Skip to content

Month: March 2011

ZİYARETE GELDİM

-Hüseyin Uçar’a-

Aradım izlerin hala duruyor
Asmada üzümler sensiz kuruyor
Bulurum diye, gözler arıyor
Ziyarete geldim,sen yoksun forslu…

Gazeller dökülmüş, yapışmış çime
Alıcıyla girilmiyor  seçime
İsyandan sığmıyor, içim içime
Aradım her yanı,sen yoksun forslu…

Benim için önemliydi yorumun
Cevabını alamadım sorumun
Bir yanı boşalmış, gördüm Çorumun
Herkesler hüzünlü, sen yoksun forslu…

Küçük gözüküyor, köyün kalesi
Hiç bitmiyor şu feleğin hilesi
Gölgesin yitirmış saat kulesi
Oda konuşmuyor, sen yoksun forslu…

Neler taşımıyor ozan içinde
Kaynıyor yüreğim kazan içinde
Uğradım bahçene hazan içinde
Dövdüm kapıları, sen yoksun forslu…

Alı moru üzgün, baktım güllerin
Gene yargılasın, gelde dillerin
Uzat nolur gardaş,nerde ellerin
Hayalinle kaldım, sen yoksun forslu…

Ne varsa bağında üstüme yürür
Anıların beni peşinden sürür
Çok sürmez benimde defterim dürür
Anılarla kaldım, sen yoksun forslu…

Çeşme kan ağlıyor, havuz perişan
Gülmez..elbet  felek ile yarışan
İflah olmaz, Taşatanla barışan
Köse dağı duydu, duymadın forslu…

08/11/2010.Çorum.Hüseyin Uçar.

ÇİRKİNİ SANA YAZDIM; GÜZELİ BANA

Geceyi sana yazdım
Gündüzü bana
Akşamı sana yazdım
Sabahı bana
Ağıdı sana yazdım
Gülmeyi bana
Mutsuzlugu sana yazdım
Mutlulugu bana
Unutkanlığı sana yazdım
Zekayı bana
Yoksullugu sana yazdım
Zenginliği bana
Kıtlıgı sana yazdım
Bollugu bana
Kullugu sana yazdım
Beyliği bana
Dullugu sana yazdım
Haremi bana
Başı bozuklugu sana yazdım
Aileyi bana
Huzursuzlıgu sana yazdım
Huzuru  bana
Cehennemi sana yazdım
Cenneti bana
Irgatlıgı sana yazdım
Ağalığı bana
Savaşı sana yazdım
Barışı bana
Gece konduyu sana yazdım
Sarayı bana
Yokuşu sana yazdım
İnişi bana
Kavgayı sana yazdım
Dostlugu bana
Zayıflıgı sana yazdım
Kuvveti bana
Eksikliği sana yazdım
Bütünlüğü bana
Borçları sana yazdım
Harcamayı bana
Günahı sana yazdım
Sevabı bana
Körlüğü sana yazdım
Görmeyi bana
Emir almayı sana yazdım
Emretmeyi bana
Susmayı sana yazdım
Susturmayı bana
Teslimiyeti sana yazdım
Direnci bana
Bu kadar söz ettim
Anlıyormusun
Şimdi kim olduğum
Tanıyormusun….

11/11/2010.Çorum

HOŞ GELDİN GÜNEŞ

Çok üşüdük çok yorulduk
Çok bulandık çok durulduk
Güneşli güne doğrulduk
Merhaba güneş hoş geldin…

Geçtinya bizim tarafa
Uzar boyun bir zürafa
Pırıl pırlı bak etrafa
Merhaba güneş hoş geldin…

Çiçek açsın erik kiraz
Güzelde bulunur bu naz
Sefanı sürelim biraz
Merhaba güneş hoş geldin…

Muhteşemdir bu dönüşün
Açıkla bize görüşün
Aşka dönüşür gülüşün
Merhaba güneş hoş geldin…

Gülsün biraz börtü böcek
Bahar peşi yaz gelecek
Canlı cansız tüm gülecek
Merhaba güneş hoş geldin…

Bu duruşla oskar alın
Söz coşkulu ışık yalın
Biz menmumuz daim kalın
Merhaba güneş hoş geldin….

Ara sıra yağsın yağmur
Yuğuralım bile hamur
Dize çıkmamalı çamur
Merhaba güneş hoş geldin…

05/03/2011.Hüseyin Uçar.

OĞLUMA

Yaşın buldu otuz biri
Duyguludur, düşler diri
Ananın atanın piri
Oğul ömrün asır olsun…

Dünyaya gelişin olay
Her yıl çektik bile halay
Yüceltmek zor, kırmak kolay
Oğul ömrün asır olsun…

Hazinedir gönül varın
Neler bekler seni yarın
Devamısın ilk baharın
Oğul ömrün asır olsun…

Hiç solmasın gönül yazın
Duyulmalı ihtirazın
Bitmemeli bize nazın
Oğul ömrün asır olsun…

Taşatanım ben böyleyim
Evlatlara kul köleyim
Hiç üzmedin ne diyeyim
Oğul ömrün asır olsun…

03/03/2011.Hüseyin Uçar.

ÇİĞDEM ZAMANI

Özledim diyerek attım başlığı
Gönlüm elbet o kırların aşığı
Çiğdemli pilava, çalın kaşığı
Çiğdemine yüzüm, süresim geldi…

Hayali yollardan, yurduna varan
Kesemez yolumu, kar ile boran
Sinemde iniler, bir telli kuran
İnsanın toprağın öpesim geldi…

Dağları dağımdır, yolları yolum
Sevdana düşeli, boşalmaz dolum
O umuttur benim, kanadım kolum
Gurbetten çadırı, sökesim geldi…

Çiçekten çiçeğe gezer arılar
Balkonumda beni, bekler kumrular
Ben yolcuyum bağışlayın yavrular
Kırlarına fidan, dikesim geldi….

Taşatan coşunca, ırmaklar coşar
Barajlar kurulsa, dağlardan taşar
Engeller tanımaz, aşkına koşar
Sevdiklerim sizi, göresim geldi…

25/02/2011.Hüseyin Uçar.

MUHTARI ANARKEN

Körüceğe doğru sürdüm aracı
Her olur olmazı etmem baş tacı
Ayrılıklar bu ömrümün kırbacı
Kırbacı sallayan, felek utansın…

Başımı kaldırıp baktım yukarı
Üstüme yürüdü dağların karı
Bu nasıl kaderdir vermiş kararı
Açıklar kollayan, felek kınansın…

Muhtar yücelerden izliyor bizi
Torunları doğmuş bir yarım dizi
Bize rehber elbet atanın izi
Harmanlarda halay çekip dolansın…

Her yaraya melhem keziban ana
Sevgiyle anarız saygılar sana
Bir benzerin gelmez daha cihana
O öpülesi eller, nolur kutsansın…

Elbette adında yaşıyor muhtar
Leylekler şimdi, Bir koca katar
Aliden doğanlar, Körücek kadar
Petekler ballayan, Alim uyansın….

14/02/2011.2011.Hüseyin Uçar

GİDELİM:2

Acımasız yakışına
Bu gönüle akışına
Ben hayranım bakışına
Ver elini, güzel gözlüm gidelim…

Hatırlanmak yılda bir kez
Ne arzu kalır, ne heves
Yaşayalım nefes nefes
Ver elini, güzel gözlüm gidelim…

Sensiz nidem, yağı balı
Yılda bir kez serme halı
Sen aşıksın, ben sevdalı
Ver elini, güzel gözlüm gidelim…

Yamaç yamaca oturduk
Heycanlanınca tutulduk
Bir kenarda unutulduk
Ver elini, güzel gözlüm gidelim..

Uçurdular, dağdan dağa,
Kondurdular, çağdan çağa
Düşürülmeden tuzağa
Ver elini, güzel gözlüm gidelim…

Yeter benden uzak kalma
El sözüyle, ahım alma
Beni gurbet ele salma
Ver elini, güzel gözlüm gidelim…

Yokuşlarım düze dönsün
Yalancıda mumlar sönsün
O şans bir kez bize gülsün
Ver elini, güzel gözlüm gidelim…

Sular gibi aka aka
Sevdalıda olmaz şaka
Düşmanlara baka baka
Ver elini, güzel gözlüm gidelim…

Aşıklara soru sormak
Durdurulmaz akar ırmak
Yetmedimi hayal kurmak
Ver elini, güzel gözlüm gidelim…

Yol alınmaz, çökmüş duman
Görmezmisin halim yaman
Boş boşuna, geçer zaman
Ver elini, güzel gözlüm gidelim…

14/02/2011.Hüseyin Uçar…

BU BİR ÇIĞLIK

Bozkırın ortasında
Bir çığlık
Sessizliği bozan
Bebek çığlıgı
Sevinçten ağlıyor
Anne
Annenin
Göksü
Kucağı  
Berekat dolu
Bir hareket
Bir oluşum
Bir kıvılcım
O kırılğan çocuk
Hayalleri
Nohusa sevinci
Yıkılmasın hiç
Adını yeşer  koyalım
Adı gibi yeşersin
Bu bozkır
Onca yaşanmış
Acıları dindirirsin.
Bu bakir topraklar
Yavaş yavaş sürülsün..
Ekilsin..
Filize, başağa dursun
Semazenler gibi
Dönsün bulutlar üstünde
Dağlarla ötüşsün
Gök yüzüyle öpüşsün
Hasreti bitsin
Suya toprağın
Yeşer koyalım adını çağın…

 

09/02/2011.Hüseyin Uçar..

katİLİ BIRAKIR BENİ TUTUKLAR

Mutluluk aradım her bakan gözde
Güvenler kalkmış, yürünmez izde
Aklını yitirin, maskeler yüzde
Söyleyecek sözüm, bitti erenler
Katili bırakır, beni firenler…

Bakar körmü toplum, görmez kılığı
Kime sorursan sor, bozuk sağlığı
Karalardan toplar olduk balığı
Anlatacak gücüm bitti erenler
Ayrılğa kalkar oldu tirenler…

Suçlumuyum bırakmıyor yakamı
Hep kötüye kullanıyor makamı
Kimselere dönemiyom arkamı
Anlatacak gücüm, bitti erenler
Doğruyu demiyor, inan görenler…

Koyamadım bir yerlere başımı
Vergi diye aldı, bulgur aşımı
Korkuttular yıkamadım kaşımı
Söyleyecek sözüm, bitti erenler
Ramazan gelince, sofra serenler…

Taşatanım katlanıyor sancılar
Kime derdim yanam deyin bacılar
Ekranlarda cirit atar falcılar
Anlatacak gücüm, bitti erenler
Üzdüm ise bağışlayın yarenler….

07/02/2011.Hüseyin Uçar.

BEBELERİ BOĞAZLARLAR

Şaşkın, şaşkın bakar bizim uslular
Ne kadar yol almış dünkü paslılar
Öyle yalan söyler, sanan yaslılar
Bebeleri boğazlarlar kundakta
Gülücükler donar kalır dudakta….

Pusulamız başka, yönümüz başka
Dünümüz başka, günümüz başka
İşlevimiz başka, ünümüz başka
Bebeleri boğazlarlar kundakta
Gülücükler donar kalır dudakta….

Bele bağlıyorlar, boş bir çıkını
Kimse çıkarmıyor, kimse gıkını
Uzak diye gösterirler yakını
Bebeleri boğazlarlar kundakta
Gülücükler donar kalır dudakta…

Her nereye varsan onlar orada
Filistinle, Irak, bitti arada
Afrika ayakta, Asya sırada
Bebeleri boğazlarlar kundakta
Gülücükler donar kalır dudakta

Taşatan ne dese kimseler duymaz
Giydiği elbise üstüne uymaz
O faşist katiller, hiç kana doymaz
Bebeleri boğazlarlar kundakta
Gülücükler donar kalır dudakta….

06/02/2011.Hüseyin Uçar.

TAÆTAN KATI

Gülü yetirdim dalında
Yürüdüm aşkın yolunda
Şu yaşamın kulvarında
Oldum sana yarış atı
Can bakışın taştan katı…

Ağız açsam sitem yağar
Ezgiler hüzünler boğar
Gök yüzü üstüme ağar
Koruyorum oldum çatı
Can yakışın taştan katı…

Ahtın ne ki inmen düze
Yüreğimi koydun köze
İnsaf eyle acı bize
Burda yaşattın sıratı
Can sıkışın taştan katı….

Elbet biter düşmanlıklar
Bir başlarsa pişmanlıklar
Sevdaya dönüşür ahlar
Gülücük dolur suratı
Can alkışın taştan katı…

05/02/2011.Hüseyin Uçar.

ANLA GÜLÜM

Yeminmetin ağlatmaya
Fırsat kollarsın çatmaya
Korkarım derdim açmaya
Her halini izliyorum
Yollarını gözlüyorum
Aşkım seni özlüyorum
Anla artık, anla gülüm…

Acımazsan koştur gülüm
Yoksa kalbin taştır gülüm
Al sineye bastır gülüm
Her halini izliyorum
Yollarını gözlüyorum
Canım seni özlüyorum
İnan yarim, inan gülüm…

İsterim ol, başım tacı
Olma kalbime kiracı
Sensin ömrümün ilacı
Her halini izliyorum
Yollarını gözlüyorum
İnan seni özlüyorum
Anla yarim, anla gülüm…

04/02/2011.Hüseyin Uçar.

NE MANTIK VAR

Ömrümü ömrüne uladım bilmez
Yolların beklerim çıkıpta gelmez
Benim ne çektiğim bir kere görmez
Ne mantık var, ne vicdan var, ne insaf…

Mantıgın yerine, öfkeyi bağlar
Ovalara sığmaz, konuşmaz dağlar
Her nereye gitse tabanı yağlar
Ne mantık var, ne vicdan var, ne insaf…

Amaçsız, şuursuz, durmadan koşar
Ya kırır yada, kabından taşar
Ulaşılmazım der, her yerde yaşar
Ne mantık var ne vicdan var, ne insaf..

Taş duvar sanarda, yaslanır cama
Gömer kafasını, sahilde kuma
Sakın ha Taşatan, gölgene koma
Ne mantık var, ne vicdan var, ne insaf…

22/01/2011.Bağevi.Hüseyin Uçar