Skip to content

Month: November 2007

Gelin Elif

Anlatsam derdimi anlamaz bilge
Kime sιğιndιmsa etmedi gölge
Bir döksem içimi binlerce belge
Acιlarι dinmez gelin Elif’in
Doğru yazar, söyler dili Arif’in.

Bunca yιldιr hastanede yιprandιm
Ömür oldum yavrulara ulandιm
Ağaç oldum, yıldan yıla, budandιm
Acιlarι dinmez gelin Elif’in
Doğru yazar, söyler dili Arif’in.

Oturmuş kalbime, dinmiyor sancι
Kime ne yaptιmsa, adιm yalancι
Herkesin kendine, kalsιn inancι
Acιlarι dinmez, gelin Elif’in
Doğru yazar, söyler dili Arif’in.

Mutluluğun sade, adιnι duydum
Ürettim pişirdim, çorbalar koydum
Ömrün ayazιnda, titredim buydum
Acιlarι dinmez, gelin Elif’in
Doğru yazar, söyler dili Arif’in.

Soytarıya denmez,yiğit bilekli
Ellide tükendik, olduk emekli
Bilen bilir kimdi,r insan yürekli
Acιlarι dinmez, gelin Elif’in
Doğru yazar, söyler dili Arif’in.

Büyüdü çocuklar, çeken gidiyor
Kader bizi, çoban olmuş güdüyor
Gönül bağιm duman, almιş tütüyor
Acιlarι dinmez, gelin Elif’in
Doğru yazar, söyler dili Arif’in.

Eş dediğin, eş değilde belâydı
Onun için yaşam, herşey alaydι
Geriden bakana, bunlar kolaydι
Acιlarι dinmez, gelin Elif’in
Doğru yazar, söyler dili Arif’in.

Eş çocuk der iken, şimdi yeğenler
İflâh olmaz, elimize değenler
Doğruyu konuşmaz, neden görenler
Acιlarι dinmez, gelin Elif’in
Doğru yazar, söyler dili Arif’in.

Gelenek acιmaz, boşuna coşman
Evlatlar büyüttüm, değilim pişman
Dostuma dostum, düşmana düşman
Acιlarι dinmez, gelin Elif’in
Doğru yazar, söyler dili Arif’in.

27.12.2002_____Hüseyin UÇAR

Gel eyle beni

Çakır gözlüm seni, aradım durdum
İsmini dağlara, yollara sordum
O güzel gözlerde, kendimi buldum
Geçtiğin yerlere yol eyle beni.

Düşmüşüm peşine, yayan yapıldak
Hep koştum ardından, sana taparak
İstersen elinde, olurum orak
Savur harman, harman, yel eyle beni.

Basarak yürürüm, ayak izine
Yatır nolur bir gün, güzel dizine
Birde ordan bakam, çakır gözüne
Ondan sonra ister, çöl eyle beni.

 
Urba olam giyin, güzel tenine
Ben hayranım, dudağına diline
Sofra olup, serileyim önüne
İster zehir, ister bal, eyle beni.

 
Eğer inanmazsan, çek vur silahın
Bana dua olur, inanki ahın
Benden alacağı, bir can Allahın
O almadan, gülüm, gel eyle beni.

 
17/8/2005 Karlslunde. Hüseyin Uçar.

Farklı sanki

Ne okumuş ne de yazmış
Ömür boyu mezar kazmış
Bahar seli olmuş azmış
İçte biri saklı sanki.

Gücü yeten ezer durmaz
Sade yaşar hayal kurmaz
Kimsenin halini sormaz
Bir tek kendi haklı sanki.
 
Ateşliyor koruları
Tek tek sorar soruları
Takmış dünyaya yuları
Bu dünyanın aklı sanki.
 
Çok böbürlü, çok havalı
Versen eline kavalı
Çalamaz ki çok zavallı
Konuşurken farklı sanki..                           9/4/2004/Hüseyin Uçar

Fırtınalar

Fıtanalar kopuyor içimde
Bir iç savaş gösterisi’mi
Alıp başımı gidiyorum
Sorti yapan uçakların
Kalkışını sayamıyorum.
Çocukların uçurtma uçurduğu
Tepelere dönüyorum
Görmemek için
Öleni, öldüreni
Sanın ölüme
Sanın kendime
Direniyorum.

Kazananlar Perdenin arkasında
Ölen, Öldürense, hep aynı
Ölen bir kez ölürken
Ben bin kez ölüyorum
Üstüne üstlük
Katili saklamak için
Kapımı açıyorum.
 
Para
İktdar
Asıl katil
Bense bir uyur gezer
Sokaklarda
Kendimi arıyorum…
 
10/01/2006 / Hüseyin Uçar.

BİR GÜZEL

Bir güzel
Pir güzel
Öyle bir güzel’ki
Git demeden gitmez
Saygılı
Nazik
İçten
Ve samimi
Gönlü gök yüzünde
Uçan güvercin
Boyu posu
Ceylan
Güzelliği say say bitmez
Elleri göksünde bekler
Ne sigorta
Ne iş garantisi
Kaş
Göz
Kalça
Bacaklar
Güzelliğine güzellik ekler
Evin içinde dolaşır
Dört mevsim
İlk bahar
Ne yazık’ki
Onu aşağılar
Hizmetçi diye
Alçaklar.

1/12/2005 Karlslunde.
             Hüseyin Uçar.

Duygu seline

Katman beni n’olur duygu seline
Dokunur ayrılık gönül teline
Ne söylesem duymaz allı geline
Rüzğarın önünde dağlar aşarım
Neden ben böyleyim ona şaşarım.

Gönül tezğahımda dokunmuş kilim
Akılın önünde ışıktır bilim
Dostun sitemine susuyor dilim
Sevdamın önünde dağlar aşarım
Bahar seli gibi coşar taşarım.

Dostlar gidiyorum geldiğim gibi
Rüyalarım bile türkü kılibi
Ayrılıklar her bir şeyin galibi
Sevdamın önünde dağlar aşarım
Niçin ben böyleyim ona şaşarım.

 
Arıyorum özlüyorum Çorum’u
Gurbet ele çevirmişler yolumu
Size bırakırım dostlar yorumu
Sevdamın önünde dağlar aşarım
Niçin ben böyleyim ona şaşarım.

 
Sanki gurbet gömleğimde düğmesin
Anıların gözlerime değmesin
Kimse ayrılığa boyun eğmesin
Sevdamın önünde dağlar aşarım
Niçin ben böyleyim ona şaşarım.7/7/2005 Çorum. Hüseyin Uçar.

EY SEVDİGİM NE DİYEYİM BEN SANA

Ey sevdiğim, ne diyeyim ben sana
Depremisin, yeri gökü düzledin
Dillerin hançermi, işliyor cana
Yaraladın, hep uzaktan, izledin.

Vakitli vakitsiz, yaralar deşen
Beni düşürmeye, kuyular eşen
Nerde acılarım, benle bölüşen
Azraille, nişanladın, sözledin.
 
Sahte dostlar, gibi, aldın ahımı
Her seferde, söyletmedin lafımı
Bir bakışla, dagıtırsın safımı
Yalnızlıgı, bekarlıgı, özlettin.
 
Kanattın yüreğim, değdiğin gibi
Kırdın dallarımı, eğdigin gibi
Kazdın mezarımı, sevdiğin gibi
Bu halimi, dost, düşmana gözlettin.
 
Bıraksanda gitsem, kendi yoluma
Rezil ettin yeter, kızım, oğluma
Bundan geri, omuz, verme salıma
Beni değil, bencilliğin, özledin.
 
30/8/2006 Karlslunde.Hüseyin Uçar.

DOST DEDİĞİN

Dost dediğin
Demli
Çay gibi olmalı
Dem özlü
Dem gözlü
Dem sözlü
Ne eksik
Ne fazla
İçince tat
Bakınca zevk vermeli
İyi günde
Kötü günde
Aramalı
Sormalı
Muhabbetler demlemeli 
Dudaklarda haz
Dosta edilen naz
Şevkat
Sevgi
Hüzün
Akmalı sözcüklerden..

 

17/5/2004 Hüseyin Uçar

DAHA ÖFKEN DİNMEDİ Mİ?

Şu gönlüme yağan karlar
Yıl oniki’ay beni zorlar
Bir hücrem var ona korlar
Gelen vurur, giden vurur
Gözüm pınarları kurur
İnsafa gel güzel, nolur
Daha öfken dinmedi’mi?

Hal’eyleyip, serdim seri
İkrar verip döndün geri
Kimden aldın bu dilleri
Gelen vurur, giden vurur
Damarda ki kanım kurur
İnsafa gel güzel nolur
Daha öfken dinmedi’mi?
Yola gitsem taşıtım yok
Dertleşecek yaşıtım yok
Nere gitsem karşıtım çok
Gelen vurur, giden vurur
Ne yandaşım, dostun sorur
İnsafa gel güzel nolur
Daha öfken dinmedi’mi?
 
13/4/2006 Hüseyin Uçar.

Dostum

Maratona dönmüş bütün koşular
Türban olmuş başlardaki poşular
Birbirini küçümsüyor komşular
Herkes ayrı telden çalıyor dostum.

Birileri karanlığı ekiyor
Karanlıkta fidanını dikiyor
Devrimleri  birer birer söküyor
Her söz muallahta kalıyor dostum.

Etkilerler yanlarından geçeni
Yaşarken giymişler sanki kefeni
Çıbaktır söylemin, açık nedeni
Sarıklı sırıklı  yürüyor dostum.

Yalan kampanyalar yalan nutuklar
Gömülüp uyuyun rahat koltuklar
Gün geçtikce daralıyor ufuklar
Mevkiler bunlarla doluyor dostum…
 
12/12/2003/Hüseyin Uçar.

DAĞ VE İNSAN

Dağın üstünde
Dağlar
Kar dağları
Küme küme bulutlar
Ve etekleri
Bağ
Bahce
Bostan
Koca gövdeli
Degişen çağ
Şaraplar vurulmuş
Masalar kurulmuş
Vay günahkar vay
Tam sana göre duruşun
Avlanma Avcılara
Yem olma
Kurda kuşa

Senin neyine
Sağ sol
İnsanlara
Yıldızlara
Tanrılara
Yakın ol….

02/02/2006 Karlslunde.              
              Hüseyin Uçar.

CANLAR

İnsan doğmak kolay amma
İnsan kalmak zordur canlar
Ne söylesem duymaz hamma
Yanar yürek kordur canlar.

Yürüdüm dağlar dikildi
Zorladιm belim büküldü
Önce saçlarιm döküldü
O yaralar yardιr canlar.
 
Sözcükleri işler hançer
Kem’in iter iyin seçer
Ömür bahar yeli geçer
Gönül dağι kardιr canlar.
 
Hüseyin yolcudur duyun

Üstünden urbasın soyun
O felektir oynar oyun
Arsιz ölüm vardιr canlar.
 
22.10.2000 Hüseyin UÇAR

BU KALE ANLATA BİLİR BENİ ANCAK

Çiğdem topladığım
Koyunlar kuzular otlattığım
Koşup oynadığım
Sevinçlerimin
Coşkularımın
Türkülerimin
Yankılandığı
Bu kale
Bu köy
Önce dedelerimizi çağırmış uzaklardan
Gelenlerle
Doğanlarla çoğalmışız
Bir zaman sonra
Yetmez olmuş
Bu topraklar
Bu köy
Dağılmışız şimdi
Dört bir yanına dünyanın
Hani derler ya
Kalmak mı zor
Gitmek mi
Yüceliğin yüceliğimdir kale
Düvenci ovası
Sağmaca suyu kadar ulusun
Gel otur dertleşelim
Nedir bu örenler
Bu örenlerin
O zaman ki zarafetini anlata bilirmisin
Kimler konmuş
Kimler göçmüş bu topraklardan
Buralar ören olmadan önce
Ne kavğalara
Ne sevdalara
Şahit oldu kim bilir
Bir kaçını sıralaya bilir misin.

Bu kale anlata bilir beni ancak
Bulutlar ağlar gözlerimde
Dövülür sinemde davullar
Ders zili çalır kulağımda
Bırakmaz yakamı gurbet
Kırılma noktasındayım
Çok mutsuzum çocuklar

Söyler misin kale
Niçin bomboş bu okul
Hani nerede
Öğretmenler
Öğrenciler
Ya bu sessiz çığlık
Yaktı yıktı
Kurşuna dizdi beni
Ey insanlar neredesiniz
Cumhuriyetin ilk yılarında
Çorumda açılan
Üç okuldan biri bu okul
Okuma yazma oranı
Ve süren kampanyalar
Palavramıydı bütün bunlar
Nerede bu okulun ilk mezunları
Bakışlarını
Duruşlarını
Anlamak mümkün mü
Nasıl kapatılır böyle
Tarihi bir okul
Ayağa kalkın dostlar
Her aileden bir kitap kampanyasıyla
Kütüphaneye dönüştürelim
Geç olmadan çocuklar
Bahçesi köy parkı
Dinlence yerimiz olsun
Soluklanın biraz
Ne zaman malı oldu hazinenin
Kaya başı
Yazı
Yaylaklarımız
Meralarımız
Yokmu bir çare
Yokmu ihtiraz
Bilge kale
Sen orada dimdik ayakta dur
Sana karşı hüzünleri mi kuşandım
Sarı öküz boynuzunda
Dödüre dursun dünyayı
Ben kara öküzle boz eşeği eşledim
Koştum kara sabana yıllarca
Çok kara sabanımı kırdı bu kıraç topraklar
Bu dağ etekleri
Şimdi buralarda hazinenin diyorlar
Yoksa bizmi boşaltık hazineyi
Onu boşaltanlar
Kim bilir şimdi hangi mevkideler
Belkide bazıları yerleşmiş
Uzak coğrafyalara
Alın terimizle yıkanıyorlar
Baş kaldırırcasına akıyor
Zerkli Hasanın pınar
Akıyor geceli gündüzlü
Güneye bakarak

Bu kale anlata bilir beni ancak
Bulutlar ağlar gözlerimde
Dövülür sinemde davullar
Ders zili çalır kulağımda
Bırakmaz yakamı gurbet
Kırılma noktasındayım
Çok mutsuzum çocuklar

Sen tarihsin be kale
Ben yasalandım sana
Kışın duldaladın ısındım
Yazın gölgende serinledim
Çıblaklığın üşütmüyor artık
Yeşillendirme kampayaları var
Topluyorum kalan umutları
Yüklüyorum sabırların sıtına
Taşıyamıyorlar
Okulun önünden geçerken
Yerden kalkmıyor bakışlarım
Bulutları sağıyorum
Göletlerim dolmuyor
Tarihe danışıyorum
Tarih tarihçe konuşuyor
Tüm yürekler sende buluşuyor

Bu kale anlata bilir beni ancak
Bulutlar ağlar gözlerimde
Dövülür sinemde davullar
Ders zili çalır kulağımda
Bırakmaz yakamı gurbet
Kırılma noktasındayım
Çok mutsuzum çocuklar…

24-10-2003 Hüseyin Uçar.

Bir yeni adım

Dönün yönü yarınlara
Meydan vermen sorunlara
Yol  alınsın  torunlara
Artık tasa kalksın canlar
Bu coşkular artsın canlar.

Birleştirdik aşıkları
Dolduralım boşlukları
Yaşayalım hoşlukları
Artık tasa bitsin canlar
Bu coşkular artsın canlar.

 
Olmayın yaşamdan korkan
Sevgi olsun yatak yorgan

Mutluluk yarına akan
Artık tasa bitsin canlar
Bu coşkular artsın canlar.
 
Kutluyorum aileleri
Dönüş yoktur gel ileri
Muhabbetin bülbülleri
Yeter tasa bitsin canlar
Bu coşkular artsın canlar.
                
Hüseyin Uçar.            

Bir başka -2-

Dιşarι kar içeri dar
Bak dallara tutunmuş kar
Canlι cansιz yaşar duyar
Bir başka mevsime girdik.

Dağda taşta yol yokuşu
Koru Tanrιm kurdu kuşu
Yaşanmasιn gönül kιşι
Bir başka mevsime girdik.

Yeşil olan sade çamlar
Kar altιnda kaldι hamlar
Sıcak sovuk buğu camlar
Bir başka mevsime girdik.

Oyun kurup eşleşelim
Uzun uzun dertleşelim
Koşun çağa yetişelim
Bir başka mevsime girdik.

13.12.2002___Hüseyin UÇAR

Bitirdim

Erenler çıkmayan, bir yola düştüm
Sanmayın gezginim, bu yolda piştim
Konduğum, her yerden, kovdular göçtüm
Nere varsam, ben kendimi yitirdim,
Direni, direni, ömür bitirdim..

Ne bir candan selam, ne sıcak bakış
Ne bir güzel sanat, ne güzel nakış
Günlerim sonbahar, gecelerim kış
Nere varsam, ben kendimi yitirdim,
İğreni, iğreni, ömür bitirdim..
 
Ne harman vardı, nede bir güzü
Düşmandan agırdı, o yarin sözü
Ben nasıl inandım, çürükmüş özü
Nere varsam, ben kendimi yitirdim,
Öğreni, öğreni, ömür bitirdim..
 
29/8/2003 Karlslunde/Hüseyin Uçar.

Beş sene dediler

Beş sene dediler otuz beş oldu
Bu ayrιlιk ölümlere eş oldu
Artιk kavuşmamιz hayal düş oldu
Keremle Aslιya benzedi kader
Bitti umutlarιm bekleme peder.

Kimi yanar ağlar, kimi unuttu
Bugün yarιn diye hayat uyuttu
Kimimiz tarihin elinden tuttu
Keremle Aslιya benzedi kader
Bitti umutlarιm bekleme peder.

Yazdιğιm mektuplar geriye döner
Toprak olur beden bu alev söner
Hangi göç güçlü ki tarihi yerer
Keremle Aslιya benzedi kader
Bitti umutlarιm bekleme peder.

Ne duygudan anlar , ne çalar sazι
Biz unuttuk inan nazι niyazι
Hürmet, muhabbetle hatιrlan bazι
Keremle Aslιya benzedi kader
Bitti umutlarιm bekleme peder.

10.10.2002____Hüseyin UÇAR

Beklentim var

Kaynak sularι bulandι
Bütün değerler sulandι
Zaman bitti yιl dolandι
Hayat acιmasιz eler
Beklentim var; neler neler…

Ömür indi yarιlara
Çiçek olsam arιlara
Ağrιnιz akan sulara
Koyun kuzusuyla meler
Beklentin var; neler neler…

Ne gerek var aracιya
Kim benzetti kiracιya
Doyduk yeter biz acιya
Kιmιldamaz sade dinler
Beklentim var; neler neler…

Fidan diktim yollar boyu
Yokuş akar ömrüm suyu
Kimin kime benzer huyu
Konuşsak defterden siler
Beklentin var; neler neler…

Aç yatarken nasιl gülek
Öğretmedin nerden bilek
Bunlar arzu, istek, dilek
Dolduramam bomboş kiler
Beklentim var; neler neler…

31.12,2002, saaat:8.30,
Hundige .
Hüseyin UÇAR

Bacım

                     (Seda Sayan’a)

Sedanın Sedası arşı alada
Her güzel oluşum vardır sılada
Beden gurbettedir ruhum orada
Hayata, insana, Sevdalı bacım.

Dahada gür çıksın sesin soluğun
Kornasısın, pınarların oluğun
Yoksula ufuktur senin bolluğun
Cümlemizin evi, Sedalı bacım.

 
Her şeyden önce sen bir anasın
Dünya bilir güzellikten yanasın
Bu topluma penceresin, aynasın
Coşkulu, hüzünlü, yaralı bacım.
 
Taşatan sözünü söylüyor direk
Ekranlara sığmaz koca bir yürek
Benzerin yok fazla söze ne gerek
Benim hazır cevap Edalı bacım.

 
20/5/2004 Kbh.Hüseyin Uçar.

Beni

Tasa ile başlar benim sabahım
Kalmadı kimsede kalamaz ahım
Büyüttüm besledim çoktur günahım
Sevabım içinde boğdular beni.

Her girdiğim bağda fidan aşladım
Aşladım da ben kendimi taşladım
Yol tükenmez yürümeye başladım
Konduğum yerlerden kovdular beni.

Sevgi muhabbeti duydum tatmadım
Hiç kimsenin arkasından atmadım
Suçlu varken suçsuzlara çatmadım
Suçlunun yerine koydular beni.

Kadirini kıymatını bilmedim
Sayısız vuruldum gene ölmedim
Her çağrılan yere ondan gelmedim
Her çağda her yolda soydular beni.
 
24.04.2001___Hüseyin UÇAR

Belamısın sen felek

Bu bedenim, beynim, alev içinde
Sorular, yanıtlar, neden niçinde
Değişmiyor yaşam, aynı biçimde
Mazlumlara, belamısın, sen felek.

Niçin bu sinemi, yaralar hançer
Her yanım, dondurur, kanımı içer
Ben ağlarken, zalim, kendinden geçer
Mazlumlara, belamısın, sen felek.
 
Her gücü yetenler, haşılar oldu
Havada uçuşan, bacaktı, koldu
Yollarımız neden, ecelsız yoldu
Mazlumlara, belamısın, sen felek.
 
Satıyor insanı, kurmuşta pazar
Atılmış içeri, yatıyor yazar
Gün geçtikce, canım, yaralar azar
Mazlumlara, belamısın, sen felek.

 
Boğazlayıp, haklılıklar arayan
Suçlu suçsuz, gözetmeden tarayan
Benim gibi, dert çekmeye, yarayan.
Mazlumlara, belamısın, sen felek.Kitaplarım gerçek, masallar yalan
Bir hayal peşinde, dolan ha dolan
Sade kader, kısmet, yoksulun olan
Mazlumlara, belamısın, sen felek.

Ne işi,  ne gücü, ne belli düşü
Ne benzeri vardır, ne daha eşi
Nereye gidersen, bırakmaz peşi
Mazlumlara, belamısın, sen felek.
 
Ne ırmak atlamış, ne deniz geçmiş
Kurbanın, sefilden, mazlumdan seçmiş
Canımız almaya, yeminler içmiş
Mazlumlasra, belamısın, sen felek.
Biten ömürlere, cana yanarım
Çocuk gibi, ne derlerse, kanarım
Çekip yoldun, yoktur canlı, damarım
Mazlumlara, belamısın, sen felek.
Geri çekiliyor, savaşcı yorgun
Kar düşmüş, baharda çiçekler, solgun
Çekilmiş kıyıya, yemişte vurğun
Mazlumlara, belamısın, sen felek.18/11/2003 Karlslunde /Hüseyin Uçar.

DEMSİZ DEMLENİŞİM

Gülüm
Nereye baksam
Bakışlarım boşlukta
Düşlerim dorukta 
Neyi görmek istiyorum
Kime sorsam bilmiyorum
Bitiyorum bir solukta
Diyorsun
Ayrıntıları
Değerleri araştırmadan
Ekranlarda yalnız görsellik mi
Arıyorum
Özü, sözü ile değilde
Görünüşü
Cinselliği ile ön pilana
Çıkanları mı görüyorum
Yada rüya aleminde mi 
Yaşıyorum
Hayır
İnsanlığın geleceği çocuklara
Oyun kurmağa çalışıyorum
Her yerinde yer kürenin
Ve dünyayı kana bulayanlardan 
Hesap sormak için
Yollardayım her şafak
Neyi nasıl görmek isterse insan
Öyle bakarmış dünyaya
Yani şaşı
Yani sovuk
Yani hüzünsüz
Tiklerin eğemenliğinde
Saldırğan
Sorumsuz
Kılı kırk yarıp
Kıl merdiven
Dikermiş yamaçlara
Bak gülüm
Her şey yerinde
Evimiz
Çocuklar
Torun
O minnacık ellerin
O zeytin gözlerin
Ürettiği sevgi
Hayat pınarımız
Biz görsekte görmesekte
O sevgi akyor gönüllere
Oysa biz
Kalmayan sayğıyı
Bitip tükenen
Sevgiyi arıyoruz
Neye el atsam yok
Kime seslensem
Sesim yankısız
Rüzgar alıyor sesimi
Diyorsun
Bilirsin doğa’da
Her nesnenin sesi
Her canlının  sesi
Soluğu var
Ağaçların yaprakları
Dağların tepesi
Bacaların dumanı
Horozların ibiği
Nolur bir gün beni yatır
En samimi düşlerinde dizine
Veya yasla başını göksüme
Dizlerine değil
Gözlerime bak
Göksümde ki başın
Düşlerini değil
Kalbimin atışlarını
Sesimin titreşimini
Ellerimin o arzulu
Devinimini izlesin
Güneşin  camda ki  
Oluşturduğu yansımanın
Gözlerimizde ki
Bedenimizde ki
Çekiciliğini gözlesin
Yer çekimi kadar
Güçlü olduğunu göreceksin
Terleyen avuçlarımızın
Konuşan sessizliğini
Yürüyen gölğemizin
Suskun yürüyüşünü
Dinleyeceksin
Ana dilim
Alfabemsin
Uykulu yolculugum
Demsiz demlenişim
Muhabbetimsin
Anla artık
Ana vatanım
Yaşadığım
Gönül gurbetimsin
Kanamağa başladı sözcüklerim
Sensiz o kadar
Gerğinim ki şu an
Oturdum  toprağa
Sende otur
Al toprağı avuçlarına
Avuçlarında toprağın nasıl
Isındığını göreceksin
Kaldır başını ufuklara bak
Bulutları, yıldızları gözlemle
Biz farkında olsak da
Olmasakda
Başkalaşacak ellerimizin dokusu
Toprak kokusu  
Çiçek kokusuna karışacak
Gök kuşağı kemer gibi saracak belimizi
Güvercinler uçmağa başlayacak
Oturduğun toprakta 
Baktığın ufukta
Belki  Ay’la güneş tutulacak
Yada yıldızlar  kaybolacak
Belkide biz farkına varamayacağız
Bütün bu oluşumların
Yaşam yarınlaşacak
Ve zaman
Ömür akıp giderken
Sorumluluklarımız artacak
Ve biz böyle didişirken
Belki bu gün
Belki yarın
Kapımızı
Arsız ölüm çalacak
Kırğın değilim
Ne sana
Ne aynalara
Hoşca kal gülüm.
Bir çok şeyi unut
Bir azık dağarcıgını
Birde sevgiyi unutma…                

Hüseyin Uçar. 9/7/10/2004

BULUTLAR

Yağmur eken
Yağmur biçen bulutlar
Şimdi boşaldınız mı
Yağınca rüyalarıma
Hoşaldınız mı
Dolunca uykularıma
Bakın
Yol alamıyorum
Her yanım ıslak
Biliyorsunuz
Ne dağlarda
Ne bulvarlarda
Tekin değildir yaşam
Aşkın masalını
Siz mi yazdınız
Cemrenin toprağa
Düştüğü akşam.

Mevsimler
Mevsimler içinde
Sen  çılğın bahar
Doğanın sarhoş prensi
Boşaltmayın
Gecenin hüznünü
Rüyalarıma
Bırakın yakamı
Havalansın gönlüm baharlarda
Konsun dallarıma kuşlar
Coşkuya bıraksın yerini
İzbe duygular
Çalmayın mutluluğumu
Sözlerin susup
Gözlerin muhabbete
Doyduğu akşam..

9/9/2005 Karlslunde. Hüseyin Uçar.      

ANDIM OLSUN

Tezek tüten bacalarım
ÖğretmenimHocalarım
Sınıflarım goncalarım
Özğür sesim
Sessiz çığlıgım
Geçmişim
Geleceğim
Özlediğim
Göreceğim
Cennetim
Gülistanım
Bir salkımım bağlarında
Namert eller dokunursa
Kaybolurum dağlarında
Andım olsun ben ölürüm
Görünmeyen yollarında.

Gölgesine sığındığım
Korkularım
Dinlencem
Coşkum
Eğlencem
Gölerinde yüzdür beni
Can koynunda gezdir beni
Aşklarımın tomurcuğu
Yüz görümcesiz gelinim
Halı olam yollarına
Benide al kollarına
Aklım, vicdan muhasebem
Toz duman
Her şey karışık
İç içe
Ters esiyor bu yıl yeller
İniliyor ince teller
Susacak mı, arı diller
Gözlerime konan kumru
Ben öleyim ömrüm uğru
Bir salkımım bağlarında
Namert eller bir dokunsun
Kaybolurum dağlarında
Andım olsun, ben ölürüm
Her çağrılan yollarında.

 
5/7/2006 Hüseyin Uçar.

Adak

Adιmι sorma
Ben adağιm
Anam adak adamιş
Adak Kaya ya
Ve doğarken ben
Ölmüş anam
Adιm yok
Şaşι diye çağιrmιşlar
bunca yıl
Sokaklarda büyümüşüm
Saraylar kurmuşum
Gönlümdeki ece ye
Karιnca gibi çalιşmιş
Kaplumbağa gibi yaşamιşιm
Yalnιz kaldιğιm zamanlar
Çözülmüş dilim
Önce sokaklarla konuşmuşum
Yağmurlarla
Rüzgârlarla
Ormanlarla
Sonra insanlarla
Orman düşürmüş
Sonbahar yapraklarιnι önüme
İnsanlar kovmuşlar
Dokuz köyden
Yağmur selleri
Katmιş önüne kovalamιş
Az gitmişim uz gitmişim
Dere tepe düz gitmişim
Ne kadar gitmişim bilmiyorum
Ve sormuşum güneşe
Bu serinlik
Bu ιslaklιk niye?
Yağmur toprakla buluşmuş
Rüzgâr esmiş
Dal eğilmiş
Geçmişim karşιya
Gene bana gözükmüş yollar
Ne çilem bitmiş
Ne yakamι bιrakmιş ayrιlιklar
Kalmιşιm bir başιma
Hangi yol
Hangi şehre götürür
Hangi gemi hangi limana
Çιkarιr bilmem
Boşuna çağιrma ölüm
Gönüllü gelmem
İşe yarar bir şeyim yok dağarcιğιmda
Kime sorsam
Kimle buluşsam
Bir şey demez
Kimse hatιrlamaz
Sabah şarkιsιna başlamιş
Bütün kuşlar
Ağarmιş kara bulutlar
Ulaşamadιğιm.. benimle kavgalι
Bensiz yalnιz dağlar
Terk edilmiş görsel güzellik
Görsellik Sorguda…

02.09.2001____Hüseyin UÇAR

Alaca kırmızı ufuklar

Ağaçların gölgeleri
Uykuya mı yatmış
Yoksa  korkutuyor mu?
Gece kökleri
Birbirine mi  karışmış
Geceyle gündüz
İçine mi akmış sevdası
Dallarıyla, yapraklar
Kapamışlar yüzünü
Tan atmış
Kuşlar çıkmış yuvalarından
Alaca kırmızı ufuklar
O ağaran doğaya bakmış
Yakmış fenerini güneş
Evren ayağa kalkmış..

08/01/2006/Hüseyin Uçar.    

Adı melek

Çağır gelmez okuntular
Bırakmıyor takıntılar
Hep bana mı yıkıntılar
Derdin neyse söyle felek
Azrail’in adı melek

İşim yıkıp örmek oldu
Hiç almadan vermek oldu
Yüzü dosta sermek oldu
Derdin neyse söyle felek
Azrail’in adı melek

 
Suçlanmadan burdan tozak
Hiç demedim yakın uzak
Önüm engel önüm tuzak
Derdin neyse söyle felek
Azrail’in adı melek

 
Selam salsam almaz yare
Ayırdı felek ne çare
Hep yarattı örf’idare
Derdin neyse söyle felek
Azrail’in adı melek..
 
29/01/2004/Hüseyin Uçar

AL DEDİ GEÇTİ

Bir buse istedim al yanağından
Önce gel gönlümü çal, dedi geçti
Çıra gibi yanan bal dudağından
Sarıldı boynuma al dedi geçti.

Kaşları ok muydu battı sineme
Melhem değil hançer saldı yareme
Dedim suçum nedir, bana öl deme
Sen benim neyimsin, öl dedi geçti.
 
Mağrur mağrur baktı sonra yürüdü
Bu gönlümü, gam, yas, hicran bürüdü
Yüreğimde yag kalmadı, eridi
İşte hazırlanmış sal dedi, geçti.

 
Dedim yanıyorum, sanki, güneşim
İnsafsız aşkınla kızgın ateşim
Dedim, sarıl n’olur, bu son gelişim
Yandım bırak beni, çöl dedi geçti.

 
Dedim ki, Hüseyin halkalı kölen
Kalbimdir kalbine gizlice gülen
Ben değilim gönül, yanıp didinen
Suları kuruyan göl dedi, geçti.

 
05.08.1971 / Hüseyin Uçar

Alın terin

Göçmen kuşlar avcιlarla uğraşιr
Çok geçmeden ufuklara ulaşιr
Gezgin midir Avrupa’yι dolaşιr
Acιmazlar ülke ülke kovarlar
Alιn terin bulutlardan sağarlar

Eğilmiş boyunlar öfkeden uzak
Göçmenlik tarihin yaşayak yazak
Hangi dala konsam kurulur tuzak
Konduğu yurtlardan sürür kovarlar
Alιn terin bulutlardan sağarlar

Nere varsa bilmez yolu yordamι
Her şafak, her seher özlem idamι
Bal mumuna çevirirler adamι
Mezar bulsa ordan bile kovarlar
Alιn terin bulutlardan sağarlar

Her gören horluyor o güzel başι
Zehrolur nedense çorbaşι, aşι
Her vardιğι yerde artar telâşι
Sorgusuz sualsιz onu kovarlar
Alιn terin bulutlardan sağarlar

 

08.08.2002___Hüseyin UÇAR

AĞIT DUVARI GÖNÜL

Hüzünlenmiş kalplerin
Kan sızan türkülerin
Parçalanmış düşlerin
Uçuşan hayallerin
Sevda durağı gönül
Yarınmısın, dünmüsün?
Gecemisin, günmüsün?
Ağıt duvarı gönül
Ömür geldi geçiyor
Görmezmisin, körmüsün?
 
Tepelerin, taşların
Arşa değen başların
Şu akan pınarların
Ne dolu’ki burçların
Krallıgın, taçların
Sevda durağı gönül
Yarınmısın, dünmüsün?
Gecemisin, günmüsün?
Ağıt duvarı gönül,
Ömür geldi geçiyor
Görmezmisin, körmüsün?
 
Ütopyanın öncülü
Aran bulun seçili
Zamanların gencili
Canlıların bencili
Urbaların biçili
Sevda durağı gönül
Yarınmısın, dünmüsün?
Gecemisin, günmüsün?
Ağıt duvarı gönül
Ömür geldi geçiyor
Görmezmisin, körmüsün?

1/9/2006 Karlslunde.

           Hüseyin Uçar.

Anaların ağıdı

Şimdi ağlar oldu, gözler dudaklar
Bebekler vurulmuş boştur kundaklar
Kanımızla yundu bütün topraklar
Hüzünler bastıda, dumanlar çöktü
Ağladı anakar, göz yaşı döktü.

Düşman acımasız kıyıcı yaman
Ya sabır diyecek, kalmıyor zaman
Ölürüm düşmandan, dilemem aman
Hüzünler bastıda dumanlar çöktü
Ağladı analar, göz yaşı döktü. 

Elden tutan yoktur, nereye varsam
Tanrıda duymuyor kime yalvarsam
Bunca yaraların hangisin sarsam
Hüzünler bastıda dumanlar çöktü
Ağladı analar, göz yaşı döktü.

Biz unuttuk genç nesilin boyunu
Seçemedik keçi ile koyunu
Bu oyunlar, deyin kimin oyunu
Hüzünler bastıda dumanlar çöktü
Ağıt yaktı anam, göz yaşı döktü.
 
20/11/2004 Karlslunde.Hüseyin Uçar.

A GÜZEL HAYRANIM SANA

Peteklerin balısı sen
Çiçeklerde arısın sen 
Bu ömrümün varısın sen
A güzel hayranım sana.

Geçer günler şöyle böyle
Dilerisen, sitem eyle
Kızgınlığın nedir söyle
A güzel hayranım sana.
 
Ben gel dedim sen de kaçtın
Can kalbime yara açtın
Coşku doldun öfke taştın
A güzel hayranım sana.
 
Dikme gözlerin mehtaba
Sami mi ol göster çaba
N’olur bir sıcak merhaba
A güzel hayranım sana.
 
Hüseyin’e elin vermez
Benlenir kimseyi görmez
Güzel kinden duvar örmez
A güzel hayranım sana.


01.04.1974 / Hüseyin Uçar.

Arap kızı

O bakışlar o gülüşler
Gamzeler yanağım dişler
Kurmaya başladım düşler
Arap kızı kıyma bana
Dur aşkı mı diyem sana.

Görünce olmam huzursuz
Başbaşa kalsam sorunsuz
Tanrı yaratmış kusursuz
Arap kızı kıyma bana
Meramı mı diyem sana.

Halayda keklik sekiyor
Her hali beni çekiyor
Gönlüme sevda ekiyor
Arap kızı kıyma bana
Dur sevda mı diyem sana.

Kurdu tahtını yüceme
Misafir oldu heceme
Ay gibi doğdu geceme
Arap kızı kıyma bana
Dur sözümü diyem sana.

Soramadım adın bile
Güvercin konmuş kaküle
Ver elin inek sahile
Arap kızı kıyma bana
Tek mi gelmiş bu cihana.

Kalçasın dövüyor  saçlar
O gözlerde doyar açlar
Ova oldu tüm kıraçlar
Arap kızı kıyma bana
Tek mi geldin bu cihana.
Siyah giyinmiş üç dallı
Dudak pınar yanak ballı
O coşkulu ben sevdalı
Arap kızı kıyma bana
Tek mi geldin bu cihana.

Uçuşuyor güvercinler
Dilim söyler sinem inler
Güzel sevenini dinler
Arap kızı kıyma bana
Dur aşkı mı diyem sana.

Beklerim gele yanıma
Onu sarayım canıma
Bir anda girdi kanıma
Arap kızı kıyma bana
Tek mi geldin bu cihana.

Kolay olmaz gönle akış
Yetti bana o bir bakış
Ömür boyu tutsam alkış
Arap kızı kıyma bana
Sevdamı diyeyim sana.

Davranışı tipik Arap
Neden bana yazmaz yarap
Yanaklar bal, dili şarap
Arap kızı kıyma bana
Tek mi geldin bu cihana.

Taşatandan bu metiye
Dilerim düşmen kötüye
Bu satırlar davetiye
Arap kızı kıyma bana
Gel aşkı mı diyem sana.

19/02/2005/ Kolding/Hüseyin Uçar.

Adına yakışır

                 Aysun uysala ağıt

Bire felek ne istersin bizlerden
Adına yakışır işlermi bunlar
Buluğ çağındaki o genç kızlardan
Adına yakışır işlermi bunlar

Sade yürek değil gözlerde dağlı
Bütün umudumuz doğaya bağlı
Bu kadar cahilmi o hanği çağlı
Adına yakışır işlermi bunlar
Yeni çalmış idik eli ağıza
Ne hayaller kurduk yaşanan yaza
Dillerim yoruldu dökeyim saza
Adına yakışır işllermi bunlar
Neden sürüyorsun yolu yokuşa
Bunca yıl yalvardık feleğe boşa
Kurban olam yavrum mahzun bakışa
Adına yakışır işlermi bunlar
Bırak yakamızı yürü yoluna
Dokunmada   bırak kızım oğluma
Yolumuz düşerdi bazan Çoruma
Adına yakışır işlermi bunlar
Nasıl karşılarlar bizi sılada
Bize çıktı acı sitem kurrada
Acımız pay olsun canlar arada
Adına yakışır işlermi bunlar
Aradım cananım sesin çıkmıyor
Gönül seni aramaktan bıkmıyor
Çeşmeler bulanmış duru akmıyor
Adına yakışır işlermi bunlar
Güç kuvvet verirdi varlığın bize
Bir türlü çıkmıyor yolumuz düze
Karardı ömrümüz hasret gündüze
Adına yakışır işlermi bunlar
Gel otur tartışak bu nasıl kural
 Körpecik yavrumuz yolcumu maral
Bundan sonra bizler yaşarız sanal
Adına yakışır işlermi bunlar
Her zaman dedirttin, dediğim dedik
Kaynattın sinemde dört mevsim hedik
Açtın yuvamızda kocaman gedik
Adına yakışır işlermi bunlar
Karşı dağlar bulutları sağıyor
Kör dumanlar ömrümüze yağıyor
Hıçkırmadan hıçkırıklar boğuyor
Adına yakışır işlermi bunlar
Feleği taşlıyor bugün Taşatan
Ömrümün baharı bir güneş batan
Taşlanmazmı dostlar bizi ağlatan
Adına yakışır işlermi bunlar
 
1/6/2003 Hüseyin Uçar/İshöj.

ANDIKÇA AĞLARIM GURBET

Hasretle kendimi vurdum
Gurbet ele yuva kurdum
Hayal hayal baba yurdum
Andıkça ağlarım gurbet

Kim uyuyor kim uyanık
Ötme bülbül bağrım yanık
Çeşmenin suyu bulanık
Andıkça ağlarım gurbet
 
Kesilmiş iki dalım da
Çamur deryası yolum da
Isırgan bitmiş avlumda
Andıkça ağlarım gurbet
 
Hüseyinin ilacıdır
Şu gönlümün ağacıdır
Sıla başımın tacıdır
Andıkça ağlarım gurbet18.04.1975 / Hüseyin Uçar

AKLIMI ARIYORUM

Dur gitme yolcu
Güneşte ısınsın
Saklama düşlerini
Rüyalar mı düş
Düşler mi rüya
Aydınlansın
Kimine cennet
Kimine Minnet
Yaşamın
Kapıları aralansın.

Dur gitme yolcu
Peh dedin
Aklımı aldın
Ben bende yitiyorum
Dağıldım buralarda
Aklımı arıyorum.20/12/2006 Karlslunde.               
                    Hüseyin Uçar.

Ah siz

Ah siz Uykusuz gecelerin düşleri
Ah siz Uykulu gecelerin
Yarı uyur
Yarı uyanık göçleri
Ah o uçurumdan yuvarlanışlar
Düş denizinde yüzüşler
Birbirini kovalayan güzeller
O çelme atışlar
O göz kırpışlar
O öpüşler
Ah o ansızın
Boğulup ölüşler
Unutulması imkansız gülüşler
Huriler
Periler
Melekler
Neden bırakmazsınız yakamı
Uyanır kalkarsam ayağa
Ah o düş denizinde
Düşsüz kalışlar
Suya dalan dalğıçlar
Yüzen balıklar
Yüzsüz
Gözsüz
Göğüssüz
Görünmeyen
Örnekler
Tümceler
Heceler
Uykusuz geceler
Kovun düşleri
Dökülmüş hepsinin dişleri
Ne kadarını aldık bilimin
Ne kadarını paylaştık dilimin
Cevapsız sorular
Sorusuz cevaplar
Sorğusuz düşler
Korkusuz geceler
Kurğusuz felsefeler
Kendiliğinden
Oluşan vesveseler
Bir dolu
Bir boş keseler 
Sevdalara aç
Göze, gönüle
Yakalanmadan
Uyan uykudan
Topla tabanları
Kaç.. Kaç.. Kaç..

10/10/2003 Karlslunde.               
              Hüseyin Uçar.     

Aramaya çıktım aratmadılar

İlği çekmek için gelir takışır
Gözler aşinadır döner bakışır
Ne giyersen gülüm sana yakışır
Gül, dikensiz, diken gülsüz, olur mu?
Seven insan, bir put gibi durur mu?

Kimi sevdalanmış yanar gövünür
Kimi boş hayale dalmış övünür
Kimi sevdiğini almış sevinir
Göl, kuğusuz, kuğu gölsüz, olur mu?
Seven gözler, elden adres sorur mu ?

Uzak değil, inan ömrün yokuşu
Bir başkadır elbet gülün kokuşu
Yüreğime tünetmişler baykuşu
Çöl, Baykuşsuz, Baykuş çölsüz, olur mu?
Benliğin yitirmiş, sevda olur mu?

 
Alev alev yandım karaltmadılar
Olanak varsada yaratmadılar
Aramaya çıktım aratmadılar
Yol, insansız, insan yolsuz, olur mu?
 Seven güzel, sevdigini yorur mu?…

 
21/12/2005 Karlslunde. Hüseyin Uçar.

Anılardan köprüler kuruyordum

Sarınmıştı karanlığı yer yüzü
Donatmıştı gökyüzünü yıldızlar
Bense anılardan köprü kuruyor
Sevda mı
Heycanları mı
Coşkuları mı
Arıyor
Durgun sulara halkalar
Çiziyordum
Gene uzaklarda
Savaşlar 
Acılar yaşanıyordu
Acıların ortasından
Ağıtlar
Dumanlar yükseliyordu
Ve yine  sevdalıların yüreği
Alev alev yanıyordu
Oysa dilsiz şarkılar
Söylemeliydi aşk 
Sözler tükenmemeliydi.

Adını bilmediğim gezegenden
Bizim gezegene
Konuyordu uçan daireler
Ve gecenin ayazında birlikte üşüyorduk
Yıldızlar çıblak bedenlerine
Sarınacak birşeyler arıyordu
Ve ben
Yorgan, döşek
Miskokulu çamaşır
Olmak istiyordum
O bedenlere
Geceydi gidenler dönüşsüzdüler
Ben gibi seyir defteri tutup
Karanlığa masallar okuyordu
Güzeller gülüşsüzdüler
Sanki tutkuları yoktu
Yazdığı mektubun
Bir kopyasını okyanusa atıp
Şaşkın şaşkın izleyen
Balinalara bakıyordu
Söken şafağı farketmemişti rüyadakiler
Yavaş yavaş ortalık agarıyordu
Ve ırmaklar
Denizlere ulaşmak için
Bizden çok enerji harcıyordu
Ve yine sevdalıların yüreği
Alev alev yanıyordu
Oysa dilsiz şarkılar
Söylemeliydi aşk
Sözler tükenmemeliydi 
Ve birden bire
Güneşin hışmından korkar gibi
Otadan kayboldular
Oysa ben bir zamanlar
Sesiydim suskunların
Dağlar dağarcıgım
Ovalar soframdı
Birlikte oturup
Ve yanyana yatıyorduk
Onlar hayat doluydular
İmikleriyle
Sapanla destan yazıyorlardı
Kurşunlar
Bombalar
Vızır vızır geçerken yanlarından
Yerle gök
Kırgın gibiydi birbirlerine
Bir yerlerden sesler geliyordu
Fırsat bulsalardı
Ölmeden önce
Bir başka gezegene
Göçeceklerdi
Ve bu gelen ses
Hayatı boğanların sesiydi
Elleri gibi
Korkutuyordu sesleride
Ben gene gezgindim
Ne son sözümü söylemiştim
Ne son satırımı yazmıştım
Nede son yolculugumdu
Bir türlü yıkamıyordum yazğıları
Değiştiremiyordum
Akışını tarihin
Ve yine sevdalıların yüreği
Alev alev yanıyordu
Oysa dilsiz şarkılar
Söylemeliydi aşk 
Sözler tükenmemeliydi..23/10/2003 Karlslunde.Hüseyin Uçar.

Dalında son armut

Lapa lapa yağıyor kar
Armut ağacında
Ne yeşil bir dal
Ne bir kuru yaprak
Armudun en tepesinde
Dimdik duran bir armut var
Ne kar’a rüzğara
Ne yel’e yağmura
Ne yalnızlığına aldırıyor
Ne en tepede olmaktan korkuyor
Çünkü yalnız değil
Yanında kuşlar
Sanki baş kaldırmış
Bütün doğa olaylarına
Geleni geçeni selamlıyor
Öyle mutlu, Öyle bahtiyar…


3/12/2005 Karlslunde.
                  Hüseyin Uçar.