Skip to content

Month: October 2010

İNCİNİR

Bir eşim var eş demeye, bin şahit
Yarim demem, yar olanlar incinir,
Bu nasıl sözleşme, bu nasıl akit
Darım demem, dar olanlar incinir…

Hem gündüzüm zehir, hemide gecem
Birimiz Türküz, birimiz acem
Donuyor dudakta, çıkmıyor hecem
Körüm demem, kör olanlar incinir…

Ne tebessüm eder, ne gülür yanak
Dizilip boğaza, aşmıyor sunak
Taşıyor yanında aynı bir yamak
Arım demem, ar olanlar incinir…

Çalışsamda büyütemem küçüğü
Dolduramam kalbimde ki göçüğü
Diyemedim o anlamlı sözcüğü
Karım demem, kar olanlar incinir…

Diken dikti bu gönlüme yamayı
Salan saldı bu kalbime kamayı
Ömür bitti atlatamam komayı
Varım demem, var olanlar incinir….

28/10/2010.Bağevi.Hüseyin Uçar

DUYSUNLAR BENİ

Yer yüzünü adım adım dolaştım
Dostlarımla güldüm, bile ağlaştım
Geçte olsa canlar size ulaştım
Geçtiğim yollara sorsunlar beni…

Kimseye diyemem, yerli yabancı
Herkesin kendinin olsun inancı
Bu gönülde barınamaz yalancı
İnsanlık yolunda vursunlar beni…

Sevgi fenerimi herkese yaktım
Şelale misali dağlardan aktım
Yarin gerdanına çok güller taktım
Beraber mezara koysunlar beni…

Yapsalarda bana yapmadım hile
En içli şarkımı söyledim güle
Kafesler dar gelir elbet bülbüle
Anlayanım varsa saysınlar beni…

Kuşlar bile unutmazken sılayı
Hadi doğrul bile, çekek halayı
Ben seçmedim, seçen seçsin kolayı
Özlem ateşiyle yusunlar beni…

Duygular yanılsa, mantık yanılmaz
Her doğruya, her yanlışa kanılmaz
Gün gelir Taşatan ismi anılmaz
Yaşarken, görürken, duysunlar beni…

25/10/2010.bağevi.Hüseyin Uçar.

KURTARAYIM GEL SENİ

Atıp tuttun gene, bu gün bolundan
Yakalayıp bırakmadım kolundan
Devrimlere yürüyelim yolundan
Kör olmaktan, kurtarayım gel seni…

Çok isterim çağrılınca gelmeyi
Sıcak muhabbetli canlar görmeyi
Öğrenelim eksiğimiz bilmeyi
Sır olmaktan, kurtarayım gel seni…

Kınından çıkarma yeter kamayı
Tamir etme sökükleri yamayı
Öğrenelim yenisini almayı
Kir olmaktan, kurtarayım gel seni…

Üretime yeniliğe yönelim
Yoksulluğu beraberce yenelim
Derinliğe inceliğe inelim
Ser olmaktan, kurtarayım gel seni…

Nolur beraberce, gerin kol kanat
Nedir bu asilik, bu bitmez inat
Barışa serilen sofralar donat
Ver olmaktan, kurtarayım gel seni…

Haftalardan kırk bir, günlerden Salı
Herkes sevdiğine, dokusun halı
Bilime yönelem, bırak masalı
Pir olmaktan, kurtarayım gel seni…

EBRU KIZIMA

İnan yanılmadın, kızım seçimde
Devrime dönüşür, yıllar içimde
Bembeyaz örğüler, tüller içinde
Yakışmış gelinlik, Ebru kızıma…

Bir baktım tarihe, uzaklar yakın
Yepyeni yaşama, eylersin akın
Üzmek üzülmekten, güzelim sakın
Yakışmış gelinlik, Ebru kızıma…

Beceremem bilin, sessiz geçmeyi
İnsanı insandan, ayrı seçmeyi
Irmağa çevirin, küçük çeşmeyi
Yakışmış gelinlik, Ebru kızıma…

Eğer haklı isen, susmada bağır
Sevdiğin canları, yanına çağır
Açılmış önünde, yepyeni çığır
Yakışmış gelinlik, Ebru kızıma…

Damat delikanlı, bir ömür takıl
Birleşmiş meydanda, mantıkla akıl
Yaşam baştan sona, bitmeyen okul
Yakışmış gelinlik, Ebru kızıma…

Artık gelin gibi, evini donat
Güvercinler gibi, takındın kanat
Ne diyeyim kızım, adın bir sanat
Her şeyler yakışır, Ebru kızıma…

Dileriz karışın, çoluk çocuğa
Bekleyen var, torun verin kucağa
Ninniler sinsin, eve ocağa
Yakışmış gelinlik, Ebru kızıma…

Taşatanım, çağdan çağa atlarım
Sizlersiniz, muhabbetim tatlarım
Başta sizi, iki başı kutlarım
Yakışmış gelinlik, Ebru kızıma…

Amcanız Hüseyin Uçar.

GELDE MUTLU OL

Dost diye sığının, tanımaz geçer
İnsanlığı değil, çıkarı seçer
Ömürden vaz geçtik, değerler biçer
Böyle bir toplumda, gelde mutlu ol…

Bütün çözümlere, imzamı attım
Neyim varsa varım, varına kattım
Onlar yükselirken, ben niçin battım
Böyle bir toplumda, gelde mutlu ol…

Bu denklemi artık, herkes biliyor
Kader kısmet deyip, bizi eliyor
Ağlayan ağlıyor, gülen gülüyor
Böyle bir toplumda, gelde mutlu ol…

Bitmez bu düzenin, kirli oyunu
Hem küçümser, hemde dışlar soyunu
Her gün yeni baştan, ölçer boyunu
Böyle bir toplumda, gelde mutlu ol…

Diller hançer olmuş, etekler taşlı
Otuza gelmeden, olursun yaşlı
Herkesin işleri, bak yarı başlı
Böyle bir toplumda, gelde mutlu ol…

Soru sorsan, cevap vermez soruya
Gelen geçen, taş atıyor doğruya
Bakın genç ömurler, inmiş yarıya
Böyle bir toplumda, gelde mutlu ol…

05/10/2010.Bağevi.Hüseyin Uçar…

KIZIM

Bir evi var canlar, dokuz kapılı
Bir Ülkeye yeter, onun akılı
Merdivende, takıları takılı
Sen benim yarınım, aynamsın kızım…

Duyguları, anlayışı derinde
Kırk hüner var, parmağında elinde
Çok mutluyum, her şey yerli yerinde
Sen benim yarınım, aynımsın kızım…

Sevdiği canlara adres veriyor
İçtenlikle, her gün sofra seriyor
Hiç hoplama güzel, sıran geliyor
Sen benim yarınım, rüyamsın kızım…

Yepyeni hayata, bir sökün eyle
Eksiğim olursa, hatırlat söyle
Coşkulu gönüller, yorulmaz böyle
Sen benim yarınım, canımsın kızım…

Söyle Taşatana, varsa sitemin
Beni mutlu eder, her bir eylemin
Altın tacısın, gülüm ailemin
Sen benim yarınım, kanımsın kızım..

30/09/2010.Hüseyin Uçar..

BENİM KUZULARIM

Benim kuzularım, altın kalplidir
Renkleri güneşten, adları benden..
Havayı bozmazlar, sade renklidir
Renkleri güneşten, adları benden..

Gök kuşağı gibi, parlar ufukta
Benlenipte kalmaz, canlar dorukta
Geminin kaptanı, olurlar Nuh’ta
Renkleri güneşten, adları benden..

Terk etmezler asla, yaşam setini
Daha dün fehtetiler, kültür kentini
Herkeslerden duyuyorum methini
Renkleri güneşten, adları benden…

İncitmeden daim, yaralar saran
Niye kayıp etsin, varını sunan
Onların sevgisi, kalbime dolan
Renkleri güneşten, adları benden…

Sevinçlerim, göçmen olur taşınır
Değişimi, paylaşımı, düşünür
Sanman sade, çöplüğünde eşinir
Renkleri güneşten, adları benden..

Taşatan takılma, yürü yoluna
Şapka çıkarırlar, kızın oğluna
Aşkın olmayanı, takma koluna
Renkleri güneşten, adları benden…

17/09/2010.Hüseyin Uçar.

SÖYLEYECEK SÖZÜN

O güzel düşlerin, davudi sesin
Türkülere hayat, verdi ozanım
İnsan sevgisiyle, dolu yüreğin
Halkı ile hayat, buldu ozanım…

Düşmana düşman, dosta yaransın
Her durumda elbet, soru soransın
Bağlamanla bile, telli kuransın
Yürekler mekanın, oldu ozanım…

Bu kara düzenden, nasibin aldın
Korkmadın zalimin, kapısın çaldın
Her yönünle,türkü gibi doğaldın
Söyleyecek sözün, boldu ozanım…

Susmadı yüreğin, gündüz, geceli
Sen her zaman, yakaladın günceli
Yenemedik cunta, yüzlü eceli
Özün, sözün, bizle kaldı ozanım…

Ulaşılmaz dünyan, bir koca alan
Darbelerden geri, acılar kalan
Bu nasıl hak hukuk, kocaman yalan
Zindanlar devrimci, doldu ozanım…

Oku Pir Sutanı, doku Nazımı
Sana adamışım, bu gün yazımı
Yasaklara açamadım ağzımı
Bir çiçek misali, soldu ozanım…

25/08/2010.Hüseyin Uçar.

SÖZÜN VARMIDIR?

Dünyada yaşayıp, sonsuza giden
Bir çoban misali, kendini güden
Gün gelip dünyadan, göçünce beden
Yarınlara kalan, izin varmıdır?

Ömür boyu oku, ekme okulu
Beş duyulu, milyonlarca dokulu
Çözüm ara, yaşanılmaz korkulu
Karanlığa ışık, sözün varmıdı?

Yanlışa, ilkele, direnmek niye
Çalışmak dururken, dilenmek niye
Sevgi muhabbetten, ilenmek niye
Muhabbet ehline, közün varmıdır?

Benze karıncaya, benze arıya
Sahip olun, ormanlara, koruya
İnanın ömürler, inmez yarıya
Güzelliği gören, gözün varmıdır?

Kimseye benzeme, benze kendine
Gerek kalmaz, yalanlara yemine
Gel inelim, muhabbetin demine
Yarınlaşan aşkın, özün varmıdır?

26/092010.Bağevi.Hüseyin Uçar..

İLLER MISRALANDI

Gözlerin görünce, geri yaslandım
Yıllar sıralandı, söz sıralandı
Aşkına tutuldum gülüm uslandım
Diller mısralandı, göz kovalandı…

Sesin gıdam canım, gülüş katığım
Bakışın melhemim, görüş mantığım
Ne diyeyim daha, sana yanığım
Kollar sevdalandı, köz yuvadalandı…

Adın duymak için, didindim durdum
Sana ulaşmaya, hayaller kurdum
Üstümüzden uçan, kuşlardan sordum
Kuşlar havalandı, tez sevdalandı…

Yalvarırım yolu, sürme yokuşa
Ömrüm iste, bir sevdalı bakışa
Benzetme sevdiğim, gel göçmen kuşa
Yollar kiralandı, öz yaralandı…

25/09/2010.Hüseyin Uçar.

BUNUN ADI NEDİR SÖYLE?

Kapı gibi aralandım
Ta kalbimden yaralandım
Bir zalime kiralandım
Bunun adı, nedir söyle?
Bir ömür, geçer mi böyle?

Muhabbetin, saygın nerde?
İndi her an siyah perde
Kölelik oluştu serde
Bunun adı, nedir söyle?
Bir ömür, biter mi böyle?

Gözlerimde hüzün kalan
Acılar yüreğe dolan
Soy adım yok, ön ad ulan
Bunun adı, nedir söyle?
Bir ömür, geçer mi böyle?

Yükselir arşın katına
Diyecek yok rahatına
Kıragı yağar bahtına
Bunun adı, nedir söyle?
Bir ömür, geçer mi böyle?

Ne saygılı, ne tevaflı
Konuşur alaflı alaflı
Safın bilmez, her taraflı
Bunun adı, nedir söyle?
Bir ömür, geçer mi böyle?

Aşlar sana, suçlar bana
Bu sitemler yetti cana
Sağır olma toprak ana
Bunun adı, nedir söyle?
Bir ömür, geçer mi böyle?

Her konuda söz sahibi
Durmadan ezer garibi
Kavgaların tek galibi
Bunun adı, nedir söyle?
Bir ömür, geçer mi böyle?

Ne eylesen saymaz hatır
Döktüm, saydım, satır satır
Otuz yıldır hep ağlatır
Bunun adı, nedir söyle?
Bir ömür, geçer mi böyle?

Bir gün katılmaz şarkına
Ne varsa çeker arkına
Kimseler varmaz farkına
Bunun adı, nedir söyle?
Bir ömür, geçer mi böyle?

Yürüdüğü aynı kulvar
Hiç kar etmez ister yalvar
Konuşaman baştan savar
Bunun adı, nedir söyle?
Bir ömür, geçer mi böyle?

Bir gün kendin sorgulamaz
Verdiği sözde duramaz
Semtimize hiç uğramaz
Bunun adı, nedir söyle?
Bir ömür, geçer mi böyle?

Bakıyorum tüm çevreme
Bir gün geçmezler eyleme
Kör duman çökmüş yöreme
Bunun adı, nedir söyle?
Bir ömür, geçer mi böyle?

Kabarır bulutlar yağmaz
Peşinden bir güneş doğmaz
Benlenir evlere sığmaz
Bunun adı, nedir söyle?
Bir ömür, geçer mi böyle?

Peşimden atan atana
Ödül verdim ağlatana
Eli boş döndüm vatana
Bunun adı, nedir söyle?
Bir ömür, geçer mi böyle?

Her gün yeni, başa döndüm
Susa susa, taşa döndüm
Yaz bahardım, kışa döndüm
Bunun adı, nedir söyle?
Bir ömür, geçer mi böyle?

Ben sırrına eremedim
Bir evetin göremedim
Ne olduğum bilemedim
Bunun adı, nedir söyle?
Bir ömür, geçer mi böyle?

İplik tutmaz yama yama
Sineme sapladın kama
Ölüm buralarda koma
Bunun adı, nedir söyle?
Bir ömür, geçer mi böyle?

Teşekkür et bir kez sevin
Omuzumdan bir yere in
Temeli çöküyor evin
Bunun adı, nedir Söyle?
Bir ömür, geçer mi böyle?

Ne söylesem, kalmamış yüz
Ahlak kural, hepsi dümdüz
Ağlatırsın, gece gündüz
Bunun adı, nedir söyle?
Bir ömür, geçer mi

Hiç gülmezler şakamıza
Yapışırlar yakamıza
Bakamayız arkamıza
Bunun adı, nedir söyle?
Bir ömür, geçer mi böyle?

Anladım ki, gözün kara
Kavgalara ver bir ara
Gülsün bir kez bu fukara
Bunun adı, nedir söyle?
Bir ömür, geçer mi böyle?

Üstüne yoktur yalanda
Sanki suredir kuranda
Yenilirim her meydanda
Bunun adı, nedir söyle?
Bir ömür, geçer mi böyle?

Tane tane, tek tek seçer
Her sözcüğü delir geçer
Bakış kurşun, kibrik hançer
Bunun adı, nedir söyle?
Bir ömür, geçer mi böyle?

Yalvarırım biraz uslan
Sabırlı ol, geri yaslan
Ağzım açsam, kükrer aslan
Bunun adı, nedir söyle?
Bir ömür geçer mi böyle?

Yürü aynı, yerde kalma
Yeter yerden yere çalma
Budanırsın ahım alma
Bunun adı, nedir söyle?
Bir ömür, geçer mi böyle?

16/09/2010.Bağevi.Hüseyin Uçar.

SEN YAZ BIRAK

Darılma sevdiğim, anlamam sesten
Kovduk öğretmeni girdiği dersten
Güftesin hazırla bu senin besten
Sen yaz bırak, müzükale karışma…

Bu nasıl yazgıdır, sordum herkese
Koştum ömür boyu, nefes nefese
Hele bakın, şu bende ki hevese
Nolur nevsim, kendin ile yarışma….

Bakın yüz yıllarca, hayaller kurdum
Hiç önlerde değil, hep geri durdum
Sanki yaşamımı, zincire vurdum
Üzgün gönül, kimselerle buluşma…

Yüzünü görünce, artarken derdim
Gözüm göre göre, ödünler verdim
Kendi katilime, sofralar serdim
Öl Taşatan, kendin ile barışma…

19/06/2010.Bağevi.Hüseyin Uçar.

DİLMİ HANÇER

Okumak istedim okuyamadım
Tezgahlarda halı dokuyamadım
Kafeste bülbüldüm şakıyamadım
Dil mi hançer, göz mü hançer bilemem?
İstesemde kara gözlüm gülemem…

Gurbet elde gülemedim ağladım
Hüzün pınarında, aktım çağladım
Alev oldum, bu sinemi dağladım
Dil mi hançer, söz mü hançer bilemem?
Akar göz yaşlarım, canlar silemem….

Koşam dedim, koşamadım çeldiler
Bu kalbimi delik deşik deldiler
Gönül defterinden bizi sildiler
Dil mi hançer, öz mü hançer bilemem?
Yeter felek senden, dilek dilemem…

Ağma gibi yerim, yurdum bulamam
Yollar seni birbirine ulamam
Nasıl yaşam, hayal bile kuramam
Dil mi hançer, biz mi hançer bilemem?
Geçti artık, sevdiklerim göremem….

Kimseler görmedi taşa tuttular
Hile ile hurda ile uttular
Neyim varsa hepsin bir bir sattılar
Dil mi hançer, iz mi hançer bilemem?
Hiç bekleme, garip anam gelemem…

04/09/2010.Bağevi.Hüseyin Uçar.

İNİM İNİN İNLİYORUM ERENLER

Cahili yobazı, kattım günüme
Ne dinler imanlar, yığdı önüme
Çekildimde girdim, kendi inime
İnim inim, inliyorum erenler…

Bir sopa, bir hırka, giydirdi fistan
İmanlar üstüne yazdırdı destan
Bütün dünyam şimdi, bir kabiristan
Cesetimi bekliyorum erenler…

Elveda sevdiğim, yaşam hoşça kal
Cennet pazarlayıp, satıyor çakal
Sıvazlar elinde, bir kara sakal
Noksanımı görüyorum erenler…

Zindan eylediler, güzel yaşamı
Kuşa çevirdiler, görün paşamı
Genç ömürler, çıkarcıya maşamı
Duygularım örklüyorum erenler…

Yaşamın her anı, benzer ekine
Harcarlar ömrünü, kendi zevkine
Yaya kalın, seni almaz makine
Ne deseler dinliyorum erenler…

İzleri bulunmaz, arda hayada
Bütün ömür, böyle geçer rüyada
Sorguya çekildim, iki dünyada
Göz önümü görmüyorum erenler…

Taze gül açılmış, goncaya bastım
Benim canlılara olamaz kastım
Zalim sorguladı, ben ona şaştım
Maskelerin alıyorum erenler…

Yalanla doluydu, dünyada tekti
Taşatan kendini, sorguya çekti
Yeter artık deyip, umutlar ekti
Ben yalanı  sevmiyorum erenler…

04/09/2010.Bağevi.Hüseyin Uçar.