Siir update
Şair
Siir update
Bam telimiyim ki, gerdiniz beni
Yurdumdan yuvamdan, sürdünüz beni
Üvey evlat gibi, gördünüz beni
Sağır kulaklara, duyurmam gerek…
Hangin söyleyim, her sözün yalan
Milli değerleri ettiniz talan
Açlık ve sefalet, bu halka kalan
Bütün canlıları, doyurmam gerek…
Gözlerim dinlenir, düşlerim koşar
Umulmadık anda, dağları aşar
Irmaklarım akmaz, dereler şaşar
Bu işin ehlini, çağırmam gerek…
Santıral mı kurur, baraj mı yapar
Verdiği sözlerin hepinden kopar
Kendine değil şeytana tapar
Taşatan diliyle, bağırmam gerek …
16/03/2011.Hüseyin
Uçar.
Önümde çoğalır, köslü öbeği
İncitir acımaz, masum bebeği
Yerlerde sürünür, bakın göbeği
Tükürsende, ses etsende anlamaz…
Hangi yola gitse, sayar yerinde
Yalanlar uçuşur alın terinde
Neler gizler bilemezsin derinde
Tükürsende, ses etsende anlamaz…
Bulursa kendini dinleyen biri
Dedi kodu onun dilinin kiri
Dünyası her zaman, bir mahşer yeri
Tükürsende, ses etsende anlamaz…
Yalanla doludur onun heybesi
Yalvasada kabul olmaz tövbesi
İnsan değil bir hayaldir kabesi
Tükürsende, ses etsende anlamaz…
Taşatan cahili taşladın durdun
Kimseyi değil kendini vurdun
Değişim bekleyip hayaller kurdun
Tükürsende, ses etsende anlamaz…
15/03/2011. Bağevi. Hüseyin Uçar.
Gönlümü verdim deliye
Bir kez bakmadı geriye
Döndüm asırlık ölüye
Ses bende mi, var mı sesim?
Sorma bana yok nefesim…
Sıralasam yönetenler
Yeri gökü inletenler
Sağırları dinletenler
Ses bende mi, var mı sesim?
Bülbül oldum, yok kafesim…
Sormuyor bir aklı selim
Tersten esiyor yelim
Vitrinlerde kaldı bilim
Ses bende mi, var mı sesim?
Hiç bir şeyde yok hevesim…
Hesabımız kalsın çözme
Sevdiğinden ayrı gezme
Saygılıyım beni ezme
Ses bende mi, var mı sesim?
Bekliyorum al adresim….
28/05/2011.Bağevi.Hüseyin
Uçar..
Almanya gönderme gencecik canlar
Duyunca donuyor damarda kanlar
Bu acıyı sade yaşayan anlar
Bre felek ne diyeyim, ben sana…
Yalvarsan yakarsan hiç kulak asmaz
Her yan çamur olsa, bir kere basmaz
Dağ taş sussa bile, o zalim susmaz
Bre felek ne diyeyim, ben sana…
Acımızı duyar susar çağlayan
Zalim ölüm elim kolum bağlayan
En son Ayhan, yüreğimiz dağlayan
Bire Felek ne diyeyim, ben sana…
Her koşul altında elenir çeçler
Ne acı geriye dönüyor göçler
Bakın peşpeşine gidiyor gençler
Bre felek ne diyeyim, ben sana…
Ne kığış ne biber dilimi buran
Böylemi yazıyor, İncil’le Kuran
Anneyi babayı ciğerden vuran
Bre felek ne diyeyim, ben sana…
Kim olursan ol, bozulur havan
Arıya yurt olmaz, gördük ki kovan
Söyle bizim ile neyise davan
Bre felek ne diyeyim, ben sana…
Bozkır olmuş, gönüllerin ovası
Kabul olmaz annelerin duası
Nasıl şimdi Kuşsarayın havası
Bre felek ne diyeyim, ben sana…
19/05/2011.Bağevi.
Hüseyin Uçar.
Kanım emer damla
damla
Açığın kapatır
zamla
İşiniz yoktu
haramla
Ben ne derim, o
ne anlar
Cezam neyse verin
canlar…
Hedef benim öte
bakma
Irmak olda boşa
akma
Kim ne derse,
desin takma
Beni görür görmez
yanlar
Cezam neyse verin
canlar…
Düşünürüm öfke
basar
Ne yetirsem
hepsin yasar
Her şafakta bir
can asar
Damarda donuyor
kanlar
Cezam neyse verin
canlar…
Bak herkesler
yaşar zorda
Bu senede kaldık
burda
Taşatanım hasret
yurda
İnan haldan
bilmez bunlar
Cezam neyse verin
canlar…
05/05/2011.Kırlangıç
yuvası…
Hüseyin Uçar…
Toprağa düşmeye görsün tohum
Gül dikeni diken gülü büyütür
Çeç harmana gelmeye görsün
Su değirmeni, değirmen çeçi üğütür…
Tarla küsmez tohuma
Tohuma gülür toprak
Asma üzmez salkımı
Gündüz geceden korkak…
Kırlangıç yuvası. Hüseyin Uçar.
Göçmenlerin sürüsüne katıldım
Yurt yetmedi ülke ülke satıldım
Dostum diye yad yabana sarıldım
Kırlangıç yuvası böyle oluştu…
Gurbet ele kırdırdılar makası
Kesilmiyor özlemlerin arkası
Hiç olur mu? Yurt yuvanın takası
Anılarım kanatlandı uçuştu…
İkinci yurdumuz oldu burası
Uzaklarda şimdi Asya kıtası
Kavuruyor ikilemin sevdası
Kırlşangıçlar göçmenlerle buluştu…
Esirgemez idim canlar sözümü
Her zaman sılaya döndüm yüzümü
Anam desem kapattılar gözümü
Koca ömür göçmenliğe alıştı…
Burada büyüttük,Hülya, Ereni
Saraya çevirdik görün öreni
Torunlara teslim ettik Freni
Koyun kuzu birbirine karıştı….
Uzatma sözlerin Taşatan yeter
Kime el uzatsam o benden beter
Gezindiğim yollar burnumda tüter
Benden evvel anılarım koşuştu…
05/06/2011.Kırlangıç yuvası.
Hüseyin Uçar.
Yağma yağmur sulu sulu
Kes nolursun özüm dolu
Niçin bana gurbet yolu
Konuş yağmur damlaları…
Can yakar sesin soluğun
Sele dönüşür oluğun
Kurbanıyım ayrılığın
Susma yağmur damlaları…
Kimi şimdi yuva yapar
Koptuk yurttan apar topar
Yüreğimden isyan kopar
Susma yağmur damlalar…
Bak yaralı özüm mü yok
Doğru gören gözüm mü yok
Söyleyecek sözüm mü yok
Susma yağmur damlaları…
Oturursun sıramıza
Ark olursun aramıza
Melhem olman yaramıza
Konuş yağmur damlaları…
Gark eylersin hep hüzüne
Nasıl göründüm gözüne
Taşatanın bir sözüne
Susma yağmur damlaları…
20/07/2011.Kırlangıç yuvası.
Hüseyin Uçar.
Bedenler yitiyor, canlar yitmiyor
Çıkan canlar bu evrenden gitmiyor
Benim anlatmaya dilim yetmiyor
Benim bu sitemim, anlayan anlar
Doğuştan kimliğim, Ozanlık canlar…
Tabiat anamız bakın ekimde
Anılarım ölmez yaşar evimde
Her zaman arayın beni sevi’mde
Benim felsefemi anlayan anlar
Felekle bitermi, pazarlık canlar…
Cananın hakkını kimseye verme
Rızasız lokmayı diline sürme
İnsana saygı duy, sakın hor görme
Kurdugun deklemi anlayan anlar
Meger ne zorumuş, yazarlık canlar…
Seni anlatacak, her yerde sazın
Bu zalim gurbete mezarım kazın
Mezarım taşına kıvırcık yazın
Rüzğar kımıldasa, şerefsiz anlar
Artık destanlaşır, mezarım canlar…
16/012011.Hüseyin Uçar.
Bankaların çoğu batık
Aşımıza olmaz katık
Sesim çıkmaz, kaşlar çatık
Avuları içiyorum…
Haram zade,zaten duymaz
Bir sözü birine uymaz
Dünyayı ver gene doymaz
Ben boyumu ölçüyorum…
Notlarımız bire iki
Ne diyeyim benden zeki
Kralda yok onun zevki
Ektiğimi biçiyorum…
Ekmeğime kan doğradı
Bilğim bilincim buladı
Yolumuza yol uladı
Ben bu candan geçiyorum…
Ara sıra yokla beni
Bela gelir sakla beni
Neredeyim şokla beni
Ben safımı seçiyorum…
22/11/2010.Didim.Hüseyin Uçar.
Kar boran demeden, nereye gider
Anne çarpınıyor, yaralı peder
Bu nasıl acıdır, bu nasıl kader
Yıkılada Felek, evin yıkıla
Böyle mi Düşmeli gençler, söyle akıla…
Ne yaptık ki böyle, kırıp dökersin
İstedigin gibi, eğer bükersin
Kabus oldun üstümüze çökersin
Yıkılada Felek, evin yıkıla
Bitirdik ömürü, yana yakıla…
Çürümüş organlar, kalbim sıkışır
Yavrularım döner, geri bakışır
Ayşe kıza ölüm, nasıl yakışır
Yıkılada Felek, evin yıkıla
Seninde sinene, hançer çakıla….
İkili yaşarız, koşullar ağır
Ne zaman sıkışsan mantığı çağır
Hem kulaklar, hemde duygular sağır
Yıkılada Felek köşkün yıkıla
Benim gibi, arkansıra bakıla…
Duymuyor ki Hasan, dilesek dilek
Gördük ki Kuşsaray, olmuş, tek yürek
Ayrıldı katardan, uçtu bir Melek
Yıkılada Felek, köşkün yıkıla
Her yaşta gönderdin, bizi Okula…
Karşı gelemeyiz ilahi kanun
Az yaşa çok yaşa, bu olur sonun
Anılıyor adı saygıyla onun
Yıkılada Felek, Evin yıkıla
Benim gibi bin bir, isim takıla…
Kalmadı Taşatan, çekildi neşe
Alır gençlerimi, alır peşpeşe
Bir bahar güneşi, batıyor Ayşe
Yıkılada Felek, evin yıkıla
Taktın ecel ile, bizi kolkola…
06/01/2011.Hüseyin Uçar.
Yürü dedim yürümüyor
Büyü dedim büyümüyor
Altın yerde çürümüyor
Onda değer, başka çünkü…
Oymak ayrı boylar ayrı
İsrerim ki, olsun hayrı
Boyun eğmek olmaz gayrı
Bunda değer, başka çünkü…
Parıltına ad koymadım
Değerine hiç doymadım
Verdiğim sözden caymadım
Unda değer, başka çünkü…
Bu ömürü ettim azat
Yerin almaz başka bir tat
Bırakamam, aşkın uzat
Canda değer, başka çünkü…
Taşatana çok ad takar
Gözümün içine bakar
Öperim dudagım yakar
Kanda değer, başka çünkü…
18/08/2010.Bağevi.Hüseyin Uçar.
Hastalığın adı yoktur
Fukaraya bakmaz doktor
Dermanından, derdi çoktur
Doktor, Doktor, dolaştırın
Sağlığına ulaştırın…
Kime baksan yıkık kaşlar
Halin sosan, kavga başlar
Sanki düşmanını haşlar
Doktor, Doktor, dolaştırın
Sağlığına ulaştırın…
Hiç görmedim, onu dingin
Her gün değişiyor rengin
Hep aramış, yoktur dengin
Doktor, Doktor, dolaştırın
Sağlığına ulaştırın….
Zarifedir hasta adı
Saçların tel tel taradı
Aynada kendin aradı
Doktor, Doktor, dolaştırın
Sağlığına ulaştırın…
28/08/2010.Bağevi.Hüseyin Uçar.
Canlar muhabbetle, söze başlarken
Sevgi pınar olur, fidan aşlarken
Değerler bilinsin, nolur yaşarken
Gidenler gelmiyor, anlayın artık…
Güle benzer inan, dostun dikeni
Çok severim, dostlukları ekeni
Kuşsaraydır, cümlemizin kökeni
Konanlar göçüyor, anlayın artık…
Anadan atadan, kalan anılar
Bize ders olmalı, dünkü konular
Yaratalım yeni, güzel sunular
Cahiller bilmiyor, anlayın artık…
Yıkmamalı bizi, küçük dalgalar
Yıldan yıla, büyümeli halkalar
Sevgi tükenirse, sürür kavgalar
Kırılan gülmüyor, anlayın artık…
Çok acılar çekti, birinci kuşak
Bire binler veren, her biri başak
Çok geçmeden canlar, göründü kavşak
Bu yara kanıyor, anlayın artık…
Bir adım, Almancı, bir adım göçmen
Kırk yıl oldu dostlar, olmadım seçmen
Her şeyden geçin, kimlikten geçmen
Irkçılar coşuyor, anlayın artık…
15/04/12010.Hedebo.Hüseyin Uçar
Alın sunuyorum, gönül listemi
Cana muhabbettir, canın sitemi
Metiyeler dizmiş, bana Bestemi
Yakışır köylüme, diline sağlık…
Söz sohbetin bilir, muhabbet ehli
Herkese örnektir, davranış şekli
Nasıl yargılarsın, tabiat renkli
Yakışır köylüme, diline sağlık…
Değerleri korun, değer düşmesin
Gece gündüz, coşan, akan çeşmesin
Emekçisin, emeğinle pişmesin
Yakışır köylüme, eline sağlık…
Hep koşturun, arayışlar bitmesin
Rüzğar alıp, bir tarafa gitmesin
Ne diyeyim, Kuşsaraydan yetmesin
Yakışır köylüme, diline sağlık…
Dolaşmaz dilimiz, asla yalanda
Doğruluk, dürüstlük, hep ön planda
Aloooo ordamısın, ses ver Hollanda
Yakışır köylüme, diline sağlık…
Taşatan taşlanıp, dövülse bile
Aklının ucundan, geçermi hile
Pınardır akışır, Türküler dile
Yakışır köylüme, diline sağlık….
14/04/2010.Bağ evi.Hüseyin Uçar..
Kırılan ağacı sardıramazsın
Kimselere kıyıp kırdıramazsın
Bu kadar yükü kaldıramazsın
İnsan kalmak, kolay degil canlarım…
Her olur olmaza, sevilemezsin
Yerine övünür, övünemezsin
Her rüzğar önünde eğilemezsin
İnsan kalmak, kolay degil canlarım…
Bir bilen olursa, dillerim susar
Kükremiş yanardağ, alevler kusar
Farkında olmazsın, dünyanı sarsar
İnsan kalmak, kolay degil canlarım…
İhtiyacım vardır, aklı evele
Hayali unutup, tutsak elele
Nolursun ozanım, gel dokun tele
İnsan kalmak, kolay degil canlarım…
Bazan önleyemem, sabırlar taşar
Nasıl yaptığına, kendide şaşar
Koşullar ne ise, benimser yaşar
İnsan kalmak, kolay değil canlarım…
20/04/2010.Bağ evi.Hüseyin Uçar.
Öyle yüklüyüm ki, taşımaz gemi
Oysa ummanları, gezmem gerekir,
Şafaklar kucaklar, elbet erdemi
Koydugum hedefe, varmam gerekir…
Ufuklar üstünde, yolcuyum bu gün
Yeşilaycı oldum, kolcuyum bu gün
Gerçekci degilim, falcıyım bu gün
Başka kültürleri, görmem gerekir…
Hedefler toplandı, türbüne kondu
Ne güzeldir bilim, her şeyi sundu
Uyandım rüyadan, gezegen dondu
Yaşamın izini, sürmem gerekir…
Ne lazımsa aldım, gönül katıma
Kocaman evreni, sardım sırtıma
Binem dedim, binemedim atıma
Dogruyu yanlışı, bilmem gerekir…
Ses verenin, yakasına yapışmam
Bilmeyenle, hiç bir şeyi tartışmam
Çok zor olur, ayrılığa alışmam
Sorulara cevap, bulmam gerekir…
Yeter be Taşatan, adı takıla
Kıyımlarla düşüyorum akıla
Bir tarih oluştu, yana yakıla
Katillerden hesap, sormam gerekir…
18/04/2010.Bağ evi.Hüseyin Uçar.
Hala taşıyorum, taktığın adı
Bozuldu kalmadı, dünyamın tadı
Duysa’idin boğazlanan feryadı
Dönüp geri, bakarmıydın, gül yüzlüm…
Vurdum bu ömrümü, sensiz yollara
Kuşlar gibi kondum, daldan dalara
Sen düşürdün, bu onulmaz hallara
Aşk narına, yakarmıydın, gül yüzlüm…
Dünyayı dolaştım, sendeydi gönlüm
Beni senden ancak, koparır ölüm
Birer birer kırdın, ses veren telim
Duysa’idin, kırırmıydın, gül yüzlüm…
Kalemi kırıyor, baktım hakime
Birde idam, sıdırdınız yüküme
Yaralarım sardırırdım hekime
Son nefeste, asmasaydın, gül yüzlüm…
Önce tanımazdım, birliyi ası
Sen oldun, ömrümün hüzünü, yası
Nerde Taşatanın, yurdu yuvası
Sevse’idin, yıkarmıydın, gül yüzlüm…
16/03/2010.Hedebo.Hüseyin Uçar..
Çimento, kuma, çakıla
Neler getirdik akıla
Eren başlıyor okula
Einskein olur oğlum
Hedefine varır oğlum…
Ortam hazır, koşul hazır
İnşallahlar beyin kazır
Hiç yalvarma, gelmez hızır
Einstein olur oğlum
Yaraları sarır oğlum…
İnançlardan uzak tutun
Yanlışları hep unutun
Sade bilimsel okutun
Einstein olur oğlum
Büyük adam, olur oğlum…
O yönetsin, o gökleri
Sevgi dolsun yürekleri
Kaderci degil kökleri
Einstein olur oğlum
Aradığın, bulur oğlum…
Bu sözlerin tümü gerçek
Yönetilmez, yönetecek
Unutulmaz, bu bir gelecek
Einstein olur oğlum
Bilgi ile, dolur oğlum…
Taş atana, gül atmayın
Vicdanları ağlatmayın
Ufukları daraltmayın
Einstein olur oğlum
Sözlerinde, durur oğlum…
O hazırdır, hep görevli
Hem yabancı, hemi yerli
Ak alnından, öpün terli
Einstein olur oğlum
Ummanlara, dalır oğlum…
Her konumda ufuk açar
Etrafına hayat saçar
Can torunun, Dede Uçar
Einstein olur oğlum
İstediğin, alır oğlum..
24/04/2010.Bağ evi.Hüseyin Uçar.
Ne başlangıç, nede ucum
Hiç durmadan eden hücum
Anlamadım nedir suçum
Ne isrersin, benden güzel…
Hemi sindir, hemi yıldır
Kılınmış namazım kıldır
Yalvarırken, bana bıldır
Ne istersin benden güzel…
Öpülem mi, öpeyim mi
Yereyim mi, öveyim mi
Döveyim mi, seveyim mi
Ne istersin, benden güzel…
Vahşimiyim, niye dövem
Çift höküçlü, çölde devem
Bırakmazsın, nasıl sevem
Ne istersin, benden güzel…
Mekanlardan kovularak
Yemek yerim boğularak
Yer yüzüne dağılarak
Ne istersin, benden güzel…
Irmak oldum akamadım
Düşlerimi saklamadım
Yanlışları aklamadım
Ne istersin, benden güzel…
12/03/2010.Hedebo.Hüseyin Uçar..
At’ta eyer, onda semer
Kanatlanmış arşa değer
Hele sorun, neyi sever
Semer vurmuş, rahat değil…
Haddini aşıyor sözü
Doğruyu gömüyor gözü
Ne diyeyim, çürük özü
Vurgun yemiş, rahat değil…
Virgül zamir, nokta ünlem
Seni beni, bilir alem
Sahibinde coşar kalem
Hayal kurmuş, rahat değil…
Çok üşümüş, her bir yanı
Atmak tutmak, ister canı
Önce sen kendini tanı
Yoran yormuş, rahat değil…
Nerden kopup, gelmiş yanki
Kuş beyinlidir inanki
Sıtında yaşarız sanki
Zikre dalmış, rahat değil…
Yatağında akar nehir
Ummanlara, neyler zehir
Uçarlar kocaman şehir
Görememiş, rahat değil…
Sinirlerim olmuş demir
Sağdan soldan, yağar emir
Dudağın ye, dilin kemir
Hiç doymamış, rahat değil…
Çok genç değil, olgun yaşı
Varmış bakın, bir telaşı
Uçarlara değmez taşı
Uçamamış, rahat değil…
04-05-2010. Hüseyin Uçar.
Yol bilmeyen, yol öğrenir
Haklı olanlar direnir
Bekarlar bir gün evlenir
Ben sıramı bekliyorum…
Kayalarda yaşar yosun
Öküz olur bir gün tosun
Yağmurlar kirimiz yusun
Aklanmasyı bekliyorum…
Sakın öfkeye kapılma
Bilmiyorsan, hiç atılma
Bütün bilğin, kulak dolma
Öğrenmeyi bekliyorum…
Yiğit iken oldum korkak
Ölüm gelmiş, çatmış bakbak
Sarır bir gün, kara toprak
Ben sıramı bekliyorum…
Sabah deme, akşam deme
Rızasız lokmayı yeme
Bir gün dönerim ülkeme
O zamanı bekliyorum…
19/02/2010.Hedebo.Hüseyin Uçar.
Öncelikle, iyi anlaşın
Elele gezin dolaşın
Aşkınızla yarınlaşın
Yeğenlerim kutluyorum…
Yüz yıllardır, coştuk durduk
Yaşanır hayaller kurduk
Sizleri yakışır bulduk
Yeğenlerim kutluyorum…
Ne yara olsun, ne sargı
Terk etsin, gönülü kaygı
Selamınız olsun saygı
Yegenlerim kutluyorum…
Bu ilk adım, sağlam atın
Bizleri kervana katın
Bir ömür mutluluk tatın
Yeğenlerim kutluyorum…
Boyanmayın, bin bir renge
Aşkınız olsun, bir denge
Olmaz yaşam, hiç toz bembe
Yeğenlerim kutluyorum…
Gölgeler düşmesin kaşa
Siz geldiniz, olgun yaşa
Hayırlolsun, iki başa
Yeğenlerim kutluyorun…
Anlam yükleyin bakışa
Önem vermen, her alkışa
Her davranışınız yakışa
Yeğenlerim kutluyorum…
Uçarlar bade içerler
Dostluk köprüsün geçerler
Kabul mü sunum biçerler
Hepinizi kutluyorum…
Taşatandan bu metiye
Ben beklerim davetiye
Bana sorman, amca niye
Yegenlerim kutluyorum…
07/06/2010.Hüseyin Uçar.
Gel görelim, şu dağların ardını
Ver elini, bu ömrümün kadını
Yudum yudum, tadak aşkın tadını
Görmen mi ömürler, geldi geçiyor…
Kendi yazımızı, hadi yazalım
Benim gönül köprüm, köşküm hazarım
Şu kötü kaderi, bile bozalım
Görmen mi ömürler, geldi geçiyor…
Boşa taşımayak, koca gövdeyi
Her mektupta yazdım, yeter gel deyi
Koklaşalım aralada perdeyi
Görmen mi ömürler, geldi geçiyor…
Sevmekten utanma, sevdiğim sakın
Ömür yaz yağmuru, siz ona bakın
Yaşamsal, doyumsal, tavırlar takın
Görmen mi ömürler, geldi geçiyor…
Anlamazsın, gelir geçer zamanın
Kimse duymaz, ahtın ile amanın
Tükenmeden, dizlerinde dermanın
Görmen mi ömürler, geldi geçiyor…
Coş coştur ki, ayın, günün aşmaya
Sen anlat ki, takvim, tarih şaşmaya
Dolu yaşa canım, başla koşmaya
Görmen mi ömürler, geldi geçiyor…
Derdi gasafeti, taşıma yitir
Elinden gelirse, yaralar bitir
Aşk nerede olsa, ara bul getir
Görmen mi ömürler, geldi geçiyor…
Taşatan kimseye, kötülük yapma
Sevgilin dururken, hayale tapma
Hak bildiğin yoldan, ölsende sapma
Görmen mi ömürler, geldi geçiyor…
23/03/2010.Hedebo.Hüseyin Uçar..
Aradım dostluğun penceresini
Duvara dönüşmüş, camlar baktım ki.
Çıkardım soyumun seceresini
Çekildi çevremden, hamlar baktım ki…
Demirleri dövdüm, kayayı oydum
Ocakları çattım, demliği koydum
Hasretler birleşti, sevgiye doydum
Çakıla dönüştü, kumlar baktım ki…
Yasladım göksüme, çaldım sazları
Birer birer sürdük, içten yozları
Halaya çağırdık, bütün kızları
Saraya dönüştü, damlar baktım ki…
O kadar çogaldı, ektiğim mantar
Sandım ki hepsini, üreten tartar
Yükledi kantara, tartmadı kantar
Herkesi eziyor, zamlar baktım ki…
Zamanlar daraldı, işler uzadı
Törelere kurban, verdik azadı
Bozuldu Taşatan, ağzıyın tadı
İlk akşamdan sönmüş, mumlar baktım ki…
06/05/2010.Hedebo.Hüseyin Uçar.
Üç turna geçti, başım üstünden
Turnalardan selam, saldım aldın mı?
Yasladım hayalin, göksüm üstüne
Ey sevdiğim, sen farkına vardın mı?
Beni benden, alır oldu hayalin
Nere gitsem, gülüm elimde elin
Hem gönlüme, hemde ömrüme gelin
Düşlerini benle, bile saldın mı?
Turnalar gizledi, kanat altına
Bile çıktık gülüm, arşın katına
Kalbimin yükünü, sardım sırtına
Doğru söyle, kusuruma kaldın mı?
Ovalar büyüdü, dağlar küçüldü
Vakit doldu, tüm hasatlar biçildi
Toyumuz kuruldu, şerbet içildi
Söyle gülüm, sevdamıza kandın mı?
Yanaklar gülürken, dil türkü söyler
Aşkın dağlar iken, beni kim eyler
Taşatan sensiz, yaşamı neyler
Söyle gülüm, benim gibi yandın mı?
24/03/2010.Bağ evi.Hüseyin Uçar.
Durmadan övündüm, çünkü insanım
Kendi soyun, acımasız asanım
Dertler anlatmaya, yetmez lisanım
Ekine ne gerek, söze ne gerek…
Emrederler susar, gözüne bakar
Gelenek, töre der, kendini yakar
Hem zaman, hem tarih yarına akar
Ekine ne gerek, öze ne gerek…
Kendisi aç yatar, varını verir
Döşeği yok ise, yüzünü serir
Mevsimliktir sanki, kar gibi erir
Ekine ne gerek, köze ne gerek…
Parmak basar amma, adın yazamaz
Kötü kaderini, kendi bozamaz
Öldürseler, ağasına kızamaz
Ekine ne gerek, yüze ne gerek…
Türküler düşerse, duyarlı dili
Ne söylesen duymaz, tükenir pili
Boşalır gözünden, yazbahar seli
Ekine ne gerek, ize ne gerek…
Ağzınla kuş tutsan, küçümsenirsin
Çok geçmez, tek dize biçimlanirsin
İmara sokarlar, ölçümlenirsin
Ekine ne gerek, dize ne gerek…
Bazan içten içe, öfkelenirsin
O kendi gölgene, efelenirsin
Yeter be Taşatan, tepelenirsin
Ekine ne gerek, bize ne gerek…
07/05/2010.Hedebo.Hüseyin Uçar.
Ey sevdiğim, niçin saçların yolar
Doldurmaz gönlümü, şu akan sular
Irmaklar tükenir, gölleri ular
Bu gönüle, zincir vurmak mümkün mü?
Aktı sular aktı, indi derine
Beni bıraktılar, kendi yerine
Sonunda karıştı alın terine
Bu gönüle, ferman yazmak mümkün mü?
Ferhat olur, alır yürür gürzünü
Her konumda elbet, tutar sözünü
Kimseler süremez, onun izini
Bu gönülde, hava bozmak mümkün mü?
Taşatanım sözüm, geçmez gönüle
Kızdırmadan onu, özürler dile
Gök yüzünde bile, kurur defile
Bu gönülle bile, tozmak mümkün mü?
25/03/2010.Bağ evi.Hüseyin Uçar.
Hüzünler çöktü, kesildi sesler
Terk etti bedeni, uçtu nefesler
Yok olmaya alışılmaz kardeşler
Göç eylemek, yok olmak mı kardeşim…
Kesilmiyor yüreğimiz keselim
Esilmiyor senden yana eselim
Kanser aldı gardaş, kime küselim
Göç eylemek, yok olmak mı kardeşim…
Artık duyamazsın, ağrı acıyı
Bulursan sorgula, nolur hancıyı
Sen gideli, her yerlerim sancıyı
Göç eylemek, yok olmak mı kardeşim…
Karşılaştık, sayılıyken günlerin
O kadar çoktur ki, güzel yönlerin
Senden sonra yaşayacak genlerin
Göç eylemek, yok olmak mı kardeşim…
Unutulmaz, caddeleri kalesi
Mevsiminden önce, solur lalesi
Başıma yıkıldı, saat kulesi
Göç eylemek, yok olmak mı kardeşim…
Ben kurbanım kardeş, senin yoluna
Yıllar oldu giremedim koluna
Sorsa seni ne diyeyim toruna
Göç eylemek, yok olmak mı kardeşim…
İnsanaydı sade, nazı niyazı
Üşütüyor şu ölümün ayazı
Bensiz uğurladı, sıklık boğazı
Göç eylemek, yok olmak mı kardeşim…
Kime anlatayım, Çorum tanıyor
Bu yüreğim, alev aldı yanıyor
Taşatanım hançer, yemiş kanıyor
Göç eylemek, yok olmak mı kardeşim…
21/04/2010.Bağevi.Hüseyin Uçar.
Yığıldım kaldım kucağa
Hasretim eve ocağa
Yerindim, gittim alçağa
Yıkıl dağlar, güneş eğil
Kader desem, kader değil,
Ağıt figan, bumu onur,
Bunun adı, nasıl konur..
Her yıl biraz, dibe vurduk
Boş boşuna, hayal kurduk
Eli kolu, bağlı durduk
Yıkıl dağlar, güneş eğil
Kader desem, kader değil,
Anlaşılmaz, adı onur,
Bunun adı, nasıl konur..
Okyanus mu, çeker dibe
Her meclise, oldu gebe
Yenilgiyi, koyduk cebe
Yıkıl dağlar, güneş eğil
Kader desem, kader değil,
Tepki vermez, adı onur,
Bunun adı, nasıl konur..
Adı aptal, soyad deli
Kaptırmış, yakayı eli
Bekliyor, gelmez eceli
Yıkıl dağlar, güneş eğil
Kader desem, kader değil,
Bumu söylem, bumu onur
Bunun adı, nasıl konur..
26/03/2010.Bağ evi.Hüseyin Uçar.
Hüzünlü
Şaşkın dolaştım
Caddelerini bu şehrin
Ugradım bütün bildik adreslere
Yeniden tanıştım
Tanıdıklarımla
Ya dostlarım
Aldı götürdü beni
Diyar diyar…
Unuttum ugradığım
Şehirlerin adını
Vizesiz geçtiğim sınırları
Düştüm peşine duyguların
Dönüştü tutkuya duygular
Her yanım alev alev
Pınarlara vardım
Akmadılar
Göllere vardım
Almadılar
Denizlere sordum
Komadılar
Ummanlara daldım
Salmadılar
Birlikte dönüştük yanar dağa
Bir uğultu
Bir deprem
Savruldum gök yüzüne
Bulut bulut
Ne uçaklar kalkabildi
Ne yolculuklar bitti
Nede umutlar
Ben yorgun düştüm dostlar
Ben yorgun düştüm…
24/05/2010.Ev.Hüseyin Uçar.
Şöyle dönüp baktım, nasıl duruma
Cevap alamadım, hiç bir soruma
Hasret gidermeye, geldim Çoruma
Kaderin kısmetin, girdik koluna
Ne ortam var, ne araç var
Bir yangın var, bir kıraç var,
Ahkam keser, demir Leydi
Laklakta, laklak
Dönde bir yol, ardına bak,
Gelen mi var, giden mi?
Bir boşuna koşturmaca
Geldik gittik onkez haca
Zehir kusar, her bir baca
Kapıldık duygu seline
Kim ne derse, çıkmaz ıkım
Yıkım üstüne yıkım
Ahkam keser, demir Leydi,
Laklakta, laklak
Dönde bir yol, ardına bak,
Gelen mi var, giden mi?
Kara saban alır evlek
Dilek ağacında dilek
Yazmış çizmiş, böyle felek
Azrailin adı melek
Ne tarla var, ne çarık var
Düşmü yoksa, bütün bunlar
Yüreğimden kan sızıyor
Ahkam keser, demir Leydi
Laklakta, laklak
Dönde bir yol, ardına bak,
Gelen mi var, giden mi?
Düşlerime kurşun yağar
Bakışlarım delik deşik
Öküzün boynunda küre
Oda sallar, şıngır, mıngır
İşte her şey, çok değişik
Bak göründü, kapı eşik
Kader midir, keder midir,
Ahkam keser, demir Leydi
Laklakta, laklak
Dönde bir yol, ardına bak
Gelen mi var, giden m,?
16/01/2010.Çorum.Hüseyin Uçar.
Kim ne derse inanırsın
Gölge gibi dolanırsın
Buladır, bulanırsın
Kendini, sorgula dostum…
Sen sustukça bitmez keder
Bir ekmeği on kişi yer
Nasıl tutku, nasıl kader
Kendini sorgula dostum.
Çalır çırpar, diker kat kat
Susanların hakkı tokat
Gel dertleşek, için boşalt
Kendini sorgula dostum…
Kalkar duman, kalkar bir gün
Yakarırsan yakar düzgün
Bu gözlerim bakar üzgün
Kendini sogula dostum…
Dünyamızın yarsı aç
Bir lokmaya bile muhtaç
Yer yüzüne kavgayı saç
Kendini sorgula dostum…
Yeter vurma yerden yere
Tövbe çeken yüz bin kere
Boğazın sıkarken töre
Kendini sogula dostum…
Sobamızda yanar keven
Yüreğimde döner düven
Toplumu terk etmiş güven
Kendini sorgula dostum…
Ne ırmaklar, akar özde
Taşatanım yürür közde
Muradımız kalır sözde
Kendini sorgula dostum…
28/06/2010.Hundige.Huseyin Uça
Çocuklarım göçtü, birbir yuvadan
Sade hüzünlendim, sevindim dostlar,
Nem kapılmaz, böyle güzel havadan
Sade hüzünlendim, değindim dostlar…
Koşullar ne ise, ona alıştım
Yaşam savaşına. böyle karıştım
Hem çevremle, hem kendimle barıştım
Sade hüzünlendim, eğildim dostlar…
Bir iki deriken, üçüncü buda
Okyanusta kurdu, üçüde ada
İçimde huzurlar, gözler uykuda
Her şey gibi bende, değiştim dostlar…
Her yürek doldurmaz, böyle boşluğu
O çağdaş olanlar, anlar hoşluğu
Kitap yazsam, bu olurdu başlığı
Degerlerim ile, övündüm dostlar…
Ayrılık sevdadır, gönüller birse
Acıları biter, sevenler erse
Severim ayrılık, yokluk degilse
Sade hüzünlendim, seviştim dostlar…
Turna katarına, katılan uçtu
Geldim ki yuvaya, yerleri boştu
Eskiyi bırakıp, yeniye koştu
Sade hüzünlendim, kırıştım dostlar…
Ne güzel şey, başarıyı kutlamak
Her baharda, filiz verip patlamak
İşte devrim, çağdan çağa atlamak
Bazanda şımardım, yılıştım dostlar…
Her zaman başarı, mutluluk saçar
Bir kapı kapatır, bin kapı açar
Bu kapılar senin, Hüseyin Uçar
Çağa çağdaşlığa, kavuştum dostlar…
03/04/2010.Hedebo.Hüseyin Uçar.
Aşkla cezalıyım, meşki tatmadım
Bilgisizi bu kervana katmadım
Aylar yıllar, kovaladı kopmadım
Aşkın adı, muhabbettir sevgilim…
Bu yaşanılanlar, güncel konular
Sevenden gizlenmez, gülüm sunular
Yüreğimi yolur, oldu anılar
Aşkın adı, muhabbettir sevgilim…
Ürettiğim neyse, koydum önüne
Ben sana aşığım, degil tenine
Seven insan, hiç başlamaz yemine
Aşkın adı, muhabbettir sevgilim…
Romantizim degil, sana açtığım
Kimler görmüş, söz veripte caydığım
Hayalinle taçlanırken yastığım
Aşkın adı, muhabbettir sevgilim…
Yol gösterir sandım, babamla dedem
Yarına dönüşür, her ehli adem
Nevrozu müjdeler, kar delen, çiğdem
Aşkın adı, muhabbettir sevgilim…
Tüm bunları, gülüm sana yaşattım
Sen görmedin, tüm dünyanı kuşattım
Hem sevgimi, hem duygumu boşalttım
Aşkın adı, muhabbettir sevgilim…
Girdim hayat denen, güzel okula
Aldım diplomayı, yana yakıla
Düştün ey sevdigim, heran akıla
Aşkın adı muhabbettir sevgilim…
Hedefi belirler, kaptan denizde
Doğruyu bilenler, yürümez izde
Sevdasi dillerde, Taşatan közde
Aşkın adı, muhabbettir sevgilim…
04/05/2010.Hüseyin Uçar.
Kuşsarayın tarihinde dolaştım
Onca ülke, onca sınırlar aştım
En sonunda, canım sana ulaştım
Anılar duragım, oldun Kuşsaray
Bana ne sorular, sordun Kuşsaray…
Hiç bir şey durmuyor, koydugum gibi
Boşalmış haneler, duydugum gibi
Kabullendi beni, doğdugum gibi
Anılar duragım, oldun Kuşsaray
Bana ne sorular, sordun Kuşsaray…
Mahallemi gezdim, kimseler yoktu
Oysa soracağım, sorular çoktu
Hüzünler sineme, işleyen oktu
Anılar duragım, oldun Kuşsaray
Bana ne sorular, sordun Kuşsaray…
Yıkılmış bir ören, ata ocagı
Aradım o peğde, kabı kacagı
Kavuruyor artık, gurbet sıcagı
Anılar duragım, oldun Kuşsaray
Bana ne sorular, sordun Kuşsaray…
Yollarını yordum, tarlanı ektim
Bahceni suladım, bağların teptim
Bunca yıl gurbette, özlemin çektim
Anılar duragım, oldun Kuşsaray
Bana ne sorular, sordun Kuşsaray…
Arpalığa indim, harmana geldim
Cehrilige girdim, ormana geldim
Bırakma sevdigim, ben sana geldim
Anılar duragım, oldun Kuşsaray
Bana ne sorular, sordun Kuşsaray…
Söyle kutlayayım, hangi kurumu
Sanal alem sanar, canlar durumu
Kırk yıl oldu, terk edeli Çorumu
Anılar duragım, oldun Kuşsaray
Bana ne sorular, sordun Kuşsaray…
Ben nideyim, aramayan devleti
Bu dünyada, pazarlıyor ahreti
En sonunda, yurt edindik gurbeti
Anılar duragım, oldun Kuşsaray
Bana ne sorular, sordun Kuşsaray…
Ayrılığa, acılara tanıgım
Kendi vicdanımda, kendim sanıgım
Beni terk eyledi, gitti mantıgım
Anılar duragım, oldun Kuşsaray
Bana ne sorular, sordun Kuşsaray…
Girdim mezarlığa, canlar pazarı
Say say bitmez, toprak kokan mezarı
Her mezar başında, duydum azarı
Anılar duragım, oldun Kuşsaray,
Bana ne sorular, sordun Kuşsaray…
Kalenin dorugu, çıktım tepeye
Yenilme Taşatan, nolur öfkeye
Beş senede bir kez, geldin ülkeye
Anılar duragım, oldun Kuşsaray
Bana ne sorular, sordun Kuşsaray…
07/04/2010.Hedebo.Hüseyin Uçar.
Güzel saçlarına, kına yakmışlar
Can feryatta, gelen giden bakmışlar
Acımadan körpe canı almışlar
Törenize lanet, yüzüne lanet…
Saçlarından çeke, çeke yatırmış
Bakan göze, hançerini batırmış
Elinde ki hançer, degil satırmış
Törenize lanet, özüne lanet…
Bir genç ile, sohbet etmiş laflamış
Sevdigini herkeslerden saklamış
Baba oğul, yakalayıp haklamış
Törenize lanet, sözüne lanet…
Bu vahşete, nasıl suskun durulur
Namus temizlenmiş, ağa kurulur
Arkasından, davul zurna vurulur
Törenize lanet, izine lanet…
Durdurulamadı, yüzlerce yıldır
Dirimi vicdanın, namazım kıldır
Bu düzen böyledir, istersen çıldır
Törenize lanet, tezine lanet…
Ne kadar düşünsem, iner derine
Kimleri korlar, senin yerine
Yalvara dur, allahına, pirine
Törenize lanet, közüne lanet…
12/04/2010.Bağ evi.Hüseyin Uçar.
Güneşler doğmadı, bir tek günüme
Gelen giden, sövdü saydı dinime
Her sözcüğü hançer, battı tenime
Bir ömür haykırdım, duyan olmadı…
Yağmurlu bulutlar, kesti yolumu
Gurbet kırdı, kanadımı kolumu
Düşman eylediler, bana solumu
Bir ömür bağırdım, duyan olmadı…
Gelek dedik birgün, yamaç yamaca
Bulut olup, yağamadık kıraca
Doğar doğmaz, bağladılar haraca
Bir ömür bağırdım, duyan olmadı…
Pusulası hiç bakmıyor yönüme
Engeller yığıyor, zalim önüme
Anıları kardır, yağar ömrüme
Bir ömür bağırdım, duyan olmadı…
Karanlıkta, katran oldu damladı
Düşler bile, duya duya hamladı
Esen yeli, uçan kuşu zamladı
Bir ömür bağırdım, duyan olmadı…
Ne aradım canlar, bakın ne buldum
Umutlar tükendi, isyanla doldum
Hırsımdan oturup, saçlarım yoldum
Ağladım bir ömür,duyan olmadı…
Sanki evren oydu, her şeyde baştı
Mantığı çürümüş, gözleri şaştı
Yeter be Taşatan, sabırlar taştı
Bir ömür ağladım, duyan olmadı…
11.10.2009.Bağevi Hüseyin Uçar..
Ne zaman sıgınsam, yaktı sinemi
Bombaladı her kurduğum hanemi
Canım alıp, bitirmedi çilemi
Adı neyse dostlar, adın bilmiyom…
Unutkanlık bitti, dem’e duralı
Elimden aldırdım, güzel maralı
Düşmüşüm yollara, göksüm yaralı
Adı neyse dostlar, adın bilmiyom…
Sorgusuz sivalsiz, asın ağaca
Sicim aramayın, atın baraja
Ömür boyu, bağlanmışım haraca
Adı neyse dostlar, adın bilmiyom…
Söktüm yüreğimi, verdim Erene
Kopenhaktan bindirdiler trene
Ayrılık bırakmaz, basam frene
Adı neyse dostlar, adın bilmiyom…
Fırsatım olsada, geçmedim başa
Yaşam acımasız, bakmıyor yaşa
Sorup Taşatanı, üzmeyin boşa
Adı neyse dostlar, adın bilmiyom…
09/02/2010.Bağevi.Hüseyin Uçar.
Vedaya geldim bahçeme
Bahçem gülür, ben ağlarım
Ayrılık konmuş çeşmeme
Çeşmem gülür, ben ağlarım…
Seraya ugradım önce
Kokladım gülü narince
Sustum bulutlar enince
Toprak gülür, ben ağlarım…
Önce asmayı suladım
Eşkının ipe doladım
Her ayrılışta kanadım
Üzüm gülür, ben ağlarım…
Sebze yedik tabak tabak
Çiçeklenmiş biber, kabak
Akşam geldim, söktü şafak
Sabah gülür, ben ağlarım…
İsteğin verdim Erene
Böyle katıldım törene
Duygular basar frene
Fren gülür, ben ağlarım…
Arzu beklenti bitmiyor
Sorular çekip gitmiyor
Bacalar bensiz tütmüyor
Emek ağlar, ben ağlarım…
Anlatamam öfke kında
Hedefleri çok yakında
Ayrılığın kim farkında
Eller gülür, ben ağlarım…
Taşatanım, dönme düne
Yalnız kalın, yalnız gene
Ateşler yapışır tene
Ateş gülür, ben ağlarım..
15.07.2009.Bağevi.Hüseyin Uçar.
Haklı haksız, demez paklar
Gizlenir kendini saklar
Saçlarıma düştü aklar
Güldürmedin ki, güleyim…
Arı gibi verdim oğul
Bırakmadın, olmam çoğul
Her girdiğin, bağdan kovul
Öldürmedin ki, Öleyim…
Saygı kalmamış ataya
Yaşam dönmüş fırtanaya
Sığdırmadın, bir kıtaya
Gel demedin ki, geleyim…
Neyim var ise getirin
Beni canlara götürün
Tartışmaları bitirin
Bildirmedin ki, bileyim…
Çatlasada sabır taşı
Ölsem olmaz, hiç telaşı
Körle yatan, kalkar şaşı
Göstermedin ki, göreyim…
26/01/2010.Didim.Hüseyin Uçar.
Kolaymıdır bağ, bahçeyi yetirmek
Bana düştü, gün geceyi yitirmek
Sevdiğini omuzlarda götürmek
Dile kolay, göz susunca, öz ağlar…
Hepimiz yolcuyuz, bilindik yere
Alıştık kadere, karıştık tere
Coşmadı ırmaklar, akmadı dere
Dile kolay, göz susunca, öz ağlar…
Görülmeyen, olamaz ki sahici
Dedirmezler hepsi, gelip geçici
Bir kez bağışlamaz, ömür biçici
Dile kolay, göz susunca, öz ağlar…
Ceylanımın, bir adıda gazeli
Başkalaştım, gurbet elde gezeli
Nasıl kader, yaşatmadı güzeli
Dile kolay, göz susunca, öz ağlar…
Küçülür kalemiz, üstüne durun
Nedeni bilinmez, kendine sorun
Yeter azraili, zincire vurun
Dile kolay, göz susunca, öz ağlar…
Yeşil ovalarım, çöle dönüştü
Ufacık göletler, göle dönüştü
Akan göz yaşlarım, sele dönüştü
Dile kolay, göz susunca, öz ağlar…
Kim teşekkür etti, bunca çabana
Sensiz buralarda döndüm yabana
Sesim ulaşmıyor artık tabana
Dile kolay, göz susunca, öz ağlar…
Beyan ettim dost, düşmana durumu
Benden başka, herkes yaptı yorumu
Sensiz ben nideyim, gardaş Çorumu
Dile kolay, göz susunca, öz ağlar…
07.07.2009.Hedebo.Hüseyin Uçar.
Bir aşk arıyorum bulabilirsem
Gönlümü özgürce salabilirsem
Destursuz kapısın çalabilirsem
Yerler, gökler inan, benim olacak…
Yerde şoför, gökte pilot olurum
Deniz olur, derya olur dolurum
Aht etmişim, aradığım bulurum
Kalbimde ki boşluk, böyle dolacak…
Armut olgunlaşıp, düşmez ağzına
Hiç aldırma, kaderine yazına
Bir ilham ırmağı, aksın sazına
Mızrap elbet, bam teline vuracak..
Bekliyorum uyuyorsan tanıma
Samimiysen gülüm, yaklaş yanıma
Kıymam sana, göz koysanda canıma
Taşatan sözünde, durur, duracak…
27.11.2009.Bağevi.Hüseyin Uçar.
Su başını tutmuş kurtlar
Yağmur getirmez bulutlar
Tükenmeden son umutlar
Suçluyu deyin aynalar….
Uçun kuşlar katar katar
Hem düzenler, hemi çatar
Gözlerime hançer batar
Suçluyu deyin aynalar…
Kış bastırdı yağar karlar
Ulaşımı sade zorlar
Susanları tefe korlar
Suçluyu deyin aynalar…
Boş suya çalır kaşığı
Yol göstersin ay ışığı
Yeter ağlatma aşığı
Suçluyu deyin aynalar…
Gül atılmaz taşatana
Ortamı böyle katana
Sorularım ağlatana
Suçluyu deyin aynalar…
20/02/2010.Hedebo.Hüseyin Uçar..
Kazanda kaynadım, eridi yağım
İlk bahar ayında, kurudu bağım
Bırakmaz peşimi, kovalar çağım
Kalk uyuma nolur, ulaş zamana
Sığınma sonradan, ahta amana…
Bir eyledim, inişimle yokuşum
Değişirmi, sevdiğime bakışım
Günden güne, çoğalıyor alkışım
Kalk uyuma nolur, ulaş zamana
Sığınma sonradan, ahta amana…
Çekiyor kendine, köküm toprağım
Yeşile bürünür, dalım yaprağım
O güzel gözlerin, en son durağım
Kalk uyuma nolur, ulaş zamana
Sığınma sonradan,ahta amana…
Doğan çocuğuma, diktim hırkayı
Ömrüm bitti, giyemedim markayı
Yeter artık, çıkaralım burkayı
Kalk uyuma nolur, ulaş zamana
Sığınma sonradan, ahta amana…
13.07.2009.Hedebo.Hüseyin Uçar.
Bayrammış, kurbanmış, bilmem tadını
Tanrı bile görmez, can feryadını
Acımasız katil, anmam adını
Boğazlanan, can mı? ben mi, kurbanım?
Sokaklarda, kurbanları taşlayan
Kapanına, dozer bile aşlayan
Diri boğazlayan, diri haşlayan
Kovalanan, can mı? ben mi, kurbanım?
Vicdanınız yok ki, akla ne gerek
Bu nasıl mantıktır, bu nasıl yürek
Sorgusuz, sivalsiz, idamım direk
Boğalar mı, kurban? ben mi kurbanım?
Bu nasıl inançtır, bu nasıl maraz
İnsan olan insan, düşünür biraz
Dereler, çukurlar, kan akar boğaz
Koyunlar mı, kurban? ben mi, kurbanım?
Üstümüzden uçmaz, küsmüş turnalar
Canlı, cansız yakmış, kandan kınalar
Bu vahşete, nasıl susar analar
Analar mı, kurban? ben mi, kurbanım?
Kahrolurum, coğrafyamda, kıtamda
Cinayet sevapmış, gördük bayramda
Yaşayamam sizle, aynı ortamda
Bayramlık mı kurban? ben mi, kurbanım?
28.11.2009 Bağ evi. Hüseyin Uçar…
Köyümüzün bilgesiydi
Ailemizin gür sesiydi
Hepimizin kalesiydi
Ne zalimsin kanser aman
Nede çabuk doldu zaman
Rahat uyu güzel insan…
Tamamen kararmış hava
Kaleye yaslanmış ova
Anılarla kalmış yuva
Ne zalimsin kanser aman
Bir nefeste bitti zaman
Güle güle güzel insan….
Sayamam acılar taze
Yandı yürek döndü köze
Bir hazandır çöktü bize
Ne zalimsin kanser aman
Bu alıcı gayet yaman
Rahat uyu güzel insan…
Üç bacanak üçü kanser
Bu ayrılık nefes keser
Bu yıl rüzğar acı eser
Ne zalimsin kanser aman
Kuşsaraya çöktü duman
Ne diyeyim güzel insan…
Sesler durdu akmaz kanlar
Duygularım bilen anlar
Önüne geçilmez canlar
Ne zalimsin kanser aman
Çekildi bedenden derman
Rahat uyu güzel insan….
Yatırın açık alana
Ömür dönüştü yalana
Sabır geride kalana
Ne zalimsin kanser aman
Alıcıdan geldi ferman
Çaresiziz güzel insan….
26/06/2010.Karlslunde.Hüseyin Uçar.
Bir kıl çadır onun yurdu yuvası
Çağlar boyu sürmüş, sürür kavgası
Yağını yakmaya yoktur tavası
Durmadan içini, çekiyor Fatma….
Zor olsada aldırmıyor işine
Kelpeten salıyor azı dişine
Şehirler giriyor bazen düşüne
Bir düşsel aleme, koşuyuor Fatma…
Ağrıları davul çalır döşünde
Üstüne bulunmaz daha işinde
Bebeleri koşuşuyor peşinde
Onlara bir farklı, bakıyor Fatma…
Aynı anda sağar iken ineği
Hiç yakmadan pişiriyor böreği
Kocasın görünce pırpır yüreği
Sevgi fenerini, yakıyor Fatma…
Her bir işe yatık, yetik akılı
Kimse güldüremez, canı sıkılı
Sinesinde dost hançeri çakılı
Sanki bir boşluğa, akıyor Fatma…
Bakarsın çiftçidir, bakarsın çoban
Yalınayak gezer, yarılmış taban
Kefliyor oğlunu, bir gelsin baban
Ahret çilesini, çekiyor Fatma…
Tarlada saban, bahçede çapa
Doldurmuş dünyasın, daracık kaba
Sanki küsmüş gibi, dosta ahpaba
Uslu çocuk gibi yaşıyor Fatma…
Kaldırıp atamaz dertler kümeli
Olumsuzu, ağasına demeli
Kübeleye benzer, bin bir memeli
Şimdi bahçeleri, ekiyor Fatma…
Neye el uzatsa, eli değmiyor
Memodan gayriye, boyun eğmiyor
Kim olursa, yalancıyı sevmiyor
Hangi yola gitse, şaşıyor Fatma…
Tek dünyası yaşadığı sokagı
Güneşte kavrulmuş, yüzü şakagı
Ölür gene bağışlamaz korkagı
Bazan ummanlara, dalıyor Fatma…
Toprağı işliyor, eli kınalı
Çok mutludur, kel memoya yanalı
Hiç duymamış, yaşamamış sanalı
Dünyayı sırtında, taşıyor Fatma…
Taşatan taşlaşmış, akmıyor yaşı
Ağrıdan karlıdır, dumanlı başı
Kadere kısmete, sallıyor taşı
Bir akşam güneşi, aşıyor Fatma…
18.08.2009.Hedebo.Hüseyin Uçar.
Ağlayıp sızlama, cananım benim
Üzüntü öldürmez, yaran derinler..
Unutmam sevdamı, çürüse tenim
Ben yanarım amma, gölgem serinler..
Beni sevmeyene, bir ömür yastım
Aşkın ağacına, sazımı astım
Bu gün, yarın derken, altmışa bastım
Yıllar baskı yapar, sinem iniler..
Yorulmaz ki zaman, zamanı yorsak
Bilinmez ki canım, nerede dursak
Sorular çoğalır, ömüre sorsak
Ne ömür dinler, ne zaman dinler..
Doluşur anılar, belleğimize
Hücüma geçerler, yüreğimize
Kelepçe vururlar, bileğimize
Hüseyin Uçar, vardı desinler…
27.11.2009.Hüseyin Uçar.
Sitemime dayanırsan
El atınca uyanırsan
Soyun gibi soylanırsan
Geleyim yar, geleyim yar
Gül yüzünü, göreyim yar…
Uzak demem, yakın demem
Sensiz tek lokmayı yemem
Uzun sürmez, gülüm gelmem
Geleyim yar, geleyim yar
Gül yüzünü, göreyim yar…
İn demezsen, inan inmem
Kolaymı kaderi yenmem
Yola çıktım geri dönmem
Geleyim yar, geleyim yar
Gül yüzünü, göreyim yar…
Beyhudeye övsem olmaz
Bu ruhumu dövsem olmaz
Bir hayali sevsem olmaz
Geleyim yar, geleyim yar
Gül yüzünü, göreyim yar…
16.10.2009. Hedebo. Hüseyin Uçar.
Sorma anlamam seçimi
Zengin anlamaz geçimi
Bir dağa, döktüm içimi
Dağ kükredi, dövdü beni…
Ekmek bekler, aç karınlar
Üst üste gelir sorunlar
Okul bulamaz torunlar
Bu sorunlar, boğdu beni…
Sabana koşulan attım
En sonunda, atı sattım
Geceyi gündüze kattım
Etrafından, kovdu beni…
Meta gibi pazarladı
Köle gibi azarladı
Kurşun döktü nazarladı
Bu şartlarda, övdü beni….
10.10.2009.Hüseyin Uçar..
Bunca yıldır, inemedim dağdayım
Hangi bahcivanla, hangi bağdayım
Nasıl coğrafyada, nasıl çağdayım
Anlamadım, anlayanlar konuşsun…
Altın diye yutturdular kalayı
Zora çevirdiler, niçin kolayı
Diyor aptal, gülenlerin alayı
Anlamadım, anlayanlar konuşsun….
Suçumu bilmedim, yargıda kaldım
Her yanlarım kırık, sargıda kaldım
Dört yanım karanlık, sorğuda kaldım
Anlamadım, anlayanlar konuşsun…
Yalan söylediler yana yakıla
İşleri olunca, düştüm akıla
Çok yalvardım, salmadılar okula
Anlamadım, anlayanlar konuşsun….
30.09.2009.Bağevi.Hüseyin Uçar.
Ömürler geçiyor, koşamıyorum
Eskisi kadar, coşamıyorum
Küçük engelleri, aşamıyorum
Vurgun yemişim, yorgunum
Göletler gibi, durgunum…
Ayna oldum, dolunayı aradım
Tarariken, kendi saçım taradım
Aşkı yaşamaktı, benim muradım
Vurgun yemişim, yorgunum
Göletler gibi durgunum…
Öykü oldum, okundukça okundum
Halı oldum, hoyrat elde dokundum
Kıydı zalim, yakındıkça yakındım
Vurgun yemişim, yorgunum
Göletler gibi, durgunum….
Tarlalara ekin, oldum ekildim
Vicdanımla, herkeslere vekildim
Anıt oldum, şehitliğe dikildim
Vurgun yemişim, yorgunum
Göletler gibi, durgunum…
15.12.2009.Hüseyin Uçar.
Çıktım bulutlara, baktım aşağı
Astım yıldızlara, belim kuşağı
Baktım dans ediyor, buğday başağı
Yürek harman oldu, gönül çeç oldu…
Öbeğin başında, tersiz köpekler
Bir metre önde, koşar göbekler
Açlıktan ölürken, mahsum bebekler
Yürek Ferman oldu, gönül heç oldu…
Olan aydınlığı, taktım dalıma
Karanlık yüzlüler, kaçtı çalıma
Devam ettim, korkusuzca yoluma
Yürek derman oldu, Gönül geç oldu…
Gaflete dönüştü, bütün uykular
Kesti yolumuzu, kesti korkular
Titreşim içinde, olan dokular
Yürek sarman oldu, gönül seç oldu…
Bizler emekçiyiz, kalan izleriz
Üretende, tüketende bizleriz
Vicdansızdan, niçin vicdan bekleriz
Yürek yalman oldu, gönül göç oldu…
20.09.2009.Hedebo.Hüseyin Uçar..
Tabiatı, sevip saydın
Kütüklere, geçti kaydın
Özler aydın, gözler aydın
Erenimiz, sefa geldin..
Can hoş geldin..
Sen hoş geldin..
Koc’üsüğün talebesi
Süt kokuyor, süt nefesi
Köksalların alfabesi
Erenimiz, sefa geldin..
Can hoş geldin..
Sen hoş geldin..
Öptüm, sevdim niceledim
Tasfirlerin inceledim
Hep adını heceledim
Erenimiz, sefa geldin..
Can hoş geldin..
Sen hoş geldin..
Sıkılırsan bizi izle
Yaşam çetin, yürü dizle
Yorğanına, beni yüzle
Erenimiz, sefa geldin..
Can hoş geldin..
Sen hoş geldin..
Azalıyor bak telaşım
Dünden daha, diktir başım
Hem arkadaş, hem çağdaşım
Erenimiz, sefa geldin..
Can hoş geldin..
Sen hoş geldin..
Felek sinemizi oklar
Acın halin bilmez toklar
Seven sevdiğini yoklar
Erenimiz, sefa geldin..
Can hoş geldin..
Sen hoş geldin..
Yeter gönül, öfken dinsin
Yolcular evine insin
Ömrümüze doğan günsün
Erenimiz,sefa geldin..
Can hoş geldin..
Sen hoş geldin..
Bölüklerim alay şimdi
Örenlerim saray şimdi
Senle gülmek kolay şimdi
Erenimiz, sefa geldin..
Can hoş geldin..
Sen hoş geldin..
Taşatanı taşla gitsin
Gözlerini yaşla gitsin
Yürümeye başla gitsin
Erenimiz, sefa geldin..
Can hoş geldin..
Sen hoş geldin..
20.12.2009.Bağevi.Hüseyin Uçar.
Unutulmuş çul gibisin
Harap olmuş, yol gibisin
Yalanları, bol gibisin
Söyle güzel, Muradın ne?
Yargılıyor bakışların
Hiç bitmiyor yokuşların
Acımasız çıkışların
Söyle güzel, Muradın ne?
Okur isen, okul olam
Dertlerine, derman bulam
Bahanesiz, vermen selam
Söyle güzel, Muradın ne?
Sen üzgünsen, ben üzgünüm
Geceye dönüşür günüm
Mahşere koma dügünüm
Söyle güzel, Muradın ne?
Mutsuzluğu yakıştırma
Sıkışırsın, sıkıştırma
Dost düşmanı, bakıştırma
Söyle güzel, Muradın ne?
İstiyorsan, sitem eyle
Koca ömür, geçmez böyle
Sevmiyorsan, doğru söyle
Söyle güzel, Muradın ne?
06.09.2009Hedebo.Hüseyin Uçar.
Bakışlar çeç, saçlar harman
Çekildi dizimden derman
Nasıl emir, nasıl ferman
Oku oku bitmez gülüm.
Neden alıp gitmez ölüm..
İplik tutmaz, urbam yama
Ne söylersen duymaz hama
Tuz sepeler, tuz yarama
Sızılarım bitmez gülüm.
Neden alıp gitmez ölüm..
Ne üretsem, korlar kota
Cokerim der, binmez ata
Pençe benzer, ahtapota
İşkenceler bitmez gülüm.
Niçin alıp gitmez ölüm..
Kibrikleri yün tarağı
Ömrüme yağan kırağı
Vicdanları çöl kurağı
Yangınlarım bitmez gülüm.
Beni alıp gitmez ölüm..
Her bir işe sokar çomak
Diş döküldü ezmez damak
Soytarıya oldum yamak
Tafraları bitmez gülüm.
Beni alıp gitmez ölüm..
Bir türlü gelmez kendine
Karalar çalır rengine
Benlenir inmez engine
Belaları bitmez gülüm.
Beni alıp gitmez ölüm..
Zaman dolur biter ömür
Yüregimiz yanan kömür
Ulaşamam yağar emir
Nükteleri bitmez gülüm.
Beni alıp gitmez ölüm..
21.12.2009.Bağevi.Hüseyin Uçar.
Yitiğin ne ise ara
Oldun bir melhemsiz yara
Benim senden, bahtım kara
Söyle güzel, Muradın ne?
Bir duygusuz, taşa döndüm
Her gün biraz, başa döndüm
Bir beyinsiz, kuşa döndüm
Söyle güzel, Muradın ne?
Öz geçmişim, bana sorma
Olumsuz hayaller kurma
Çek vur beni, üzgün durma
Söyle güzel, Muradın ne?
Celallendin, gene erken
Gül dalında olur diken
Ömür geçti, yapma derken
Söyle güzel, Muradın ne?
Soru sordum, yüze döndüm
İlk bahardım, güze döndüm
Çöllerdeki, ize döndüm
Söyle güzel, Muradın ne?
İstiyorsan, taşla beni
Sebze gibi haşla beni
Okumaya başla beni
Söyle güzel, Muradın ne?
Nere çağırsan geleyim
Varım yoluna sereyim
Muradın ne, de bileyim
Söyle güzel, Muradın ne?
07.09.2009Bağevi.Hüseyin Uçar.
Otuz yılımın direnci
Eren altın, Ronya inci
Kara tenli beyaz zenci
Oğul günün, kutlu olsun…
Çoğal gel, dağıl evrene
Tülayla yürü törene
Kurbanım, seni verene
Oğul yaşın, kutlu olsun…
Coştum oğul, coştum bu gün
Bentlerimden, taştım bu gün
O sofrada, baştım bu gün
Oğul günün, kutlu olsun…
Su serpersin,yüreğime
Gıda olun çöreğime
Güç olursun bileğime
Oğul günün, kutlu olsun…
Ne söylesem algıladın
Çağ dışını, yargıladın
Sana benzesin evladın
Oğul yaşın, kutlu olsun…
Zenginim var, fakirim var
Yaratıcı fikirim var
Senin gibi, zakirim var
Oğul günün, kutlu olsun…
Birbiriniz sevin sayın
Başı olun, hep halayın
Kütüğüsün kuşsarayın
Doğum günün, kutlu olsun…
Söyleyeceğim, bu kadar
Kutluyorum, koca Haydar
Baban sana, elbet serdar
Otuz yaşın, kutlu olsun…
03/03/2010.Hundige.Hüseyin Uçar.
Bir aydınlık, güne kalktım
Dönüp ufuklara baktım
Bütün dertlerimi yaktım
Günüm aydın, gönlüm aydın…
Çektim havayı içime
Özde başladım seçime
Her şey uyuyor ölçüme
Günüm aydın, özüm aydın…
Barışa koşarken çevren
Yeter yaşamayı öğren
Senide kucaklar evren
Günüm aydın, gözüm aydın…
Her yana yelken açarım
Etrafa neşe saçarım
Cehalet senden kaçarım
Günüm aydın, sözüm aydın…
Çok az olur, böyle günler
Boşa geçmiş, geçen dünler
Seven sevdiğini ünler
Günüm aydın, yüzüm aydın…
Ay oldum doğdum geceye
Yıldızım, yağdım eceye
Hadi canlar eğlenceye
Gözüm aydın, izim aydın…
Dallarıma, konsun kuşlar
Taşatana, düz yokuşlar
Yaşam her gün, yeni başlar
Günüm aydın, çözüm aydın….
22.09.2009.Hedebo.Hüseyin Uçar
Tenine benziyor, güzeldir elin
O fidan boyun, incecik belin
Yanaklar açılmış, kendisi gülün
Aklım aldın güzel, düştüm peşine
Rastlamadım, bu dünyada eşine…
Gülüşün bahardır, bakışın yazdır
Eğer istemessen, mezarım kazdır
Nasıl metedeyim, ne desem azdır
Aklım aldın güzel, düştüm peşine
Rastlamadım, bu dünyada eşine…
Aşkın esti, duygularım dağıttı
Gece gündüz, yollarına bakıttı
O içten bakışlar, sana akıttı
Aklım aldın güzel, düştüm peşine
Rastlamadım, bu dünyada eşine…
Konuştukça sandım, bülbül şakıyor
Gözü olan herkes, sana bakıyor
İnan ki özlemin, içim yakıyor
Aklım aldın güzel, düştüm peşine
Rastlamadım, bu dünyada eşine…
Sensiz bütün yollar, benle tartışır
Kölen oldum güzel, gözler bakışır
Ne giyersen gülüm, sana yakışır
Aklım aldın canım, düştüm peşine
Rastlamadım, bu dünyada eşine…
01/03/2010.Hedebo.Hüseyin Uçar.
Ekmek dedik, düştük yola
Rakı diye, içtik kola
Hüzün, keder, dola dola
Yollar gülür, ben ağlarım…
Ne deseler, olduk razı
Ceylan avlar, oldu tazı
Nasıl kader, nasıl yazı
Kader gülür, ben ağlarım…
Bakışlar kart, duygu körpe
Hep uyardım, öpe öpe
Gene bana, aldı cepe
Kendi gülür, ben ağlarım…
Küsmüş bana, bakmaz evim
Her gün biraz, coşar sevim
Menzile varmak görevim
Menzil gülür, ben ağlarım…
Bu dünyada, yerim mi var
Muradım mı, yarim mi var
Paylaşımda terim mi var
Zalim gülür, ben ağlarım…
Ne desem, kızar şakaya
Dolanır geçer arkaya
Ondan duyarlıdır kaya
Kaya gülür, ben ağlarım…
Aşkı muhabbeti sevdik
Bakıştık, kedere değdik
Ayrılığa boyun eğdik
Eller gülür, ben ağlarım…
Akıl ermez, işlerim var
Papuç gibi, dişlerim var
Ulaşılmaz, düşlerim var
Düşler gülür, ben ağlarım…
23.09.2009.Hüseyin Uçar.
Güzeliğin artık, bende yaşıyor
Ne söylersen, yüreğimi kaşıyor
Sözcüklerim gülüm, seni taşıyor
Yürek yangınımı, kimseler bilmez
Bu sevda çağlara, uzanır ölmez…
Baharda çağlayan, ırmaktım, seldim
Bağrını ıslatan, yağmurdum, yeldim
Sevdiğim seninle, esmeye geldim
Yürek yangınımı, kimseler bilmez
Yerleştim ruhuna, gözlerin görmez…
Sensizlik sevdiğim, içimde korku
Yazdıgım mektubu, günlerce oku
Aşkımız hatırla, bir halı doku
Yürek yangınımı, kimseler bilmez
Senden uzaklarda, hiç yüzüm gülmez…
İste taşıyayım, çorbayı, aşı
Yoluna koymuşum, akılsız başı
Susturamam gönül, değirmen taşı
Yürek yangınımı, kimseler bilmez
Seven sevdiğini, kimseye vermez…
Müsade et gülüm, nişanem takam
Bilirsin yar olmak, bir büyük makam
O melek yüzüne, bir ömür bakam
Yürek yangınımı, kimseler bilmez
Senden uzaklarda, yaz bahar gelmez…
02/03/2010.Hedebo.Hüseyin Uçar.
Biraz düşün, uçma nolur
Sorunlardan kaçma nolur
Yeni dertler, açma nolur
Nolur gülüm, nolur gülüm
Yolumuz bekliyor ölüm…
İstiyorsan elin verme
Gelip gidişimi görme
Etrafıma duvar örme
Nolur gülüm, nolur gülüm
Yolumuz bekliyor ölüm…
Uyan ipe unu serme
Yetmezmi havayı germe
İpek saçlar uçsun örme
Nolur gülüm, nolur gülüm
Yolumuz bekliyor ölüm….
Nerde verilen sözümüz
Hala utanmaz yüzümüz
Sevdaya doysun özümüz
Nolur gülüm, nolur gülüm
Yolumuz bekliyor ölüm….
Karlar yağarken yapıya
Kabuslar çöker tabuya
Kilit vurma, gel kapıya
Nolur gülüm, nolur gülüm
Yolumuz bekliyor ölüm….
13.09.2009.Hedebo.Hüseyin Uçar.
Anamız diyerek övdük
Bacımız diyerek dövdük
Karımız diyerek sövdük
Al sana, kadınlar günü…
Ahçımız olur mutfakta
Harmancımızdır orakta
Gönlün kırdık, her durakta
Al sana, kadınlar günü…
O eğitir, cahil, hamı
Hep yüklenir, derdi gamı
Onlar sarırlar, yaramı
Al sana, kadınlar günü..
Ne diyeyim, yaşam çok zor
O yanılmaz, tarihe sor
Gözler yaşlı, surat mosmor
Al sana kadınlar günü…
Topluyorlar, hep hasadı
Kimse duymaz, bu feryadı
Anne olmak, tek muradı
Al sana, kadılar günü…
Kucagında, bebek ağlar
Elini kolunu bağlar
Böyle geçip gitti çağlar
Al sana, kadınlar günü…
Koşan odur, hep emele
Hem işçidir, hem amele
Harcı koyan, o temele
Al sana, kadınlar günü…
Aradıgı sade vakar
Hem sopa yer, hemde bakar
Kaderine türkü yakar
Al sana, kadınlar günü…
Baba döver, kardeş döver
İşine gelince över
Kocası cinsine söver
Al sana, kadınlar günü…
Uçuşuyor hayalleri
Başında kavak yelleri
Dut yemiş, bülbül dilleri
Al sana, kadınlar günü…
Genç ve güzel, taze taze
Sanki elde, bir yelpaze
Sarhoş masasına meze
Al sana kadınlar günü…
Hem sevgili, hemi köle
Kabullenir, bile bile
Sevda olur, düşer dile
Al sana kadınlar günü…
Adı var sade, bu günün
Köle, ertesi düğünün
Yılda bir günde sevinin
Al sana, kadınlar günü…
Yüzde altmışı toplumun
Dermanı olur kolumun
Annesi, kızım, oğlumun
Al sana, kadınlar günü…
Ne eşitlik, ne paylaşım
Aşım, ovam, dağım taşım
Nasıl yaşam, de gardaşım
Al sana, kadınlar günü…
Değışmedik, hepten buyuz
Durmaz kırır, döker uyuz
Sorgulayan, toplummuyuz
Al sana, kadınlar günü…
Taşatana hiç, sormayın
Boşa hayaller, kurmayın
Yeter sorgulan, durmayın
Al sana, kadınlar günü…
08/03/2010.Hedebo.Huseyin Uçar.
Gece gündüz loğlanırım
Dike dike doğranırım
Bir zalime bağlanırım
Hukukçular, nerdesiniz?
Çalıyorlar yerden yere
Tanık denmez, bakar köre
Nasıl mantık, nasıl töre
Ahlakçılar, nerdesiniz?
Sanarsın dolunay doğar
Bulutlar yıldızı sağar
Korulara ateş yağar
Ormancılar, nerdesiniz?
Omuzumda davul çalar
Yalanı diline dolar
Boşa akar, bakın sular
Barajcılar, nerdesiniz?
Nolur bir gün estireyim
Bir saatcik kestireyim
Dile düşmüş mersiyeyim
Duyarlılar, nerdesiniz?
Nerde çağırsa sesiyim
Ardındaki, gölgesiyim
Coğrafyanın neresiyim
Çiziciler, nerdesiniz?
Taşatanım taşlanıyor
Taşlar gibi yaşlanıyor
Yalancılar taçlanıyor
Ey savcılar, nerdesiniz?
12.09.2009.Hedebo.Hüseyin Uçar.
Bu çınarı sevdim canlar
Dallarını eğdim canlar
Altmışıma değdim canlar
Altmış yaşım, sefa geldin…
Nasıl geçti anlamadım
Hiç kimseye soramadım
Ben üstünlük aramadım
Altmış yaşım, sefa geldin…
Teneşire kadar oku
Bilgi dolsun, her bir doku
Aklına gelmesin korku
Altmış yaşım, sefa geldin…
Adımız, güneşten, aydan
Yola çıktım kuşsaraydan
Hiç kopmadım, o halaydan
Altmış yaşım, sefa geldin…
Sıkıntılar çoğalıyor
Yıllar ömrü kovalıyor
Hangi şey aynı kalıyor
Altmış yaşım, sefa geldin…
Danimarka, dön, dolaşa
Gurbette, bitmez telaşa
Dostlara haber ulaşa
Altmış yaşım, sefa geldin…
Tabiatı etmem inkar
Sen görmezsin, o hep akar
Yok olmaktan, her can korkar
Altmış yaşım, sefa geldin…
Üç evlat var, iki torun
Acıları benden sorun
Yürüdüm üstünde korun
Altmış yaşım, sefa geldin…
Yükseliyor basamaklar
Tanıktır ala şafaklar
Her yaş güzeldir uşaklar
Altmış yaşım, sefa geldin…
Açta kaldım dilenmedim
Hoş görüye direnmedim
Yanlışları öğrenmedim
Altmış yaşım, sefa geldin…
İmbik oldum damıtmadım
Demi boşa akıtmadım
Kimseyi yan bakıtmadım
Altmış yaşım, sefa geldin…
Ömrüm gurbet olmuş efe
Bu gün bayram, dün arefe
Can cana, dostlar şerefe
Altmış yaşım, sefa geldin…
İşi gücü, gel asalım
Baştan ayağa masalım
Çocuk gibi duygusalım
Altmış yaşım, sefa geldin…
Altmış yıl ha, sanki şaka
Ne diyeyim elde yaka
Bu ne süprüz, ne alaka
Altmış yaşım, sefa geldin…
Taşatana değdi taşın
Beladan kurtulmaz başın
Galibisin bu savaşın
Altmış yaşım, sefa geldin…
Hedebo/Hüseyin Uçar.
Ne güzel gözükür, çıktım havaya
Aktım yücelerden, aktım yuvaya
Yemyeşil gözükür, baktım ovaya
Ova bana hayran, ben ona hayran…
Cennetten farksız, gözükür her yan
Doyumsuz görünür, eyledim seyran
Bu fırsat bulunmaz, ey gönül dayan
Doğa bana hayran, ben ona hayran…
Bülbüle dönüşmüş, bülbüle diller
Üzmedi bülbülü, açıldı güller
Başağı geline, benzetmiş yeller
Hava bana hayran, ben ona hayran…
Güzellikler içsel, orda birikir
Anlaşılmaz bazen, zalim gözükür
Kızar kükrer amma, sonra enikir
Dava bana hayran, ben ona hayran…
Çiçeklendi ağaç, dal budak kırma
Hazırla kendini, boşuna yorma
Sevda pınarların, coşarken durma
Sevi bana hayran, ben ona hayran…
15.09.2009.Hedebo.Hüseyin Uçar.
Kimse duymaz, sitemini nazını
Aşık olup, omuzluyor sazını
Önüne yıgsanda, alır azını
Böyle bir mirasın, sahibiyim ben…
Sabır çekip, verilenle yetindi
Dost dediği, düşmandanda çetindi
Ne korktu, ne sindi, nede çekindi
Böyle bir mirasın, sahibiyim ben…
Yad yabanı, bastırmıyor izine
Düşlerini haykırıyor yüzüne
Diplomasın, bitiştirir tezine
Böyle bir mirasın, sahibiyim ben…
Ders istersen, bir gün verir dersini
Yenilsede hiç düşünmez tersini
Kimse susturamaz, o gür sesini
Böyle bir mirasın, sahibiyim ben…
Duygusal içlidir, sevgide ırmak
Özgürlüğe koşar, yakışmaz durmak
Amacı devrimci, bir dünya kurmak
Böyle bir mirasın, sahibiyim ben…
Devrimci ölünce, sesin duyalar
Karlar ile, yağmurlarla yuyalar
Denizler, Mahirler, Kalpakkayalar
Böyle bir mirasın, sahibiyim ben..
Bütün haklarına, sahip çıkanlar
Ovadan, dağlardan, şehre akanlar
O kokuşmuş, tabuları yıkanlar
Böyle bir mirasın, sahibiyim ben…
Yapışır yakana, oynarsan oyun
Çok sürmez efendi, ölçülür boyun
Mahşere kalmaz, düğünün toyun
Böyle bir mirasın, sahibiyim ben…
Hem düşümüz, hemde dünyamız farklı
Soyup sömürmeye, yetiyor aklı
Demedim son sözüm, yürekte saklı
Böyle bir mirasın, sahibiyim ben…
Bulanıkmı söyle, nasıl havalar
Ezilenler, ezenleri kovalar
Bizim bu şehirler, dağlar, ovalar
Böyle bir mirasın, sahibiyim ben…
Yürekler bilenir, yergi yerinde
Gözünüz emekte, alın terinde
Sesler çogalıyor, duyun derinde
Böyle bir mirasın, sahibiyim ben…
Bu sözlerim inan, değil göz dağı
Çok sürmez kaparlar, karanlık çağı
İsteyince yeşertirler kurağı
Böyle bir mirasın, sahibiyim ben..
Taşatanım diyor, duyun tekeli
Emeğin cebine, atmayın eli
Yürürse her yandan, bir insan seli
Böyle bir mirasın, sahibiyim ben…
16/02/2010.Hedebo.Hüseyin Uçar.
Adın ansam dudaklarım titriyor
Anılara koşsam, hayal bitiyor
Sensiz gardaş, tüm varlığım yitiyor
Yolarıma duman, çökmüş gelemem
Zalim felek senden, dilek dilemem…
Toplarsın yakamı, nedir suçumuz
Gün geçtikçe, daralıyor açımız
Aldın gardaşlarım, kaldı kaçımız
Boşa beklemeyin, canlar gelemem
Akar göz yaşlarım, artık silemem
Çölleşiyor yeşil, alan kalmıyor
Kalan dostlar, kapımızı çalmıyor
Neyi arzu etsem, biri olmuyor
Vurgun yedim, gönül küskün gelemem
Sıra kime geldi, şimdi bilemem…
Bu ne hızdır, göçler peşi peşine
Bakılmıyor gençliğine işine
Dokunmak isterim, felek dişine
Çok yorgunum, hiç bekleme gelemem
Gücüm yetse, öldürürüm, ölemem….
Çok kırıldım, yeter artık kırmayın
Yalvarırım, birbiriniz yormayın
Dolu yaşan nolur, soru sormayın
Yüreğimden vurulmuşum gelemem
Yoklar şimdi, aradığım göremem…
Biliyorum anlatmayın durumu
Bittim artık, soramıyom sorumu
Ben nideyim gardaş, sensiz Çorumu
Sevdiklerim göçmüş, daha gelemem
İstesemde bundan, geri gülemem…
18.09.2009.Hedebo.Hüseyin Uçar.
Ben vurgunum, gözleriyin renğine
Gözler gülsün, yüzler gülsün, gül yüzlüm
Ben muhtacım, hoş görüne sevgine
Sözler gülsün, yüzler gülsün, gül yüzlüm..
Düz edelim, engelleri yokuşu
Güle benzer, saçlarıyın kokuşu
Gel özletme, muhabbetli bakışı
Özler gülsün, yüzler gülsün, gül yüzlüm…
İlk baharı, müjdeliyor erikler
Kaşlarına dokunuyor kibrikler
Görür görmez, çözülüyor ilikler
Dizler gülsün, yüzler gülsün, gül yüzlüm…
Ne diyeyim, saltanatın sürüyor
Yalan değil, bu gözlerim görüyor
Aşkın ile yollar, koşmuş yürüyor
İzler gülsün, yüzler gülsün, gül yüzlüm…
Yakışmıyor uzaklardan bakışmak
İncitiyor zaman ile yarışmak
Korkutuyor ayrılıkla tanışmak
Tezler gülsün, yüzler gülsün, gül yüzlüm..
17/02/2010.Hedebo.Hüseyin Uçar.
Uçurdum yuvadan, saldım doğaya
Unuttu kendini, girdi havaya
Koydu bizi canlar, kızgın tavaya
Sancılar çoğaldı, doğum yaklaştı
Gündem yoğun, tartışmalar sıklaştı…
Soldurttular bana, gülü goncayı
Hatırladım şimdi, canı cancayı
Düzenin beyleri, taktı gancayı
Sancılar çoğaldı, doğum yaklaştı
Yıldan yıla, çatışmalar sıklaştı…
Gül yetirdim,uğramıyor bülbüller
Yüreğim isyanda, susmuyor diller
Bağışlayın beni, kırgın gönüller
Sancılar çoğaldı, doğum yaklaştı
Diyebilsem, barışmalar sıklaştı….
Yüzlerce kez, öldürdüler dirildim
Bu nasıl afettir, gene gerildim
Zalim karşısında, sanma eğildim
Sancılar çoğaldı, doğum yaklaştı
Her konuda, yarışmalar sıklaştı…
23.02.2009Karlslunde.Hüseyin Uçar.
Altıcı filonun, düzen dayısı
Emirler yağdırır, dağın ayısı
Unuturuz sanar altı mayısı
Bir geçmişi vardır, elbet umudun
Gücünüz yeterse, kökten kurutun….
Bakmadı cinsiyet, bakmadı yaşa
Cellatla bir oldun, sen busun paşa
Hele bakın, Çorum: Sivas: Maraşa
Bir geçmişi vardır, elbet umudun
Gücünüz yeterse, kökten kurutun…
Devrim şehididir, her biri anıt
Faşizan düzene, şamarı yanıt
Kanıtlar ortada, canları kanıt
Bir geçmişi vardır, elbet umudun
Gücünüz yeterse, kökten kurutun…
Şafak kalıcıdır, her şey geçici
Gün gelecek, olacağız seçici
Barıştan bahseder, kanlar içici
Bir geçmişi vardır, elbet umudun
Gücünüz yeterse, kökten kurutun…
Yokla uzakları, yokla yakını
Güneşten öteye, eylen akını
Alğılayın, eğitimin farkını
Bir geçmişi vardır, elbet umudun
Gücünüz yeterse, kökten kurutun…
Yerle birdir, kara düzen inadın
Altı mayıs, sen gücünü sınadın
Çenet’e teslimdir, kolun kanadın
Bir geçmişi vardır, elbet umudun
Gücünüz yeterse, kökün kurutun…
O kadar çoktur ki, övülmeyenler
Sehbaya çıksada, dövülmeyenler
Uzaktan, yakından, sevilmeyenler
Bir geçmişi vardır, elbet umudun
Gücüğnüz yeterse, kökten kurutun…
16.05.2009.Bağevi.Hüseyin Uçar..
Burnu uzun, başı söbe
Doğanlarla, oldum bebe
Cahalete ettim tövbe
Okul yolu, bilim yolu
Okul dolsun, Anadolu…
Sevaptır güzele bakmak
Güzel yarınlara akmak
Yakışmaz insana korkmak
Yürekleri isyan dolu
Okul dolsun, Anadolu…
Söz tükendi öze indim
Mantığın dalına bindim
Azimle çok şeyi yendim
Zorda olsa, tuttum kolu
Okul dolsun, Anadolu…
Kırıp dökmek yakışmıyor
Kırılanlar yapışmıyor
Kimse dostça bakışmıyor
Barıştırak, sağı solu
Okul dolsun, Anadolu….
Yeşeren dallarım budar
Kurban diye, beni adar
Yolumuz buraya kadar
Bırakın parayı, pulu
Okul dolsun, Anadulu….
02.05.2009.Hedebo.Hüseyin Uçar.
Her hareket her, davranış somuttu
Aşkını besledim, bitmez umuttu
Verdiği sözleri, çabuk unuttu
Yürü gülüm yürü, özün yalanmış
Hüsran, hüzün acı, bana kalanmış…
Bütün teklifleri, üst üste koydum
Beyhude, boşuna, yüreğim oydum
Yeter be güzelim, yalana doydum
Yürü gülüm yürü, gözün yalanmış
Hüsran, hüzün acı, bana kalanmış…
Her görüşte, incitiyor canımı
Diri bırakmadı, tek bir anımı
Acı çektirmek mi, aşkın tanımı
Yürü gülüm yürü, izin yalanmış
Hüsran, hüzün acı, bana kalanmış…
Yüzün güneş, aya benzer kaşların
İçimi kanatır, atma taşların
Dansa durmuş, çağırıyor saçların
Yürü gülüm yürü, tezin yalanmış
Hüsran, hüzün acı, bana kalanmış…
Ardına bakmadan, geçmişte gider
Onca acılarla, pişmişte gider
Aşkın şerbetini, içmişte gider
Yürü gülüm yürü, sözün yalanmış
Hüsran, hüzün acı, bana kalanmış…
04.03.2009.Bağevi.Hüseyin Uçar…
Öfkenin anası benim
Çeşmenin vanası benim
Gurbetin, Turnası beni
Yaralı uçamıyorum
Gurbetten kaçamıyorum….
İçine at, döv yüreği
Unuttuk, balı böreği
Gıkım çıkmaz, vur küreği
Yaralı uçamıyorum
Gurbetten kaçamıyorum…
İster isen yüz derimi
Yoluna koydum serimi
Bilemedin değerimi
Yaralı uçamıyorum
Gurbetten kaçamıyorum…
Dövme yeter, doğrulmuşum
Ateşinle, yoğrulmuşum
Baskılardan, yurulmuşum
Yaralı uçamıyorum
Bırakmaz kaçamıyorum….
12.05.2009.Bağevi.Hüseyin Uçar.
Mayın gibi dolaşırken ortada
Birden bire, kendim buldum oltada
Birde şef yaptılar, beni koroda
Notalar dilimde, ötüşür durur
Türküler ruhumla, sevişir durur…
Irmağa dönüştüm, çoğaldı coşku
Terk etti ruhumu, olanca kuşku
Yakarken yüreğim, vatanın aşkı
İsyanlar içimde, ötüşür durur
Türküler zalimle, dövüşür durur…
Her şafakta, kapıları açarken
Deli duygulardan, uzak kaçarken
Gök yüzünde, kanatlanıp uçarken
Bülbüller dilimde, ötüşür durur
Duygular içimde, değişir durur…
Geceydi bilmedim, bastım mayına
Şeker oldum, düşmanların çayına
Radyo, televizyon, girdi yayına
Her dalda, bir kuş ötüşür durur
Yaralar içimde, tepişir durur…
12.07.2009.Hedebo.Hüseyin Uçar.
Boşa kendin övme gönül
Yüreğini dövme gönül
Yıllar yıllara yaslanır
Utanırsın sövme gönül…
Gönül gönül, deli gönül…
Sitemin yüklersin dile
Yaralarsın bile bile
Yıllar yıllara yaslanır
Göz yaşın, dönüşür sele…
Gönül gönül, deli gönül…
Yarına koyma işini
Sakın bırakma peşini
Yıllar yıllara yaslanır
En son, döversin döşünü…
Gönül gönül, deli gönül….
Dört mevsimde, benze güle
Bülbül ol, desinler köle
Yıllar yıllara yaslanır
Güvenme, nolursun ele…
Gönül gönül, deli gönül…
08.01.2009.Karlslunde.Hüseyin Uçar.
Canlı olur, senin ipe astığın
O incinen kalbim, ayak bastığın
Çarşafsız döşeğin, yüzsüz yastığın
Başın mı ağırdır? sen mi ağırsın…?
Yatmadığım ne yer, ne koltuk kaldı
Kafamda ne akıl, ne mantık kaldı
Duymadığım naralar, nutuk kaldı
Kayalar mı sağır? ten mi sağırsın…?
Tekrar yürütürler, yürünen yolu
Yağmurdan kaçarken, başladı dolu
Kan sızar bedenden, kırdılar kolu
Yürek mi bağırsın? gen mi bağırsın…?
Çürümüş pantolun, tutmuyor yama
Beyaz dedirtirler, zorla karama
Melhemler kar, etmez oldu yarama
Doktor mu çağırsın? ben mi çağırsın…?
03.03.2009.Bağevi.Hüseyin Uçar.
Gülü kopardım dalından
Dal incinir, gül incinmez
Taktım yarin gerdanına
Gerdan gülür, dil incinmez…
Dalında gülürken başka
Köprü olur onca aşka
Konar gönül denen köşke
Gözler gülür, el incinmez…
Coşkuludur aşkın yolu
Bütün bünye sevda dolu
Göremezsin, sağı solu
Atlı gülür yol incinmez…
Nehirsen ırmağa akma
Gül bülbülü, nara yakma
Yarınlaş geriye bakma
Beden gülür, bel incinmez…
22-05-2009.Didim.TR.
Hüseyin Uçar.
Seyyah oldum, dağlar gezdim
Gölgesinde bağlar gezdim
Gülüm beni, terk eyledi
Ömür boyu, ağlar gezdim….
Tartı tartar, ben tartamam…
Seni içimden atamam…
Durmuş dağlar, yamaç yamaç
Sevdalı bakışmak amaç
Gülüm beni, terk eyledi
Gönül bahçem, kuru kıraç….
Tartı tartar, ben tartamam..
Seni içimden atamam…
Çevreledi, börtü böcek
Orman gelin, dallar köçek
Gülüm beni, terk eyledi
Her şey yalan, aşkım gerçek….
Tartı tartar, ben tartamam…
Seni içimden atamam…
Aşkım dedim, kodum şartı
Baktım bir çok, yönüm artı
Gülüm beni, terk eyledi
Ayrılığı, çekmez tartı…
Tartı tartar, ben tartamam…
Seni içimden atamam….
09.01.Karlslunde. Hüseyin Uçar.
Her şey hazır artık, davullar vursun
Ölümsüz fotograf, yan yana dursun
Geleceğe dönük, kurumlar kursun
Omuz omuzadır, işte kuşsaray
Sürür bize özgü, bir bitmez halay…
Güzel buluşmamız, işte beşinci
Bakın bu dostların, her biri inci
Hoş seda gelmiştir, yaşlısı genci
Omuz omuzadır, burda kuşsaray
Sürür bize özgü, bir bitmez halay…
Toplandı, birleşti, Asya, Arupa
Anlamlar yüklendi, anlamlar topa
Artık takımlarım, kaldırsın kupa
Omuz omuzadır, işte Kuşsaray
Sürür bize özgü, bir bitmez halay….
Ayrısı olurmu, hepisi bizim
Salkıma dönüşür, asmada üzüm
Her nereye bassam, silinmez izim
Omuz omuzadır, işte Kuşsaray
Sürür bize özgü, bir bitmez halay…
Başkanımız olmuş, Veli karakurt
Bir gün yarınlaşır, yaşamsal umut
Yağmursuz olurmu, sevdalı bulut
Omuz omuzadır, işte Kuşsaray
Sürür bize özgü, bir bitmez halay…
Al’oğlan oynuyor, işte nineler
Ninelerle bile, canım dedeler
Onların varlıgı, bizi gölgeler
Omuz omuzadır, canlar Kuşsaray
Sürür bize özgü, bir bitmez halay…
Bir güzel görünüm,Taşatan coşar
Nasıl cosmasın ki, sınırlar aşar
Dünden ders çıkarıp, yarına koşar
Omuz omuzadır, işte Kuşsaray
Sürür bize özgü, bir bitmez halay…
08.032009.Bağevi.Hüseyin Uçar
Özün ağlar, anıların vurunca
Nasıl karşılanın, yurda varınca
Sevdalarım ağlar, deme durunca
Anılar yakanı, bırakmaz gülüm…
Gözler kaçar, bakışmaktan korkarsın
Özlemin arkına, düşer akarsın
Gidenlerin arkasından bakarsın
Ayrılık peşini, bırakmaz gülüm…
Lokmaların boğazına dizilir
Gözlerinden bir kaç damla süzülür
Dağ üstüne çöker, beden ezilir
Kimseler haline, bırakmaz gülüm…
Başın almış nere gider kaygılar
Bahar seli olur, deli duygular
Her neylesen bildiğini uygular
Analar dilini, bırakmaz gülüm…
Her kelime hançer olur saplanır
Tüm hüzünler göz ucuna toplanır
Deli gönül her acıya katlanır
Kamburlar belini, bırakmaz gülüm…
25-05-2009.Çorum.Hüseyin Uçar.
Her şey hazır artık, davullar vursun
Ölümsüz fotograf, yan yana dursun
Geleceğe dönük, kurumlar kursun
Omuz omuzadır, işte kuşsaray
Sürür bize özgü, bir bitmez halay…
Güzel buluşmamız, işte beşinci
Bakın bu dostların, her biri inci
Hoş seda gelmiştir, yaşlısı genci
Omuz omuzadır, burda kuşsaray
Sürür bize özgü, bir bitmez halay…
Toplandı, birleşti, Asya, Arupa
Anlamlar yüklendi, anlamlar topa
Artık takımlarım, kaldırsın kupa
Omuz omuzadır, işte Kuşsaray
Sürür bize özgü, bir bitmez halay….
Ayrısı olurmu, hepisi bizim
Salkıma dönüşür, asmada üzüm
Her nereye bassam, silinmez izim
Omuz omuzadır, işte Kuşsaray
Sürür bize özgü, bir bitmez halay…
Başkanımız olmuş, Veli karakurt
Bir gün yarınlaşır, yaşamsal umut
Yağmursuz olurmu, sevdalı bulut
Omuz omuzadır, işte Kuşsaray
Sürür bize özgü, bir bitmez halay…
Al’oğlan oynuyor, işte nineler
Ninelerle bile, canım dedeler
Onların varlıgı, bizi gölgeler
Omuz omuzadır, canlar Kuşsaray
Sürür bize özgü, bir bitmez halay…
Bir güzel görünüm,Taşatan coşar
Nasıl cosmasın ki, sınırlar aşar
Dünden ders çıkarıp, yarına koşar
Omuz omuzadır, işte Kuşsaray
Sürür bize özgü, bir bitmez halay…
08.032009.Bağevi.Hüseyin Uçar
Sinemi dağlarsın, gözüme bakma
Bin adın var amma, hepisi takma
Zehirdir yutulmaz, böylesi lokma
Komşun aç yatarken, bu nasıl gaflet
Bu açlık sefalet, çekilmez millet….
Sorunu çözmeden, yollara düşme
Sıra sana gelir, kuyular eşme
Nasıl susuz kalın, akarken çeşme
Komşun susuziken, bu nasıl gaflet
Bu açlık sefalet, çekilmez millet…
Eğlendim yollarda, zalime uyup
Rahat edem dedim, dogruyu duyup
Ölünün üstünden, elbise soyup
Görmemek bilmemek, bu nasıl gaflet
Bu kadar rezalet, çekilmez millet…
Ay doğar geceye, yıldızlar kayıp
Doldurdum balkonu, kalanı sayıp
Her şeyi görerek, susmak çok ayıp
Bizlere ne oldu, bu nasıl gaflet
Önünüzü görün, uyanın millet….
18-05-2009.Didim.Hüseyin Uçar.
Uçtum daldan dala, kalbim dolmadı
Sarıldım beline, kollar sarmadı
Kırıldım,incindim, küstüm olmadı
O bakışlar, incitmeden yaralar
Bir evet de, yurdum olsun buralar….
Bakışlar hançer, içime işler
Kışımı bahara, çevirir düşler
Ömrüme şifadır, içten gülüşler
O bakışlar, incitmeden yaralar
Bir evet de, yurdum olsun buralar…
Sana rastlayalı, pırpırdır kalbim
Kendin pazarlayan, sankim celebim
Benim senden başka, yoktur talebim
O bakışlar, incitmeden yaralar
Bir evet de, yurdum olsun buralar….
Gönlüm tarlamıdır, eker durursun
Kölenmi eyledin, zincir vurursun
Taşatan boş yere, hayal kurursun
O bakışlar, incitmeden yaralar
Bir evet de, yurdum olsun buralar….
04.03.2009.Bağevi. Hüseyin Uçar…
Mehmet emmim, şöyle çevir aracı
Nere konduk ise, olduk kiracı
Ayrılıklar, bu ömrümün kırbacı
Kırbacı sallayan, eller utansın…
Yeter artık, ruhumuzdan anlayın
Öldük mü, kaldık mı, bir kez arayın
Yurt sevdası, inan tümü olayın
Bülbülü ağlatan, güller utansın…
Gece gündüz demez, sevdana koşan
Acımasız duygu, benle dolaşan
Hiç kimse aramaz, Ülkeler aşan
Bizi göçer eden, diller utansın..
Gözlerim kan dolur, geriye bakmam
Pınar olsam gülüm, testine akmam
Adını andıkça, inmiyor lokmam
Selam getirmeyen, yeller utansın…
Uzatma sözlerin, bitir Taşatan
Kimseye kıyaman, kendine çatan
Sizlerin özlemi, beni aglatan
Balık üretmeyen, göller utansın…
31-05-2009.Didim,Hüseyin Uçar.
Sevği dolu iken, sevgisiz kaldım
Düşlerim evrene, başı boş saldım
Canavar misali sürüye daldım
Toplum mu suçludur, ben mi suçluyum?
İliğine kadar, soydum vakıfı
Okumadan, girdim, geçtim sınıfı
Nasıl eleştirsem, buldu kılıfı
Toplum mu suçludur, ben mi suçluyum?
Resminden tanırdım, bindirdi file
Korkularım, ihtirazlar nafile
Cenazem taşıyor, yaslı kafile
Toplum mu suçludur, ben mi suçluyum?
On nufusa, bir ekmegi pay ettik
Çağırır çağırmaz, emrine yettik
Toprağa ekildik, kayada bittik
Toplum mu suçludur, ben mi suçluyum?
Davula çevirdi, göğüs kutumu
Kazansamda, onlar kırdı notumu
Diktatöre benzer, bakın tutumu
Toplum mu suçludur, ben mi suçluyum?
Önce kurduk, sonra yaktık mağzayı
Hemi seçtik, hemi dövdük azayı
Bu mantıkla, keşfe çıktık uzayı
Toplum mu suçludur, ben mi suçluyum?
Dibini görmeden, daldık havuza
Barış dedik, kurban verdik navruza
Bir gözle bakmadık, oğula kıza
Toplum mu suçludur, ben mi suçluyum?
Kurduk santıralı, yaktık doğalı
Ölüm tuzağına, baktık havalı
Kafamıza geçirdiler çuvalı
Toplum mu suçlu, ben mi suçluyum?
Hiç geçmiyor inan, kavgasız günüm
Yanıltmasın sizi, dostlar görünüm
Tarlada kuruyor, canlar ürünüm
Toplum mu suçludur, ben mi suçluyum?
Bir çuval kömüre, sattım oyumu
Gelen giden, kısalttılar boyumu
Neyle suçladılar, bakın soyumu
Toplum mu suçludur, ben mi suçluyum?
Boyum sivrilince, verildim eşe
Dövüldüm, horlandım, uzaktı neşe
Böyle mi çıkacak, yolum güneşe
Toplum mu suçludur, ben mi suçluyum?
Geçirdi boynuma, yağlı halatı
Ne işlese, utanmıyor suratı
Sormazlar halimi, kurallar katı
Toplum mu suçludur, ben mi suçluyum?
Sordum sival ettim, birden dellendi
Uşaklara, korumaya seslendi
Cevap vermelere, bile ilendi
Toplum mu suçludur, ben mi suçluyum?
Bana danışmadan, adımı taktı
Yalanlar söyledi, yüzüme baktı
Acılar sitemler, içime aktı
Toplum mu suçludur, ben mi suçluyum?
Gördüm meyveleri, bahçeye indim
Görmesinler diye, köşeye sindim
Korku bırakmadı, eli boş döndüm
Toplum mu suçludur, ben mi suçluyum?
İnmiyor koltuktan, çıkanın biri
Alın terlerimiz, elinin kiri
Sineler yaralı, duygular diri
Toplum mu suçludur, ben mi suçluyum?
Borçlu doğmak, bebelerin serveti
İMF’le yönetirler devleti
Bu dünyada,yaşatırlar ahreti
Toplum mu suçludur, ben mi suçluyum?
Oyun gibi, kurgularlar krizi
Ekmek kuyrugunda, nineler dizi
Dört yanımız deniz, görmek denizi
Toplum mu suçludur, ben mi, suçluyum?
Okuyana açık, bu geniş sergi
Kirlenmez demeyin, kirlenir bilgi
Kimseden görmemiş, Taşatan ilgi
Toplum mu suçludur, ben mi suçluyum?
20.01.2009.Karlslunde.Hüseyin Uçar.
Ekmeğim yolda yitirdim
Kırk çeşmeden su getirdim
Sanki açlığı bitirdim
Yaşam acımasız eler
Eksiğim çok, neler neler…
Çalışırım yiyecek yok
Hiç kimseye diyecek yok
Zaten bizde gelecek yok
Yaşam acımasız eler
Eksiğim çok, neler neler…
Paradanda uzak bakkal
Aşırmışta gülür çakal
Beyaza bürünmüş sakal
Yaşam acımasız eler
Eksiğim çok, neler neler…
Bilemedim, doğum batım
Akar her yer, yıkık çatım
Yükü çeken, zemin katım
Yaşam acımasız eler
Eksiğim çok, neler neler…
Yürürüm görmem önümü
Unuttum gittim dünümü
Çözemedim, bu düğümü
Yaşam acımasız eler
Eksiğim çok, neler neler…
Elli yıldır ayılmadım
Saydım, amma sayılmadım
Ben bu akla bayılmadım
Yaşam acımasız eler
Eksiğim çok, neler neler…
Sevdalı gözler bakışır
Adaletsiz dil kapışır
Ne desem sana yakışır
Yaşam acımasız eler
Eksiğim çok, neler neler…
Başarıya duydum özlem
Meridiyen, enlem, düzlem
Yanlış bakış, yanlış gözlem
Yaşam acımasız eler
Eksiğim çok, neler neler…
Yeter perdeyi kaldırma
Sakın düşlerin dondurma
Kendi kendini kandırma
Yasam acımasız eler
Eksiğim çok, neler neler….
Başladığım işi yıktım
Dostlarımı boşa sıktım
Bu hayattan inan bıktım
Yaşam acımasız eler
Eksğim çok, neler neler…
Yalvarırım kuşlar uçun
Deryalara kanat açın
Avcı oldum, benden kaçın
Yaşam acımasız eler
Eksiğim çok, neler neler…
Hiç dinmiyor sızılarım
Niçin kara yazılarım
Üzülmeyin kuzularım
Yaşam acımasız eler
Eksiğim çok, neler neler…
03-042009.Hedebo.Hüseyin Uçar.
Bizim köyün kalesine çıkınca
Göz gezdirip etrafına bakınca
Nice canlar yatar bize yakınca
Bu nasıl yaşamdır, acımaz gülüm
Sen gibi yiğide, yakışmaz ölüm…
Kulagımda çınlar yumuşak sesin
Etrafa şifaydı güzel nefesin
Taşımadı belli, göğüs kafesin
Bu nasıl dünyadır, acımaz gülüm
Seni bizden aldı, kalleştir ölüm…
Daha dün Didimde olduk beraber
Elele gezerken, arzuyla kamber
Çarçabuk ulaştı, karalı haber
Bu nasıl tabiat, acımaz gülüm
Hangi yaşta gelse, sovuktur ölüm…
Zalime karşıydı, elbet yanlıydı
Söz sohbetin bilir, sovuk kanlıydı
İnsan gibi insan, delikanlıydı
Bu nasıl yaşamdır acımaz gülüm
Sen gibi birine, yakışmaz ölüm…
Yakalayabilsem, kıyan zalimi
Hızara verdiler, sanki dilimi
Beklenmedik haber büktü belimi
Bu nasıl yaşamdır acımaz gülüm
Yakışmıyor sana ansızın ölüm…
Nasıl bakarsan bak, ölüm kalleştir
Gücün yeter ise, onla yüzleştir
Faydası yok, gece gündüz eleştir
Bu nasıl tabiat, acımaz gülüm
İnan ki enişte, yakışmaz ölüm…
Baş sağlığı sana ablam hatice
Ne söylesek değişmiyor netice
Konmuş hanemize, baykuş, delice
Bu nasıl anadır acımaz gülüm
Nice can yitirdik, yakışmaz ölüm…
Taşatan hem yazar, hemide ağlar
Sanki üstümüze yıkıldı dağlar
Şimdi sıra kimde, düşünür sağlar
Bu nasıl yaşamdır acımaz gülüm
Sen gibi yiğide yakışmaz ölüm…
29-06-2009.Hüseyin Uçar
Kafamı koydum taşa
Duygular kattım aşa
Hayalinle başbaşa
Kaynak oldum kaynadım…
Boşa hayaller kurdum
Her zaman sözde durdum
Özledim seni yurdum
Sılam diye ağladım…
İki dağın arası
Yaktı başlık parası
Geçmez gönül yarası
Gece gündüz kanadım…
Dur deyince durdurdum
Davulları vurdurdum
Halayları kurdurdum
Döne döne oynadım…
Andım ana, babayı
Bunca yıllık çabayı
Durduramam zorbayı
Tabanları yağladım…
Yağmur yüklü buluttum
Özlemlerim kuruttum
Aynam yüzün unuttum
Yüreğimi dağladım…
19.01.Karlslunde.Hüseyin Uçar.
Batman dövde dostum, rüzğarda tozma
Görünüşün insan, öz kurttan bozma
Mezarcı kılıklı, elinde kazma
Türküm diyor amma, dilleri Arap
Ne günlere kaldık, bagışla yarap…
Kötüsün demeye, varmıyor dilim
İlkel anlayışlı, düşmanı bilim
Kendinden gayriye, mübahtır ölüm
Türküm diyor amma, dilleri Arap
Ne günlere kaldık, bagışla yarap…
Neden bilmem yaralarım kaşıyor
Ne söylesem, sözlerime şaşıyor
Hangi kaba koysam, ondan taşıyor
Türküm diyor amma, dilleri Arap
Ne günlere kaldık, bagışla yarap…
Önüne geçemen, akacak dere
Susar mı dillerim, vursalar yere
Ömür boyu inanmadım kadere
Türküm diyor amma dilleri Arap
Ne günlere kaldık, bağışla yarap…
Millet parasıyla, olurlar hacı
Bunları anlatmak, ne kadar acı
Bilim elbet, cahaletin ilacı
Türküm diyor amma, dilleri Arap
Ne günlere kaldık, bağışla yarap…
Tanımadan küfür, eder darwin’e
Ateş düşmüş yanar, görmez evine
Çevre bırakmaz ki, seve sevine
Türküm diyor amma, dilleri Arap
Ne günlere kaldık, bağışla yarap…
26-03-2009.hedebo.Hüseyin Uçar.
Dudağı sallanmış, kaşları çatık
Vurgunlar vurulmuş, bankalar batık
Yoksulun emeğin , cebine atıp
Kimi dizde yaşar, kimi topukta
Güneşi bekleriz, doğsun ufukta..
Futbolcuyum derde, anlamaz toptan
Haftanın ilk günü, kovulur kamptan
Denizi görmeden, olurlar kaptan
Kimi dizde yaşar, kimi topukta
Güneşi bekleriz, doğsun ufukta..
Soygun önledim der, kendisi soyar
Gözüne baklarak, cigerin oyar
Yeni diye satar, eskiyi boyar
Kimi dizde yaşar, kimi topukta
Güneşi bekleriz, doğsun ufukta..
Hayır sever okuturken oğlanı
Filolar kurmuş, çıktı yalanı
Kartalı, Şahini, vurduk doğanı
Kimi dizde yaşar, kimi topukta
Güneşi bekleriz, doğsun ufukta..
Gavur icadı der, biner uçağa
Unutur tanrıyı, gider kaçağa
Dilim varmaz, ne deyimki alçağa
Kimi dizde yaşar, kimi topukta
Güneşi bekleriz, doğsun ufukta..
Anlayan anladı, yeter Taşatan
Vatan perver olur, vatanı satan
Baban değilmidir, anan ağlatan
Kimi dizde yaşar, kimi topukta
Güneşi bekleriz, doğsun ufukta..
22.06.2009.Hedebo.Hüseyin Uçar.
İlmek ilmek, hak hukuku dokuyor
Oxford kurmuş, o Çardakta okuyor
Altmışında bile, gençlik kokuyor
Sizleri hep böyle, görelim dostum,
O iksiri bizde, bilelim dostum…..
Yeşil alan yapmış, kırı bayırı
Kışın bile, kurutmamış çayırı
Hangimizin dokunuyor hayırı
Sizleri hep böyle, görelim dostum,
O iksirden bizde, içelim dostum….
Bilip tanıdığı, çağı çağdaşı
Her ulusun, her milletin gardaşı
Bitmez sıkıntısı, çoktur telaşı
Sizleri hep böyle, görelim dostum,
Neyise formülü, bilelim dostum….
Zulada bekletir, bizim doluyu
Köroğlundan, teslim almış Boluyu
Kurtlara kaptırma, sakın koruyu
Sizleri hep böyle, görelim dostum,
O iksiri bizde, bilelim dostum…..
Ağrıdan daha dik, tek diz duruşu
Türkiyeyle, İsveç kapı komşusu
Marotona benzer, devrim koşusu
Sizleri hep böyle, görelim dostum,
O iksiri söyle, bilelim dostum…..
İhtiyacı yoktur, yağa yağcıya
Melhem olur, doktor olur sancıya
Hepimiz borçluyuz, Fatma bacıya
Sizleri hep böyle, görelim dostum,
O iksiri bizde, bilelim dostum…
Kanıtmı ararsın, işte kanıtı
Çok sert oldu, idamlara yanıtı
Altmış sekizlerin, canlı anıtı
Sizleri hep böyle, görelim dostum,
O iksirden bizde, içelim dostum…
Kolayına kaçmaz, zoru kovalar
Dağları ekiyor, bitmiş ovalar
Altmışında bile, aynı havalar
Sizleri hep böyle, görelim dostum,
O iksirden bizde, içelim dostum…
Duygular şahlanır, dem’e durunca
Durulur mu, duygu seli vurunca
Çok sevindim, geldiğini duyunca
Sizleri hep böyle, görelim dostum,
Gençlik iksirini, bilelim dostum….
Bırak git bizleri, burada durma
Bu konuda bana, hiç soru sorma
Bitik Avrupanın, hayalin kurma
Sizleri hep böyle, görelim dostum,
Gençlik iksirini, bilelim dostum….
Taşlanır Taşatan, sığınır dağa
Hüzünler basınca, düşer tuzağa
Canların bırakıp, gitmez uzağa
Sizleri hep böyle, görelim dostum,
İksirinden bizde, içelim dostum…..
31.01.2009.İsveç.Malmö.Hüseyin Uçar
Ey sevgilim ağlasanda
Karaları bağlasanda
Yüreğini dağlasanda
Ayrılık vaktidir gülüm
Herkesin başında ölüm…
Akmaz kanım, vur hançeri
Hançerle bir, gir içeri
Gelmiş ömrümün biçeri
Ayrılık vaktidir gülüm
Herkesin başında ölüm…
Yavrularıma, sahip ol
Yaşama karşı , galip ol
Sade sevdaya, talip ol
Ayrılık vaktidir gülüm
Herkesin başında ölüm…
Solmuş artık, elvan kokmaz
Kim ne derse, desin bakmaz
Toprak anam, sarmış korkmaz
Ayrılık vaktidir gülüm
Herkrsin başında ölüm…
İncitmesin, isyan öfke
İmza attık, senle ilke
Sen cografya, ben bir ülke
Ayrılık vaktidir gülüm
Herkesin başında ölüm…
Eli kolu, bağlı durman
Dağdan büyük değil orman
Orak bitmiş, gelmiş harman
Ayrılık vaktidir gülüm
Herkesin başında ölüm…
23-04-2009.Bağ evi.Hüseyin Uçar.
Çıkma suçlunun katına
Susma tükür suratına
Daya alnının çatına
Sor gardaşım, sor gardaşım..
Baktıkları tek pencere
Olmadan yaşam cendere
Sahtekarı yerden yere
Vur gardaşım, vur gardaşım..
Nalbant olda gıydır nalı
İnsanlığa ol sevdalı
Bir biz değil çok yaralı
Sar gardaşım, sar gardaşım..
Ayırt etme, emmi dayı
Sahte ise yık sarayı
Açma dostlarla arayı
Gör gardaşım, gör gardaşım..
Köyler şehirler kurdukça
Düzelecek dik durdukça
İnsanız hesap sordukça
Yor gardaşım, yor gardaşım..
Ateş yağdırma köyüne
Muhtaçız taze beyine
Elin uzat Hüseyine
Ver gardaşım, ver gardaşım..
21.06.2009.Hüseyin Uçar.
Nereye otursam, içim geçiyor
Birileri kefenimi biçiyor
Neden sevdiğimi, kurban seçiyor
Salın hazırlanmış, mezarın hazır
Yalvarıp yakarma, yetişmez hızır…
Her nereye varsam, orda sıkıldım
Kendin bilmez, bir bencile takıldım
İş bitene kadar, yoldum, akıldım
Salın hazırlanmış, mezarın hazır
Yalvarıp yakarma, yetişmez hızır…
Yürüyor yoluna, yeşili yasıp
Sıkar boğazımı, kaslarım kasıp
Doyuma ulaşır, şafakta asıp
Salın hazırlanmış, mezarın hazır
Yalvarıp yakarma, yetişmez hızır…
Aşkım acımasız, hızır neylesin
Bilen varsa, bilmeyene söylesin
Taşatanım, sen her zaman böylesin
Salın hazırlanmış, mezarın hazır
Yalvarıp yakarma, yetişmez hızır….
12-01-2009.Karlslunde.Hüseyin Uçar.
Bir dilim ekmeğin peşinden koştum
Yerimde ağırdım, havada boştum
Nerde ışık görsem, oraya koştum
Gönüller isyanda, diller isyanda…
Önümüzü hiç görmeden yürüdük
Sorunları peşimizden sürüdük
Korkularla, baskılarla büyüdük
Gönüller isyanda, diller isyanda…
Sabır kuyularım, dolup taşıyor
Ay karanlık gün doğmadan aşıyor
Gelen geçen yaralarım kaşıyor
Gönüller isyanda, diller isyanda…
Kımraşamaz artık, almış yükünü
İnsafsızca, hücüm eder yökünü
Bırakmazlar, kurutmadan kökünü
Gönüller isyanda, diller isyanda…
05.02.2009 Karlslunde.Hüseyin Uçar…
Sordum yollar demediler
Saçlarını örmediler
Seni bana vermediler
Gülüm gül yüzlüm, neydem
Başka diyarlara gidem…
Gözler bahar, gülüşler yaz
Ayagına edem niyaz
Yalvarırım, eğlen biraz
Gülüm gül yüzlüm, neydem
Bırakıpta nere gidem…
Gözlerimi kapıyorum
Yollarına sapıyorum
İnan sana tapıyorum
Gülüm gül yüzlüm, neydem
Bırakıpta nere gidem…
Sevdalandın Taşatanım
Seni sevmek olmuş tanım
Sensin ikinci vatanım
Gülüm gül yüzlüm, neydem
Bırakıpta nere gidem….
31.03.2009Hedebo.Hüseyin Uçar.