Kuşsaray habere, nice on yıllar
Çoğaldı kalemler, açıldı yollar
Dost sandığın hinler, açığın kollar
Kuşsaray köyünün, alanıyız biz…
Emeksiz olunmaz, behude yazar
Böyle içtenliğe, değermi nazar
Boşuna kurulmaz kurulan pazar
Öyle bir pazarın, kuranıyız biz..
İçeriği belli, peynirin, sütün
Muhabbet ehlinin, sözleri bütün
Ekilsin kırlara, kavunla tütün
Çeşnilerin alıp, satanıyız biz..
Gelenege daha çeşit ekleyin
Otun yolun, suyun verin, tekleyin
Emek verin, olgunlaşsın bekleyin
Kavruk dudakların, meramıyız biz..
Koynuna konuşma, açık et sözün
Yarına akmaya, kalmalı yüzün
Bereketi boldur, yaz ile güzün
Giyimi, kuşamı, nalınıyız biz…
BU NE DİYİ LA’yla, başlayan sobet
Asırlar boyunca, sürmeli elbet
Neresi sılada, neresi gurbet
Bilinmez yolların. Bulanıyız biz…
Kimisi ben diye, gölgesin seçer
Bulamaz kendini, ömürler geçer
Her ne eker ise, ektiğin biçer
Yaranın tabibi, saranıyız biz…
Başı boş kalsın, evcil duygular
Susuz yere, vurulmalı, kuyular
Dedi kodu, olmamalı, duyular
Evet bu obanını, duranıyız biz…
Gönlünüzce geçsin,yeni seneler
Taşa dönüşmesin, canlar sineler
Çeçi oluşturan, elbet taneler
Kuşsaray’ın, dünü, yarınıyız biz…
12/01/2007 Karlslunde.
Hüseyin Uçar.