Skip to content

Month: February 2008

Akar gider

Nice aylar nice yıllar
Sel misali akar gider
Sıla yuva dost hasreti
Şu sinemi yakar gider

Hiç tadılmaz bayram tadı
Dost diye yoklarız yadı
Bu mudur dünya muradı
Gurbet eller sıkar gider

Hatırlamaz amca, dayı
Geldi çattı bayram ayı
Hatırlarım Kuşsarayı
Can evimden yıkar gider.

30.1.1975 / Hüseyin Uçar

Ben bezmedim

Gahi tekniğimden gahi ilimden
Ben bezmedim bezen varsa nideyim
Gahi mantığımdan gahi dilimden
Ben bezmedim bezen varsa nideyim

Bize aksın yaşamların pınarı
Sulak yaylaların yeşil çınarı
Hayalle bendedir dünyanın varı
Ben bezmedim bezen varsa nideyim

Der Hüseyin sözü öze katmışım
Şu nevsimi dağdan dağa atmışım
Kime ne ki, ben kendimi yakmışım
Ben bezmedim bezen varsa nideyim.

  3.8.1975 / Hüseyin Uçar

Yok oldu

Zaman çarkı değirmene
Döndü gitti tez vermiyor
Zerresi yok olmaz onun
Bindi gitti söz vermiyor

Demetlemiş çift eline
Karışmış bahar seline
Selam koymuş bam teline
Dendi gitti yüz vermiyor

Hile sezer kuru daldan
Geçit vermez cılga yoldan
Hüseyin’im bilir haldan
Yendi gitti öz vermiyor.

 25.1.1975 / Hüseyin Uçar

Dağladın gene

Çiçeğin üstüne bir bülbül kondu
Güzel avazıyla bir konser sundu
Bir ilham geldi de ismin okundu
Zülüfün teline bağladın gene
Kor ile sinemi dağladın gene

Nasıl ağlamayım, o beş duyuda
Zalımın pençesi düşler kuyuda
Artık yudumlatır soğuk suyuda
Zülüfün teline bağladın gene
Kor ile sinemi dağladın gene

Üzgün bakışların sitemin aldım
Biçare başımı dertlere saldım
Kanadım kırıldı yollarda kaldım
Zülüfün teline bağladın gene
Kor ile sinemi dağladın gene.

 11.6.1975 / Hüseyin Uçar

Dizi dizi

Koyun meler kuzu meler
Meler de sinemi deler
Anlatamam daha neler
Garipliğin kalır izi

Ördek gibi yüzdüm gölde
Mecnun gibi kaldım çölde
Türkü odum arı dilde
Ezgilerim dizi dizi

Avlanamam avcılara
Nefretim var yağcılara
Hep boğdular acılara
Dert bir değil aştı yüzü

Hüseyin’im diller döktüm
Sitemle ömrümü söktüm
Sanmayın ki boynum büktüm
Kısa kestim işte sözü.

11.10.1975 / Hüseyin Uçar

nerdeyim

Süremedim şu cihanda sefayı
Duyamadım o dilde ki vefayı
Boşuna gezdirdim cahil kafayı
Alem Merihlerde bense yerdeyim

Sefaleti zenginlere verelim
Bahar ile yazda sana gelelim
Bütün uçukları bir bir örelim
Alem fetihlerde bense kirdeyim

Karşılarım kolaylığı zorunan
Neler yapılmazmış neler varınan
Geçti gitti ömrüm bitti zarınan
Alem ariflerde bense kördeyim

Kula kul olmadım sırtımda şelek
Hüseyin utanır yüzlerde elek
Hemen kabul olmaz dilesem dilek
Alem zariflerde bense nerdeyim?

 4.8.1975 / Hüseyin Uçar

Ağlarım

Mevsimim bahara ulaşır ise
Haklı hak yolunda dolaşır ise
İnsanlar kardeşçe anlaşır ise
Sevincimi gizleyemez ağlarım

Mutluluk gözyaşı dişe dokunur
Kast eylemez insan ünvan takınır
Yarin seven uçan kuştan sakınır
Körpe kuzum bekleyemez ağlarım

Zalımın fikrine hürmet gerekmez
Yiğit olan yiğit derdini dökmez
Yeşeren çılgını köküyle sökmez
Sökenleri özleyemez ağlarım.

 24.11.1975 / Hüseyin Uçar

Konuşmaz

Garip gönül teselliyi neylesin
Aşk vurgunu, düş vurgunu, konuşmaz
Bir Ferhat misali yarıp dağları
Aşk vurgunu, düş vurgunu, konuşmaz

Namlunun ağzına sürmüş mermisin
Batırmış umutsuz kaptan gemisin
Beklemez hayattan daha yenisin
Aşk vurgunu, düş vurgunu, konuşmaz

Karanlık gözüme gündüz geceden
Şahin yuva kurar uçar yüceden
Korkar oldum ağzımda ki heceden
Aşk vurgunu, düş vurgunu, konuşmaz

Dikmişler ağzımı açmaz hızarlar
Ardından Hüseyin kuyu kazarlar
Kayıp defterine bir gün yazarlar
Aşk vurgunu, düş vurgunu, konuşmaz.

 3.3.1975 / Hüseyin Uçar

Kıbrıs güzeli

Benzettim yanağın petek balına
Uçtu gitti gönül kondu dalına
Dedim acı artık düştüm yoluna
Cihanda benzersiz Kıbrıs güzeli

Dedim meskenlerin yayla düz müdür
Dolaşan peşinde bin beş yüz müdür
Melek derler sana sade söz müdür
Cihanda benzersiz Kıbrıs güzeli

Güzelleri kadar tabiat şirin
Tarihi boyutlar mazisi derin
Elbette ayrıdır kalpteki yerin
Cihanda benzersiz Kıbrıs güzeli

Rüyam bile renkleniyor göreli
Coşuyor bu gönül baharın seli
Uzattı elini sıcacık eli
Cihanda benzersiz Kıbrıs güzeli

 7. 2.1975 / Hüseyin Uçar

Doktor bey

Bilerek gel beni salma mezara
Meteliğim yoktur sorma doktor bey
İhtiyacım yoktur benim azara
Ben de vatandaşım yıkma doktor bey

Görme gel parayı insandan yüce
Yavrular ağlıyor gündüz ve gece
Ben fakirim nolur görünme güce
Bir de defol diye vurma doktor bey

Bir inekle inan bir de keçim var
Onların sütüyle zor güç geçim var
Mezara gidecek bir de göçüm var
Ondan gayri naney yorma doktor bey

Ton ton derdim vardır gerisi hava
Altı nüfus durur tek oda yuva
Kırlarda gezerim zenginin ova
Bak derdime aman durma doktor bey

Ben razıyım elbet gelse ölüme
Selam söyle benden o aç gülüme
Gel bırak da kavuşayım evime
Gözlerime perde germe doktor bey

Hüseyinim kalmaz yavrumun ahı
Zor güç getireydik bugün sabahı
Vicdanın dağlamış viskiyle rakı
Ben de bir insanım gülme doktor bey.

  17.2.1975 / Hüseyin Uçar

Öyle sevindir

Körpe kuzu anasına erince
Nasıl sevinirsem öyle sevindir
Hasretliği bir çığ gibi bölünce
Nasıl sevinirsem öyle sevindir

 

Koklaşa koklaşa çayır çimende
Yaralı yürekler dönmez dümende
Böyle bir mutluluk olmaz evrende
Nasıl sevinirsem öyle sevindir

 

Bülbül gibi şakır öter dilinle
Uçurdun gurbete kaba yelinle
Gel kabrime indir kendi elinle
Nasıl sevinirsem öyle sevindir

 

Sorun Hüseyin’i sana köle mi
Gezip dolaşırım eli, alemi
Anlatamam ah ü zarla çilemi
Nasıl sevinirsem öyle sevindir.

 

 6.6.1975 / Hüseyin Uçar

 

Aman

Çağlasın ırmaklar dünya evinde
Evreni yutmaya kalmasın aman
Ben bir biçareyim kendim ararken
Mecnun gibi nara yakmasın aman

 

Annesiz varlığı güçlü sayamam
Kondum bu haneye bir zevk alamam
Yiğidim mazluma asla kıyamam
Hançer yüreğime sokmasın aman

 

Bin bilsem de bir bileni ararım
İnsanlıktan gayri neye yararım
On üç onbeşimde kâkül tararım
Bir hatam var ise bakmasın aman

 

Çocuk gibi dil dökerim nazınan
Yanıp yakınırım boş avazınan
Cennete gidilmez bir namazınan
Hüdanın tahtını yıkmasın aman

 

Doğanın sırrını ilimler çözer
Bu meslek peşinde arifler gezer
Dünya sonsuz göldür insanlar yüzer
Hüseyin diline akmasın aman.

 

 23.4.1975 / Hüseyin Uçar

 

 

Sayar gider

Söz istesem büyüğümden
Beni bana sayar gider
Kimliğimi bilmez miyim
Gözlerimi boyar gider

 

Kabahati kabul etmez
Benim ile bile gitmez
Derdim artar hiç de bitmez
Şu sinemi oyar gider

 

Büyüklüğün sınırı var
Hiç duymuyor ister yalvar
İnsanlığım neye yarar
Varlığımı soyar gider

 

İnsanlığı üze üze
Rezillik yükseldi dize
Gel geçelim sazdan söze
Hüseyin’den buyar gider.

 

 13.9.1975 / Hüseyin Uçar

 

 

 

 

 

Yiğitler

Ölürüm dünyanın zevkine dalmam
İyiyi bırakıp kötüyle olmam
Ben senden izinsiz kapını çalmam
Rızasız lokmayı yemez yiğitler

 

İstemem milyonu ver isteyene
Bakarım parayı benim diyene
Alın terim, göz nurumu yiyene
Al o da senin demez yiğitler

 

Bırakın da dertlerime yanayım
Her işin başında dostu anayım
Can elinden bade içip kanayım
Kalleşi, nankörü sevmez yiğitler

 

Hüseyin usanmış gönül süsünden
Geçemem dünyanın bilmem nesinden
Bir lezzet alınmaz böyle besinden
Ağlayacak yerde gülmez yiğitler.

 

 26.5.1975 / Hüseyin Uçar

 

Görürüm dünya

Sefil defterine sıra koymuşlar
Ezile büzüle yürürüm dünya
Acımadan şu sinemi oymuşlar
Elbet hakikati görürüm dünya

 

Derde gark olana yar ben olayım
Aslı’mı yitirmem onla kalayım
Bir çiçeğim sende açtım solayım
Kendimi zor ile sürürüm dünya

 

Hüseyin divane olmuş ünvanın
Yoktur beyler gibi sarayın, hanın
Hesabı sorulur bir tek lokmanın
Ben halkım sözümde dururum dünya.

 

 14.3.1975 / Hüseyin Uçar

 

Benziyor

Körpecik gönlümü kul ettim aşka
Ağlayan gözlerim köre benziyor
Yandı sinem güzel savruldu yele
Aşk denen nesne kora benziyor

 

Süzülmüş gözlerin rüya doyulmaz
Bir aşk için insan böyle yorulmaz
Hayal mahsul değil asla soyulmaz
Aşka yanmak dostlar zora benziyor

 

Kurulmaz gönülle kavga kuralım
O yorulmaz onu nasıl yoralım
Diler isen Hüseyin’i vuralım
Koskocaman dünya dara benziyor.

 

 28.2.1975 / Hüseyin Uçar

Onlar

Boş geçirdim gençlikleri
Yenemedim güçlükleri
Ben severim küçükleri
Yarının umudu onlar

 

Bakarım umut gözüyle
Yiğittir onlar sözüyle
Sevinç dolu ak yüzüyle
Yarının umudu onlar

 

Kimi doktor kimi bakan
Ecdat ocağını yakan
Dalına süngüler takan
Yarının umudu onlar

 

Çiftçisi o memuru o
Geleceğin gururu o
Bu vatanın çamuru o
Yarının umudu onlar

 

Sanatkarı, işçisiyle
Nöbet nöbet bekçisiyle
O yaşamsal kültürüyle
Yarının umudu onlar

 

Mahsul versin fidanımız
Onlar elden tutanımız
Sürü ile çobanımız
Yarının umudu onlar

 

İrademle dövünürüm
Gelecekle övünürüm
Ben şimdiden sevinirim
Yarının umudu onlar.

 

Bugün çocuk yarın kuvvet
Her dalda gelişir elbet.

 

 10.2.1975 / Hüseyin Uçar

 

 

 

 

 

 

 

Zam bizi 2

Etmeyin ağalar, yapmayın beyler
Günden güne ezdi gitti zam bizi
Usandı canından dağıldı köyler
Günden güne ezdi gitti zam bizi

 

Rahat koltuklara serilin yatın
Dünyanın zevkini eksiksiz tadın
Sizler sefa sürün bizi ağlatın
Günden güne ezdi gitti zam bizi

 

Unutmaz zam mı gelenin biri
Niçin uyarmıyor uyuyan körü
Tükendi kalmadı dizlerin feri
Günden güne ezdi gitti zam bizi

 

Gelenler gitmeyi istemez niye
Toplarsa oyları uğramaz köye
Yiyeceğin yoktur Uçar öğleye
Günden güne ezdi gitti zam bizi.

 

 1.7.1975 / Hüseyin Uçar

 

 

BEN NE BİÇİM VATANDAŞIM I

-Birinci bölüm-BEN NE BİÇİM VATANDAŞIM

Savaşlara katılmışım
Ateşlere atımışım
Ülke ülke satılmışım
Ben ne biçim, vatandaşım.

Hastalansam, yoktur bakım
Yedigimiz, zehir zıkkım
Soygunlara, çıkmaz gıkım
Ben ne biçim, vatandaşım.Bagırırım, avaz avaz
Seçim vakti, ederler naz
Aklanıp, olurlar beyaz
Ben ne biçim, vatandaşım.

Oy isterler, yüzlü yüzlü
Sataşamam, bir gün sözlü
Canım yanar, yürek közlü
Ben ne biçim, vatandaşım.

Seçim, savas, vergi benden
Can çıkar, ses çıkmaz tenden
Her şeye razıyım, dünden
Ben ne biçim, vatandaşım.

Oy verelim, akın akın
Kendini, aldatma sakın
Yanlışlara, tavır takın
Ben ne biçim, vatandaşım.

Nedir desem, sorgu sual
Bakıyoruz, aval aval
Vatan millet, bir martaval
Ben ne biçim, vatandaşım.Dertler içtik, dolu dolu
Ses vermiyor, Anadolu
Bulmadım, çıkış yolu
Ben ne biçim, vatandaşım.

Bahtıma çıkar, kur’adan
Yanda durulmaz, tafradan
Ekmegim çalır, sofradan
Ben ne biçim, vatandaşım.

Emir oldu, dünkü buyruk
Aktı kanım, oluk oluk
Yüz yıllardır, asmam koruk
Ben ne biçim, vatandaşım.

Kime sorsam, kendi haklı
Bilinç altı, neler saklı
Cebimizde, her an aklı
Ben ne biçim, vatandaşım.

Okutmuşlar, yormak için
Bir yerlere, varmak için
Kolladılar, kırmak için
Ben ne biçim, vatandaşım.

Elli yıldır, oy hakkım yok
Sevabımdan, günahım çok
Gölgenden kork, kendinden kork
Ben ne biçim, vatandaşım.

Yakıyorlar, diri diri
Sessiz kaldık, sürü sürü
Elimizden, tutmaz biri
Ben ne biçim, vatandaşım.

Ekin ektim, tarla vermez
Tarla verse, para etmez
Azrail, gögsümden gitmez
Ben ne biçim, vatandaşım.

Razıyız, bulgur soğana
Su içemem, kana kana
Çağrılırım, her meydana
Ben ne biçim, vatandaşım.

Kapanıyor, kepenklerim
Borca yenisin, eklerim
Bekçimiyim ,ne beklerim
Ben ne biçim, vatandaşım.

Iflas eder, kurumumuz
Kan aglıyor, memurumuz
Dünden kötü, durumumuz
Ben ne biçim, vatandaşım.

Kahvelerim, tıklım tıklım
Ortadayız, yoktur saklım
Hiç birşeye, ermez aklım
Ben ne biçim, vatandaşım.

Ne kitap var, ne önlügüm
Ne düzenim, ne dirligim
Alın size, bir günlügüm
Ben ne biçim, vatandaşım.

Yollar yaptik, yolumuz yok
Kazma tutan, kolumuz yok
Kiler bostur, dolumuz yok
Ben ne biçim, vatandaşım.

Miting dedik, yok dediler
Sözünü bil, bak dediler
Bu hak size, çok dediler
Ben ne biçim, vatandaşım.

Köprü altları, evimiz
Ne umut var, ne sevimiz
Viran etmişler, köyümüz
Ben ne biçim, vatandaşım.

Can veririz, kuyruklarda
Beyin dili, buyruklarda
İnecek var, buruklarda
Ben ne biçim, vatandaşım.

Umutlar binmiş, kızağa
Yolumuz düşmüş, uzağa
Süt bulamıyor, buzağa     
Ben ne biçim, vatandaşım.

Tüketmeden, önce üret
Elimizde, solur buket
Diyorlar, ya sev, ya terk et
Ben ne biçim, vatandaşım

Kim geldiyse, alkışladım
Artık yalana, başladım
Bana ogulumu, aşladım
Ben ne biçim, vatandaşım.

Açar güller, oylum oylum
Soran yok, nereye yolum
Hiç sormuyor, selvi boylum
Ben ne biçim, vatandaşım.

Olsa bile, diller ayrı
Bile sürdük, kırı bayrı
Dünya kapı, komşu gayrı
Ben ne biçim, vatandaşım.

Suçlu gezer, bize sorgu
Lugattan silelim, morgu
Degişmeli, yalnış kurgu
Ben ne biçim, vatandaşım.

Olura diyorlar, olmaz
İnsan ölür, insan solmaz
Zaman yürür, asla durmaz
Ben ne biçim, vatandaşım.

Olur diyorlar, olmaza
Solur diyorlar, solmaza
Durur diyorlar, durmaza
Ben ne biçim, vatandaşım.

Göle çalsam, tutmaz maya
Turist gitti, geldi Ay’a
Niye geldim, bu dünyaya
Ben ne biçim, vatandaşım.

Böyle bir ben mi, asiyim
Alem şahit, ben gaziyim
İşsiz güçsüz, araziyim
Ben ne biçim, vatandaşım.

Ekilecek, arazim yok
Tartılacak, terazim yok
Konuşulur, bir mazim yok
Ben ne biçim, vatandaşım.

Duyulmuyor, neden sözüm
Türküm ağlar, yanar özüm
Halâ  kızarıyor, yüzüm
Ben ne biçim, vatandaşım.

Partilere ad, takarlar
Hemen peşinden, akarlar
Hep birbirinden, sakarlar
Ben ne biçim, vatandaşım.

Koşuyorlar, ad’dan ad’a
Yeşeren, dallarım buda
Bogarlar, bir kaşık suda
Ben ne biçim, vatandaşım.

Ben kendimi, sorguladım
Suçluyken, suçlu aradım
Suçlunun saçın taradım
Ben ne biçim, vatandaşım.

Yaban elde, yabancıyız
Yurdumuzda, Almancıyız
Nere varsak, kiracıyız
Ben ne biçim, vatandaşım.

Deniz, ova, koyu verdik
Oy dediler, oyu verdik
Lokma ile, doyuverdik
Ben ne biçim, vatandaşım.

Bilen varsa, etsin tarif
Zorda kalır, olur zarif
Memlekette, kıtmı arif
Ben ne biçim, vatandaşım.

Benden özgür, ev kedisi
Tarif ediyor, kendisi
Kimdir evin, efendisi
Ben ne biçim, vatandaşım.

Olmaz trafik,  canavar
Yüzü ölür, bini doğar
Bunca dertler, beni boğar
Ben ne biçim, vatandaşım.

Düşleri var, her bir ayın
Bugün bitti, yeni sayn
Nüktesi, bitmiyor Bay’ın
Ben ne biçim, vatandaşım.

Sen giyerken, allı morlu
Ben gezerim, çorlu çorlu
Yarınlarım, daha zorlu
Ben ne biçim, vatandaşım.

Söyle bana, çözüm mü yok
Ateşim var, közüm mü yok
Konuşacak yüzüm mü yok
Ben ne biçim, vatandaşım.

Vatandaşın, adı kaldı
Damaklarda, tadı kaldı
Göçerlik, kapımız çaldı
Ben ne biçim, vatandaşım.

Bir zam vurur, birde deprem
Yolum nere, söyle Ekrem
Sonunda, terk etti Zöhrem
Ben ne biçim, vatandaşım.

Borçlu doğar, doğan çocuk
Sırtıma, alamam gocuk
Terletirler, boncuk boncuk
Ben ne biçim, vatandaşım.

Terse döndü, zamanımız
Arşa çıkar, feryadımız
Yazan yazmış, fermanımız
Ben ne biçim, vatandaşım,

Satılır kamu, malları
Sorulmaz, isçi halları
Kimler götürdü malları
Ben ne biçim, vatandaşım.

Bölge bölge, ayırmışlar
Birilerin, kayırmışlar
Kandırmaya, bayılmışlar
Ben ne biçim, vatandaşım.

Her bir şeyim, döndü terse
Hepsin görür, dolur kese
Kurtulsam, bir zaman erse
Ben ne biçim, vatandaşım.

İşkencede, verdik canlar
Bizi bizden olan anlar
Boşa aktı, akan kanlar
Ben ne biçim, vatandaşım.

Yeni gördük, Avrupa’yı
Girmeden, bekleriz payı
Gözler görmez, kampanyayı
Ben ne biçim, vatandaşım.

Egitim görenim, bunlar
Kış yarısı biter, unlar
İdam edildi, ne canlar
Ben ne biçim, vatandaşım.

Önüne gelene, minnet
Hergün geçir, hergün cinnet
Ekmek bulmaz, arar cennet
Ben ne biçim, vatandaşım.

Çıkarmışlar, bir kaç yasa
Sanırsın ki, dolmuş kasa
Geceyi sever, yarasa
Ben ne biçim, vatandaşım.

Düşünme gel, kan bağını
Unutma n’olur, çağını
Yükselt emek, bayrağını
Ben ne biçim, vatandaşım.

Ayrı yaşam, ayrı düşler
Düş gibi, yürümez işler
Otuzda, döküldü dişler
Ben ne biçim, vatandaşım.

Dogru söyle, al canımı
Düşman etme, cananımı
Çürüttün, hep sol yanımı
Ben ne biçim, vatandaşım.

Krediler, ödenmiyor
Gözler yoksulu, görmüyor
Ögrenmemiş, direnmiyor
Ben ne biçim, vatandaşım.

Yasa çıkar, uygulansın
Yol birbirine, ulansın
Ülkede barış, dolansın
Ben ne biçim, vatandaşım.

Neyimizle, övünelim
Sevindirin, sevinelim
Kazanmayı ögrenelim
Ben ne biçim, vatandaşım.

Gemiler, limanlar, Tırlar
Her birşeyi, yaşam zorlar
Biz çalıştık, kimin varlar
Ben ne biçim, vatandaşım.

O görülen, yüce katlar
İşi zorda, bürokratlar
Hemen Avrupa’ya atlar
Ben ne biçim, vatandaşım.

Hem küçümse, hemde yerleş
Mezar bulsa, girer beleş
Bir müsabakadır, güreş
Ben ne biçim, vatandaşım.

Olmaz yerde, olur demek
Boşa gider, bunca emek
Çalışmadan, hazır yemek
Ben ne biçim, vatandaşım.

Öküzün yerin at aldı
Evin yerini, kat aldı
Olan aklm, sırat aldı
Ben ne biçim, vatandaşım.

Dertlere dert, ekleniyor
Dünkü çocuk, dikleniyor
Kurtarcı, bekleniyor
Ben ne biçim, vatandaşım.

Her an karışır, kavşaklar
Levhada kalır, yasaklar
Bura bizim, köy uşaklar
Ben ne biçim, vatandaşım.

Büyükler her, zaman başta
Su katılmış, tat yok aşta
Kayıp ettik, her savaşta
Ben ne biçim, vatandaşım.

Kitaplar, rafta tozlanır
Oku dedigim, nazlanır
Alamayanlar, sızlanır
Ben ne biçim, vatandaşım.

Dolaşırım, ada ada
Geçti tren, oda oda
Hayalin, ürünü buda
Ben ne biçim, vatandaşım.

Gidiyordum, dediler gel
Sormak yasak, başım mı kel
Verir kızı, kana bedel
Ben ne biçim, vatandaşım.

Öglum , babam birde eşim
Dökülmedik, yoktur dişim
Hizmet etmek, bütün işim
Ben ne biçim, vatandaşım.

Olumsuzluk, dolu çevrem
Bak diyorlar, neyi görem
Olurmu, Asli’siz Kerem
Ben ne biçim, vatandaşım.

Şaşırmışım, yolu beli
Her an, yaralıyor dili
Her neylesem, adım deli
Ben ne biçim, vatandaşım.

Bedeni yor, beyini yor
Yolun başı, sonundan zor
Yüregime, ekmişler kor
Ben ne biçim, vatandaşım.

Tad kalmadı, kahve çayda
Bazen, dolaşırım Ay’da
Hayal imiş, ah ne fayda
Ben ne biçim, vatandaşım.

Günahları, bana yazdık
Palazlandık, daha azdık
Alınlara, yazı yazdık
Ben ne biçim, vatandaşım.

Yükün aldı, yolda gemim
Demlenecek, yoktur demim
Soracagım, ettim yemin
Ben ne biçim, vatandaşım.

Oradan, oraya koştum
Aferim dediler, coştum
Boş olasın, dese boştum
Ben ne biçim, vatandaşım.

Çıldırttılar, gör adamı
Mezar ettiler, odamı
Yol alırım, el yordamı
Ben ne biçim, vatandaşım.

Emaneten, konup göçme
Bulanık, suları içme
Ben şansızım, beni seçme
Ben ne biçim, vatandaşım.

Onüç-ondörtte, sattılar
Yaslı katara, kattılar
Ömür boyu, ağlattılar
Ben ne biçim, vatandaşım.

Gelin oldum, sevinmedim
Anne oldum, övünmedim
Ben ne zaman, dövünmedim
Ben ne biçim, vatandaşım.
 

Günü birlik, dayak yerim
Derdimi, kimlere derim
Gelenekler, büktü belim
Ben ne biçim, vatandaşım.

Baba döver, koca döver
Döverde, kendini över
Utanmadan, döner sever
Ben ne biçim, vatandaşım.

Ekonomik, evlilikler
Beyaz kefen, gelinlikler
Bekleniyor ehillikler
Ben ne biçim, vatandaşım.

Oku dediler, okudum
Sınıflarda, ben yogudum
Ağa ya hali, dokudum
Ben ne biçim, vatandaşım.
 

Mahkemeler, oldu yolum
Bilsen ne, çileli kulum
Evlendigim, halde dulum
Ben ne biçim, vatandaşım.

Durmayınan, yol biter mi
Olmayan, meyve yeter mi
Odunsuz, baca tüter mi
Ben ne biçim, vatandaşım.

Ne usanır, ne bezerler
Bir ömür, uyur gezerler
Karınca, komaz ezerler
Ben ne biçim, vatandaşım.

Aşkım yasak, zevkim yasak
Adım yüce, mevkim yasak
Konuşamam, öyküm yasak
Ben ne biçim, vatandaşım.

Sevdim diye, babam vurur
Gardaşlar, yoluma durur
Göz pınarlarım, kurur
Ben ne biçim, vatandaşım.

Bize günah, yasak derler
Yasaklar, her haltı yerler
Böyle nereye, giderler
Ben ne biçim, vatandaşım.

Sıgınmışım, bir girdaba
Kış geliyor, korun soba 
Üşüyorum, inan baba
Ben ne biçim, vatandaşım.

Mahkemede, över beni
İşi düşer, sever beni
Utanmadan, döver beni
Ben ne biçim, vatandaşım.

Ömür boyu, hep çaliştım
Köle olmaya, alıştım
Onlar küstü, ben barıştım
Ben ne biçim, vatandaşım.

Senelerce, yol yürüdüm
Yollarda, gölge sürüdüm
İçe atarak, çürüdüm
Ben ne biçim, vatandaşım.

Bir araya, gelemedim
Gülenlere, gülemedim
Rahat yüzü, göremedim
Ben ne biçim, vatandaşım.