarışam
Muhatabım kimdir, kimle tartışam
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Ne hakkı tanırlar, nede hukku
Bak hala sürüyor, madımak şoku
Dağları sarmadan, cananım korku
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Önce hazırlarlar, benim kızmamı
Türban eylediler, dünkü yazmamı
Mezarcıya uzatırlar kazmamı
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Üçyüz yıllık, rayda hızlı tireni
Makinist neylesin, tutmaz fireni
Katil diye bağırtıyor göreni
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Yarı açlar, düşünürken geçimi
Yalan dolan, kazanırlar seçimi
Günden güne, karartırlar içimi
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Sade oyun, düzen ergenekonlar
Gün olur tarih, haksızı sonlar
Bilime kelepçe vurulmaz canlar
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Devletçe anılmaz, niçin madımak
Neresinden tutsan, bir kanlı yumak
Yakışmaz tarihe, hep aynı durmak
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

İçime kan dolur, eğilse kaşın
Saat kulesinden, dik dursun başın
Sağlıklı görelim, bacı kardaşın
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Yer yüzü susarsa, bulutu sağar
Geçilmez önüne, bu güneş doğar
Bu satırlar, Taşatandan Yadiğar
Katıl muhabbte, kanalım amca..

 

10/08/2008 Karlslunde/Hüseyin Uçar..

 

 

 

 

 

 

 

 

SÖZ ALEV ALEV

Boyun eğmeziken paşaya beye
Duygular felsefe, ekerken neye
Göç başladı dostlar, şehirden köye
Baca duman duman, köz alev alev…
Ben istemezdim, dönem geriye
Yapıştı acılar, tene deriye
Dağı doğurturlar, inan fareye
Beden bitkin, bıkın, söz alev alev…
Sevdalı koşmadan, sevda koşar mı?
Dereler akmadan, ırmak coşar mı?
Yarinden ayrılan, aynın yaşar mı?
Hüzün bulut bulut, göz alev alev…
Bütün duygularım, ektim sineye
Onlarca can verdik, dostlar keneye
Daha ne yaşarız, beklen seneye
Düşlerim vurulmuş, yüz alev alev…
Çağ adına, çağımızı, vurmuşlar
Yalanları bilim diye sunmuşlar
Halkın meclisine, böyle dolmuşlar
Yalanlar koşuşur, giz alev alev…

16/07/2008 Ev. Hüseyin Uçar..

KALMASIN YERDE

Sesin yükselirken, yüce tavandan
O zamanlar, geçilmezdi havandan
İşin bitmiş, kovulmuşsun yuvandan
Hani ürettiğin, balların nerde
Düşmüşüm dostlarım, bin türlü derde.

 

 

Sanarsın ki, inzivaya çekildim
Gönüllere gam yas, oldum ekildim
Bir mezar başına, taşım dikildim
Yıllarca geçtiğim, yollarım nerde
Kör olmuş görmüyor, gözlerde perde.

 

 

Deprem değdi, birden bire yıkıldım
Aşamadım, her engele takıldım
Madımakta odun gibi yakıldim
Sevgiyle sarılan, kolların nerde
Dumanım tütüyor,  alevler serde.

 

 

Adım sanım vardır, ben bir kişiyim
Madımakta hala, pişen pişiyim
Suratını görsem, yobaz üşüyüm
Otuz yedi kişi, canlarım nerde
Canlarımın kanı, kalır mı yerde.

 

02-07-2008 Hedebo. Hüseyin Uçar.

KUTLANACAK

Duyguların açıklıyor durumu
Kendime yöneltim, canlar sorumu
Gülistanda, dolaştırdım arımı
Kutlanacak hale, geldin be gönül.

Elbette susmayan,direnen haklı
Bakışlar onurlu, söylemler farklı
Rahat bıraksalar, duygular aklı
Kutlanacak hale, geldin be gönül.

Tarla gönlüm, herkeslere sürüldün
Yoksullara dürüm, oldun dürüldün
Everestsin dört bir, yandan görüldün
Kutlanacak hale, geldin be gönül.

Ölü duyguların, kaldır ayağa
Erkekleştin, direnirsin bayağa
Yağmur olur yağan, elbet kurağa
Kutlanacak hale, geldin be gönül.

Taşatanım yeter, kaldır başını
Daha dökmesinler, gözün yaşını
Hak edene korkma, salla taşını
Kutlanacak hale, geldin be gönül.

27-06-2008 Hedebo.Hüseyin Uçar.

BÜYÜLER

Bakma bana öyle, darılmış gibi
Bakışın büyüler, dilin büyüler
Anladım bu gönül, vurulmuş gibi
Kokuşun büyüler, yelin büyüler.

Kovala sevdanı, tepe, dağ deme
Yeşermeyen kıra, bahçe, bağ deme
Benim sözlerime, sakın yağ deme
Akışın büyüler, selin büyüler.

Tebessümü eksik, etme yüzünden
Söz verdinse, daha dönme sözünden
Candan bakış, anlaşılır gözünden
Sıkışın büyüler, elin büyüler.

Ölü duygularım, ayağa kalktı
Bakışlar sel oldu, yüreğe aktı
Nihayet kader, yüzüme baktı
Yakışın büyüler, külün büyüler.

25-06-2008 Hedebo.Hüseyin Uçar.

GEÇMEDİ BİR GÜN

Gül verdim gülüme sevinsin deyi
Uzattı elime, kavalı neyi
Sen benim canımsın, hanemin beyi
Diline bu sözler, düşmedi bir gün.

Dik yokuşum, engebeli yamayım
Cahilin elinde, hançer, kamayım
Daha kımraşamam, dostlar komayım
Kazanlar eskidi, pişmedi bir gün.

Yetmedimi daha boyun eğdiğim
Dize derman, ömre şifa bildiğim
Vicdana gel yeter, artık sevdiğim
Gönlümü kırmadan, geçmedi bir gün.

Gecelerım ıssız, anı saldırğan
Hayali üstüme, çektiğim yorğan
Aklım kısırlaştı, gönlüm doğurğan
Deli poyraz olup esmedi bir gün.

26-06-2008 Hedebo.Hüseyin Uçar.

BIRAK GİDEM YOLUMA

Arıyım oğul verdim
Her zaman çoğul verdim
Benden bir ses istedin
Ben sana  davul verdim.
Daha girme koluma
Hiç burnundan soluma
Zorla güzellik olmaz
Bırak gidem yoluma.

Ev değil evler kurdum
Her an ardında durdum
Ne söylesem susturdun
Dilime kilit vurdum.
Daha girme koluma
Hiç burnundan soluma
Zorla güzellik olmaz
Bırak gidem yoluma.

Köle gibi verildim
Çiçek gibi derildim
Sevme yerine dövdün
Günden güne gerildim.
Daha girme koluma
Hiç burnundan soluma
Zorla güzellik olmaz
Bırak gidem yoluma.

Üzgün çalmıyor sazlar
Çekilmez oldu nazlar
İşine geldi övdün
Yeter yüreğim sızlar.
Daha girme koluma
Hiç burnundan soluma
Zorla güzellik olmaz
Bırak gidem yoluma.

23-06-2008 Hedebo.
Hüseyin Uçar.

DAĞLAR BÖYLE YAŞAM OLUR

Sulara takın adı mı
Ben almadım muradı mı
Damakta koydun tadı mı
Dağlar böyle, yaşam ’olur.

Neler yok ki, bak çarşımda
Onca felaket başımda
Anam el bağlar karşımda
Dağlar böyle, yaşam’olur.
Süslü kaleler görkemli
Bütün duygularım demli
Neden kalemlerim nemli
Dağlar böyle, yaşam’olur.
Duygularım olmuş arık
Göz kapalı, beden sarık
Kan sızıyor, düşler yarık
Dağlar böyle, yaşam’olur.

Aşkı çekemem içime
Daha giremem seçime
Girdik biçimden biçime
Dağlar böyle, yaşam’olur.

Anlamazsan, öldür beni
Toprağa, verelim teni
Kendime, gelirim yeni
Dağlar böyle, yaşam’olur.

Sakın Taşatana uyma
Her dediğin, canım duyma
Nolur düşlerimi soyma
Dağlar böyle, yaşam’olur.

18-06-2008 Hedebo.
Hüseyin Uçar.

AHTI-AMANI

Görülen dağları gölge belleme
Ne görevler verdim, yazar kaleme
Rüsvah etti, en sounda aleme
Boşuna geçirdim, dostlar zananı
Hiç bilmedi zalim, ahtı- amanı.

Ne anlaşıldım, nede duyuldum
Her nereye gitsem, tefe koyuldum
Kurtlar düşen, ağaç gibi oyuldum
Boşuna geçirdim, dostlar zamanı
Hiç bilmedi zalım, ahtı- amanı.

Ömür boyu ardı, gelmez yarışın
Kim neye alışmaz, bir gün alışın
Adı var kendi yok, canlar barışın
Boşuna geçirdim, dostlar zamanı
Hiç bilmedi zalım, ahtı- amanı.

Kurşuna dizdiler, Kalpakkaya mı
Kanla suladılar, güzel rüyamı
Madımakta kararttılar dünyamı
Boşuna geçirdim, dostlar zamanı
Hiç bilmedi zalım, ahtı- amanı.

Gelene gidene, olduk hademe
Sade görünüşüm, benzer Ademe
Taşatanım, söz edermi Erdeme
Boşuna geçirdim, dostlar zamanı
Hiç bilmedi zalım, ahtı- amanı..

18-05-2008 Akyeniköy. Didim.
Hüseyin Uçar.

NASIL KADER

Nerde köpek varsa, gelir dalanır
Bulutlar kabarır hava bulanır
Felaketler birbirine ulanır
Nasıl kader, nasıl kısmet dostlarım
Kopar gibi geriliyor kaslarım.

Doluya dönüşüp, dövsem olmuyor
Yakışmaz dilime, sövsem olmuyor
Karşılığı yoktur sevsem olmuyor
Nasıl kader, nasıl kısmet dostlarım
Kopar gibi geriliyor kaslarım.

Ön yargılar elbet, kavgada öncü
Çarıkları çekmiş, avdadır göncü
Yaralar sinemi, yaşlısı genci
Nasıl kader, nasıl kısmet dostlarım
Kopar gibi geriliyor kaslarım.

Hayatı boğarlar, bakın denizde
Hıçkırıklar susmaz, oldu genizde
Suskun sürüsüne, katıldık bizde
Nasıl kader, nasıl kısmet dostlarım
Kopar gibi geriliyor kaslarım.

Anca varın hadi, yürü dediler
Aslana dönüştü, küçük kediler
Sen bir daha kazan, deyip yediler
Nasıl kader, nasıl kısmet dostlarım
Kopar gibi geriliyor kaslarım.

Sürü dolaşıyor, görünen bir kaç
Çamaşırda değil, boğazda kıskaç
Dert çekmekten yeğdir, ölümse ilaç
Nasıl kader, nasıl kısmet dostlarım
Kopar gibi geriliyor kaslarım.

23-05-2008 İstanbul.
Hüseyin Uçar.

YAZAR DOSTLAR

Karışırlar işlerine
Kota korlar düşlerine
Mecbur düşen peşlerine
Kara yazı yazar dostlar
Hayallerim, Pazar dostlar.

Böyle görüş, böyle ime
Bak her yanım lime lime
Derdimi diyeyim kime
Kara yazı yazar dostlar
Hayallerim, Pazar dostlar.
Elimden alır dürümü
Arar oldum can ölümü
Daha bulamam yönümü
Kara yazı yazar dostlar
Hayallerim, Pazar dostlar.

Devam edelim diyete
Her şey bağlıdır niyete
Aday olamam heyete
Kara yazı yazar dostlar
Hayallerim, Pazar dostlar.

Melhem olmazlar yarama
Taşatan kendin arama
Yeter çıkarttın burama
Kara yazı yazar dostlar
Hayallerim, Pazar dostlar.

17-052008 Didim
Hüseyin Uçar.

AÇIK EYLE

Anlamadın öyle baktım
Delirttiniz ters yön aktım
Muallahta koydun ahtım
Gel dost isen, açık eyle
Tanr’aşkına, doğru söyle.
Irmaklar özlerde aksın
Aşkın fenerini yaksın
Dağlar seyran, bize baksın
Gel dost isen, açık eyle
Tanr’aşkına, doğru söyle.

Dostça sıkan elin olsun
Dağıtmayan yelin olsun
Her mecliste dilin olsun
Gel dost isen, açık eyle
Tanr’aşkına,doğru söyle.

Beklemeden açsan kucak
Dolandırma oba ocak
Hiç gizlenme köşe bucak
Gel dost isen, açık eyle
Tanr’aşkına,doğru söyle.

Latifeye övsem olmaz
Dallarını eğsem olmaz
Hayalini sevsem olmaz
Gel dost isen, açık eyle
Tanr’aşkına,doğru söyle.

05-06-2008KBH.
Hüseyin Uçar.

NERDESİN ÜNKAP

Mağranın önünde arabam durdu
Anılar depreşti, sorular sordu
Yeşil alan olmuş ısağın yurdu
Gözlerim arıyor nerdesin  Ünkap
Davullar vuruyor nerdesin Ünkap.

Bilenler biliyor yazı yabanı
O yeşil alanın kaya tabanı
Isağın yurdunda kesek kurbanı
Bitkiler kokuyor, nerdesin Ünkap
Kale bize doğru akıyor Ünkap.

Bir taş attım kayıp, dipsiz kuyuya
Düşüşmeden daldım derin uykuya
Benim eksiklerim, gelmez sayıya
Ağaçlar Mağrada büyüyor Ünkap
Bulutlar, yıldızlar, görüyor Ünkap.

Mağra dillensede sohbete dursak
Isagın hatırın onlardan sorsak
Kavurğa hediği, istiyor kursak
Anılar yerinde duruyor Ünkap
Bana ne sorular, soruyor Ünkap.

Hüzünler bastıda, anı depreşti
O güzel görünüm, dertlerim deşti
Yüreğim fırında, kavruldu pişti
Gönül hep güzeli arıyor Ünkap
Acılar taptaze duruyor Ünkap.

Bitmiyor yolculuk, bitmiyor sancı
Kendi dünyamıza olduk yabancı
Herkesin kendine, elbet inancı
Gönül ne hayaller kuruyor Ünkap
Hüzün Taşatanı, boğuyor Ünkap

5-5-2008 Kuşsaray.Hüseyin Uçar.

BİR DÜŞÜN GÜLÜM

Bir düşün gülüm
Söz sözü
Söz özü yansıtır
Göz gözü yakalar
Sevdalı yürek tutuşur
Düşler düşünceye dönüşür
Düşünce eylemleşir
Diller ötüşür
Sınırlar bitişir
Ve her yazdığım yazı
Anadolunun
Yazgısına dönüşür
Onun gibi üretken
Doğurgan
Ve sorular kovalar birbirini
Bir digeri doldurur
Eksiklerin yerini
Sorular sorğulamanın

Duygusunu taşır içinde
Soru içinde sorğu
Alğılama ve vurğu
Bir düşün gülüm
Hesabını dogru yap
Kimseye akıl verme
Yolun sağından yürü
Emin olmadan geçme kavşaklardan
Niye diye sorma
Senin yaşın kadar dövüldüm
Anıların kadar kovuldum
Yağmur olup yağdım
Hüzünlerin bahçesine
İnsanı insan yapan
Değerleri tartıştım
Ne kendini
Ne karşındakini kandır
Varsa perde arala
Güneş düşsün gözlerine
Geceleyin yıldız topla
Ser balkona
Üstünde uyu
Sabah erkenden kalk
Ağaçların
Çiçeklerin değişimini izle
Seyri sefaya dal
Zaman zaman
Yoldan geçenlere bak
Onlarmı yolu
Yolmu onları taşıyor
Yağmur taneleri kadar
Çoğalsın düşlerin
Umutların
Kendine vakit ayır
Emeğe saygı duy
Kurallarını koy
Aşırı kuralcı olma
Kat dağları önüne
Yürü güneşin yönüne
Aradığını bul
Dindir acılarını
Gölge düşmesin gününe

Uzak dursun bizden ölüm
Hoş geldin desene gülüm.

28-06-2008 Hedebo.
Hüseyin Uçar.

ÇATI

Çatı var
Bütün bir kışı
Yüklenmiş
Sırtımda çatı
Kuşların konamadığı
Çocukların oynayamadığı
Ne kardan adam yapanlar
Ne bir yol
Ne iz
Ne odun

Ne kömür
Ne dizde derman
Arşın kaçıncı katı
Bütün bir kışı
Yüklenmiş
Sırtımda çatı
Doğanın
Yaşamın
Değişik suratı
Duygular
Kardan
Ayazdan katı
Fırtınaların
Eyerli atı
Bütün bir kışı
Yüklenmiş
Sırtımda çatı.

24-06-2008 Hedebo.
Hüseyin Uçar

BAK

Sade gözlerime bak
İster ırmak ol ak
İster sevda ol yak
İstersen kuyu vur
Gözlerime

İster kibriklerime asıl
Ister ovalarımı sula
Yetmezse
Hüzün pınarlarımıda al
Düşler durmasın yerinde

Ara bul
Dal budak sal toprağıma
Oluşumlara katıl
Düşle

Düşün
Yaşa
Duygular dibe
Vurmadan.
23-06-2008 Hedebo.

Hüseyin Uçar.

BİR YILDIZ GİBİ

Kayan bir yıldız gibi
Kayacak ömrüm

Belki bir yol boyuna
Yada kimsesizler
Mezarlığına konulacak
Anılarını gündüz
Yoldan geçenlerle
Geceleyin yıldızlarla
Paylaşacak
Belkide gündüz geceye
Bırakırken yerini
Bir dügün arifesinde
Yada
Bir annenin yeni doğan
Çocuğunu kucağına alırken
Kalbim duracak
Terk edecek can teni
Ve bütün gidenler gibi
Yoklugumun adı
Konacak
Taşatan öldü
Gülenlerde
Ağlayanlarda
Olacak
Bir gün adım da
Mezarım da unutulacak.

18-05-2008 Didim.
Hüseyin Uçar

6 MAYIS ANKARA

Niçin dalıyorum
Bu coşkun sulara
Yüzmeyi bilmeden
Belki bir şeyler arıyorum
Bir yerlerde
Belkide  küskünüm yaşama
Yada yaşam ve ölümün birleşimi
Katmış önüne beni kovalıyor
Oysa can korkum yok
Korkuların dağları bile kuşattığı
Bir cografyada yaşıyorum
Bilesin ki yalnızlığım
Yıkımların inşasını
Yeniden başlatacak
Neyi arıyorum
Bu agır tempo yürüyüşle
Bu anadolu şehrinde
Uçurtma peşinde koşarken ölen
Kayıp çocukların seslerini mi?
Yada bombaların yok ettiği
Tarihi binaları mı?
Yerleşim yerlerin mi?
O yemyeşil parkları mı?
Ve hala alev alev yanan ormanları mı?
Kavrulmuş yürekleri mi?
Yoksa bu şafak asılan
Denizi
Yusufu
Hüseyini mi?
Gecenin bir yarısı
Yalnızlığımı,
Acılarımı kuşandım
Bir barış tanrıçası gibi
Düştüm yollara
Ne yönüm bellidir
Nede hedefim
Yüreğim hızara verilmiş tahta
Gönlüm yalnızlığıma kanat
Gözlerim sabahta

Niye sorgudasın gönlüm
Zeynebin hayat dolu gülüşünde mi?
Sorgulayan gözlerinde mi?
Berkcanın sınav sorularında mı?
Ankara bozkırının
Göksüne göksüne vurdugu
Tezenesinde mi?

Suların güneşle seviştiği
Dağların bulutlarla öpüştüğü
Arzuların
Dingin duyguların
Kısa yaşam diliminin
Neresindeyim.

6 mayıs  2008 Ankara
             Hüseyin Uçar.

BİLEMİYORUM

Derman gibi sardım derdi sırtıma
Dönüp bakmadım ki daha ardıma
Benden selam edin güzel yurduma
Yollar kavşaklaştı, bilemiyorum
Sorunlar dallandı gelemiyorum.

Sesi kulagımda uçan kuşların
Hüzün çöker yıkılınca kaşların
Göz yaşıyım, sanki eğik başların
Yollar çatallaştı, bilemiyorum
Kaldım yaban elde gelemiyorum.
Bülbülü olsaydım, bahçe gülümün
Üstesinden gelemedik ölümün
Diri tutar türküleri dilimin
Yolar çatallaştı bilemmyorum
Anılar dizilmiş bakamıyorum.
Taze gibi kokar gülün kurusu
Ana ağlar şehit düşmüş yavrusu
Yalan kokar düzenbazın borusu
Sorunlar çoğaldı bilemiyorum
Acılar bırakmaz gülemiyorum.

Bu nasıl gösteriş, bu nasıl çalım
Ben vardıkça kaçar, benden sevdalım
Kırmaya çalışır yeşeren dalım
Yalvardım tanrıya ölemiyorum
Sorunlar çoğaldı bilemiyorum.
Çok yorgunum bugün kaşını eğme
Yok eder yaşamı bir tane düğme
Çıldırırım o an sevdama değme
Yollar çatallaştı, bilemiyorum
Koşullar bırakmaz gelemiyorum.

25-04-2008 Hedebo.Hüseyin Uçar.

BU GÜN BANA DOKUNMAYIN

Sağa sola bakınmayın
Sözünüzü sakınmayın
Bu gün bana dokunmayın
Dilim bile bana düşman
Akıl kayıp, gönül pişman.

Şişirdiler öve öve
Susdurdular döve döve
Yolum çöldür, yürü deve
Dilim bile bana düşman
Gönül coşar, akıl pişman.

Uçan kanatlar kırılmış
Düşlerim bile yorulmuş
Gidemem etraf sarılmış
Dilim bile bana düşman
Kim yaralı, kimler pişman.

Herkes dikine konuşur
Beklenmedikler oluşur
Hüzün dünyama doluşur
Aklım bile bana düşman
Söz isyanda, gözler pişman.
Param parça, dilim dilim
Göz nuru dokunmuş kilim
Her şeyi çözmüyor bilim
Dostlar bile bana düşman
Hem sevilen, seven pişman.

25-04-2008 Hüseyin Uçar.

KADER DESEM

Samimidir dostun sesi
Gül kokuyor gül nefesi
Şu ölümün yok çaresi
Kader desem, kader değil
Felek dersen, benden cahil.

Yuvarlandım takır takır
Kibrik hançer, gözler çakır
Altınlarım olmuş bakır
Kader desem, kader değil
Felek dersen benden cahil.

Hiç bilmiyor yol yolagı
Sagırdır duymaz kulagı
Kim hazırlar bu kuragı
Kader desem, kader değil
Felek dersen, benden cahil.

Boşuna kafanı yorma
Çöl meyvesi derler hurma
Dök içini hadi durma
Kader desem, kader değil
Felek dersen benden cahil

Uyutarak işe başlar
Hayır de yıkılır kaşlar
İstemez oynasın taşlar
Kader desem, kader değil
Felek dersen, benden cahil.

Her gelen açar aramı
Sarmaz azdırır yaramı
Muma çevirir çıramı
Kader desem, kader değil
Felek dersen, benden cahil.

Davulcuya davul oldum
Kovanlarda oğul oldum
Bir yaylada ağıl oldum
Kader desem, kader değil
Felek dersen, benden cahil.

Başlayalım tartışmaya
Bir birliğe karışmaya
Bir noktada buluşmaya
Kader desem, kader değil
Felek dersen, benden cahil.

Ha diyelim kurduk birlik
O birliğe lazım dirlik
Hile taşımaz ki erlik
Kader desem, kader değil
Felek dersen, benden cahil.

Soru sorma uyu oğlum
Her yerde kapanır yolum
İşlemiyor sağım solum
Kader desem, kader değil
Felek dersen, benden cahil.

Söyletmeyin Taşatanı
Sözlerine söz katanı
İnan özledim vatanı
Kader desem, kader değil
Felek dersen, benden cahil.

05-04-2008 Hundige/Hüseyin Uçar.

SÖYLEŞİ SÖYLEŞİ

Dertli gönül, coşup demin alınca
Üzgün olur, yad yabanla kalınca
İki gönül, birbirini bulunca
Demleni demleni, dem olduk canlar
Söyleşi söyleşi, cem olduk canlar.

Vardır elbet, her maddenin  darası
Unutulur sanma, Aşkın yarası
Muhabbet ehline, mekan orası
Demleni  demleni, dem olduk canlar
Söyleşi söyleşi, cem olduk canlar.
Baş olursa cahil, boşlar vitesi
Var mi daha, muhabbetin ötesi
Aynı demde, olgunlaşıp yetesi
Demleni demleni, dem olduk canlar
Söyleşi söyleşi, cem olduk canlar.
Sayılıpta, çağrılıpta gelmeyen
Uzak dursun, söz sohbetin bilmeyen
Yaşıyormu sevildikçe gülmeyen
Demleni demleni, dem olduk canlar
Söyleşi söyleşi, cem olduk canlar.
Ne diyeyim, kız kızana, efeye
Herkesi koyuyor, aynı kefeye
Yol al gönül, kapılmadan öfkeye
Demleni demleni, dem olduk canlar.
Söyleşi söyleşi, cem olduk canlar.
Seyreyledik, fırsat elde variken
Önce sağlık, sonra varlık deriken
Neler yok ki, yüreğimde biriken
Demleni demleni, dem olduk canlar
Söyleşi söyleşi, cem olduk canlar.
Neler kurmaz, şu dağların kayası
Hoş görüdür, barışların mayası
İnsan kalmak, Taşatanın rüyası
Demleni demleni, dem olduk canlar
Söyleşi söyleşi, cem olduk canlar..
16-04-2008 Hedebo/ Greve/Hüseyin Uçar.

VURGUNUM

-Ronyayı kucağıma aldığımda-

Sen bilmezsin benim,düşük çenemi
Gelişinle, yaz eyledin sinemi
Hoş geldin güzelim, bahar Çiğdemi
Kız ben senin, saçlarına vurgunum.

Cemre zamanında, yaşama gülen
Hoş geldin çiçegim, baharla gelen
Gülüşü duruşu, aynı kardelen
Kız ben senin, gülüşüne vurgunum.

Yarının büyügü, minnacık beden
Birbirin ağdırmaz, gelenle giden
Kucağa alınca, kızını Deden
Kız ben senin, gelişine vurgunum.

Şimşir kaşık, kaşı gözü dudagı
Köklerinin, filizlenmiş budagı
Hazırlandı, aylar önce kundagı
Kız ben senin, duruşuna vurgunum.

Kaşı gözü, halasının yarımı
Bağışlarım sana, ömür varımı
Kızım baban gibi, yapma ayrımı
Ben o ton ton, yanaklara vurgunum.

Yaz yağmuru gibi, sele dönüştüm
Esip geçen, kaba yele dönüştüm
Nedendir bilinmez, ele dnüştüm
Uykulara, dalışına vurgunum.

Uyu kızım, söz tükendi, Deden de
Nice oluşumlar, gizli beden de
Hiç bir şey eksilmez, kızım evrende
O tükenmez, azmine vurgunum..

22-02-2008 Karlslunde.Hüseyin Uçar.

GENE ANLAMADI

Üşüyen bedenin, abası oldum
Ağlayan çocuğun, maması oldum
Sevdalı kalplerin, çarpması oldum
Gene anlamadı, gene duymadı.
Zorbaya direnen, güçlü kadındım
Yarına atılan, haklı adımdım
İmbikten süzüldüm, damladım dım,dım
Gene anlamadı, gene duymadı.
Yılmadım, korkmadım, engeller aştım
Okuyayım diye, okullar açtım
Açtığım okuldan, ilk kendim kaçtım
Gene anlamadı, gene duymadı.
Pişirdi boynumda, pişirdi koza
Çalıştım, karıştım, toprağa toza
Sabırla yaklaştım, sevdiğim kıza
Gene anlamadı, gene duymadı.
Kemer gibi taşır, beni belinde
Muhabbet sözcüğü, yoktur dilinde
Kırdı her yanımı, balyoz elinde
Gene anlamadı, gene duymadı.
Yıllar yanılmadı, sordum yıllara
Tanık yıllar düştüm, ıssız yollara
Yoldaş oldum, aldatılmış kullara
Gene anlamadı, gene duymadı.
Kanatır dikenler, incitir çalı
Kiminin önderi, kiminin malı
Kapısına düştüm, göksüm yaralı
Gene anlamadı, gene duymadı.
Geceyi boğan, şafağım, tanım
Şimdi uzaklarda, kaldı vatanım
Yoktur buralarda, elden tutanım
Gene anlamadı, gene duymadı.
13-03-08 Karlslunde.Hüseyin Uçar.

SORĞUDAMIYIM UYKUDAMIYIM CAN

Ne diye yaparım, deme vurguyu
Doğa, insan, oluşturmuş olguyu
Dem sürdürür, sözmeşmeli sorguyu
Sorgudamıyım, uykudamıyım can.

Demlenerek buldum, sözün özünü
Anlamaz ki, kör eylemiş gözünü
Ozan çekinmden, söyler sözünü
Uykudamıyım, sorgudamıyım can.
Her bir şeyin, elbet vardır ararı
Demlenenler kendi, verir kararı
Elbet vardır, demlenmenin yararı
Korkudamıyım, kurgudamıyım can.
Demlenen demler, andırır suyu
Anlaması zordur, insan bir kuyu
Kimseye benzemez, kimsenin huyu
Kurgudamıyım, korkudamıyım can.
Demlenirken demler, hüzüne boğar
Demlendikçe insan, yeniden doğar
Gerçekle demlenen, gafleti kovar
Durgudamıyım, vurgudamıyım can…
12-03-08 Karlslunde.Hüseyin Uçar.

SENSİZ YAŞAM YAŞAM DEĞİL-2-

Her gün yeniden başlarım
Kızar kendimi taşlarım
Hüzün dolu bakışlarım
Sensiz yaşam, yaşam değil.
Hayalimde gece gündüz
Yürüyorum, her yer dümdüz
Sümbül soldu, açtı nergiz
Sensiz yaşam, yaşam değil.

Belli değil, eniş yokuş
Bu nasıl düş, nasıl bakış
Dört mevsimim, eyledin kış
Sensiz yaşam, yaşam değil.

Gözler bakmaz, gönül küskün
Yalvarırım yıkma köşkün
Divaneyim, sensiz şaşkın
Sensiz yaşam, yaşam drğil.
Sensiz bana, her yer zindan
Öfkeni sıyırma kından
Bu çağırım, inan candan
Sensiz yaşam, yaşam değil..
Unutulduk, can öylemi
Olamaz dostun söylemi
İstiyorsan, kır kalemi
Sensiz yaşam, yaşam değil.
11-03-08 Karlslunde.Hüseyin Uçar.

SENSİZ YAŞAM YAŞAM DEĞİL

Bu gönlümün, aşk kalesi
Ölçülürmü , merhalesi
Gecemin , beyaz lalesi
Sensiz yaşam, yaşam değil.
Sal saçların, salda dağıt
Yakışmaz, güzele ağıt
Uzatsana, kalem kağıt
Sensiz yaşam, yaşam değil..
İnanmazlar, övme beni
Layıkmıyım, sevme beni
Sözcüklerle, dövme beni
Sensiz yaşam,yaşam değil.
Yeter gel ortamı germe
Eksiğim var ise görme
Gel adımı dile verme
Sensiz yaşam, yaşam değil.
Acımazsan, okla beni
Ara sıra, yokla beni
Çok özledim, kokla beni
Sensiz yaşam, yaşam değil.
10-03-08Karlslunde.Hüseyin Uçar.

SOFRALAR AĞLIYOR

İstemezdim amma, kırdı kırıldı
Devam etti, zalim, yordu yoruldu
Kovamadık , soframıza kuruldu
Sofralar ağlıyor, gözler ağlıyor..
Bir elinde, bir belinde tabanca
Sokuldu yanıma sanan kurbanca
Sığdıramam, ne mantığa, inanca
Bilimler ağlıyor, tezler ağlıyor..
Neyim varsa, her şeyimi aldılar
Anılarım, düşlerimi çaldılar
Hazlarının, doruğuna vardılar
Kitaplar ağlıyor, sözler ağlıyor..
Neye benziyorlar, bu nasıl kılık
Yanaşmış teneşir, suyumuz ılık
Beyinler elbizli, kafalar sarık
Aşıklar ağlıyor, sazlar ağlıyor..
Nedir söylen, cehaletin ilacı
Hepten olduk, kapısında kiracı
Kanlımızı ettik, şimdi baş tacı
Konaklar ağlıyor, özler ağlıyor..
05-03-08Karlslunda.Hüseyin Uçar.

NE MEKAN NE MENZİL BELLİ

Durma öğren, durma oku
Diken diken, olmuş doku
Beyini terk etmiş korku
Ne mekan, ne menzil belli..

Gökte bulut, yerde deprem
Bunu bize , yapma Ekrem
Nasıl hesap, nasıl deklem
Ne mekan, ne menzil belli..

Uzak uzak, bakıştırır
İftiralar yakıştırır
Her fırsatta  sıkıştırır
Ne mekan, ne menzil belli..
Akı yoktur, hep karadır
Karanlıklarda ,aratır
Her an sorunlar yaratır
Ne mekan, ne menzil belli..
Bakın görün, darmadağın
Faydasın görmedik çağın
Taşatan yok, dur durağın
Ne mekan, nemenzil belli..
01-03-08 Hundige.Hüseyin Uçar.

OKUNUR DURUR

Marangoz çalışır, kapısı yoktur
Berberin sakalı, kirişte oktur
Doktorun dertleri hastadan çoktur
Neşteri, takımı, gezinir durur.

Doyuran doyurur, kendisi açtır
Şimdi saygı gören, kürk ile taçtır
Sarrafa sorurum, fiatım kaçtır
Elinde terazi, ıkınır durur.

Hediye dagıtır, almaz hediye
Düşünür taşınır, borçlarım niye
Evler yapılırken, ite kediye
Bakar villalara, yakınır durur.

Sıralasam, meslekleri alt alta
Ne kadarı mutlu, bakın surata
Çıkıp bakınamaz, ellinci kata
Habire hırsından, tıkınır durur.

Ne kadar çalışsam, düzelmez kesem
Yarın aç kalırım, hesapsız yesem
Gücenir mi bayım, adını desem
Korkudan, etrafa bakınır durur.

Yalnız çeker, bu hayatın yükünü
İstesede koparamaz, kökünü
İş bitince, sağ koymazlar tekini
Adı hangi dilde, okunur durur.

23-02-2008 Hundige. Hüseyin Uçar.

NİYE BE ELVAN

-Elvan Çelikcanın Ardından-

Yıllar yılı kahrın, çektin gubetin
Dillere şayandı, senin gayretin
Hizmetkarı, düğünlerin, davetin
Bu kadar acele, niye be Elvan.

Geldin bu ülkeye, onüç yaşında
Emegin var, toprağında taşında
Zalım kanser, cüml’alemin başında
Bu kadar acele, niye be elvan.

Koskilde, Karlslunde, sonra Havdurup
Bakmadın arkaya, şöyle bir durup
Hep ürettin, dinlenmedin, kurulup
Bu kadar acele, niye be Elvan.

Ağır işler, fabrikalar dolaştın
Boş durmadın, boşa bile uğraştın
En sonunda, menziline ulaştın
Bu kadar acele, niye be Elvan.

Çalamadın dostum, eli ağıza
Bilirim doymadın, oğula, kıza
Ev aldın karıştın, toprağa toza
Bu kadar acele, niye be Elvan.

Anlatsamda bitmez, anılar dizi
Daha silinmeden, Alinin izi
Bumudur komşuluk, terk ettin bizi
Bu kadar acele, niye beElvan.

Bir gubetçi daha, uçtu yurduna
Neler koymuş, hiç bakmadan ardına
Her şey yarım, varamamış tadına
Bu kadar acele, niye be Elvan.

Çökmüş omuzları, mevlide üzgün
Hiç yalpasız dostum, yürüdün düzgün
Elden bir şey gelmez, Felekte dizgin
Bu kadar acele, niye be Elvan.

Her ne desem, anlatamam durumu
Tekrarlarım, hiç durmadan sorumu
Yasa boğdun, Kuşsarayı, Çorumu
Bu kadar acele, niye be Elvan.

Yeter be Taşatan, bitir sözünü
Dogruya güzele, çevir yüzünü
Zalım felek, çokmu gördü izini
Bu kadar acele, niye be Elvan.

18-02-2008 Karlslunde.Hüseyin Uçar.

SİNEM DELİK DEŞİK

Açların halinden, ne anlar toklar
Agzı var konuşur, parası çoklar
Yağmur gibi yağar, sineme oklar
Sinem delik deşik, gönül biçare…

Bilirim ki aslım, benzer oğuza
Silah tacirleri ağız ağıza
Dünya faşistleri omuz omuza
Sinem delik deşik, gönül virane…

Görür yaşar, bilir. Bunu arifler
Yıldan yıla değişiyor tarifler
Dili merhaba der içinden kefler
Sinem delik deişik, gönül divane..

Elde kamçı, kamçıladı koşuştum
Sözüm dinlemedi, sade konuştum
Dostlar vahşet ile, böyle tanıştım
Sinem delik deşik, gönül fukare..

10-01-2008 Karlslunde.Hüseyin Uçar..

HOŞ GELDİN KIZIM

-Torunum Ronyanın doğumuna-

Geldiğin duyunca, coştum hakçası
Benim kızım esmerlerin akçası
Al yanaklım, gönüllerin bahçası
Dünyamıza sefa geldin, hoş geldin.

Bilirim ki büyülersin göreni
Sevindirdin kızım dostu yareni
Senle bile izlemesi Ereni
Dünyamıza sefa geldin, hoş geldin.

Buluşmalar bir parçası yaşamın
Kız kardeşi benim, küçük paşamın
Renklenecek elbet, giyim kuşamın
Dünyamıza sefa geldin, hoş geldin.

Adın milyonlarca adını demem
Sizi seviyorum, sözümü yemem
Öz ile görürüm, göz ile görmem
Dünyamıza sefa geldin, hoş geldin.

Çorba yaptım, içemedim çorbayı
Kovaladım içimdeki zorbayı
Sen gelirken Elvan savdı sırayı
Dünyamıza sefa geldin, hoş geldin.

Hangisin sayayım, çok sende dayı
Kızım deden ile açma arayı
Kutluyorum gülüm anne, babayı
Dünyamıza sefa geldin, hoş geldin.

Öndesin can oğlum, çok açık farkla
Taşatan düşlerin içinde sakla
Gün olur güzelim, düşerim akla
Dünyamıza sefa geldin, hoş geldin.

21-02-2008 Hüseyin Uçar.

SAÇLAR DANSA ÇAĞIRIYOR

Al yanaklı, a güzel kız
Ne bu arzu, ne bu hız
Yanak gölet, çeşme ağız
Gözler beni ağırlıyor
Saçlar dansa çağırıyor..

Gögüs oynar, gözler gülür
Ne söylüyor, tanrı bilir
Kulağıma sesi gelir
Gözler konuk ağırlıyor
Saçlar dansa çağırıyor..

Havalanmış sevda dilim
Uzatırım işte elim
Halayda sekiyor gülüm
Gözler konuk ağırlıyor
Saçlar dansa çağırıyor..

Her satırım, övğü dolu
Nere baksam, kesmiş yolu
Bir dogurğan, Anadolu
Gözler konuk ağırlıyor
Saçlar dansa çağırıyor…

15-01-2008 Karlslunde.
Hüseyin Uçar.

AKIMLAR

Oturmuş cehalet, yağdırır emir
Yangın yüreklerden, ürettik kömür
Yaz yağmuru gibi geçiyor ömür
Gerilir sinirler, tele dönüşür…

 

Enginlerde kalma, yükselt rakımı
Göster gönül göster, insan farkımı
Enerjiye dönüştürdük akımı
Akımlar kabloya, pile dönüşür…

 

Şahlandı durmuyor, gönlümün atı
Duruyor sözünde, kararı katı
Gözlerime bağlamışlar Fıratı
Bir zaman sonra, göle dönüşür…

 

Şu dağları gide, gide aşalım
Zaman bize, biz zamana şaşalım
Yeter gayri, özlemlere koşalım
O bakışlar bile, dile dönüşür…

 

03-02-2008 Bröndby.Hüseyin Uçar. 

DOST DEDİĞİN -2-

Demliğim çöğ oldu, bardaklar kayıp
Usandın dostundan, kimleri sayıp
Hal hatır sormazsın, bir gün arayıp
Dost dediğin, böyle günde bellolur…

Yolunmuş saçlarım, kel olmuş tepem
Kimseye degil, kendime cepem
Uzayın yanımdan, yaşarken deprem
Dost dediğin, böyle günde bellolur…

Telefon kapalı, çalınmaz kapı
Bu nasıl anlayış, bu nasıl yapı
Artık açıklandı, dostlugun çapı
Dost dedigin, böyle günde bellolur…

Diktiğim fidanlar, baktım sökülmüş
İlk baharda, çiçek yaprak dökülmüş
Kahkaha tükenmiş, sesler çekilmiş
Dost dedigin, böyle günde bellolur..

Attılar ataşı, gözüm dalınca
Kocaman bir boşluk,oldum yalınca
Herkesler koşuştu, külüm kalınca
Dost dedigin,böyle günde bellolur…

Güneşler çekilmiş, girmez odama
Çürümüş elbise, tutmuyor yama
Hiç bir kimsen, yokmu derler adama
Dost dedigin, böyle günde bellolur..

Omuzumda amma, çalamam davul
Her gece, her gündüz, eldeydi bavul
Sevgi muhabbettir, bilirsen oğul
Dost dedigin, böyle günde bellolur..

Koptu saat kayıp yoktur kösteğim
Doğruluk, dürüstlük, benim desteğim
Ne beklentim vardır, nede isteğim
Dost dedigin, böyle günde bellolur..

Yeter be Taşatan, sitemin kime
Karıştı göz yaşın, toprağa çime
Kimseye  küsemen, küskünüm deme
Dost dedigin, böyle günde bellolur..

17-01-2008 Karlslunde.Hüseyin Uçar.

YILDIZSIZ BİR GECE

Yıldızsız bir gece, sıktıkça döktüm
Her güzel yaşamı, alnından öptüm
Girdiğim bağlara, ekinler ektim
Tarla bostan yağdı, ben yiyemedim..

Bilmem hangi tarih, gece yarısı
Yanan ışık arar, gönül arısı
Hep gördün kendini, dünya yarısı
Elim uzatsamda, hiç değemedim

Kovalıyor beni, dağcıl düşlerim
Sevdigimi bahar ile eşlerim
Tanrımıyım, güzel şeyler işlerim
Zalimin başını, gör eğemedim

Altınsız tezgahta, duran serrafım
Beni kavuruyor benim alafım
Sevgiye saygıya, elbet tarafım
Sevsemde, sevdigim, hiç diyemedim…

01-01-2008Bröndby Hüseyin Uçar.

YARINLAŞ ÖMRÜM

Ne ararsan canım, özünde ara
Ne anlatsan duymaz, sağır duvara
Cahille düşmeden aynı kulvara
Aradıgın bulda, yarınlaş ömrüm..

Umudun yerini, yalan almasın
O güzelim aklın, dünde kalmasın
Yeter dert gasafet, bizi bulmasın
Aradıgın bulda, yarınlaş ömrüm..

Kuru yaprak gibi sarardıgını
Tükenen mum gibi karardıgını
Daha görmeyeyim, bunaldıgını
Aradıgın bulda, yarınlaş ömrüm..

Bundan geri, katlanamam belana
Jetlerimi, indiremem alana
Daha tahamülüm, yoktur yalana
Aradıgın bulda, yarınlaş ömrüm..

31-01-2008 Karlslunde.Hüseyin Uçar.

GÖZ GÖZE GELDİĞİM

Göz göze geldiğim, ara sokaklar
Gizli gizli buluşurdu korkaklar
Daima kirişte, gözler kulaklar
Filim gibi şimdi, geçmiş anılar
Yüreğimde, yol alıyor kağnılar..

Taşlara çalsakta, biz bu kafayı
Bizler çektik, eller sürdü sefayı
Karıcalar kaptı, elden kupayı
Göz kırpıyor, şimdi geçmiş anılar
Her hatırlayışım, ömrü yarılar..

Anıları dizdim, yaktım mumları
Boyadımda ayna yaptım camları
Kefen diye saracağım gamları
Göz yaşıma karışıyor anılar
Berçinleşmiş, sökülmüyor kanılar..

Unuttum erenler, yurdu sılamı
Derin etme yeter, Felek yaramı
Ömür kısa, bekliyorum sıramı
Bırakın yakamı, zalim anılar
Artık dallarıma, konsun arılar…

02-02-2008 Karlslunde.Hüseyin Uçar.

KUSURUN GÜNAHIN

Sevdigim sen beni, yalancı sandın
Kimlere aldandın, kimlere kandın
Kelleyi koltuğa, aldın dolandın
Kusurun, günahın, boyundan büyük..

Sevdadan büyükmüş, paranın yüzü
Yokuş ettin bana, ovayı düzü
Kimseye geçmiyor, yoksulun sözü
Kusurun, günahın, boyundan büyük..

Ah edene, mazlumlara, kıyamam
Kimsenin gözünü, boşa boyamam
Kulaklarım sagır, ettin duyamam
Kusurun, günahın, boyundan büyük..

Taşatanın, bir adıda kanara
Yasladın bir ömür, kuru çınara
Varmıyım, yokmuyum,ittin kenara
Kusurun, günahın, boyundan büyük..

01-02-2008 Karlslunde.Hüseyin Uçar.

SÖYLE SÖYLE

Yağan kara, coşan sele
Kapılırsın, bile bile
Umutlarım verdin yele
Söyle söyle, mutlumusun..

İşte kesildi biletin
Adı lazım mı gurbetin
Yakıp yıktı, o gayretin
Söyle söyle, mutlumusun..

Rahatladın canın sıkma
Dönüpte uzağa bakma
Herkes senle sakın korkma
Söyle söyle, mutlumusun..

Bitip tükenmiyor yollar
Yel gibi geçiyor yıllar
Hala açık kapı kollar
Söyle söyle, mutlumusun..

Bak güneş doğmuş kızıyor
Gözlerin mezar kazıyor
Sözcüklerim kan sızıyor
Söyle söyle, mutlumusun..

Kagıda düşen yazılar
Çürümüş düşmüş azılar
Artar eksilmez sızılar
Söyle söyle, mutlumusun..

Bana taktığın adların
Huzurlumu evlatların
Şeytanda yok, icatların
Söyle söyle, mutlumusun..

Göçümü yığdın belime
Vedalaştık tek kelime
Sitemler yağar dilime
Söyle söyle, mutlumusun..

Gece gibi şafakların
Yakın olur uzakların
Anlaşılmaz tuzakların
Söyle söyle, mutlumusun..

Çiğ kalan yanlar pişti mi
Dar yerlerin genişti mi
Hızır gelip yetişti mi
Söyle söyle, mutlumusun..

Çatılmış inmez kaşların
Hep yargılar bakışların
Düz mü oldu, yokuşların
Söyle söyle, mutlumusun..

Düşürdün uzağa yolum
Omuzdan budadın kolum
Yurttan atılan oğulum
Söyle söyle, mutlumusun..

İşler oldu planların
Nasıl bakar yaranların
Devam eder yalanların
Söyle söyle, mutlumusun..

Düşleri mi, bile oydun
Yüreğime ataş koydun
Hayallerim bile soydun
Söyle söyle, mutlumusun..

Taşatana taşın atma
Boşa kaşlarını çatma
Yeter kalbimi kanatma
Söyle söyle, mutlumusun…

12-01-2008 Karlslunde.
Hüseyin Uçar.

YALANLARA BAŞLAMA

Manavdan aldım, bir kilo biber
Daha tıraşım yok, bekleme berber
Sağlıklı bir yaşam, en güzel haber
Yeter güzel yeter, beni taşlama..
Zaten olduk, bunca yıldır haşlama

Her sözü lehine, çevirmek işin
Sorgusuz, yargısız, suçlarsın peşin
Öyle bir dahisin, bulunmaz eşin
Aydınlığa, karanlığı  aşlama..
Zaten olduk, bunca yıldır haşlama

Ay dede tutulmuş, seyirde hale
Mevsimi geçerken, açmıyor lale
Öreni andırır, yaptıgın kale
Yeter artık, yalanlara başlama…
Zaten olduk, bunca yıldır haşlama..

Yalan dolu, sözcüklerin satırın
Her sözcükte, innelerin batırın
Çocukların bende, kalan hatırın
Artık yeter, bu gönlümde kışlama..
Zaten olduk, bunca yıldır haşlama..

Sökme sarğısını, nolur yaramın
Ah nideyim, anasısın balamın
Sadece gelini, oldun anamın
Daha dönmem, hiç boşuna  tuşlama..
Zaten olduk, bunca yıldır haşlama

16-01-2008 Karlslunde.Hüseyin Uçar.

SÜMBÜL İLE LALELER

Yüzümü görünce, simsiyah geçen
Ecel şerbetini, içiren, içen
Göz göze gelince, kefenim biçen
Kokmaz oldu , sümbül ile laleler
Birer birer yıkılıyor kaleler…

Her şey ile beni, ölçer takaslar
Yağdırır başıma, koca kalaslar
Duygularım, anılarım makaslar
Açmaz oldu, sümbül ile laleler
Günden güne, azar gider yareler..

Saçlarımı okşamıyor, parmaklar
Kurumuş kavrulmuş, diller dudaklar
Viran şimdi yaptırdığım konaklar
Solmuş açmaz, sübül ile laleler
Birbirini kovaladı,  hileler…

Her ne etsem, artık ellerde yakam
Ne iniş çıkış, ne beli makam
Herkese dokunur, herkese şakam
Sonbaharda açar oldu laleler
Beyini terketti, uçtu çareler…

21-012008 Bröndby Strand.
Hüseyin Uçar.

SEVEN İNSAN

Sevdalıya ne yol, ne yön sorulur
Ne uslanır bıkar, nede yorulur
Hayali sofraya, varır kurulur
Seven insan, her halinden bellolur
Sevdiğini gören, gözler delolur.

Denizdir, ovadır, dağdır yamacı
Ne ölüm korkutur, ne duyar acı
Bir tek hedef vardır, aşktır amacı
Seven insan, her halinden bellolur
Hem bakışlar, hemi sözler delolur..

Kaşlar elin bağlar, kibrik hançerler
Sevda çeşmesinden, suyun içerler
Bütün köprüleri, yıkıp geçerler
Seven insan, her halinden bellolur
Hemi yollar, hemi izler delolur.

Ne verimi bilir, nede kurağı
Aşıkların belli olmaz durağı
Olabilsem, karac’oğlan çırağı
Seven insan, her halinden bellolur
Akışan mısralar, közler delolur..

Anılar uçuşur, duygular kayıp
Ne yasak düşünür, ne bilir ayıp
Gece gündüz ağlar, başın dayayıp
Seven insan, her halinden bellolur
Haber gelse, yorgun dizler delolur..

20-01-2008 Bröndby Strand.
Hüseyin Uçar.

HİÇ BİR YANIM

Dinlenmeye bir kenara oturdum
Duygularım nenniledim yatırdım
Hançer aldım, yüregime batırdım
Hiç bir yanım acımadı dostlarım
Kopar gibi geriliyor kaslarım.

Sora sora, dura duıra düşündüm
Sanmayın ki ön yargıda peşindim
Sancılarım olgunlaştı deşildim
Hiç bir yanım kanamadı dostlarım
Kopar gibi geriliyor kaslarım..

Hep düşündüm kapılmadım öfkeye
Duygularım bırakmadım cepeye
Tek başıma karşı koydum çerteye
Hiç kimseler anlamadı dostlarım
Kopar gibi geriliyor kaslarım..

Ordu kurdum ordum ile gitmedim
Sevmediğim topraklarda bitmedim
Ham yoldular olgunlaşıp yetmedim
Hiç bir işe yaramadım dostlarım
Kopar gibi geriliyor kaslarım..

 

22-01-2008 Karlslunde/ Hüseyin Uçar. 

DUYGULARIN KURUTMA

Hep çekildi, dostum canım diyenler
Gülistana döndü, dünkü örenler
Yüz çevirir bizi yolda görenler
Deli gönlüm, sen kendini unutma
Daim sula ,duyguların kurutma. 

 

Çalış kazan, nolur bekleme beleş
Sen senol, kimseye davranma kalleş
Bile o sabrını, heran çelikleş
Nolur gönül, sen kendini unutma
Yaşa duyguların, sakın kurutma.

 

Elbette aranır, yol yolak bilen
Kime ne anlatır her şeye gülen
Dünü gölgeliyor, her yeni gelen
Sakın gönül, sen kendini unutma
Sula duyguların, sula kurutma.

 

Her meyveli ağaç, bilin taşlanır
Arzularsan, yenileri aşlanır
Her yaşayan canlı, bir gün yaşlanır
Deli gönlüm, sen kendini unutma
İyi besle, duyguların kurutma.

 

Çok tatlıdır dünya, herkes aldanır
Kendi yumrugunu, bir balyoz sanır
Yeter be Taşatan, yer yüzü tanır
 Nolur gönül, sen kendini unutma
İyi besle, duyguların kurutma.

 

22-01-2008.Karlslunde/ Hüseyin Uçar.

 

 

 

 

GÜLÜM- GÜL YÜZLÜM

Gülüm
Gül yüzlüm
Gül
Oyna
Coş
Dünyanı karartan
Kavgalar
Davalar yaratan
Ananı ağlatan
Dün öldü.
Kaldırıldı cenazesi
Anılarını
Kurşunla
Düşlerini
Yak
Bölmesin uykunu
Ört-baset
Hiç bir şey çıkmasın ortaya
Sök vicdanından at
Anılarını
Düşlerini kanat
Fırlat gök yüzüne
Susturulmuş
Yaralı yüregi
Eminim
Turnalar bulacak
Kanatlarından 
Telekler yolup
Onlarla yuva yapacak
İşte benim kabrim
Ora olacak
Gece gündüz
Yıldızlara yoldaş olup
Ay dedenin
Yanı başında duracak.
Gülüm
Gül yüzlüm
Gül
Oyna
Coş
Dünyanı karartan
Kavgalar
Davalar yaratan
Ananı ağlatan
Dün öldü.
Aklandınız
Paklandınız mı?
Vicdanınızla
Baş başa kalabiliyor musunuz?
Silin izlerini bile
Yer yüzünden
O vefasızın
Belki izlerde dirilebilir
Bir gün
Tutar yakanızdan
Saygın insanlar
Magandalar
Turfandalar
Fırlatın gök yüzüne
Susturulmuş
Yaralı yüregi
Onu Turnalar incitmez
Ona tapar
Yolar teleklerini
Teleklerinden yuva yapar
İşte benim kabrim
Ora olacak
Belkide gök kuşagı gibi
O yaralı yürek
Bildigi yerde
Dimdik duracak
Ay dedeyle birlik
Sizi seyre dalacak
Açın cepaneliklerinizi
Kuşanın fişekliginizi
Siz onu vurmazsanız
O sizi vuracak.

8-12-2007 Karlslunde.
             Hüseyin Uçar.

YÜREKTEN KOPANLAR

Yüregimde bir agırlık
Dünyayı tartıyor bende
Kulagımda bir sagırlık
Gün günün, artıyor tende..

Yüze degil, göze bakın
Uzagı eyleyin yakın
Kimseyi kırmayın sakın
Erdemler çogalır sende..

Bitip tükenmez yargılar
Ne dedimde, ne algılar
Öne çıkmalı olgular
Yürüyelim. Canlar önde..

Etrafı sarmadan koku
Dogru düşün, dugru oku
Yolunu kesmesin korku
Kalmasın düşlerin dünde..

Yeni bir gün elbet yarın
Aşkı, muhabbeti sarın
Kinden ve öfkeden arın
Oluşsun her şey yerinde..

 

28-12-2007 Karlslunde.
                Hüseyin Uçar.

YILDIZ AKDOĞANA

-Millet vekili-

Yaylacıktan yola çıkan birikim
Çağ’a çağdaşlıga yakışan ekim
Sanat bir yaşamsa, başladı çekim
Bulutlar yıldızı koparamaz ki.

H. Araçtan sonra, Çorumdan buda
Kimseye mükafat yağmaz uykuda
Elbet hikmet vardır, Güneşte, Suda
Kimseler coşkunu azaltamaz ki.

Kararlı ol yeter, dirilir özün
Eylem almalıdır yerini sözün
Daha yükseklerde olmalı gözün
Kimse aydınlığı karartamaz ki.

Biliyorum elbet, yüreğin dolu
Gerekirse gözler, olmalı sulu
Senin bu başarın, azmin okulu
O güzel dünyanı, daraltamaz ki.

Kuzey meclisine, Çorumdan yağan
Yer yüzü degil mi, bulutu sağan
Kutluyorum seni, Yıldız Akdoğan
Karalar denizi, kapatamaz ki.

Taşatanım başarılar dilesin
Yavaş yavaş , bir sadede gelesin
Beklentimiz çoktur, onu bilesin
Herkes bu konumu, yaratamaz ki.

 

09-12-2007 Karluslunde.
                 Hüseyin Uçar.                           

YABAN ELLER

Günahı, sevabı, yükle sırtına
Geri dönüp daha bakma ardına
Göç eyle yerleş, gönlüm yurduna
Kül eder ormanı, böylesi düşler
Yaban eller, özlemleri ateşler.

Elden tutan yoksa, kimse ayılmaz
Yürekte yaralar, çoktur sayılmaz
Vuran vurmuş, hiç kimseye darılmaz
Hangi birin sayam, size kardeşler
Gurbet eller, özlemleri ateşler.

Dünya dedikleri, bir koca saha
Bunca yıl dayandık,siteme aha
Oda acımıyor, nettik allaha
Hüzünler yağıyor, yaralı döşler
Bir kıvılcım, bir ormanı ateşler.

Tüm varlıgın, pılı pırtı, sarmala
Haber uçur, güneş gözlü marala
Geliyorum, kapıları arala
Alnımıza düşmez, oldu güneşler
Ayakta anılar, sevdam ateşler.

Sizindir buralar, görenler öcü
Kovalıyor beni, aşkımın gücü
Bulutlarda yüklü, uçarın göçü
Felek bizi neden, gubetle eşler
Yavrumun özlemi, öfkem ateşler.

 

5-12-2007 Karlslunde.Hüseyin Uçar.

DÜŞLERİM YANAR

Hep incindim, incitmedim kimseyi
Ben ürettim, eller kaptı keseyi
En sonunda, tokatlattık enseyi
Saçlarım tutuşur, düşlerim yanar
Kanar bu yüregim, durmadan kanar…

Değer değmez, yarin eli elime
Hoş sözcükler, doluşurdu dilime
Hançer olur, bazen tek bir kelime
Tutuşur saçlarım, düşlerim yanar
Kanar bu yüregim, durmadan kanar…

Işıklar karardı, oldum kör ebe
Ellerim çekildi, usulca cebe
Vuruldu içimde, binlerce bebe
Tutuşur saçlarım, düşlerim yanar
Kanar bu yüregim, durmadan kanar…

Her şeyler uçuştu, kalmadı anı
Almaya yeminli, bu tatlı canı
Bizlere yurt oldu, elin vatanı
Saçlarım tutuşur, düşlerim yanar
Kanar bu yüregim, durmadan kanar…

Bu acılar azdır, taşlayın beni
Bir kuru ağaca, aşlayın beni
Kızgın ateşlerde, haşlayın beni
Tutuşur saçlarım, düşlerim yanar
Kanar bu yüregim, durmadan kanar…

 

14-11-2007.karlslunde.Hüseyin Uçar.

NEYDEM SÖYLE GÖNÜL

Kar kış demez, hemen yola koyulur
Haramiler, yolun keser soyulur
Ne göze görünür, ne ses duyulur
Neydem söyle, gönül senin elinden..

 

Sarp kayada yürümeye çalışır
Yol boyunda, kimi görse tanışır
Kanıksamış, yenilğiye alışır
Neydem söyle, gönül senin elinden..

 

Sarmasını bilmez, yara yapığı
Arkadaş der eve, sokar sapığı
Kusursuz ağırlar, iti, kopuğu
Neyden söyle, gönül senin elinden..

 

Döllü diye sunar, sana kısırı
Ömre doymaz, azımsıyor asırı
Eksilmiyor, hiç bir zaman kusuru
Neydem söyle, gönül senin elinden..

 

Yasa, kural, dinlemeden yürüyor
Kurban postu gibi, beni sürüyor
Kendi yumruğunu, büyük görüyor
Neydem söyle, gönül senin elinden..

 

Ne güzel beğenir, ne mülk edinir
Sogusuz, düşünsüz, yanar didinir
Bir bakmışsın, yularlanmış yedilir
Neydem söyle, gönül senin elinden..

 

Gurbet düşer, çoğu zaman serlere
Ayna diye sunar, bakar körlere
Param parça eder, vurur yerlere
Neydem söyle, gönül senin elinden..

 

Su olupta, testilere akmadan
Yola gider, dere tepe bakmadan
Sen yakarsın,zalim felek yakmadan
Neydem söyle, gönül senin elinden..

 

Rastlamadım, Taşatanı tutana
Gidem derim, göndermezler vatana
Deli gönül yeter, yüzün utana
Neydem söyle, gönül senin elinden..

 

13-11-2007 Hüseyin Uçar. Hundige.

 

ÜÇÜZLER

Atımı bağladım, ağaç yürüdü
Dalına yapıştım,beni sürüdü
Bir sel aldı, her yanımız çürüdü
Uzak uzak bakar, oldu üçüzler..

Neye elim atsam yapış yapıştı
Diller sustu, gene gözler kapıştı
Herkes birbirine nasıl takıştı
Ayrı suda akar, oldu üçüzler..

Ne eyer kalmıştı, nede üzengi
Beraber birlikte, eyledik cengi
Degişti bir anda, her şeyin rengi
Paparazi sakar, oldu üçüzler..

Kurtarın diyerek, yandık yakardık
Yerli yersiz, yayğarayı  kopardık
Üçümüzde bir, Tanrıya tapardık
Özlerinden kopar, oldu üçüzler..

En sonunda, diyar diyar dağıldık
Bulut olduk, yer yüzüne sağıldık
Hangi bağ’a girsek, ordan kovulduk 
Kulakların tıkar, oldu üçüzler..

Ne aranım kaldı, nede soranım
Ne dostlarım kaldı, nede yaranım
Dünyayı kucaklar, sevgi oranım
Bentlerinden taşar, oldu üçüzler..

Taşatana el verenler onar mı
Onun gibi yürekleri kanar mı
Öldüğümde yavrularım anar mı
Birbirine çatar, oldu üçüzler..

 

07-11-2007 Hundige/Hüseyin Uçar.

HÜZÜNLER DALIYOR

Üzülmemek elde olsa üzülmem
Bu yükün altında böyle ezilmem
Neler olduğunu bir tek ben bilmem
Dürüstlükler bu gönlümün hançeri
Hüzünler dalıyor tenden içeri.

Tomurcukken portakallar kurumuş
El ermesi göz görmesi zorumuş
Seviyorum demek niçin zorumuş
Aşklar olmuş bu gönlümün hançeri
Hüzünler dalıyor dilden içeri.

Sel suyuyum bundan geri durulmam
Vezüv oldum zincirlere vurulmam
Ben sevdayım, aşkın ile yorulmam
O gülüşler bu gönlümün hançeri
Bende bir deryasın, benden içeri.

Taşatanın aklın alıp yürüyen
Ömür boyu hep peşinden sürüyen
Gene ben olurum özür dileyen
Ayrılıklar bu gönlümün hançeri
Bende bir sen varsın senden içeri.

 

06-09-2007 Hüseyin Uçar. Didim.

BAKMIYOR CANIM

Bizim yaylalara uğrarsa yolun
Suları çekilmiş akmıyor canım
Dengesi bozulmuş ovanın dağın
Bize muhabbetle bakmıyor canım.

Göletler kurumuş, yeşil yakılmış
Geri kalanlarım sele takılmış
Farkında değilsin dünyan yıkılmış
Diktiğin o güller kokmuyor canım.

Bu kadar sitemi yıkman sırtıma
Amortide çıkmaz oldu artıma
Gügükler ötüyor konmuş çatıma
Kimseler bizi takmıyor canım.

Kimin çıkarına bunca savaşlar
Hani nerde şimdi eski lavaşlar
Amerika fısıldar iyi tıraşlar
Dostluklar tek yanlı olmuyor canım.

Geç olmadan kayıpların yakala
Bırakman meydanı ite çakala
Anlamlar yükledik kara sakala
Kimsenin yüzü gülmüyor canım.

Gördüklerim dedim beni taşlama
Yeni üret eskileri aşlama
Canlar yaşat can almağa başlama
Gidenler geriye dönmüyor canım.

 

18-09-2007 Hüseyin Uçar.Didim.

VEFASIZIN ARDINDAN

Bırakıp giderken mevsim yazıdı
Bunca ettikleri sanki azıdı
Öfkelendi tüm ismimi kazıdı
Yürünürmü vefasızın ardından
Yaban edip sürdü beni yurdumdan.

 

Neydi benim ile derdi davası
Bir hayalmiş demek yurdu yuvası
Estirmedi bir gün halay havası
Yürünürmü vefasızın ardından
Yaban edip sürdü beni yurdumdan.

 

Güler yüzle uğramadı yanıma
Yalan dolan ile girdi kanıma
Gözün dikmiş mülkü gibi canıma
Yürünürmü vefasızın ardından
Yaban edip sürdü beni yurdumdan.

 

Seslenirken inan içim kanıyor
Alev almış gözüm, beynim yanıyor
Taşatanı yol iz bilmez sanıyor
Yürünürmü vefasızın ardından
Yaban edip sürdü beni yurdumdan.

 

26-10-2007 Hüseyin Uçar. Karlslunde.

 

 

 

MEYDANI CANLAR

Kor düşmüş sineler yanar gövünür
Yavrusu vurulmuş ana dövünür
Zalim oğlu düşmanlıkla övünür
Ayağa kalkmanın zamanı canlar.

Akıyor pınarlar berrak ve duru
Yalvarırım tanrım askerim koru
Yapışır dilime binlerce soru
Tazedir kanların dumanı canlar

Kör dövüşü sürür nerde cepeler
Baba şehit boynun burmuş körpeler
Duygular şahlanmış aşar tepeler
Bilmiyor zalimler amanı canlar.

Geçmiyor geceler aklı karalı
Artıyor kayıplar çoktur yaralı
Mehmetçiğim o dağların kralı
Çogalır dizimin dermanı canlar.

Dudakları andırırken kirazı
Çoklarının hayal oldu mırazı
Edem ayığına aşkı niyazı
Bakın kimler kimin kurbanı canlar

Taşatanım derki şehit uludur
Gardaşa kıyanlar kimin kuludur
Hangi göze baksam dolu doludur
Bırakman caniye meydanı canlar..

 

25-10-2007 Hüseyin Uçar. Karlslunde.

ALAN GÜLLÜ TERMALİ

Bozköy
Alangüllü Termali
Germencik’e beş KM uzaklıkta
Oturmuş göksüne engebeli dağların
Misafirlerini ağırlıyor
Sağında meryem ana köprüsü
Solunda ağlayan kayalar
Bitişikte
Aydın Valilik konağı
Bu değil tamamı
İki mükemmel kudret  havuzu
Bir kükürtlü kaynarca
Bir kaynar çamurlu kuyu
Bahçenin ikinci bölümünde göletler
Ve en alt bölümünde
Tarihi Meryem ana hamamı
Ve güler yüzlü
Bakımlı çalışan kızlar
Hele Sibel
Dudaklar gülücük tarlası
Yanaklar menderes ovası
Gözler Ege denizi
Her şey birbirine o kadar yakın
O kadar uzak ki
Hamdi usta kaynak yapıyor
Bedenle nefes
Dille dudak gibi
Gözlerinde hüzün
Dudaklarında buruk tebessüm
Gülperi
El sallıyor balkondan
Öyle acımasız
Öyle kör
Öylesine duygusuz
Bir ana
Sanarsın savcı
Ya da yargıç
Kovalıyor ardından
Yaşadığı çağdan uzak
Sanki herşey 
Gülperiye kurulmuş
Bir tuzak
Daima kırır döker
Düş dersin
Cehalet
Düşmez yakandan..

22-09-2007 Germencik/Aydın.
                          Hüseyin Uçar.

GURBET BENİ ÇAGIRIYOR

Gelen yoksulu karalar
Düşer derine yaralar
Sizin olsun can buralar
Birileri  bağırıyor
Gurbet beni çağırıyor..

Tarağın değsin başıma
Su katılar su aşıma
Küs değilim gardaşıma
İsyanlarım bağırıyor
Gurbet beni çağırıyor.

Silk strezi, stres yakar
Her yanından hüzün akar
Öfkelenme, öfke yıkar
Birileri  bağırıyor
Gurbet beni çağırıyor..

Ayakların yere basa
Taşatanı boğun yasa
Gerisini etmen tasa
Birileri bağırıyor
Gurbet beni çağırıyor..

 

09-10-2007 Didim.
         Hüseyin Uçar.

KIRLARINA EKİN OLSAM EKİLSEM

Kırlarına ekin olsam ekilsem
Yol boyuna fidan olsam dikilsem
Toprağınca, güneşince üpülsem
İnan çok özledim dillerin yurdum
Nerde adın ansam selama durdum..

Yakarışım gel çıkarma boşuna
Söz veririm bela olmam başına
Kabul buyur yüzüm sürem taşına
İnan çok özledim dillerin yurdum
Nerde adın ansam, secdeye durdum.

Göçmen olup dağılmasın yuvalar
Aynı kalsın bozulmasın havalar
Yokluk bizi öne katmış kovalar
İnan çok özledim dillerin yurdum
Nerde adın ansam secdeye durdum..

Sevda aşktır, aşk sevdadır yenilmez
Yurt sevdası bir tarihtir silinmez
Bu acılar yaşanmadan bilinmez
İnan çok özledim dillerin yurdum
Nerde adın ansam secdeye durdum..

Coşku dolu muhabbetler içilmez
Dillerine asla paha biçilmez
Bu sevdadan can çıkmadan geçilmez
İnan çok özledim dillerin yurdum
Nerde adın ansam secdeye durdum..

 

02-09-2007 Kuşsaray/ Çorum.
                          Hüseyin Uçar.

CANIN SAĞ OLSUN

Pilanların tıkır tıkır yürüyor
Görüyorum başın gök’e eriyor
Beni kırmak sana zevk mi veriyor
Veriyorsa devam, canın sağ olsun.

Sancısı olmaz mı kırılan kolun
İktidarı tatlı paranın pulun
Adını söylen mi gittiğin yolun
Anlıyorsan devam, canın sağ olsun.

Kendin mi, adın mı, okunur nazar
Bir eyvah yığını kurduğun Pazar
Bunca kötülüğü, kim kime yazar
Biliyorsan devam, canın sağ olsun.

Ne zaman coşarsam, kapımı çalır
Sesleri kulağa takılır kalır
Taşatan dünyanı, hüzünler alır
Görüyorsan devam, canın sağ olsun

 

19-08-2007 Hundige.Hüseyin Uçar.