Skip to content

Şiirler

  • OKYANUS İÇİNDE
    Baharda doğanın, renğine döndüm Akşam aç yatarken, zenğine döndüm Derya kucakladı, enğine döndüm Okyanus içinde, ada gibiyim Gencecik gönülde, sevda gibiyim... Her gün saat gibi, kurdular beni Ummanlar içine, koydular beni Sağımdan solumdan, oydular beni Okyanus içinde, ada gibiyim Gencecik gönülde, sevda gibiyim... Düşe kalka derken, buldum altmışı Üstüme yıkılır, dağların kışı Kimse yenemedi, aldım yarışı Okyanus içinde, ada gibiyim Gencecik gönülde, sevda gibiyim... Arzular belirler, sözü sohbeti İstesemde yıkamadım gurbeti Acılardan Taşatanın şerbeti Okyanus içinde, ada gibiyim Gencecik gönülde, sevda gibiyim..
    15/08/2010.Bağevi.Hüseyin Uçar.
  • Sen gönül
    Depremle uyandım, dertler depreşti Körelmiş duygular birden gençleşti Kime güvendimse kalleş güreşti Her şafakta asılırsın sen gönül Hangi yüzle kasılırsın sen gönül.. Duvarlar yıkılmış, perdeler kalkmış Konuş çalık, topal seni kim takmış Göz yaşın kan olmuş içine akmış Her şafakta asılırsın, sen gönül Hangi yüzle kasılırsın sen gönül. Konan’a konaktım, yolcuya binek Sen neye yararsın, süt verir inek Var’mı benim gibi açık bir örnek Her şafakta asılırsın, sen gönül Hangi yüzle kasılırsın, sen gönül. Çalar saat gibi kuruldum durdum Alınmış silahı, yenik’ti ordum Kazılmış mezarım bekliyor yurdum Her şafakta asılırsın, sen gönül Hangi yüzle kasılırsın, sen gönül. Her şeyler gelişti, gözün önünde Tokatlandın en coşkulu gününde Bir tatlı söz duymadın’ki ömründe Her şafakta asılırsın, sen gönül. Hangi yüzle kasılırsın sen gönül. Var’mı yeteneğin, var’mı meziyet Onur nerde kaldı, hani hasiyet Yeter yapma hiç kimseye eziyet Her şafakta asılırsın, sen gönül Hangi yüzle kasılırsın, sen gönül. 27/5/2004 Karlslunde.Hüseyin Uçar
  • İKLİMLER DEĞİŞTİ
    Ölçemezdik yağan, karın boyunu Yakacak, yiyecek, çeker suyunu Doğa değiştirmiş, bakın huyunu İklimler değişti, niye şaşırdık Yüreklerde, bu korkuyu taşırdık. Kar delenler çıkmış, toprak yumuşak Üşüyüp içeri, girmedi uşak Şaşmam zahmeride, açarsa başak İklimler değişti, niçin  şaşırdık Yüreklerde, bu korkuyu taşırdık. Her yönden yükselir, kirli bir duman Hemi insanlar, hemi değişti zaman Heryan bozkır, bakın kalmasmış orman İklimler değişti, niye şaşırdık Yüreklerde, bu korkuyu taşırdık. Ne kar yağar, nede düşer kırağı Belli değil, yolculuğun durağı Şaşırmışlar, usta ile çırağı İklimler değişti, niçin  şaşırdık Yüreklerde, bu koruyu taşırdık.. Seller basar, canlar alır bakarız Bir pireye, bin yorğanı yakarız Seyir’colur, konuşmaya korkarız İklimler değişti, niçin şaşırdık Yüreklerde, bu korkuyu taşırdık. İnsanlar üstünde, denenir silah Bir avuç kan emen, korunur ilah Çıkar varsa, ne günah var, ne allah İklimler değişti, niçin şaşırdık Yüreklerde, bu korkuyu taşırdık. Atomlar denenir, açık denizde Sürüye benzeriz, yürürüz izde Ölümler, yıkımlar, inkarlar bizde İklimler değişti, niçin şaşırdık Yüreklerde, bu korkuyu tyaşırdık. Bankalar kurdular, kirli paradan Çokları çıktılar, gördük aradan Bizden daha suskun, bakın yaratan İklimler değişti, niçin şaşırdık Yüreklşerde, bu korkuyu taşırdık. 18/01/2007 Hüseyin
  • Bu akşam
    Sığdırdım dünyayı Bu akşam İki kaş İki göğüs Arasına Nefes Nefese Geziniyorum Kurtarılmış Bölğelerinde Vucudumun Çocuklar Yürüyor Tabur Tabur Okul  öncesi Şarkılar Söyleyerek Yarınlarımız Çocuklar Geçiyor Seksen yıllık Cumhuriyetin Köprüsünden Cumhuriyet Andı İçerek.       29/10/2003       Karlslunde / Hüseyin Uçar
  • KADINLAR GÜNÜ
    Anamız diyerek övdük Bacımız diyerek dövdük Karımız diyerek sövdük Al sana, kadınlar günü... Ahçımız olur mutfakta Harmancımızdır orakta Gönlün kırdık, her durakta Al sana, kadınlar günü... O eğitir, cahil, hamı Hep yüklenir, derdi gamı Onlar sarırlar, yaramı Al sana, kadınlar günü.. Ne diyeyim, yaşam çok zor O yanılmaz, tarihe sor Gözler yaşlı, surat mosmor Al sana kadınlar günü... Topluyorlar, hep hasadı Kimse duymaz, bu feryadı Anne olmak, tek muradı Al sana, kadılar günü... Kucagında, bebek ağlar Elini kolunu bağlar Böyle geçip gitti çağlar Al sana, kadınlar günü... Koşan odur, hep emele Hem işçidir, hem amele Harcı koyan, o temele Al sana, kadınlar günü... Aradıgı sade vakar Hem sopa yer, hemde bakar Kaderine türkü yakar Al sana, kadınlar günü... Baba döver, kardeş döver İşine gelince över Kocası cinsine söver Al sana, kadınlar günü... Uçuşuyor hayalleri Başında kavak yelleri Dut yemiş, bülbül dilleri Al sana, kadınlar günü... Genç ve güzel, taze taze Sanki elde, bir yelpaze Sarhoş masasına meze Al sana kadınlar günü... Hem sevgili, hemi köle Kabullenir, bile bile Sevda olur, düşer dile Al sana kadınlar günü... Adı var sade, bu günün Köle, ertesi düğünün Yılda bir günde sevinin Al sana, kadınlar günü... Yüzde altmışı toplumun Dermanı olur kolumun Annesi, kızım, oğlumun Al sana, kadınlar günü... Ne eşitlik, ne paylaşım Aşım, ovam, dağım taşım Nasıl yaşam, de gardaşım Al sana, kadınlar günü... Değışmedik, hepten buyuz Durmaz kırır, döker uyuz Sorgulayan, toplummuyuz Al sana, kadınlar günü... Taşatana hiç, sormayın Boşa hayaller, kurmayın Yeter sorgulan, durmayın Al sana, kadınlar günü...
    08/03/2010.Hedebo.Huseyin Uçar.
  • Anam
    Olmalı analar bal’ınan şeker
    Çileyi özlemi hep onlar çeker
    Yaşamın yükünü taşıyan teker
    Doğuran, büyüten, yürüten anam
     

    Düşün etraflıca vermeden  karar
    Gözden ırayanlar gönülden ırar
    Onlar vefakârdır hep onlar arar
    Doğuran, büyüten yürüten anam
     

    Diken batsa ele olur haberi
    Gece gündüz o her zaman seferi
    Ana bence insan’lığın  cevheri
    Doğuran, büyüten, yürüten anam
     

    Herkes gelir sofralara kurulur
    Bulanık su birden bire durulur
    Herşeyin hesabı ondan sorulur
    Doğuran, büyüten, yürüten anam
     

    Karşılık beklemez her zaman sever
    Bağışla kusurum var ise  eğer
    Var mı ana gibi büyük bir değer
    Doğuran, büyüten, yürüten anam....
         
    17/07/2004 Karlslunde/Hüseyin Uçar
                            
     

     

     

     

     

           
  • Bilim değil
    Bir hoplarsın, iki hoplarsın çekirğe Hem beynimiz, hem gönlümüz sömürğe Bu ayıbı süpüremez süpürğe Bilim değil bu bir hayat okulu Adımlarım emin değil korkulu. Yollarımız hep kesiyor fenalar Çıkarırsın niçin farklı manalar Ufku karanlıkta kalmaz semalar Bilim değil bu bir hayat okulu Kişilikler gelişirmi korkulu. Dün yüceltilirken hasiyet onur Tezğahlarda hangi halı dokunur Bu gün’ki aydının adı ne konur Bilim değil bu bir hayat okulu Sinemizde dost hançeri sokulu. Yıldan yıla çoğalıyor  kayıplar Hem hançerler hemi döner ayıplar Arif olan kiri pası ayıklar Bilim değil bu bir hayat okulu Sinemizde dost hançeri sokulu... 09/01/2005 Karlslunde/Hüseyin Uçar.
  • Yurdum diye meliyor
    Rüyama giriyor, gönlüm yaralı İstesemde olamıyom buralı Sıla bana, ben sılama sevdalı Yaban eller bizi bize çatıyor Yorğan alev, döşek diken batıyor. Anlı şanlı düğün ile evlendik Yıllar yılı ekmek dedik eğlendik Balayında bile sevği dilendik Ağzım açsam toz dumana katıyor Hastalanmış gönül düşmüş yatıyor. Bilemedik yol yordamı usulü Yaşıyoruz kendimizle küsülü Soran yoktur burda kayıp nesili Hayat bizi Pazar Pazar satıyor Yıldan yıla sorunumuz artıyor. Eksiğmiz yoktur dinde imanda Sadece göründük hasat, harmanda Gölğesiz yaşarız koca ormanda Gün geçtikçe sıkıntılar basıyor Felek bizi kantarında tartıyor. Herkesin önünde düştüm ateşe Acılar yıkımlar, geldi peşpeşe Benden selam edin bacı kardeşe Felek bizi eleğinde eliyor Taşatanım yurdum diye meliyor. 30/11/2004 Karlslunde.Hüseyin Uçar.
  • Ala şafaklar
    Bilmem şu dünyanın nesine geldim
    Kulak verdim güzel sesine geldim
    Zalımın gaddarın hersine geldim
    Benden yare selam götür sabahlar
    Halesi sönmeyen ala şafaklar
     

    Boş cebime taş doldurdun bilmedim
    Ağıdı figana kattın gülmedim
    Dağların ardını hiç de görmedim
    Benden yare selam götür sabahlar
    Halesi gitmeyen ala şafaklar
     

    Hüseyin’e zehir vermeyi bırak
    Sinemde kızardı biçilir orak
    Yorulmaz yolları birlikte yorak
    Benden yare selam götür sabahlar
    Halesi solmayan ala şafaklar.
     

    17.11.975 / Hüseyin Uçar
     

  • SEN AĞLAMA
    Birlikte yaşamın yolu yordamı Ciddiye almadın hiç bir çabamı Yanımda görmedim, bir gün babamı Yollar  bana, ben yollara  gurbetim Sen ağlama, ben ağlarım  hasretim. Bu ceza müstehak, hak ettim bunu Ayrılık özlem değişmez konu Vedasız, nidasız çekilmek sonu    Yollar bana, ben yollara gurbetim  Sen ağlama, ben ağlarım hasretim.    Sütten çıkmış kaşık, değil birimiz Yanar dağdan beter oldu yerimiz Ateşe karıştı akar terimiz Yollar bana, ben yollara gurbetim Sen ağlama, ben ağlarım hasretim. Kimseye kalmıyor, yapmacık yurtlar Sağlam yer bırakmaz bitirir kurtlar Küçücük karınca, yaşamı sırtlar Yollar bana, ben yollara gurbetim Sen ağlama, ben ağlarım hasretim. Hayal ettim, yamaç yamaç oturdum Ayrılığı, tüm tenime yatırdım Hançer aldım, yüreğime batırdım Yollar bana, ben yollara gurbetim Sen ağlama, ben ölürüm hasretim.  26/1/2006  Hüseyin Uçar.