Skip to content

Yarım kalmıştı Tualim

Yürüyüşe çıkmıştım
Dün akşam
Yürüdüm bir başıma
Talime çıkmış
Ordu gibi
Bir
İki
Üç
Kıta dur
Durdum
Oturdum kumsala
Şarkısını dinledim
Dalgaların
Ve çıglığını martıların
Hayli bir zaman
Baktım ufuklara
Fırçayı aldım elime
Önce gözlerimi boyadım
Sonra bütün bulutları
Karıştırdım birbirine
Gökyüzünü boyadım
Renklerle konuştum
Tualle tanıştım
Sonra
Gececi bir yıdız
Aldı götürdü beni
Yürüdüm girdim içeri
Birden yükseldi sesler
İstilacı var…
İstilacı var..
Girdiler koluma nöbetçiler
Ve tutuklandım
Bush’la
Saddam’la
Beni karıştırdılar
Tutuklu kaldım hayli bir zaman
Tek başıma ve özğür
Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum
Beni güler yüzle sorguya aldılar
Anlattım onlara
Meramı’mı
Ve merakı’mı 
İnandılar
Oysa ruhsaldı
Sıkıntılarım
Anlamadılar
Baktım saat’a
Orada sabahtı
Beni geldiğim yere geri saldılar
O akşamdan bu sabaha
Bütün konuklarım
Muhabbet’e doydular
Cevapsız sorular soruyor
Ben kendimi arıyordum
Yutmuştum dilimi
Ana alfabem varmıydı
Bilmiyorum.
Sahili suladım boydan boya
Terledim daldım suya
Başımı çıkardığımda
İnsan kaynıyordu kumsal
Hüzünler bile soyunmuştu
Bedenime yapışmıştı yakamozlar
Duyulmuyordu çığlıgı martıların
Hem renklerle oynuyor
Hem güzel  bir model arıyordum
Biri tuttu elimden
Hadi denize girelim
Gözümü açtıgımda
Ne dalgalar
Ne deniz
Ne yakamozlar
Nede elimi tutan
O deniz kızı vardı
Kalmıştım bir başıma
Denizin ortasında
Bir ada
Tusisami sonrası
Sürüyordu artcıl depremler
Sinemde tamamlanmamış
Bir tual
Belleğimde unutulması
İmkansız
Hülyalar
Hazır değildim ayrılıklara
Ayırdılar
Anne sütünden ayrılan
Bir bebe gibi beni
Adadan çekip aldılar   

26/01/2005. Hüseyin Uçar.

Published inIkke-kategoriseret