Atılır her yerden karga, tulumba
Yakışmaz kendine giydiği urba
Bütün birikimi, bir kase çorba
Vakıfları varmış, yalana bakın.
Dinleşilse bari, sözü sohbeti
Boşuna çiynemiş, dostlar gurbeti
Cebinde taşıyor, koğu-kıybeti
Özünü özüme, katana bakın.
Yolcusu olmuşlar, bir ulu yolun
Savunanı belli, emeğin solun
Ne öğrenir senden, kızınla oğlun
Büyüğü, küçüğü, sayana bakın.
Sıcaklar bastırmış, bulutlar durgun
Bu nasıl sitemdir, bu nasıl vurgun
Bunca gönülleri, eyledi yorgun
Ağzından çıkanı, duyana bakın .
Anlamıyor, cümlem ile hece mi
Cehenneme, çeviriyor gece mi
Hele sorun, kalemizden yüce mi
İnsan sevdalısı, olana bakın.
Kırılırda gene eğilmez gürğen
Devrimci üretir, çoğalır sergen
Her rüzğara, her baskıya direngen
Ulu yol yolcusu, üryana bakın
Sözcüklere dalıp, orda çürüme
Kayıp olun, karanlıkta yürüme
Hile karıştırır,alın terime
Kendini yitirmiş, seyrana bakın.
Kimsenin tekeli olamaz yollar
Elbet yarınlaşır, sevişen kollar
Arıyla küsüşmez, petekte ballar
Yerde mi, gökte mi, tavana bakın.
Nerde görsem, selamlaştım gözünen
Aynı şeyi düşünmüşüm özünen
Dost dostunu vurmaz, acı sözünen
Birbirine müjde, salana bakın.
Satır akar, cümle coşar ilinmez
Nerde yaşar, nasıl yaşar bilimez
Bazı suçlar,ölmeyince silinmez
Arkasından vurur, yarana bakın.
Özümüz, sözümüz, bellidir bizim
Gene sancı bastı, ağrıyor dizim
Yeri geldiğinde, dağım, denizim
Dostlarından hatır, sorana bakın.
MART..2008 Hüseyin Uçar.