Gülüm
Nereye baksam
Bakışlarım boşlukta
Düşlerim dorukta
Neyi görmek istiyorum
Kime sorsam bilmiyorum
Bitiyorum bir solukta
Diyorsun
Ayrıntıları
Değerleri araştırmadan
Ekranlarda yalnız görsellik mi
Arıyorum
Özü, sözü ile değilde
Görünüşü
Cinselliği ile ön pilana
Çıkanları mı görüyorum
Yada rüya aleminde mi
Yaşıyorum
Hayır
İnsanlığın geleceği çocuklara
Oyun kurmağa çalışıyorum
Her yerinde yer kürenin
Ve dünyayı kana bulayanlardan
Hesap sormak için
Yollardayım her şafak
Neyi nasıl görmek isterse insan
Öyle bakarmış dünyaya
Yani şaşı
Yani sovuk
Yani hüzünsüz
Tiklerin eğemenliğinde
Saldırğan
Sorumsuz
Kılı kırk yarıp
Kıl merdiven
Dikermiş yamaçlara
Bak gülüm
Her şey yerinde
Evimiz
Çocuklar
Torun
O minnacık ellerin
O zeytin gözlerin
Ürettiği sevgi
Hayat pınarımız
Biz görsekte görmesekte
O sevgi akyor gönüllere
Oysa biz
Kalmayan sayğıyı
Bitip tükenen
Sevgiyi arıyoruz
Neye el atsam yok
Kime seslensem
Sesim yankısız
Rüzgar alıyor sesimi
Diyorsun
Bilirsin doğa’da
Her nesnenin sesi
Her canlının sesi
Soluğu var
Ağaçların yaprakları
Dağların tepesi
Bacaların dumanı
Horozların ibiği
Nolur bir gün beni yatır
En samimi düşlerinde dizine
Veya yasla başını göksüme
Dizlerine değil
Gözlerime bak
Göksümde ki başın
Düşlerini değil
Kalbimin atışlarını
Sesimin titreşimini
Ellerimin o arzulu
Devinimini izlesin
Güneşin camda ki
Oluşturduğu yansımanın
Gözlerimizde ki
Bedenimizde ki
Çekiciliğini gözlesin
Yer çekimi kadar
Güçlü olduğunu göreceksin
Terleyen avuçlarımızın
Konuşan sessizliğini
Yürüyen gölğemizin
Suskun yürüyüşünü
Dinleyeceksin
Ana dilim
Alfabemsin
Uykulu yolculugum
Demsiz demlenişim
Muhabbetimsin
Anla artık
Ana vatanım
Yaşadığım
Gönül gurbetimsin
Kanamağa başladı sözcüklerim
Sensiz o kadar
Gerğinim ki şu an
Oturdum toprağa
Sende otur
Al toprağı avuçlarına
Avuçlarında toprağın nasıl
Isındığını göreceksin
Kaldır başını ufuklara bak
Bulutları, yıldızları gözlemle
Biz farkında olsak da
Olmasakda
Başkalaşacak ellerimizin dokusu
Toprak kokusu
Çiçek kokusuna karışacak
Gök kuşağı kemer gibi saracak belimizi
Güvercinler uçmağa başlayacak
Oturduğun toprakta
Baktığın ufukta
Belki Ay’la güneş tutulacak
Yada yıldızlar kaybolacak
Belkide biz farkına varamayacağız
Bütün bu oluşumların
Yaşam yarınlaşacak
Ve zaman
Ömür akıp giderken
Sorumluluklarımız artacak
Ve biz böyle didişirken
Belki bu gün
Belki yarın
Kapımızı
Arsız ölüm çalacak
Kırğın değilim
Ne sana
Ne aynalara
Hoşca kal gülüm.
Bir çok şeyi unut
Bir azık dağarcıgını
Birde sevgiyi unutma…
Hüseyin Uçar. 9/7/10/2004