Horozlar ötmeye başladı dışarda
Her halde sabah yakın
O ses beni bir şeyler yapmaya çağırıyor
Sinyal gibi yanılgılara
Yol tarif eden
Yürekleri kanatan
Koşmaları pir sultanın
Nazımın dizeleri
Şili dağlarından yükselen
Nerudanın ölümsüz sesi
İsyan yüklü
Umut dolu
Şafak türküsü
Düşmanı karanlığın
Git gide çoğalıyor sesler
Uykulu çocuk ağlamaları
Motor gürültüsü
İş başı düdüğü fabrikaların
Kuş cıvıltıları
Bayram havası sabahlarda
Daha ben uyumadım
Aydınlık bir güne ayak bastım
Baktım dışarı pencereden
Elma ağaçları gözüküyor
Çiğ düşmüş geceden çimenler ışıl ışıl
Ağlayan gözler gibi
Yaprakları elmanın
Durmadan damlıyor
Salladıkça deli rüzğar
Daha fazla ağlıyor
Benim o damlalar
O göz yaşları benim
Beni alır götürürler
Bilmediğim bir yerlere
İlk selam tekme yumruk tokat
Gözlerim bağlı
Ellerimde kelepçe
İniltiler bağırışlar
Falakaya yatırılmış
Çözülmeyen direnişler
Onların göz yaşıyım suskun ve taştan katı
Arkası kesilmeyen sorular
Sendikaya kayıt olmak haa
Ya o kominist dergilerini okumak
Kurtuluş
Pahalılık dergisi
Kimden alıyorsun onları ulan?
Kimden
Söyle, konuş konuş
Gülümsedi acı acı yaralı adam
Şu üstüne yürüdüğün
Ne taş
Ne çuval
Okyanuslar kadar dingin
Hilesiz doğan güneş
Çoban çeşmesi
Aşk
Savaş
Düşmüşüz umudun yollarına
Bize kucak açan yarınlara yürüyoruz
Korkunun ölüme faydasi yok
Bizde ne kiralık düşünce
Ne eli kolu bağlı insan karşısında
Kükreyen yürek mevcut
Başımız dik alnımız ak
Tarihi damarlarımızda taşıdık
Taşıyacağız
Emeği sanık sandalyasına oturtanlardan
Mutlaka hesap soracağız
Dönmeyen yolcuya ağlamadık
Yürüdük ardından
Bizi hiç bir güç korkutamadı
Durduramadı
Durduramaz akışını tarihin
Gıcırdadı kapı
Baktım çocuklar uyandılar
Günaydın baba
Günaydın kızım
Paylaşıp yüreğimin isyanını
Haziran sabahı
Kapına dayandılar..
15.16-06-1981 Hüseyin Uçar.