Skip to content

GÜNAYDIN

Günaydın çocuklar
Günaydın dünya
Günaydın kırk yaşım
Acılar yumağı ömrüm merhaba
Neresindeyiz  yolun
Günaydın mı, elveda mı yakın
Çıktım Ishøj tepesine
Geçmişi seyrediyorum
Sevinçlerde yaşadım
Ülkelerde dolaştım
Açıldım okyanuslara
Gezgin amaçlı değil
Ekmeği kovaladım
Sevdalar yaşadım bir başıma
Kerem gibi Aslı’sız
Özlemler yaşadım yankısız
Sade, berrak, pırıl pırıl
Ne acılar bıraktı yakamı, nede türküler
Aç dolaştım özgürce
Seyrettim yarı baygın
Yarı çıplak vitrinleri
Gözlerim hüzün yüklü
Mendil serdim, el açtım merhametsizlere çaresiz
Nefes alıp veren iskeletim Afrika’da
Dünyanın en zengin ülkesinde, bayramlık koyun
Din tacirlerinin elinde cennete adak
Irkçıların horladığı yabancı işçi
Politik göçmen
Sevgilimin elinde kirli mendil
Geçiyor gözlerimin önünde yıllar
Kovalıyor sorular birbirini
Yargılıyor kırk yaşım beni
Bu kitaplar niçin duruyor raflarda
Kimler tüttürüyor bu uzun bacaları
Niçin hapishaneler tıklım tıklım
Konuş çağdaş köle
Hani nerede, el verip bel bağlayıp
Gönül verdiklerin?
Yemeyip yedirdiğin giymeyip giydirdiğin
Hani nerede kırk yılın meyveleri
Hepsi çürüdü mü dedin
Farkındayım, yolun ayrımındayım
Günaydın çocuklar
Günaydın dünya
Günaydın kırk yaşım
Acılar yumağı ömrüm merhaba.

 

5.6.1990 / Hüseyin Uçar

Published inBekleyin Bizi