Skip to content

Month: August 2011

AYNI YERDE

Bu etiket etiket

mi?

Bu hareket

hareket mi?

Bu memleket,

memleket mi?

Aynı yerde saydım

durdum

Ömür boyu hayal

kurdum….

 

Hem toprak hem

baş ıslanır

Her gün yeniden

başlanır

Umut yarına

yaslanır

Aynı yerde saydım

durdum

Ömür boyu hayal

kurdum….

 

Benim gibi hayal

kurmaz

Toprak çürür deme

durmaz

Sanki dilsiz soru

sormaz

Aynı yerde saydım

durdum

Ömür boyu hayal

kurdum….

 

Emeklerim

yiyemedim

Bunlar benim

diyemedim

Boyun eğdim

eğemedim

Aynı yerde saydım

durdum

Ömür boyu hayal

kurdum….

 

Her bir yerde

görülmüşüm

Tarla gibi

sürülmüşüm

Duvar gibi

örülmüşüm

Aynı yerde saydım

durdum

Ömür boyu hayal

kurdum….

 

Bakın boğaz boğum

boğum

Ortadadır varım

yoğum

Oysa nefeslerden

çoğum

Aynı yerde saydım

durdum

Ömür boyu hayal

kurdum….

 

Hayal meyal

yurdum yuvam

Çölleşiyor niçin

ovam

Bir avukat bilmez

davam

Aynı yerde saydım

durdum

Ömür boyu hayal

kurdum….

 

Kırk yıl olmuş

göçmen adım

Ne tuzum var,

nede tadım

Kimi nerede

aradım

Aynı yerde saydım

durdum

Ömür boyu hayal kurdum..08/08/2011.Hüseyin

Uçar.

O SES BİZİ ÇAĞIRIYOR

Dağların başı

kardır

Yaban eller bize

dardır

Uzaklarda bir ses

vardır

O ses bizi

çağırıyor…

 

Duymayalım kemi

kümü

Söylenenin masal

tümü

Aldatmaya atar

yemi

Haklı gibi avunuyor…

 

Ruhlar yurtlar

bakın ören

İnkara kalkıyor

gören

Sen şehitsin ben

geberen

Toprak ana

doğuruyor…

 

Bu vahşete dünya

bakar

Durduramam öfke

akar

Burda durur şorda

yakar

Sorumlular

yakınıyor…

 

Her cephede ölen

benim

Hiç olmadı benim

yenim

Bu dağlarda çürür

tenim

Alın terim

tıkınıyor…

 

Niye farklı, doğu

batı

Vicdanlar

taştanda katı

Tepeye çökmeden

çatı

Anadolu

bağırıyor…

 

Taşatan hançer

sinede

Üste çıkıyor

genede

Kaç can gider,

say senede

Sayı bilmez

bakınıyor…

 

28/07/2011.Kırlangıç

yuvası.

                        Hüseyin Uçar.

KARŞIDAN BEKLEME

Karşıdan bekleme, dostum vefayı
Bir şeylere takıp yorma kafayı
Nere varsan, kendin kurdun sofrayı
Yeter artık yıllar oldu, bırak gel…

Yogun duyguları yaşa unutma
O gönül bahçeni sula kurutma
Özlemin kavurdu, nolur aratma
Yeter artık yıllar oldu, bırak gel…

Halaylar kurulur ayagın almaz
Dost diye beklersin kapını çalmaz
Hangi canlı gördük çiçeği solmaz
Yeter artık yıllar oldu, bırak gel…

Değişmem dünyayı inan tahsile
Ekelim ovayı dursun mahsule
Türküler kondurak o şirin dile
Yeter artık yıllar oldu, bırak gel…

Doğduğun bir günden, oldun seferi
Kurumadı ak alının, hiç teri
Ben seni sayarım, öteden beri
Yeter artık yıllar oldu, bırak gel…

Bizi soranlara götür selamı
Eş ile dost ile edin kelamı 
İnan çok özledim, canlar sılamı
Yeter artık yıllar oldu, bırak gel…

Bir gün geleceğiz, varsa aşımız
Her yerlere sığar bizim başımız
Kucak açmış bekler, bizi çarşımız
Yeter artık yıllar oldu, bırak gel…

 

27/07/2011. Celal Pamuk’larda.

                 İshöj. Hüseyin Uçar.

YOLLARIMIZI KESTİLER

Romantizim

yaşamadık

Engelleri

aşamadık

Mutluluğa

koşamadık

Yollarımızı

kestiler

Kırıldı dolu

testiler…

 

Bu yaşamda her

şey güncel

İster yaşlan

ister gencel

Yapışır yakana

engel

Nefesimizi

kestiler

Kırıldı dolu

testiler…

 

Koca bozkırı

andırdık

Bozkırda yanan

tandırdık

Niye kendimiz

kandırdık

Yeşerenimiz

kestiler

Kırıldı dolu

testiler…

 

Bize layık, kurun

darlar

Sinemize yağsın

karlar

Çalışırız nerde

varlar

Dallarımızı

kestiler

Kırıldı dolu

testiler…

 

Taşatanın dili

durmaz

Kimseyi arkadan

vurmaz

Özün yaşar hayal

kurmaz

Yollarımızı

kestiler

Kırıldı dolu

testiler…

 

15/07/2011.Kırlangıç

yuvası.

                        Hüseyin Uçar.

 

KONUŞ YAĞMUR DAMLALARI

Yağma yağmur sulu sulu
Kes nolursun özüm dolu
Niçin bana gurbet yolu
Konuş yağmur damlaları…

Can yakar sesin soluğun
Sele dönüşür oluğun
Kurbanıyım ayrılığın
Susma yağmur damlaları…

Kimi şimdi yuva yapar
Koptuk yurttan apar topar
Yüreğimden isyan kopar
Susma yağmur damlalar…

Bak yaralı özüm mü yok
Doğru gören gözüm mü yok
Söyleyecek sözüm mü yok
Susma yağmur damlaları…

Oturursun sıramıza
Ark olursun aramıza
Melhem olman yaramıza
Konuş yağmur damlaları…

Gark eylersin hep hüzüne
Nasıl göründüm gözüne
Taşatanın bir sözüne
Susma yağmur damlaları…

20/07/2011.Kırlangıç yuvası.

                        Hüseyin Uçar.

BİRYIL DOLANDI

Ne yazık ki canlar giden gelmiyor
Ne eylesen soyka ciğer bilmiyor
Zamanlar geçsede yüzler gülmüyor
Bu gün yarın derken, bir yıl dolandı…

Kursalar altından kursalar saray
Kim diyor Forsluyu unutmak kolay
Sarıp sarmalamış onu Kuşsaray
Dün bu gün deriken, bir yıl dolandı…

Zalim felek söyle bumu hediyem
Tanıriken onu koca Türkiyem
Sözcükler yetersiz daha ne diyem
Bu gün yarın derken, bir yıl dolandı…

Nedendir gelmiyor sabırın sonu
Acımasız kalleş her zaman konu
İçimiz titirer bilsekte bunu
Bu gün yarın derken, bir yıl dolandı..

 

Sevenleri çoktu sevenler yandı
Hüseyin Uçarı gelecek sandı
Taşatan adaşın saygıyla andı
Bu gün yarın derken, bir yıl dolandı…

 

3

Ağıstos.2011.Kırlangıç yuvası.

Hüseyin Uçar.

GELESİN

Bir seher vaktiydi, ayrıldın benden
Gün batanda, ay doğanda gelesin,
Ölürüm ayrılmam, sevdiğim senden
Gün batanda, ay doğanda gelesin…

Sayısını bilemiyom açların
Hesabını yapamam ki kaçların
Örülmedik kalır, sırma saçların
Gün batanda, ay doğanda gelesin…

Ağlarım sızlarım senin namına
İstesemde varamadım yanına
Öpücük konduram, o ak alnına
Gün batanada, ay doğanda gelesin…

Eşiği çıkmadan, hasretin sardı
Bilirsin görülmez, dağların ardı
Ayrılmayacaktık, ahtımız vardı
Gün batanda, ay doğanda gelesin…

Sanma ki Taşatan, tükrüğün yalar
Her taşın altından, akıyor sular
Alıp satmamalı, sevdayı dolar
Gün batanda, ay doğanda gelesin…

 

20/07/2011.Kırlangıç yuvası. Hüseyin Uçar.

DAĞLARDA YAKTIM ATEŞI

Dağlarda yaktım ateşi
Çağırdım geldi güneşi
Özledim bacı kardeşi
Bu sürgüne dur demeli
Anlatamam dert kümeli…

Sürmemeli yeter inat
Korkar sanma korkmaz sanat
Uçulmuyor kırık kanat
Bu sürgüne dur demeli
Faşistler sözün yemeli…

Anılara kan sızıyor
Zalimler kader yazıyor
Mezarcı mezar kazıyor
Bu sürgüne dur demeli
Sevdiklerim bilmemeli…

Kaldırsam vurur bardağım
Otursam yıkar çardağım
Kana bulamış kundağım
Bu sürgüne dur demeli
Yeter gençler ölmemeli…

Ne deseler kanar tenim
Çalışırım yoktur yenim
Hiç dertlerim bitmez benim
Bu sürgüne dur demeli
Sağlam atmalı temeli…

21/07/2011.Kırlangıç yuvası.

                        Hüseyin Uçar.

GÜLÜN HALİ NİCOLUR

Güle benzeyenler, gül gibi kokar
Geceler, dönüşür, gündüze akar
Güzeller gülünü, gerdana takar
Gerdan gülse, gülün hali nicolur…?

İnanın ki canlar, doğruya uydum
Dostumun savını, içimde duydum
Nedendir bir ömür hayalle  doydum
Yokluk gölse, gölün hali nicolur…?

Açlar toplanınca, sofra oluştu
Lokmalar pay oldu, canlar buluştu
Küsülüler birbiriyle barıştı
Hüzün selse, selin hali nicolur…?

Herkesler bulamaz, aynı neşeyi
Tek başıma ben dönemem köşeyi
Aldatamam kandıramam kimseyi
Ayak el’se, elin hali nicolur…?

İşine gelince akladı beni
Kendi yatagında, sakladı beni
Geceli gündüzlü, yokladı beni
Şiir dilse, dilin hali nicolur…?

Söylenip durma, Hüseyin Uçar
Seven sevdiğine, yüreğin açar
Vardığı yerlere, huzurlar saçar
Düşler yel’se, yelin hali nicolur…?

 

06/06/2011.Kırlangıç yuvası.

                        Hüseyin Uçar.

BENİM GÜLÜM

Benim gülüm her güllerden farklıdır
Aşkı muhabbeti içte saklıdır
Cezbeyleyen, güzeliği aklıdır
Konacağı dalı seçer önceden
Muhabbet ehlidir, uçmaz yüceden…

Elbette bulunur gülün dikeni
Utandırmaz bahçesine ekeni
Bülbülün dilinde, ölçtüm öfkeni
Konacağı dalı seçer önceden
Muhabbet ehlidir, uçmaz yüceden…

Gülünce yanaklar gülden kırmızı
Göklerden süzülmüş, Tanrının kızı
Üretken, doğurgan, kesilmez hızı
Konacağı dalı seçer önceden
Muhabbet ehlidir, uçmaz yüceden…

Aşkla muhabbetle sorular soran
Şen şakrak, içten, yuvalar kuran
Ozanın gönlünde, yaralar saran
Konacağı dalı seçer önceden
Muhabbet ehlidir, uçmaz yüceden…

Taşatan bu dili unutma sakın
Seversen uzaklar olacak yakın
Elbet duygusuzdan olmalı farkın
Konacağı dalı seçer önceden
Muhabbet ehlidir.
Uçmaz yüceden…

16/06/2011 Çorum.Hüseyin

Uçar.

BENİM YOLCUM

Benim yolcum çıkmış yola
Bulutlarla gir kol kola
Bu yolculuk uğur ola
Tek gidiyor iki gele
Tam zamanı, bebek bele…

Her söz denmeli gününde
Eğil sevginin önünde
Göbek atalım düğünde
Tek gidiyor iki gele
Ömür boyu, yüzü güle…

Bakma öyle kaşlar çatık
Soframıza olma katık
Torun bekliyoruz artık
Tek gidiyor iki gele
Dile gelen, bile gele…

Duyun nolur a kızlarım
Sitem sayılsın nazlarım
Coşmalı gönül sazlarım
Tek gidiyor iki gele
Coşkular dönüşsün sele…

Mekan tutma Londurayı
Uzatmayalım arayı İstemem köşkü sarayı
Tek gidiyor iki gele
Türküler düşmeli dile…

Bak bitirdin Orxfortları
Az gelir arşın katları
Taşatanın evlatları
Tek gidiyor iki gele
Kuğular dalmalı göle…

31/05/2011.Kırlangıç yuvası.

Hüseyin Uçar.

GÜZEL ANAM

Ne yıllar yoruldu, ne sen yoruldum
Yaban ele emek verip kuruldun
Sorunlarla ağıtlarla yoğruldun
Aldırmadın uzak yakın yollara
Canım anam, nice nice yıllara….

Benlenipte çevirmedin ekseni
Hayat bağışlamaz ona küseni
Sağlıklı ömürler buldun sekseni
Güvercin kondurdun yeşil dallara
Güzel anam, nice nice yıllara….

Hüzün pınarlarım aktıda doldu
Yarılan kafaydı, kırılan koldu
Öfkeye kapılıp kırdığım oldu
Derman gele bacaklara kollara
Canım anam, nice nice yıllara….

Hep kuru yerlere yaktın ataşı
Körücekli hem doktoru sırdaşı
Kurumadı gözleriyin hiç yaşı
Vefasız değilsin kıran kullara
Canım anam, nice nice yollara….

Dört evladın vardır, oniki torun
Yürüdün üstünde ateşin korun
Ne yazık ki hala bitmedi sorun
Dilin benzer petekte ki ballara
Güzel anam, nice nice yıllara….

Kazansada kayıp eder yarışı
Tam bir ana yaraları sarışı
Her koşulda gene seçer barışı
Önem vermen paralara pullara
Canım anam, nice nice yıllara…

Hiç kimse yelemez yeldiğin gibi
Bir beni üzersin bildiğin gibi
Sen uçmak kuşusun geldiğin gibi
Kurulup oturdun hasır çullara
Güzel anam, nice nice yıllara….

Kovaladın beni sopayla taşla
Canın istiyorsa yeniden başla
Kusurum olduysa beni bağışla
Sarılasın yeşillere allara
Canım anam, nice nice yıllara….

Adım adım parseledin Tune’yi
Özlemle dağladın deldin sineyi
Aylara çevirdin geçen seneyi
Orak çaldın bozkırlara çallara
Canım anam, nice nice yıllara…

 

10/06/2011.Kırlangıç yuvası.Huseyin Uçar.

KIRLANGIÇ YUVASI

Göçmenlerin sürüsüne katıldım
Yurt yetmedi ülke ülke satıldım
Dostum diye yad yabana sarıldım
Kırlangıç yuvası böyle oluştu…

Gurbet ele kırdırdılar makası
Kesilmiyor özlemlerin arkası
Hiç olur mu? Yurt yuvanın takası
Anılarım kanatlandı uçuştu…

İkinci yurdumuz oldu burası
Uzaklarda şimdi Asya kıtası
Kavuruyor ikilemin sevdası
Kırlşangıçlar göçmenlerle buluştu…

Esirgemez idim canlar sözümü
Her zaman sılaya döndüm yüzümü
Anam desem kapattılar gözümü
Koca ömür göçmenliğe alıştı…

Burada büyüttük,Hülya, Ereni
Saraya çevirdik görün öreni
Torunlara teslim ettik Freni
Koyun kuzu birbirine karıştı….

Uzatma sözlerin Taşatan yeter
Kime el uzatsam o benden beter
Gezindiğim yollar burnumda tüter
Benden evvel anılarım koşuştu…

05/06/2011.Kırlangıç yuvası.

                        Hüseyin Uçar.

ÇEÇ

Toprağa düşmeye görsün tohum
Gül dikeni diken gülü büyütür
Çeç harmana gelmeye görsün
Su değirmeni, değirmen çeçi üğütür…

Tarla küsmez tohuma
Tohuma gülür toprak
Asma üzmez salkımı
Gündüz geceden korkak…

Kırlangıç yuvası. Hüseyin Uçar.

VERİN CANLAR

Kanım emer damla

damla

Açığın kapatır

zamla

İşiniz yoktu

haramla

Ben ne derim, o

ne anlar

Cezam neyse verin

canlar…

Hedef benim öte

bakma

Irmak olda boşa

akma

Kim ne derse,

desin takma

Beni görür görmez

yanlar

Cezam neyse verin

canlar…

Düşünürüm öfke

basar

Ne yetirsem

hepsin yasar

Her şafakta bir

can asar

Damarda donuyor

kanlar

Cezam neyse verin

canlar…

Bak herkesler

yaşar zorda

Bu senede kaldık

burda

Taşatanım hasret

yurda

İnan haldan

bilmez bunlar

Cezam neyse verin

canlar…

05/05/2011.Kırlangıç

yuvası…

                        Hüseyin Uçar…

GENÇLERİMİN ARDINDAN

Almanya gönderme gencecik canlar
Duyunca donuyor damarda kanlar
Bu acıyı sade yaşayan anlar
Bre felek ne diyeyim, ben sana…

Yalvarsan yakarsan hiç kulak asmaz
Her yan çamur olsa, bir kere basmaz
Dağ taş sussa bile, o zalim susmaz
Bre felek ne diyeyim, ben sana…

Acımızı duyar susar çağlayan
Zalim ölüm elim kolum bağlayan
En son Ayhan, yüreğimiz dağlayan
Bire Felek ne diyeyim, ben sana…

Her koşul altında elenir çeçler
Ne acı geriye dönüyor göçler
Bakın peşpeşine gidiyor gençler
Bre felek ne diyeyim, ben sana…

Ne kığış ne biber dilimi buran
Böylemi yazıyor, İncil’le Kuran
Anneyi babayı ciğerden vuran
Bre felek ne diyeyim, ben sana…

Kim olursan ol, bozulur havan
Arıya yurt olmaz, gördük ki kovan
Söyle bizim ile neyise davan
Bre felek ne diyeyim, ben sana…

Bozkır olmuş, gönüllerin ovası
Kabul olmaz annelerin duası
Nasıl şimdi Kuşsarayın havası
Bre felek ne diyeyim, ben sana…

19/05/2011.Bağevi.

Hüseyin Uçar.

GÖLGE DÜŞTÜ

Dostluklara gölge

düştü

Güneş bile ağlar

şimdi.

Öz tükendi, konan

göçtü

Matemdedir sağlar

şimdi…

Meyveli dallarım

eğin

Mahsüllerim olsun

yeğin

İsterseniz arşa

değin

Hazan olmuş

bağlar şimdi….

Başaraman öne

geçme

Üzülürsün yemin

içme

Hayal olur paha

biçme

Bozkır olmuş

dağlar şimdi….

Anlıyorum bir şey

deme

Eksiğini koyma

cem’e

Dolaşırsın sersem

seme

Yadı yaban koğlar

şimdi…

Fırsatçının önün

açma

Savaş meydanından

kaçma

Bilmediğin gökte

uçma

Hançer oldu tığlar

şimdi…

07/05/2011.Bağevi.Hüseyin Uçar.

BEKLİYORUM-2

Gönlümü verdim deliye
Bir kez bakmadı geriye
Döndüm asırlık ölüye
Ses bende mi, var mı sesim?
Sorma bana yok nefesim…

Sıralasam yönetenler
Yeri gökü inletenler
Sağırları dinletenler
Ses bende mi, var mı sesim?
Bülbül oldum, yok kafesim…

Sormuyor bir aklı selim
Tersten esiyor yelim
Vitrinlerde kaldı bilim
Ses bende mi, var mı sesim?
Hiç bir şeyde yok hevesim…

Hesabımız kalsın çözme
Sevdiğinden ayrı gezme
Saygılıyım beni ezme
Ses bende mi, var mı sesim?
Bekliyorum al adresim….

28/05/2011.Bağevi.Hüseyin

Uçar..

SÖDÜRDÜN BENİ

Seviyorum diye yeminler eden
En küçük hatada terk edip giden
Unuturum ancak çürürse beden
Volkanik dağ idim, söndürdün beni…

Anlamadın hiç bir zaman kuramı
Düşmanın elinde yaktın çıramı
Helalin yerine koydun haramı
Sırat köprüsünde, güldürdün beni…

Gördüm mevzilerin terk etmiş mertler
Yerini doldurmuş baktım namertler
Yıldan yıla inan çoğaldı dertler
Ülkeden ülkeye sürdürdün beni…

Duymadın direndim haklıca gibi
Düşleri koynunda saklıca gibi
Taşatan kaynıyor kaplıca gibi
Sevdamın koynunda, öldürdün beni…

30/05/2011.Bağevi.

Hüseyin Uçar.

BAHCİVAN

Duydum bahçe almış bizim bahçivan
Doğayla bütünleş değişir havan
İnan çok özledim ben seni doğan
Tövbe çekmiş benim koçum yaşasın
Başarıdan başarıya koşasın….

Adın kattık baharına yazına
Katlanırız nüktesine nazına
Türküler yaskışır onun ağzına
Tövbe çekmiş yeğenciğim yaşasın
Başarıdan başarıya koşasın….

Kimliğinden hiç olurmu şüphesi
Kabul olur bizce onun tövbesi
Yepyeni bir yaşam var mı ötesi
Tövbe etmiş, Doğanımız yaşasın
Başarıdan başarıya koşasın….

Baharda yeşerir gül dalı gibi
Gülümser gözleri sevdalı gibi
Burnumuzda tüter, dağ balı gibi
Töbekardır benim, koçum yaşasın
Başarıdan başarıya koşasın….

Özlü duygularım deme durunca
Yuvasın kuracak atlı karınca
Dünler unutulur, kollar sarınca
Kimliğine dönmüş canım yaşasın
Başarıdan başarıya koşasın….

11/05/2011.

Bağevi. Hüseyin Uçar.

KAPIDA CANLAR

Adını yazamaz sana ad takar
Farkına varmayız, ne canlar yakar
Suların başını tutmuş canavar
Yeni bir kerbela, kapıda canlar…

Hangisin sayayım, adı binlerce
Medeniyet okur sade dinlerce
Yalvarsakta duymaz ona günlerce
Yeni bir kerbela, kapıda canlar…

Bakın kendisiyle, beni eşlemiş
Elinin kanıyla, cennet düşlemiş
Benlenmiş daima, öfke bilemiş
Yeni bir kerbela, kapıda canlar…

Büyükler tanıdım, karınca kadar
Darda kalır ise, adaklar adar
Bombalar yağdırır, görmez ki radar
Yeni bir kerbela, kapıda canlar…

Kılıçları keskin, bela arıyor
Kanlı kılıcıyla saçın tarıyor
Şeriat çemberi, yurdu sarıyor
Yeni bir kerbela, kapıda canlar…

Karanlığı boğun, sonra geç olur
Ses hızına benzer, zaman tez dolur
Yeter be Taşatan, arayan bulur
Yeni bir kerbela, kapıda canlar….

01/04/2011.Hüseyin

Uçar..

DEME ÖTESİN

Hey gidinin söz anlamaz mehtabı
Muhabbet ehline verdik şarabı
Yasaklarsın en sevdiğim kitabı
Hem yaşattın, hem ağlattın, hem güldün…

Medeniyet dedin taktın yuları
Ne zaman susasak kestin suları
Hep kapadın dosta giden yolları
Hem yaşattın, hem  ağlattın, hem güldün…

Ne diyeyim sana herkesler üzgün
Kıskanarak baktım, her şeyin düzgün
Gün gelir elinden alınır dizgin
Hem yaşattın,  hem ağlattın, hem güldün…

Tarih sayfaları bir gün açılır
Gizemlerin ulu orta saçılır
Senden değil hep şerinden kaçılır
Hem yaşattın,  hem ağlattın, hem güldün…

Erinde gecinde, alınır ahlar
Bir bir yıkılıyor, yerle bir tahtlar
Güneşi bağrında taşır sabahlar
Hem yaşattın, hem ağlattın, hem güldün…

Yeter be Taşatan deme ötesin
Adını öğrendik, hızlı vitesin
Bizim gibi madımakta tütesin
Hem yaşattın, hem ağlattın, hem güldün…

 

12/04/2011.Bağevi.

Hüseyin Uçar.

KAZIN GİREYİM

Geceler cehennem, gündüzler zindan
Öfkeler sığmadı, fırladı kından
Bu nasıl zulumdur, bıktırdı candan
Hazır mezar yoksa, kazın gireyim…

Her dönüşü hançer, batar göksüme
Perde indirmişler, görmez gözüme
Kimseler aldırmaz oldu sözüme
Açık mezar yoksa, kazın gireyim…

Huzuru ararken olduk davalı
Başımıza geçirmişler çuvalı
Hemi kıyar hemde gezer havalı
Açık mezar yoksa, kazın gireyim…

Bazıları sanar isyan erkendi
Döşeğim ateşti,yastık dikendi
Sözcükler tükendi, sabır tükendi
Açık mezar yoksa, kazın gireyim…

İdam mahkumunu, bile döverler
Sevgiden bahseder, neyi severler
Nerde zalim varsa onu överler
Açık mezar yoksa, kazın gireyim…

Bakarım etrafa yoktur kimseler
Yıldan yıla kalınlaşır enseler
Şifa bulur Taşatanı gömseler
Açık mezar yoksa, kazın gireyim…

08/04/2011.Hüseyin

Uçar..

ANLAMAZ

Önümde çoğalır, köslü öbeği
İncitir acımaz, masum bebeği
Yerlerde sürünür, bakın göbeği
Tükürsende, ses etsende anlamaz…

Hangi yola gitse, sayar yerinde
Yalanlar uçuşur alın terinde
Neler gizler bilemezsin derinde
Tükürsende, ses etsende anlamaz…

Bulursa kendini dinleyen biri
Dedi kodu onun dilinin kiri
Dünyası her zaman, bir mahşer yeri
Tükürsende, ses etsende anlamaz…

Yalanla doludur onun heybesi
Yalvasada kabul olmaz tövbesi
İnsan değil bir hayaldir kabesi
Tükürsende, ses etsende anlamaz…

Taşatan cahili taşladın durdun
Kimseyi değil kendini vurdun
Değişim bekleyip hayaller kurdun
Tükürsende, ses etsende anlamaz…

15/03/2011. Bağevi. Hüseyin Uçar.

KONUŞUN ANILAR

Bildiğim illeri yokladım geldim
Bütün karaları akladım geldim
Aşkımı bağrıma sakladım geldim
Konuşun anılar, şimdi nerdeyim?

Bahar gelmiş doğa kucak açıyor
Gönül havalanmış coşku saçıyor
Canım dediklerim benden kaçıyor
Konuşun anılar, şimdi nerdeyim?

Soran olmaz benim nedir muradım
Yıllar yılı bir dost sesi aradım
Akşam sabah hüzün bastı kanadım
Konuşun anılar, şimdi nerdeyim?

Kilomuzu şimdi zamlar tartıyor
Herkes birbirini alıp satıyor
Gamlı yaslı bir sürüye katıyor
Konuşun anılar, şimdi nerdeyim?

Nedendir bilinmez dinmez fıtına
Taşatanı küstürdüler bahtına
Hoyratları oturttunuz tahtına
Konuşun anılar, şimdi nerdeyim?

 

26/03/2011. Bağevi. Hüseyin Uçar..

DEDEM

Elli yılda elli satır
İnneyi kendine batır
Bu işlerde olmaz hatır
Benliğini öldür dedem…

Kutluyorum güzel yaşı
Doğum günü yıkma kaşı
Sen her zaman çektin başı
Anılara saldır dedem…

Gelecek mi küçük emmim
Okyanusta batmaz gemim
Bekliyorum nerde demim
Bir çözümün, vardır dedem…

Hamsimizi sakla dursun
Zeynep gelin mangal kursun
Davul zurna, zahir vursun
Petekte ki baldır dedem…

Durma yoktur söze devam
Bak bu gün yerinde havam
Biter sanma bitmez kavgam
Kadehleri doldur dedem…

Kuzeydeyim tam kırk yıldır
Altmışına değdim bıldır
Aradan dağları kaldır
Çiğdem çiçek, boldur dedem…

Kuşsaraya edek akın
Kimseleri kırma sakın
Geliyorum izin yakın
Bana her yer, yoldur dedem…

Gezinirsin paşa paşa
Kim dayanır bu savaşa
Bir elli yıl daha yaşa
Beni burdan, aldır dedem…

Taşatandan başlar hitap
Okunacak insan kitap
Kazanılır böyle sevap
Kusur varsa, kaldır dedem…

 

30/03/2011.Hüseyin

Uçar.  

DUYURMAM GEREK

Bam telimiyim ki, gerdiniz beni
Yurdumdan yuvamdan, sürdünüz beni
Üvey evlat gibi, gördünüz beni
Sağır kulaklara, duyurmam gerek…

Hangin  söyleyim, her sözün yalan
Milli değerleri ettiniz talan
Açlık ve sefalet, bu halka kalan
Bütün canlıları, doyurmam gerek…

Gözlerim dinlenir, düşlerim koşar
Umulmadık anda, dağları aşar
Irmaklarım akmaz, dereler şaşar
Bu işin ehlini, çağırmam gerek…

Santıral mı kurur, baraj mı yapar
Verdiği sözlerin hepinden kopar
Kendine değil şeytana tapar
Taşatan diliyle, bağırmam gerek …

16/03/2011.Hüseyin

Uçar.

BİR SES VERİN

İçimi kimlere dökem
Günden güne artar öfkem
Gurbet eller oldu ülkem
Bir ses verin, bana canlar…

Bir kıl çadır evim barkım
Seller basar akmaz arkım
Söylen sizden, nedir farkım
Bir ses verin, bana canlar…

İsyandayım koş gel yapış
Farklı yorum, farklı bakış
Soytarıya kopar alkış
Bir ses verin, bana canlar…

Anamıyım bacımıyım
Baştan sona acımıyım
Bakanmıyım falcımıyım
Bir ses verin, bana canlar…

Menzil uzak, durma ulaş
Şu dünyayı, seyyah dolaş
Taşatanda bitmez telaş
Bir ses verin, bana canlar…

18/03/2011.Bağevi.Hüseyin

Uçar.

HANGİ ZİNDAN EĞLER BENİ

Kovaladım gölge kaçtı
Sinemde yaralar açtı
Sabır dedim sabır taştı
Hangi zindan, eğler beni…

Hırsları giyip kuşandım
Tüm bağlarımdan boşandım
İfetsiz gibi taşlandım
Hangi zindan, eğler beni…

Sitem yeter Hüseyine
Haber gönderin köyüne
Güvenem felek neyine
Hangi zindan, eğler beni…

Taşatana kim bildirir
Bu kahır ben’öldürür
Sanardım seven güldürür
Hangi zindan, eğler beni…

17/03/2011.Hüseyin

Uçar.