Skip to content

Month: February 2009

HACI

Hangi dilde, tartışalım acıyı
Bu iniş çıkışlar, tersler sancıyı
Bir hayal, bir masal, besler hacıyı
Adını yazmaktan, yoksundur hacı
İki cihan, hayallere kiracı..

Kızına, oğluna, nalça çakıyor
Onlar çığırırken, arşa bakıyor
Kader deyip, kim olursa yakıyor
Adını yazmaktan, yoksundur hacı
Kendi gibi, ümmetlere duacı..

Ne tartı tanıyor, nede bir ölçek
Denizi görmemiş sözlerim gerçek
Günahlar boğmuş, bilmez içecek
Adını yazmaktan, yoksundur hacı
Kaderim buysa der, içmez ilacı..

Yağmur çekilince, çıkar duaya
Yüzünü çevirmez, dağa ovaya
Yıllık emekleri, uçar havaya
Adını yazmaktan, yoksundur hacı
Ne işe başlarsa, bulur aracı..

Ne görmüş, duymuşsa basar izine
Kulak tıkar, okumuşun sözüne
Şükürle avunur, vurur dizine
Adını yazmaktan, yoksundur hacı
Canını yakanı, eder baş tacı..

11/08/2008 Karlslunde.Hüseyin Uçar..

DÖN YURDUNA GÖNÜL

Toprağı madeni un gibi işler
Gücü yetmez ise, dudağın dişler
Taşımıyor beni, gördüğüm düşler
Yol alırım, gece gündüz durmadan
Dön yurduna gönül, ecel almadan.

Sen dünden hazırsın, nazlanma boşa
Yeter artık yürek, dönüştü taşa
Ne yolculuk biter, nede temaşa
Yaşayamam bir gün, hayal kurmadan
Dön yurduna gönül, ecel almadan..

Sorular yapışır, dudağa dile
Ne özlem tükenir, ne biter çile
Topla anıların dönelim bile
Ayrılalım hiç kimseye sormadan
Dön yurduna gönül, ecel almadan..

Bırak kalsın her şey, ardına bakma
Bu gönül ovasın, kavurup yakma
Kokmaz yaban gülü, yakana takma
Yaşlı kalbi daha, fazla yormadan
Dön yurduna gönül, ecel almadan..

01/07/2008 Hedebo.Hüseyin Uçar..

KATIL MUHABBETE

 

Elbet pahalılık, yoksulu vurur
Gün olur akan nehirler kurur
İstemesek bile, bu dizler durur
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Boşuna bekleme gidenler gelmez
Kader mi, kısmet mi, yüzümüz gülmez
Bu zalim gurbetlik, dalımdan inmez
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Geceli gündüzlü, akıyor nehir
Bunca yıl gurbette, çekilen kahir
Bir coşku pınarı, içtigim zehir
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Kime sorsam, yargılayan bakışlar
Dostum dediklerim, dönmüşte taşlar
Her kime kızdımsa, gönlümde kışlar
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Hileyi hurdayı, kimseye yapmam
Yüzseler derimi, doğrudan sapmam
Taşlara taparım, şeytana tapmam
Katıl muhabbete,kanalım amca..

 

Gönül ağacımın, bahar yaprağı
Gülüşünle yeşertirsin kurağı
Sustu dilin, Çöl Velinin çırağı
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Yeni döndün duydum, uzak yollardan
Hiç olmadık,can inciten kullardan
Arif olan anlar, garip hallardan
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Beni bilenlere, dolu biriyim
Gönül sofrasının, emir eriyim
Gelip geçmişlerin,diri seriyim
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Kimler geldi, kimler geçti sayalım
Her birini makamına koyalım
İnsan kalmak, benim arzum hayalım
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Yollara düşsem, yollar almıyor
Kader tuzak kurmuş, bizi salmıyor
Gelenler gidiyor, kimse kalmıyor
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

İnan şu an coşkun, akan ırmağım
Ne hedefim belli, nede durağım
Gönlüm sizle amma, kendim ırağım
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Kaleme benziyor, elin yapısı
Nerde penceresi, nerde kapısı
Acı, tatlı, yaşanmışlar hepisi
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Duydum erkek olmuş, koçlar torunlar
Elbette onların, gelen yarınlar
Havalıdır, Delikanlı burunlar
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Gözün aydın olsun, yengem Zekiye
Bazan evereste, benzer kafiye
Muhabbette, yol sorulmaz sakiye
Katıl mhabbete kanalım yenge ..

 

Sessizliğin sesin, senin adaşım
İnsanım diyene bacı kardaşım
Hem yeğenim, hemi dostum yoldaşım
Katıl muhabbete, kanalım uluç..

 

Ozan neylesin ki, dağlar eriyor
Doğa sofrasını, cömert seriyor
Dengesini bozduk, herşey ölüyor
Katıl muhabbete, kanalım insan..

 

Gönül eğilmez ki, nasıl eğelim
Vakit varken, sevilelim, sevelim
Sevgi arştır, bile arşa değelim
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Koşturur yollarda, eller ayaklar
Yanmış küldür, şimdi yeşil koyaklar
Tekin değil, geceleyin sokaklar
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

İstesemde ölçemedim, rakımı
Hep ürettim, yitirmedim saygımı
Anlatsamda, anlamazlar kaygımı
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Nere varsam boştur, kurdugum evler
Hüznü, ayrılığı, canım kim yeğler
Pireye teslimdir, pireye devler
Katıl muhabbete, kanalm amca..

 

Gidenleri bekler, dönsün kaleler
Tarihin tanıgı, olur kuleler
Dünyayı yönetir, bitler pireler
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Koşturdu, çırpındı,şişmanım adaş
Kör dönğü, cahille tartışmak gardaş
Kayadan duyarsız, yaşıyor yurtdaş
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Ayrım ayrımcılık, hala sürüyor
Ayak oyunları, böyle yürüyor
Yerde ki karınca, bile görüyor
Katıl muhabbete, kanalım amca.

 

Örgütler kurdum, örgütsüz kaldım    
Yalandan, dolandan, payımı aldım
Her zaman bilimin kapısın çaldım
Katıl muhabbete, kanalım amca.

 

Birleştirir gönlüm, dağı ovayı
Bir arada görür, yağı tavayı
Yerinde kullanır, taşı, civayı
Katıl muhabbete kanalım amca..

 

Bu gönüle muhabbeti ekeli
Güzel keklik gibi, sektim sekeli
Kapımıza koymayalım ilkeli
Katıl muhabbete, kanalım amca.. 

 

Hep sevdim, sevdirdim, güzeli hoşu
Yemedim içmedim, doldurdum boşu
Derman bitti, çıkamadım yokuşu
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Çöp ile çalıyla, doluyken gündem
Haniya içtenlik, Nerede erdem
Noktayı neyleyim, ağrıyken küpem
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Yorulur yıpranır, yollara düşen
Hiç korkar sinermi, gerçekle pişen
Böyle bir düzende, kalırmı neşen
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Bu günün gündemi, oluşmaz dünden
Genede susarız, kan sızsa tenden
Bütün yolculuklar, başlıyor benden
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Her kapıyı çalır, oldu ihanet
Vicdanlar susmuş, göçmüş merhamet
Bağırdım, çağırdım, duymuyor mehmet
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Kırğın degilim ki, gidip barışam
Yarış atı degilim ki, yarışam
Muhatabım kimdir, kimle tartışam
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Ne hakkı tanırlar, nede hukku
Bak hala sürüyor, madımak şoku
Dağları sarmadan, cananım korku
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Önce hazırlarlar, benim kızmamı
Türban eylediler, dünkü yazmamı
Mezarcıya uzatırlar kazmamı
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Üçyüz yıllık, rayda hızlı tireni
Makinist neylesin, tutmaz fireni
Katil diye bağırtıyor göreni
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Yarı açlar, düşünürken geçimi
Yalan dolan, kazanırlar seçimi
Günden güne, karartırlar içimi
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Sade oyun, düzen ergenekonlar
Gün olur tarih, haksızı sonlar
Bilime kelepçe vurulmaz canlar
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Devletçe anılmaz, niçin madımak
Neresinden tutsan, bir kanlı yumak
Yakışmaz tarihe, hep aynı durmak
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

İçime kan dolur, eğilse kaşın
Saat kulesinden, dik dursun başın
Sağlıklı görelim, bacı kardaşın
Katıl muhabbete, kanalım amca..

 

Yer yüzü susarsa, bulutu sağar
Geçilmez önüne, bu güneş doğar
Bu satırlar, Taşatandan Yadiğar
Katıl muhabbte, kanalım amca..

 

10/08/2008 Karlslunde/Hüseyin Uçar..

 

 

 

 

 

 

 

 

SÖZ ALEV ALEV

Boyun eğmeziken paşaya beye
Duygular felsefe, ekerken neye
Göç başladı dostlar, şehirden köye
Baca duman duman, köz alev alev…
Ben istemezdim, dönem geriye
Yapıştı acılar, tene deriye
Dağı doğurturlar, inan fareye
Beden bitkin, bıkın, söz alev alev…
Sevdalı koşmadan, sevda koşar mı?
Dereler akmadan, ırmak coşar mı?
Yarinden ayrılan, aynın yaşar mı?
Hüzün bulut bulut, göz alev alev…
Bütün duygularım, ektim sineye
Onlarca can verdik, dostlar keneye
Daha ne yaşarız, beklen seneye
Düşlerim vurulmuş, yüz alev alev…
Çağ adına, çağımızı, vurmuşlar
Yalanları bilim diye sunmuşlar
Halkın meclisine, böyle dolmuşlar
Yalanlar koşuşur, giz alev alev…

16/07/2008 Ev. Hüseyin Uçar..

KALMASIN YERDE

Sesin yükselirken, yüce tavandan
O zamanlar, geçilmezdi havandan
İşin bitmiş, kovulmuşsun yuvandan
Hani ürettiğin, balların nerde
Düşmüşüm dostlarım, bin türlü derde.

 

 

Sanarsın ki, inzivaya çekildim
Gönüllere gam yas, oldum ekildim
Bir mezar başına, taşım dikildim
Yıllarca geçtiğim, yollarım nerde
Kör olmuş görmüyor, gözlerde perde.

 

 

Deprem değdi, birden bire yıkıldım
Aşamadım, her engele takıldım
Madımakta odun gibi yakıldim
Sevgiyle sarılan, kolların nerde
Dumanım tütüyor,  alevler serde.

 

 

Adım sanım vardır, ben bir kişiyim
Madımakta hala, pişen pişiyim
Suratını görsem, yobaz üşüyüm
Otuz yedi kişi, canlarım nerde
Canlarımın kanı, kalır mı yerde.

 

02-07-2008 Hedebo. Hüseyin Uçar.

KUTLANACAK

Duyguların açıklıyor durumu
Kendime yöneltim, canlar sorumu
Gülistanda, dolaştırdım arımı
Kutlanacak hale, geldin be gönül.

Elbette susmayan,direnen haklı
Bakışlar onurlu, söylemler farklı
Rahat bıraksalar, duygular aklı
Kutlanacak hale, geldin be gönül.

Tarla gönlüm, herkeslere sürüldün
Yoksullara dürüm, oldun dürüldün
Everestsin dört bir, yandan görüldün
Kutlanacak hale, geldin be gönül.

Ölü duyguların, kaldır ayağa
Erkekleştin, direnirsin bayağa
Yağmur olur yağan, elbet kurağa
Kutlanacak hale, geldin be gönül.

Taşatanım yeter, kaldır başını
Daha dökmesinler, gözün yaşını
Hak edene korkma, salla taşını
Kutlanacak hale, geldin be gönül.

27-06-2008 Hedebo.Hüseyin Uçar.

BÜYÜLER

Bakma bana öyle, darılmış gibi
Bakışın büyüler, dilin büyüler
Anladım bu gönül, vurulmuş gibi
Kokuşun büyüler, yelin büyüler.

Kovala sevdanı, tepe, dağ deme
Yeşermeyen kıra, bahçe, bağ deme
Benim sözlerime, sakın yağ deme
Akışın büyüler, selin büyüler.

Tebessümü eksik, etme yüzünden
Söz verdinse, daha dönme sözünden
Candan bakış, anlaşılır gözünden
Sıkışın büyüler, elin büyüler.

Ölü duygularım, ayağa kalktı
Bakışlar sel oldu, yüreğe aktı
Nihayet kader, yüzüme baktı
Yakışın büyüler, külün büyüler.

25-06-2008 Hedebo.Hüseyin Uçar.